A’dan Z’ye Diyabet
A’dan Z’ye Diyabet
Bizi Takip Et
Tip 2 diyabete karşı merak edilenleri Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Endokrinoloji Metabolizma ve Diyabet Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve aynı zamanda Türk Diyabet Cemiyeti Başkanı Prof. Dr. Hasan İlkova anlattı.
DİYABET KONTROL EDİLMEZSE TÜM ORGANLARI ETKİLER
Diyabetin önemi nedir? Diyabet sağlığımızı nasıl etkiliyor?
Turdep’in 1998 yılındaki bir çalışmasında Türkiye’de diyabetin sıklığının yüzde 7-7.5 olduğunu öğrendik. Bu büyük bir rakamdı. Aradan 12 yıl geçtikten sonra bu rakamın 14’lere çıktığını gördük. Neredeyse yüzde 95-100’e yakın oldu. Bir korkutucu gerçek de taramalarla diyabet saptanan kişilerin 3’te birinin hastalıklarından habersiz olmasıydı. Yani milyonlara varan insan diyabetli; ama diyabetinden haberdar değil, tanısı konmuş değil. Dolayısıyla hiç tedavi görmüyorlar. Böyle bir gerçek var. Bir o kadar da diyabet riski taşıyan insan var. Diyabetin, diyabet bilincinin toplumda artırılması çok önemli. Bunun için Sivil Toplum Örgütü, Diyabet Cemiyeti, vakıf ve bakanlıklar da üzerine dğşen görevi yapıyor.
Diyabet hangi organları etkiliyor?
Diyabet doğru yönetilmezse hemen hemen bütün organları etkiler. Başta kalp ve damarlar olmak üzere gözler, böbrekler, sinirler. Dolayısıyla bütün bu organların fonksiyonları bozulabilir. Diyabetin doğru bir şekilde tedavi edilmesi ve takibi gerekir. Diyabet iyi yönetilirse bu organların hiç birinin hastalanmayacağına hastalarımızı inandırmak istiyoruz.
İNSÜLİN BAĞIMLILIK YAPAR MI?
İyi yönetmek için insülin tedavisi önerdiğiniz hastalar var. İnsülin kullanmaları gerektiğini ama bazı kişilerde insülin bağımlılık yapar diye bir korku da var. İnsülin bağımlılık yapar mı?
İnsülin tedavisi, vücutta yetersiz salgılanan bir hormonun yerine konmasını sağlar. Bağımlılık yapması mümkün değil. O kişinin insülin ihtiyacı olduğu sürece dışardan desteğe ihtiyaç duyacaktır. Bazen çok kısa bazen de orta vadede hastanın insülin ihtiyacı ortadan kalkar. Glikozun düzelmesi, şekerin iyi ayarlanması, hastanın kilo vermesi, insülinin yanı sıra kullanılan diğer ilaçların etkisi ile aylar bazen de haftalar içinde insülin ihtiyacının ortadan kalktığını görülür. Dolayısıyla bu bir bağımlılık değil bu bir gereksinimdir. İhtiyaç bittiği anda zaten kesebiliyorsunuz. İhtiyaç bitmediği takdirde kişi bunu kullanmak zorundadır. Bağımlılıkla gereksinimi insanlar biraz karıştrıyorlar.
HAMİLELİKTE ŞEKER YÜKLEME TESTİ
“Hamilelikte şeker yükleme testi zararlıdır.” düşüncesi pek çok anne adayının şeker yükleme testi önerildiğinde bundan çekinmesine neden oldu. Bu konuda ne söylemek istiyorsunuz?
Gebelikteki şeker yükleme testi ya da tıbbi deyimiyle oral glukoz tolerans testi, Türkiye gibi diyabet sıklığının çok yüksek olduğu ülkelerde gebeliğin 3. trimester dediğimiz 23-23. haftalarından 28. haftaya kadar mutlaka ama mutlaka yapılması gereken bir testtir. Başka türlü gebelik diyabetinin yakalanması, tanı konması mümkün değildir. Gebelik diyabetinin sıklığı aşağı yukarı yüzde 5-7 civarında hatta daha da yüksek rakamları veren veriler de var. Eğer gebelik diyabetinin tanısı konulmazsa ve tedavi edilmezse; bebek iri bebek doğabilir, anne rahminde sorunlarla karşılaşabilir ve en önemlisi ileride kalp-damar hastalığı, obezite ve diyabet riski artar. Sağlıklı bir toplumun oluşması için o yüklemenin yapılması lazım.
Diyabet bitkisel bir çayı içmekle ya da bir bitkisel karışımı hap olarak kullanmakla tedavi olabilir mi?
Bu mümkün değil. Bir takım bitkisel ürünler insülin duyarlılığını arttırıyor. Başka bir deyişle insülin direncini azaltıyor, insülin salgısını uyarıyor. İlaç dediğiniz şey çok büyük emek ve para yoğunluğunda bir işlem. Yıllar sürüyor. Örneğin 10 yıl 20 yıl sürüyor. Bugün çok fazla ilaç grubu var. Tedavi sonuçlarına, çalışmalara baktığımızda hemoglabin a1c dediğimiz; yani iyi yönetilip yönetilmediğini glikoz ayarının iyi olup olmadığını bize gösteren rakamın, yeni ilaçların kullanımının gündeme girmesiyle düştüğünü görüyoruz. Daha az komplikasyon, daha az enfarktüs, daha az kalp hastalığı, daha az görmeyle ilgili sorunlar kısacası diyabetin yapabileceği komplikasyonların hepsinde bir azalma. Bunun da sonucu daha sağlıklı bir toplum. Erişkin toplumun yüzde 14’ünün diyabetli olduğunu düşünürsek karşımızda diyabetli 7-8 milyon insan var. Diyabetliler kan şekerlerinin takibine dikkat etmeliler. Doktorlarıyla iletişimde olmalılar.
BİR DİYABET HASTASI NE SIKLIKLA KONTROL YAPTIRMALI?
Bir diyabet hastası ne sıklıkla, başka hangi organlarının kontrolünü yaptırmalı?
Diyabete ilişkin komplikasyonlarla ilgili olabilecek organ kontolleri en az yılda bir kere yapılmalıdır. Diyabetli bir kişi yılda bir kere mutlaka göz kontrolü yaptırmalıdır. Genç bir diyabetlinin kalbine baktırmasına gerek yoktur; ama 40 yaşın üstü eski bir diyabetli kişi yılda bir kere kalp damar hastalıkları ve diğer sistem muayenelerini mutlaka yaptırmalıdır.
14 Kasım tüm dünyada Dünya Diyabet Günü ve 14-21 Kasım da Dünya Diyabet Haftası olarak anılıyor. Toplumun diyabetle ilgili bilinçlendirilmesi konusunda, bilinçli hastaların diyabetlerini iyi yönetmeleri konusunda pek çok çalışma, etkinlik yapıyorsunuz. 14 Kasım dolayısıyla neler yapacaksınız?
1993 yılından beri 14 Kasım Diyabet Günü kutlanıyor. Çeşitli belediyelerle halkı eğitmek için toplantılar düzenliyoruz. Merkezi yerlerde Türk Diyabet Cemiyeti’nin standını açıp taramalar yapıyoruz, bazen yürüyüşler yapıyoruz. Bu sene de buna benzer aktiviteler planlandı. Gerek Diyabet Cemiyeti’nin yer aldığı Kadıköy Belediyesi ile gerek başka belediyelerle bu aktiviteleri sürdüreceğiz.
Türk Diyabet Cemiyeti’nin aynı zamanda da kurduğu özellikle diyabet ağırlıklı hizmet veren bir hastaneniz var. Yurt dışından ya da şehir dışından gelecek olan kişilere neler söylemek istersiniz?
1955’ten beri diyabet merkezi olarak başlayan 90’lı yılların başında hastaneye dönüşen ve 5 yıl önce de Büyükşehir Belediyesi’nin tahsis ettiği bir arsada inşa ettiğimiz hastane ile diyabete özel bir hizmet kurumuna dönüştük. Diyabet konusunda danışabileceğiniz diyabet hemşirelerimiz, diyetisyenimiz var. Diyabet teknolojileriyle ilgili bir merkezimiz var. Hastalara diyabet teknolojileriyle ilgili yardımda bulunuyoruz. “DOFEM” isimli Diyabet Obezite Farkındalık ve Eğitim Merkezi’miz de var. Okullara, fabrikalara, grupların olduğu yerlere eğitime giden, bireysel eğitim talebi içinde olan gruplara hiç bir ücret almadan eğitim veren bir merkez. İnsanların diyabet, glikoz ve obeziteyle ilgili danışmak istedikleri bir konu varsa DOFEM merkeze telefon edebilirler. Bu halka yönelik, ücretsiz bir bilgilendirici hizmettir.
İçeriği Paylaşın