Akciğer Kanserinde Yeni Tedaviler Umut vadediyor

Akciğer Kanserinde Yeni Tedaviler Umut vadediyor

Akciğer Kanserinde Yeni Tedaviler Umut vadediyor

Bizi Takip Et


Türkiye’nin önde gelen hasta derneklerinden Kanserle Dans Derneği, düzenlediği basın buluşması ile Akciğer Kanseri Farkındalık çalışmalarına destek veriyor. Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında düzenlenen etkinlik Prof. Dr. Umut Demirci sözcülüğünde gerçekleşti.

TÜRKİYE’DE EN FAZLA CAN KAYBINA NEDEN OLAN KANSER TÜRÜ

Toplantıda konuşan Prof. Dr. Umut Demirci, dünya çapında en yaygın kanser olan akciğer kanserinin her yıl yaklaşık 2,1 milyon insanı etkilediğini ve tahmini 1,7 milyon kişinin ölümüne neden olduğunu söyledi. Prof. Dr. Demirci, akciğer kanserinin dünyada olduğu kadar ülkemizde de en fazla can kaybına neden olan kanser türü olduğunu vurguladı. Akciğer kanserinin hem erkekler hem de kadınlar için kansere bağlı ölümlerde önde gelen nedenler arasında yer aldığını belirtti. Türkiye’de her yıl yaklaşık 211.000 yeni kanser vakasının bildirildiğini belirten Prof. Dr. Demirci, bu vakalar içinde Akciğer Kanserinin yüzde 16.5 pay ile ilk sırada yer aldığını paylaştı. Ve akciğer kanseri nedeni ile yıllık yaklaşık 117.000 hastanın kaybedildiğini  sözlerine ekleyen Prof. Dr. Demirci, “Bildirilen yeni vakalar arasında erken tanı alabilenlerin oranı yüzde 21.5 iken bu hastaların 5 yıllık yaşam oranı ise yüzde 60’lardadır. İleri evre hastalıkta ise 5 yıllık yaşam oranı yüzde 6’lardadır. Yaşam oranlarında fark çok net iken, kanser tedavisinde erken tanının yeri ve önemi göz ardı edilemez” dedi.

YENİLİKÇİ TEDAVİLERLE, KANSER TEDAVİSİNİN YAN ETKİLERİNDE AZALMA VE HASTALARIN YAŞAM KALİTELERİNDE ARTIŞ MÜMKÜN

Toplantıda akciğer kanseri tedavi yöntemlerine de değinen Prof. Dr. Umut Demirci “Akciğer kanseri tedavisinde 1990’larda yaygın olarak kullanılmaya başlayan kemoterapi gibi geleneksel tedavi yöntemlerini takiben 2004 yılıyla yenilikçi tedavilerde ciddi bir ivme yakalandı ve hedefe odaklı tedaviler ortaya çıkmaya başladı. 2011 yılı ve sonrasında ise kanser tedavisinde önemli bir aşama olarak kabul edeceğimiz immünoterapiden bahsedebiliyoruz“ dedi.

Prof. Dr Demirci “İmmünoterapi, vücudun kanserle savaşmak için doğal savunmasını güçlendiren bir tür biyolojik tedavi türüdür. Diğer tedavilerden farklı olarak bu tedaviler direkt tümörün kendisini değil, vücudun bağışıklık sistemini güçlendirerek tümörü yok etmeyi amaçlıyor. Kanser genellikle bağışıklık sisteminin doğal savunmalarının çoğunu aşarak kanser hücrelerinin büyümeye devam etmesine neden olur. İmmünoterapiler bağışıklık sisteminin kanser hücrelerini seçici bir şekilde tanımasına ve ortadan kaldırmasına yol açarlar. Bağışıklık sisteminde uzun süreli bir “hafıza” oluştururlar, bu nedenle zaman içinde kanserin sürekli kontrolüne ve bu yolla da uzun süreli ve kalıcı tümör yanıtlarına ve sağkalım oluşmasına neden olurlar. İmmünoterapi uygulamalarında, daha az yan etki ile beraber hastaların tedavi sürecindeki yaşam kalitelerinde ise artış sağlanabiliyor” dedi.

Akciğer kanserinin gelişmesi için en önemli risk faktörünün sigara içmek olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Umut Demirci; “Sigara içenler için, akciğer kanseri riski, yaşam boyu sigara içmeyenlere göre ortalama on kat daha yüksek. Risk, sigara miktarı, sigara içme süresi ve başlama yaşı ile artar. Sigarayı bırakmak, kanser öncesi lezyonlarda ve akciğer kanseri geliştirme riskinde bir azalmaya neden olur. Sigara içenler, sigarayı bıraktıktan sonra yıllarca yüksek akciğer kanseri riski taşımaya devam ederler” dedi. İleri yaşın, çoğu kanser için en önemli risk faktörü olduğunu da belirten Demirci, akciğer kanseri için tütün ve tütün benzeri madde kullanımı dışındaki diğer risk faktörlerinin, ikincil şekilde sigara dumanındaki kansere neden olan maddelere maruz kalma, asbest, arsenik, krom, berilyum, nikel ve diğer ajanlara mesleki maruziyet, radyasyona maruz kalma, hava kirliliği olan bir bölgede yaşamak, ailede akciğer kanseri öyküsü olduğunu söyledi.

Akciğer kanserinin neden olduğu bulgu ve şikâyetlerin oluşumu için birkaç yıl geçebileceğine ve hastalık ileri evreye gelinceye kadar fark edilemeyebileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Umut Demirci; akciğer kanseri tanısı konulan hastalarda belirtilerin tümörün akciğer içindeki yerleşimine, büyüklüğüne, yayılım yerine ve yayılma derecesine bağlı olarak çeşitlilik gösterebileceğini söyledi.  Prof. Dr. Demirci akciğer kanserinin en sık görülen belirtilerini, geçmeyen veya giderek kötüleşen öksürük, öksürürken kan veya kanlı balgam çıkarma, derin nefes alırken, öksürürken veya gülerken kötüleşen göğüs ağrısı, iştahsızlık, halsizlik, yorgunluk ve kilo kaybı, ses kısıklığı, nefes darlığı, sürekli tekrarlayan veya geçmeyen bronşit veya zatürre gibi akciğer enfeksiyonları olarak sıraladı.

KANSERLE DANS DERNEĞİ BAŞKANI SEVİL GÜRKAN: AKCİĞER KANSERİNDE ERKEN TANI VE TEDAVİ SON DERECE ÖNEMLİ

Etkinlikte söz alan Kanserle Dans Derneği Başkanı Sevil Gürkan ise, Kanserle Dans Derneği olarak, hastayı merkeze alan bir yaklaşımla çeşitli projeler gerçekleştirdiklerini belirtti ve “Her gün daha fazla farkındalık yaratmak ve daha fazla hasta ile yakınına dokunmak amacıyla yurtiçi ve yurtdışında iş birlikleri yaparak çalışıyoruz. Akciğer kanseri dünyada en sık görülen kanser türlerinden biri, bununla birlikte, son dönemde yeni tedavilerin ve yeni ilaçların da geliştirildiğini, bu tedavilerle çok olumlu sonuçlar alındığını görüyoruz. Pek çok hayatı kurtarabilecek bu yenilikçi tedavilere erişimin sağlanması konusunda, yetkililerin çalışmaları hızlandırması en büyük temennimiz” dedi.


İçeriği Paylaşın