56 Bedenden 38 Bedene Düştü
56 Bedenden 38 Bedene Düştü
Bizi Takip Et
Tüp mide ameliyatı ile 80 kilo veren yaşam koçu Neval Baydemir, Sağlığım İçin Herşey’in İyileşme/Zayıflama Öyküleri köşesinde ameliyat öncesinde yaşadığı sağlık sorunlarını ve ameliyat sonrasında yaşantısının nasıl değiştiğini anlattı. Ancak önce Liv Hospital Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Hasan Altun’na obezite cerrahisi ile ilgili bazı sorular sorduk.
Obezite cerrahisi kimlere gerekir? Birazcık kilo fazlası olanlar da bu yöntemi kullanabilir mi? Tüp mide operasyonunun hazırlık dönemi nasıldır? Ameliyat nasıl gerçekleştiriliyor, ne kadar sürüyor? Ameliyattan sonra insanlar nasıl oluyor da kilo vermeye başlıyor? Sistem nasıl işliyor? Tüp mide ameliyatı diğer yöntemlerle kıyaslanırsa bir geri dönüşü var mı? Tüp mide ameliyatındaki riskler neler? Uygun vaka seçiminde riskleri en aza indirmek için neler yapılabilir? Ameliyatın kapalı yöntemle olması bir avantaj mı? İşte yanıtları…
HERKES TÜP MİDE AMELİYATI OLABİLİR Mİ?
. Tüp mide ameliyatı ile zayıflama günümüzde en sık kullanılan yöntem. Obezite cerrahisi kimlere gerekir? Birazcık kilo fazlası olanlar da bu yöntemi kullanabilir mi? ‘‘Kilosu fazla olan herkese tüp mide ameliyatı yapılmaz. Obezite bir kişide aşırı miktarda yağ birikmesi demektir. Her aşırı miktarda yağ birikenlere de obezite teşhisi koyulmaz. Bunun için gereken kriter; hastanın kilo-boy oranı, hastanın vücut kitle indeksi denilen kilonun boyun karesine bölümü ile elde edilen sayıdır. Eğer bu sayı 30’un üzerindeyse hastaya obez, 40’ın üzerinde ise morbid obez teşhisi konur. Ameliyat edilecek hasta 35 ve üzerinde olmalıdır. Eğer diyabetik veya metabolik bir rahatsızlığı varsa 30’un üzerinde de ameliyat yapılabilir. Ayrıca hastanın muhakkak cerrahi yöntemler dışındaki ilaç tedavi yöntemlerini denemiş ve başarısızlıkla sonuçlanmış olması gerekir. Bunların yanı sıra hastada bir takım tedavi edilmemiş psikiyatrik sorunlar olmamalıdır. Hastada bu tedavinin sonucunu etkileyecek alkol ya da madde bağımlılığı gibi bazı faktörlerin de olmaması gerekir. Hasta başvurduğunda tüm bu yönlerden değerlendirilir. Hastanın bünyesinin bu ameliyatı kaldırabileceğine bakıldıktan sonra hasta ile konuşulup ameliyat çeşidine karar verilir.’’
“TÜP MİDE AMELİYATI 10 SENEDİR UYGULANIYOR”
. Ameliyat çeşidi derken kısaca ne tür tekniklerin uygulandığından ve tüp mide ameliyatının nasıl yapıldığından bahsedebilir misiniz?
‘‘Ameliyatlar genelde emilim bozucu ve yeme kısıtlayıcı ameliyatlar olarak iki gruba ayrılır. Yeme kısıtlayıcı ameliyatlarında mide bandı ya da mide klipsi denilen bir yöntem vardır. Bu yöntem günümüzde çok az kullanılmaktadır. Yeme kısıtlayıcı diğer ameliyat da tüp mide ameliyatıdır. En yeni ameliyattır ve yaklaşık 10 senedir uygulanmaktadır. Emilim bozucu ameliyatlar ise biraz daha kuvvetli ve iyi kilo verdiren ameliyatlardır. Fakat yan etkileri daha fazladır. Bunların gastrik by-pass gibi ana grupları vardır. Fakat dünyada şuanda en çok kullanılan tüp mide ameliyatıdır. Tüp mide ameliyatı denmesinin nedeni şeklinden dolayıdır. Herhangi bir tüpün ya da yabancı bir cismin kullanıldığı bir durum değildir. Ameliyat esnasında mideye bir tüp yerleştirilip mide o şekilde kesildiği için tüp mide ameliyatı denir.’’
“SAFRA KESESİ AMELİYATI KADAR KISA SÜRÜYOR”
. Tüp mide operasyonunun hazırlık dönemi nasıldır? Ameliyat nasıl gerçekleştiriliyor ve ne kadar sürüyor?
‘‘Hazırlık aşaması, hastanın kriterleri karşılamasıyla başlar. İlk önce hastada hormonal bir bozukluk var mı diye bakılır; eğer yoksa anestezi yönünden araştırılır. Kalp ve akciğer bakımından hastanın vücudunun ameliyatı kaldırıp kaldıramayacağı sorgulanır. İstek üzerine yapıldığı, acil bir ameliyat olmadığı için hastanın bu ameliyata çok iyi hazırlanması gerekir. Daha sonra hasta ameliyat sonrası olabilecek psikolojik rahatsızlıklara karşı hazırlanır. Bir psikolog hastayı muhakkak değerlendirir. Ayrıca bir diyetisyen de ameliyattan sonraki bir aylık dönem için hastayı diyet dönemine hazırlar. Hastanın ameliyat gününe karar verilir ve ameliyat yapılır. Tüm obezite ameliyatları kapalı yöntem ile uygulanır. Laparoskopik ya da robotik yöntem kullanılır. Karın açılmadan, ameliyat beş tane küçük delikten gerçekleştirilir. Tüp mide ameliyatı yaklaşık 45 dakika sürer. Nerdeyse safra kesesi ameliyatı ile aynı sürede biter.’’
‘‘TÜP MİDE AMELİYATININ GERİ DÖNÜŞÜ YOK’’
. Ameliyattan sonra insanlar nasıl oluyor da kilo vermeye başlıyor, sistem nasıl işliyor?
‘‘Çoğu kişi hastanın midesi küçülüyor ya da bağırsakları ile oynanıyor ve hasta yemek yemediği için birden kilo veriyor diye düşünmektedir. Fakat bu kadar basit değildir. Yapılan ameliyata bağlı olarak hastanın vücudunda ciddi hormonal değişiklik olur. Yemeklerden dolayı vücutta oluşan bir takım hormonları bu ameliyat ciddi bir şekilde değiştirir. Bu değişime bağlı olarak hastalarda iştah azalır. Bu, hastanın damak tadını, açlık-tokluk merkezini, beyni ile midesi arasındaki iletişimini değiştirir.’’
. Tüp mide ameliyatını diğer yöntemlerle kıyaslarsak geri dönüşü var mı?
‘‘Tüp mide ameliyatının geri dönüşü yoktur. Çünkü midenin yaklaşık yüzde 75’lik kısmı çıkartılır. Bu ameliyatlarda, özellikle kilo veremeyen hastalarda ameliyat başka şekillere çevrilir. Daha önce sayılan ameliyatlara çevrilebilir ve ikinci bir şans daha verilir. Hasta yeterli kiloyu veremezse daha ağır ameliyatlara geçilebilir.’’
“ESKİDEN OBEZİTE HASTALARINA UYGUN YATAK BULMAK ZORDU”
. Yaklaşık iki yıl öncesine kadar zayıflama ameliyatı ve obezite cerrahisi denilince hep sonu kötü biten vakalar akla geliyordu. Peki, tüp mide ameliyatındaki riskler nelerdir? Uygun vaka seçiminde riskleri en aza indirmek için neler yapılabilir?
‘‘Bu ameliyatlarda eskiden ölümler fazla görüldü. Bu yüzden hastalar ve yakınları gerçekten bu ameliyatlardan tedirgin oldular. Günümüzde teknoloji çok gelişti ve doktor tecrübesi çok arttı. Artık obezlere uygun hastaneler var. Eskiden obezlerin yatacağı ne yatak ne de tansiyon aletleri gibi onlara uygun aletler vardı. Obezite ameliyatlarında ölüm riski şuanda binde birlere, iki binde birlere indi. Eskiden bu oranlar yüzde birdi. Hastaların ameliyat olduktan sonra karşılaşabileceği riskli durumlar artık yüzde biri-ikiyi geçmiyor. Nerdeyse bir safra kesesi ameliyatı ile aynı risklerde yapılıyor. Ameliyatın, riski ile karşılaştırıldığında getirileri çok fazladır. Çünkü obezite sadece vücuttaki yağ birikimi değildir; birçok yandaş hastalığa yol açar. En önemlileri olan diyabet, hipertansiyon, uyku apnesi, kolesterol yüksekliği gibi birçok rahatsızlık vardır. Hastalar ameliyat olduktan birkaç ay sonra bu rahatsızlıklardan kurtulurlar.’’
“AMELİYATTAN SONRA HASTAYA DESTEK OLMAK ÇOK ÖNEMLİ”
. Ameliyatın sonunda hastalar ‘midem küçüldü artık her şeyi yerim’ diye düşünmüyor. Yeni bir yaşam başlıyor. Bu süreci anlatabilir misiniz?
‘‘Yeni bir yaşamda hastalara destek olmak çok önemlidir. Bir önceki hayatlarından çok daha farklı bir hayata geçmektedirler. Bu dönemde bazen sorunlar yaşayabilirler. Bunun için de destek ekiplerimiz vardır. Psikologlar, diyetisyenler ve yaşam koçlarından oluşan bu ekip hastaların takiplerini yapar.’’
“OBEZİTE BİR HASTALIKTIR VE TEDAVİ EDİLMELİDİR”
. Obezite cerrahisinde önemli gelişmeler var mı? Ameliyatın kapalı yöntemle olması bir avantaj değil mi?
‘‘Genel cerrahi alanında en çok gelişme olan alanlardan biri de obezite cerrahisidir. Zayıf insanların bu hastaları anlamaları çok zor olmaktadır. Ameliyat olmak isteyen kişiler, genellikle çevreleri tarafından engellenmekte ve ameliyat hakkında yanlış bilgilendirilmektedirler. Fakat obezite hastalık olarak kabul edilmeli ve tedavi edilmelidir. Medikal olarak tedavi edilemeyen hastaların gerekirse ameliyatları mutlaka yapılmalı ve bundan sonraki hayatlarını daha rahat, daha sağlıklı geçirmelidirler.’’
“YURTDIŞINDAN GELECEK HASTA 10 GÜN AYIRMALI”
. Böyle bir operasyon için yurtdışından Türkiye’ye gelecek olan bir vaka, kontroller ve hazırlık süreci de dahil olmak üzere bu sürece ne kadar zaman ayırmalı? ‘‘Yurtdışından gelecek hastaların 10 gün ayırması gerekir. Bir gün hazırlık evresi, diğer üç gün ile birlikte toplamda dört gün hastanede geçirirler. Daha sonraki altı gün bize yakın bir yerde kalması istenir. Son kontroller de yapıldıktan sonra yurtdışına rahat bir şekilde gidebilirler.’’
*************************************************************
Ameliyat öncesi birçok şok diyeti deneyen ancak en fazla 30 kilo verebilen Neval Baydemir, ameliyattan sonraki düşüncelerini ‘‘Yeni bir insan oldum. Hayatı yeniden yaşamaya başladım’’ de anlatıyor. İşte Neval Baydemir’in tüp mide ameliyatı ile ilgili paylaştıkları…
“DİYETLE EN FAZLA 30 KİLO VEREBİLDİM”
. Tüp mide ameliyatı ile 80 kilo vermeyi başardınız. Eskiden kaç kiloydunuz? Bu dönemde herhangi bir diyet denediniz mi ve denediyseniz en fazla kaç kilo verebildiniz? ‘’148 kiloydum ve hiper-morbid obezdim. Söylenilen birçok şok diyetin hepsini denedim. Sadece diyet de değil, spor da yaptım. Ama bir süre sonra bir takılma ve kırılma yaşadım. Diyetle en fazla 30 kilo verebildim.’’
“AŞIRI KİLODAN DOLAYI NORMAL DOĞUM YAPAMADIM, UÇAĞA BİNEMEDİM”
. Ameliyattan sonra 80 kiloyu verdiğiniz bir süreç oluştu. Sağlık anlamında eski halinizle kıyaslayacak olursanız kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
‘‘Eskiden şekerim 240’tı. Şuan şekerim çok normale döndü. Tansiyonum çok yüksekti. Astım hastasıydım, en ufak bir nezle olduğumda hemen nefesim tıkanırdı. İki adım merdiven çıkamazdım. Bunların dışında migrenim çok fazla vardı. Kiloya bağlı olan her hastalık bende mevcuttu zaten. Genel sağlık durumum çok iyi olmasına rağmen kilomdan dolayı normal doğum bile yapamadım. Kilo ile ilgili ne yaşanabilirse hepsini yaşadım diyebilirim. En basitinden aşırı kilomdan dolayı MR çektiremedim. Uçağa binmek, uçak koltuğuna oturmak gibi problemler de yaşadım.’’
“AMELİYATTAN SONRA HAYATA YENİDEN BAŞLADIM”
. Ameliyat üç yıl önce oldu. Üç yıldan beri geçen süreçte kendinizi nasıl hissettiniz? Ruhsal durumunuzda ne gibi değişiklikler oldu?
‘‘Yeni bir insan oldum. Hayatı yeniden yaşamaya başladım. Alışveriş nedir, ayakkabı giymek nedir, dışarıda yürümek ve koşmak nedir bunları öğrendim. Normal bir insan olabilmeyi öğrendim diyebilirim.’’
“İÇİMDE UKDE KALAN HER ŞEYİ YAPABİLİYORUM”
. Kimse bir hastalıkla tanışmadan önce onunla yaşamanın ne kadar zor olduğunu bilemiyor. Biraz anlatabilir misiniz yaşadığınız zorlukları?
‘‘Spor ayakkabı ve eşofman giymek dışında bir kıyafet seçeneğim yoktu. Topuklu ayakkabı üzerinde duramıyordum. Şuanda evin içinde topuklu ayakkabı ile geziyorum diyebilirim. İçimde ukde kalan her şeyi çok şükür yapabiliyorum.’’
“YARIM TEPSİ BAKLAVAYI YERDİM, ARTIK TATLI SEVMİYORUM”
. Damak tadınız ve iştahınız nasıl değişti?
‘‘Çok büyük değişiklikler oldu. Eskiden şerbetli tatlılara bayılırdım. Yarım tepsi baklavayı gün içerisinde rahatça yerdim. Şimdi kesinlikle şerbetli tatlıları sevmiyorum. Daha çok ekşi lezzetleri istiyor canım. Önceden balık hiç sevmezdim fakat dünyanın en güzel yemeğiymiş onu fark ettim. Sebze yemeğinin çoğundan hoşlanmazdım ama şimdi gerçekten yemekten zevk alıyorum. Birçok yemeği yiyemediğim için ona göre yemek seçiyorum ve buna bağlı olarak da iştahım değişiyor. Alışma döneminde, iki lokma yediğimde doyduğumu anlayınca bir bocalama yaşadım.’’
. Ameliyat sonucunda kaç beden değiştiniz? Ruh haliniz ve çevrenizdekilerin size bakışı nasıl değişti?
‘‘Ben 56 beden giyiyordum. Şimdi 38-40 beden arasında değişiyor. Neredeyse 6-8 beden arası kilo verdim. Kendimi yeniden kadın gibi hissetmeye başladım. Ne yaptığınızın hiçbir önemi yok, herkes ilk önce sizin dış görünüşünüze bakıyor.’’
“GECE YARISI ‘BUNU YİYEBİLİR MİYİM?’ DİYE ARAYAN HASTA VAR”
. Ameliyattan sonra aldığınız yaşam koçu eğitimleri sayesinde Dr. Hasan Altun’la birlikte çalışmaya başladınız. Neler yapıyorsunuz?
‘‘Hastalara bu dönemde yaşadıklarına ve neler yaşayabileceklerine dair 7/24 destek veriyorum. Hazırlık dönemlerinde ve sonrasında yanlarında oluyorum. Gecenin bir yarısında ‘Bunu yiyebilir miyim?’ diye arayıp soran çok hastamız var. Benimle konuşmak da onlar için motive edici oluyor. Çünkü bu süreçlerden geçmiş birisiyim. Bu süreçte çevresinde kendisi ile aynı dönemleri yaşayan bir tek ben olduğum için daha çok rahatlıyorlar. Ben de ameliyattan önce bu desteği bir psikologdan almıştım.’’
“YOLDAKİ İNSANLARA BİLE TÜP MİDE AMELİYATINI ANLATMAK İSTİYORUM”
. Hem hastalara yaşam koçluğu yapan biri, hem de bizzat ameliyat olup kilo vermiş bir kadın olarak, aşırı kilo nedeniyle özellikle günlük yaşamında pek çok sorun yaşayanlara ne söylemek istersiniz?
‘‘İnsanların anlatamadıkları kendi içlerinde o kadar çok sorun var ki. O yüzden yolda gördüğüm insanlara bile bu ameliyatı anlatmak istiyorum. Çünkü bir çare var ve o çare de en azından ameliyat.’’
İçeriği Paylaşın