Akromegali Hastalığının Nedenleri

Akromegali Hastalığının Nedenleri

Akromegali Hastalığının Nedenleri

Bizi Takip Et


Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Başkanı Prof. Dr. A. Sadi Gündoğdu akromegali hastalığıyla ilgili bilgi verdi.

Bu hastalık her bir milyon kişiden 40-60’ında görülüyor ve her yıl bir milyonda 3-4 kişi yeni akromegali tanısı alıyor. Hastalığın tanısı genellikle 40-50 yaş arasında konulur; ancak akromegali belirtileri kolayca gözden kaçabildiğinden bazen semptomların başlaması ile hastalığın tanısı arasında 8-12 yıl geçtiği görülebilir. 

Özellikle fiziksel görünüşte meydana gelen değişiklikler uzun yıllar içinde oluşur, üstelik Akromegalinin erken evrede ortaya çıkan bazı belirti ve bulgularının yanlışlıkla yaşlanmaya veya başka hastalıklara bağlı olduğu düşünülebilmektedir. Bu nedenle mevcut hasta sayısının tespiti çok zor olsa da ülkemizde yaklaşık 3500-4000kişide görüldüğü düşünülmektedir. 

AKROMEGALİ’NİN NEDENİ BÜYÜME HORMONU

Hastaların yüzde 98’inde Akromegali’nin nedeni, büyüme hormunu salgılayan ve hipofiz bezinin ön bölümünde yer alan hipofiz adenomları yani iyi huylu tümörlerdir. 

Büyüme hormonu çocuklarda boy uzaması ve gelişmeyi sağlarken, erişkinlerde vücut metabolizmasında çok önemli görevler alır. Kemik büyüme hatları kapandıktan sonra oluşan, büyüme hormonu salgılayan adenomlar akromegaliye yol açar ve kol, bacak gibi uzuvlarda büyüme ile yüzde kabalaşmaya neden olur.

Akromegali hastalarına tanı koyarken, büyüme hormonu ve ve insülin benzeri büyüme faktörü’nün (IGF-1) düzeyi ölçülmelidir. Akromegali tanısında şeker yükleme testi yapılır. Klinik bulgular akromegaliyi desteklediği zaman hipofiz görüntülemesi için MR yapılmalıdır.

AKROMEGALİYLE BİRLİKTE ŞEKER HASTALIĞI DA GÖRÜLÜYOR

Akromegali ile birlikte şeker hastalığı hastaların yaklaşık yüzde 20-40’ında görülür. Hastaların yüzde 60’ında hipertansiyon gelişir. Hastalığın ileri dönemlerinde kalp yetmezliği  görülür. Akromegalik hastaların yaklaşık yüzde 60’ı kalp hastalıklardan ve yüzde 25’i solunum sistemi hastalıklardan kaybedilmektedir.   

Adenomun oluşturduğu bası semptomları baş ağrısına,  görmede azalmaya ve kafa sinirlerinde felçlere neden olabilir. Büyük adenomların oluşturduğu lokal baskı, diğer hipofiz hormonların salgılanmasında azalmaya yol açarak hormon eksikliği oluşturur.

El ve ayaktaki büyüme ile yumuşak doku şişliği, ayakkabı ve yüzük numarasında artışa neden olur. Burunda ve dilde büyüme ile birlikte çenenin öne doğru çıkması ve alın kemiklerindeki büyüme, yüzde kabalaşmaya yol açar.  Akromegalik hastaların yüzde 60-70’inde eklem ağrıları görülür.  Karpal 

Tünel Sendromu,  Akromegalik hastaların yüzde 20-30’unda görülür. Aşırı terleme, ciltte yağlanma, kalınlaşma akromegalinin cilt bulgularını oluşturur.

Dil büyümesi, burun polipleri, bademciklerdeki büyüme solunum fonksiyonlarını etkiler. Akromegalik hastaların yüzde 60-70’inde uyku apnesi gelişmekte ve horlama ile birlikte seyretmektedir. Akromegalik hastalarda kalın barsak polipi görülme sıklığı artmakta ve hastaların yarısında gelişmektedir. 

AKROMEGALİK HASTALARDA NODULER GUATR

Akromegalik hastalarda noduler guatr görülme sıklığı yüzde 30-90 gibi yüksek oranda bildirilmektedir. Akromegalik hastaların yaklaşık yüzde 3-6’sında tiroid kanseri gelişmektedir. 

Akromegalide birçok belirti ve bulgu olabilir, ancak hastaların çoğunda sadece birkaçı olabilir. Yumuşak doku şişliği, Karpal Tünel Sendromu, kas güçsüzlüğü, sinüs ödemi, adet bozuklukları ve galaktore (gögüsten süt gelmesi) ile cinsel fonksiyon bozuklukları da bu hastalığın belirtileri arasındadır.

Akromegalik hastalarda, cerrahi tedavi (ameliyat), ilaç tedavisi ve ışın tedavisi uygulanır. Ameliyatlar için deneyimli merkezlerin seçilmesi ve ameliyattan sonra hastaların büyük çoğunluğuna ilaç tedavisi uygulanması gerekmektedir. Akromegalik hastalarda, tedavi ile büyüme hormonu kontrol altına alındığında ölüm oranları azalmaktadır.


İçeriği Paylaşın