Akciğer Kanserinde Erken Tanı Mümkün

Akciğer Kanserinde Erken Tanı Mümkün

Akciğer Kanserinde Erken Tanı Mümkün

Bizi Takip Et


Ülkemizde her yıl 30 bin kişinin akciğer kanseri tanısı aldığını belirten Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Özlem Sönmez, akciğer kanserinin belirtileri, risk faktörleri ve tedavisindeki gelişmeler konusunda şu bilgileri veriyor:

“Ülkemizde erkeklerde en sık görülen kanser türü olan akciğer kanseri, hem dünyada hem de Türkiye’de kansere bağlı yaşam kayıplarının ilk sebebi olarak dikkat çekmektedir. 2018 yılı istatistiklerine bakıldığında, dünyada bir yılda ortaya çıkan yeni akciğer kanseri vaka sayısının 2 milyon 900 bin olduğu ve 1 milyon 76 bin kişinin bu nedenle yaşamını yitirdiği görülmektedir. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de akciğer kanseri artış gösterirken, kadınlarda görülme sıklığı da artmaktadır.

Doç. Dr. Özlem Sönmez,

SİGARA DUMANINA MARUZ KALANLAR DA AKCİĞER KANSERİ RİSKİ TAŞIYOR!

Ülkemizde her yıl 30 bin yeni akciğer kanseri vakası görülüyor. Akciğer kanseri yüzde 90 oranında tütün veya diğer tütün ürünleri kullanımı nedeniyle gelişmektedir. Bu nedenle özellikle genç yaşlarda sigara içmeye başlayanlar, uzun süre sigara kullananlar ve günlük sigara tüketimi yüksek olan kişilerin erken tanı için düzenli doktor kontrolünde olmaları önerilmektedir. Sadece sigara içenler değil, sigara dumanına maruz kalanlar da akciğer kanseri olma riski taşımaktadırlar. Sigara haricinde çevresel ve mesleki maruziyetlerin yanı sıra hava kirliliği de diğer önemli risk faktörleri arasında yer almaktadır.

AKCİĞER KANSERİ TANISINDA DÜŞÜK DOZ AKCİĞER TOMOGRAFİSİ KİMLERE ÖNERİLİR?

Öksürük, öksürükle kan gelmesi, hırıltılı solunum, göğüs ve kemik ağrıları, akciğer enfeksiyonları, sebepsiz kilo kaybı, solunum sıkıntısı, yutma güçlüğü, ses kısıklığı veya ses değişikliği akciğer kanseri belirtisi olabilir. Özellikle sigara içenlerin, bu belirtiler geliştiğinde bir göğüs hastalıkları uzmanına başvurmaları gerekir. 30 yıl boyunca günde bir paket sigara içen ve 55 yaşını dolduran risk altındaki kişilerin düşük doz akciğer tomografisiyle erken tanı amacıyla taranması önem taşımaktadır.

AKCİĞER KANSERİ TEDAVİSİNDE AKILLI MOLEKÜLLER VE İMMÜNO-ONKOLOJİK TEDAVİLERİN ETKİSİ

Akciğer kanseri tedavisi yakın bir zamana kadar hastalığın evresine göre cerrahi müdahale, radyoterapi ve kemoterapi seçeneklerinin tek veya farklı kombinasyonlarda uygulanmasını içeriyordu. Günümüzde ise hedefe yönelik ilaçlar ve immüno-onkolojik tedaviler akciğer kanseri tedavisinde önemli bir yer tutmaktadır. Tümörün genetik haritasının çıkarılmasıyla o kişide kansere neden olan genetik değişiklik saptanabilmekte ve o geni etkisiz hale getiren en uygun tedavi yapılabilmektedir. Bu ilaçlar halk arasında “akıllı ilaçlar” veya “sihirli mermiler” olarak bilinmektedir. Eskiden vücuda yayılmış evredeki akciğer kanseri hastaları bir yılın altında yaşarken, bu ilaçların kullanılabildiği hastalar daha uzun yıllar aktif yaşamlarını sürdürebilmektedir.

AKCİĞER KANSERİNDEN KORUNMAK BÜYÜK ORANDA MÜMKÜN

Akciğer kanserinin önlenmesinde hava kirliliği, tütün ve tütün ürünleriyle mücadele önemli rol oynamaktadır. Tütün ürünlerinin hayatımızdan çıkarılması ve çevresel maruziyetlerin ortadan kaldırılması, akciğer kanserinden korunmada büyük bir öneme sahiptir.”

AKCİĞER KANSERİNİN BU BELİRTİLERİNE DİKKAT!

  • Öksürük
  • Öksürükle kan gelmesi
  • Hırıltılı solunum
  • Göğüs ve kemik ağrıları
  • Akciğer enfeksiyonları
  • Sebepsiz kilo kaybı
  • Solunum sıkıntısı
  • Yutma güçlüğü
  • Ses kısıklığı veya ses değişikliği

Ecz. Serkan Barış

 KANSER HASTALARININ YAŞAM SÜRESİNİ VE YAŞAM KALİTESİNİ ARTIRMAK İÇİN ÇALIŞIYORUZ

AstraZeneca Türkiye Ülke Başkanı Ecz. Serkan Barış, AR-GE yatırımlarına büyük önem verdiklerini belirterek şu bilgileri veriyor:

“1999 yılından bu yana Türkiye’de faaliyet gösteriyoruz. Yılda ortalama 5,9 milyar dolar araştırma geliştirme (AR-GE) yatırımı yapmakta ve yüz milyonlarca kişiyi tehdit eden solunum, otoimmünite, kardiyovasküler-renal, metabolik hastalıklar ve onkoloji gibi alanlardaki tedavilerimizi 100’den fazla ülkede hizmete sunuyoruz. Ürettiğimiz kanser ilaçlarıyla hastaların yaşam süresini uzatmak ve yaşam kalitelerini artırmak için çalışıyoruz. Bilimin öncü gücüyle çalışmalarımızı sürdürerek yaşama değer katmayı, yenilikçi tedavilerimizi ülkemizde de tıbbın hizmetine sunmayı hedefliyoruz. Ana tedavi alanlarımız olan meme, prostat, akciğer kanseri alanlarına ek olarak yumurtalık, baş-boyun,mesane kanseri ve hematolojik kanserler konusundaki klinik çalışmalarımız tüm hızıyla devam ediyor. Son beş yılda iki katına çıkan toplam klinik çalışma sayımız ve 65 milyon TL’yi geçen yatırımlarımızla AR-GE faaliyetleri AstraZeneca Türkiye olarak bizim için çok önemlidir ve önemli olmaya da devam edecektir.”


İçeriği Paylaşın