AIDS Toplantısı İstanbul’da Yapıldı

AIDS Toplantısı İstanbul’da Yapıldı

AIDS Toplantısı İstanbul’da Yapıldı

Bizi Takip Et


HIVTRI (HIV Eğitim ve Kaynak Sağlama Girişimi) tarafından 6-8 Mayıs 2009 tarihlerinde İstanbul`da “Güney Doğu Avrupa`da HIV II: Gelişim için beraber çalışmak” başlığı altında bir toplantı düzenlendi. Toplantıya; 14 Güney Doğu Avrupa ülkesinden 130 kişi katıldı. Toplantıda bölge içinde HIV ile yaşayanların ilaca ve tedaviye erişimi, uğradıkları ayrımcılık ve damgalanmanın boyutları ve alanda yapılan bilimsel araştırmalar konularında; hekimler, hemşireler, HIV pozitifler, devlet yetkilileri, uluslararası uzmanlar ve ilaç şirketleri temsilcilerini bir araya getirerek çözüm önerileri geliştirildi.

Toplantıya Arnavutluk, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Hırvatistan, FYR Makedonya Cumhuriyeti, Yunanistan, Macaristan, Karadağ, Romanya, Sırbistan, Sırp Cumhuriyeti, Slovenya, UNMIK Kosova ve Türkiye`den delegasyonlar katıldı. Bu önemli toplantı, bölgedeki paydaşların, tüm dünyadan gelen HIV konusunda tecrübeli uzmanlarla bir araya gelmeleri, fikir ve deneyimlerini paylaşmaları, sorunları ve çözüm önerilerini tartışmaları için olumlu bir ortam yarattı ve özellikle ilaç endüstrisi temsilcilerinin, Güney Doğu Avrupa`nın şartlarını ilk elden öğrenmesi açısından bir fırsat sundu.

BİR AN ÖNCE HAREKETE GEÇİLMELİ
Toplantıda, bölgenin HIV vaka sayısının henüz düşük olması dolayısıyla HIV/AIDS`in hükümetler, ilaç şirketleri, medya ve tüm toplum tarafından öncelik olarak görülmemesi ve bu nedenle gerek önleme, gerekse tedaviye ilişkin ulusal programların eksikliği ağırlıklı olarak tartışıldı. Toplantıda özellikle dikkat çekilen nokta ise bölgede sayıların artış hızının yüksek olması ve bu sayıların artmaması için biran evvel harekete geçilmesi gerektiği idi.
Türkiye başta olmak üzere bölgenin genelinde ayrımcılık ve damgalanmaya bağlı olarak test yaptırma alışkanlığının fazla olmadığı ve buna bağlı olarak da gerçek sayıların bilinmediği üzerinde duruldu. HIV ile yaşayan ancak tanısı konulmayan kişiler aracılığı ile virüsün hızla yayılabileceği endişesi dile getirilerek, bu bölgede HIV testi alışkanlığının yaygınlaşması, gönüllü test ve danışmanlık merkezlerinin sayısının ve kalitesinin arttırılmasına ihtiyaç duyulduğu vurgulandı.


Ayrıca, pozitif önleme çalışmaları vurgulanarak, HIV ile yaşayan kişilerin
tedaviye ulaşması sayesinde bulaşın azalacağı dile getirildi. Öte yandan,
çeşitli yakınmalarla hastaneye başvuran, HIV`in erken belirtilerini taşıyan
kişilerin HIV testine yönlendirilmesi konusunda hastane personelinin,
özellikle doktor ve hemşirelerin eğitime gereksinim duyduğu ve bu konuda
acilen programlar geliştirilmesi gerektiği dile getirildi.

GELİŞMİŞ İLAÇLAR BÖLGEYE GELMELİ
Bölgenin tamamında HIV tedavisinin hükümetler veya Küresel Fon tarafından
karşılandığına dikkat çekilirken, özellikle bu bölgenin dünyada mevcut olan
27 HIV ilacından ancak 13-15 kadarına sahip olduğu, kimi ülkelerde ilaç
sayının 9`a kadar düştüğü belirtildi. Gelişmiş ilaçların bölgeye gelmesinin
önündeki engellerin bir an evvel kaldırılmasının özellikle ülkelerdeki
mevcut ilaçlara direnç kazanmış ve yeni ilaca ihtiyaç duyan hastalar için
hayati önem taşıdığı vurgulandı. Hasta sayılarının düşük olması nedeniyle
ilaç şirketlerinin de ilaçları ülkede kullanıma sunmak için gayret
göstermekten kaçınabildiği, ilaçların ülkeye giriş prosedürlerinin zorlu bir
süreç olduğu ve ilaç fiyatlarının ülkeler arasında farklılıklar
sergilediğine dikkat çekildi. İlaç satın alımlarının bölgesel olarak
yapılmasının bu bölge için en etkin çözüm yolu olduğu vurgulandı. Bunlara ek
olarak, araştırmaların yeterli düzeye ulaşmamasının, bölgenin
gereksinimlerini belirlemede en önemli eksiklik olduğu üzerinde durularak,
bu sorunun ancak bölgesel izleme ve araştırma sistemleri geliştirerek
çözülebileceği belirtildi.

“Doktor – hasta ve hasta destek grupları ilişkisi”nin tartışıldığı grupta;
doktorların sadece ilacı reçete etmesinin yeterli olmadığı vurgulandı.
Buradan çıkan en önemli sonuç; HIV pozitif bir kişinin tedavisine devam
etmesinin önündeki engelleri aşmak için Çoklu Disiplin Yaklaşım* için bir
arada çalışması idi.

Birçok ülkede destek hizmetleri veren Sivil Toplum Örgütlerinin varlığının,
hastalar ve doktorlar açısından gerekliliği de tekrar kanıtlanmış oldu.
Farklı metodolojilerde uygulanan HIV/AIDS`te Çoklu Disiplin Yaklaşımı`nın
tedavide başarıyı arttırdığı ve sorunsuz tedavi sürecinin devamı için
gerekli olduğu tüm ülke temsilcilerince kabul gördü.

Son olarak bölgenin epidemisinin düşük, sorunlarının büyük olduğu
belirtildi; mevcut HIV pozitif kişi sayısının tüm bölgede düşük tutulması ve
HIV pozitif kişilerin tedaviye erişimini engelleyen unsurların giderilmesi
için Dünya Sağlık Örgütü, UNAIDS, Küresel Fon gibi Uluslararası
Kuruluşların,  hastalığın diğer bölgelere göre çok daha hızlı yayılmakta
olduğu Güney Doğu Avrupa bölgesine de Asya ya da Afrika bölgelerinde olduğu
gibi, ilgi göstermeleri ve destek olmaları gerektiği önemle vurgulandı.

*ÇOKLU DİSİPLİN YAKLAŞIMI NEDİR?
Doktorlar, hemşireler, sağlık memurları, sivil toplum kuruluşları,
psikologlar, psikyatristler ve akran danışmanlarından oluşan bir ekibin
hastayı takibi ve destek hizmetleri verilmesi.

HIVTRI HAKKINDA
HIVTRI 2006 yılında, sağlık ve hasta toplulukları, uluslararası kuruluşlar
ve ilaç sanayindeki müttefikleri ile HIV ve buna bağlı durumlara (koşullara)
karşı başarılı yanıtlar oluşturulması üzerine çalışmak için başlatılmıştır.
HIVTRI proje ve eğitimleri başlatır ve mikro düzeyde finanse eder,  konu ile
ilgili yerel kaynaklar sağlar ve HIV ve buna bağlı koşullarla yaşayan
insanların bakımı için gerekli uluslararası yeniliklere yardımcı olur.

HIVTRI GÜNEY DOĞU AVRUPA`DA NASIL ÇALIŞMAYA BAŞLADI?
Hırvatistan’dan katılan Prof. Josip Begivac şu bilgileri verdi:

“2006 yılında Belgrad, Sırbistan`a davet edildik. Başlangıç fikri, eski
Yugoslav Cumhuriyetlerinde HIV tedavisi yapan hekimlere eğitim sağlamaktı.
Bunun yerine, yerel doktorlar, hasta avukatları, sağlık bakanlıkları ve
batılı meslektaş ve sermayedarlarla çalışarak; sürekli ve yüksek kaliteli
tedavi engellerin üstesinden gelmek, araştırmak ve tespit etmek için,
gelişmekte olan çok boyutlu bir proje planlandı.

Birçok Güney Doğu Avrupa ülkesinde HIV bulaşma oranının henüz düşük
olması, sadece yerel hükümetler tarafından değil, maalesef uluslararası
alanda da daha az öncelik verilmesi gereken bir konu olarak algılanmasını
sağlıyor. Balkanlarda HIV eğitimi adına çok az uluslararası ve sıfıra yakın
Avrupa kaynaklı atılım yapılıyor. Bu yüzden HIVTRI’nın (HIV Eğitimi ve Kaynak
İnsiyatifi) yaptığı işi önemsiyorum.  Bu girişim sadece hekimleri,
hemşireleri, avukatları ve virologları eğitmek değil, aynı zamanda bütün
bölgede hastalara verilen önemin geliştirmesi yönünde farkındalığı
arttırıyor. Çünkü ülkelerin çoğunda HIV salgınının daha başlangıç evresinde
olması, düşük salgın oranını koruma ve vasat tedavi yöntemlerini engellemede
eşsiz bir fırsat oluşturuyor. Umarım HIVTRI bu bölgedeki çalışmalarına devam
edebilir. Kişisel olarak ben bu işbirliğinin devamını diliyorum.”


İçeriği Paylaşın