Alışverişkolik (Alışveriş Bağımlılğı)

Alışverişkolik (Alışveriş Bağımlılğı)

Alışverişkolik (Alışveriş Bağımlılğı)

Bizi Takip Et


Geçen hafta vizyona giren “Bir Alışverişkoliğin İtirafları” filminin yıldızı Isla Fisher, portresini çizdiği karakterin alışveriş tutkusunu çok iyi hissettiğini belirtmiş ve “Filmden sonra renkli objeler sanki beni etkisi altına aldı” demiş…

Sizce bu film günümüzün yaşam biçimini mi anlatıyor? Peki ya ekonomik kriz? Tabii ki son yıllarda oldukça başarılı bir bestseller olan “Shopaholic” serisinin sinemaya aktarımının ilk halkası diye planlanan film artık size şimdiki kriz şartlarında pek uygun gelmeyebilir. Ancak bu filmde anlatılan durum günümüz psikiyatrisinde “Zorlayıcı Satın Alma ve Harcama” (Compulsive Shopping and Spending) olarak tanımlanan bir dürtü kontrol bozukluğu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu tablo kronik bir şekilde süre giden yineleyici alışveriş ataklarıyla karakterli ve kaçınılmaz olarak zararla sonuçlanan bir bozukluktur. Çünkü aşırıdır, kontrol etmek zordur ve işlevsel değildir.

Olumsuz sonuçlarına rağmen satın alma ve harcamaları devam eden kişinin bu kontrolsüz davranışı giderek aile üyeleri için bir karabasan halini alır. Böylece parasal, yasal ve kişiler arası ilişkilerde yaygın sorunlara yol açar. Bu sorunlar alkol ve madde bağımlılığı sürecinde yaşananlarla doğal bir benzerlik içindedir. Adeta alkol veya uyuşturucu  kullanılmadan yaşanan bir bağımlılıktır.

Sadece kısa bir süre sonra karşılaşacakları olumsuzlukları bilmelerine rağmen neden bazıları satın almaya ve harcamaya devam eder? Bunun en doyurucu yanıtı herhangi bir bağımlılık sürecinin anlatılması ile verilebilir. Herhangi bir bağımlılıkta kişi gerginlik ve rahatsızlık yaratan olumsuz duygulardan kurtulma davranışına bağımlı hale gelmektedir. Zihni alışveriş düşünceleriyle dolan kişinin bu durumu rahatsızlık yaratır ve zorlayıcı bir şekilde alır ve harcar. Hemen o anda rahatlar, haz duyar. Bunun beyindeki karşılığı doğal reseptör bölgelerinden endorfinler ve dopaminin salınmasıdır. Salınan bu maddeler iyi duygular yaratır. Böylece bu davranış pekiştirilir.

Araştırmalar gösteriyor ki alışveriş bağımlılığı bütün dünyada % 2- 8 gibi oranlarda görülmektedir. Büyük şehirlerde ve alışveriş merkezlerinden alışverişin yaygın olduğu yerlerde daha sık olduğu ileri sürülmektedir. Tedaviye başvuranların % 80’i kadındır. Yaşam boyu ortaya çıkma olasılığının yüzde 5.8 olduğu düşünülmektedir. Başlangıç yaşı sıklıkla erken yirmili yaşlar olup, 35-45 yaş arası pik yapmaktadır. Bu kişiler genellikle aynı zamanda depresyon, anksiyete,  madde kullanım bozukluğu, başka bir dürtü kontrol bozukluğu ya da  yeme bozukluğundan muzdariptirler.

Alışveriş çılgınlığının bağımlılık yapıcı etki potansiyeli pek çok sosyal ve kültürel etkenle artmaktadır. Birikim sahibi, paralı kişiler ilgi odağı haline getirilip, olduğundan önemli gösterilip sonra da toplumun her kesiminden birey bu kişilere ya da bu kişilerin yaşadığı gibi yaşamaya özendirilmektedir. Bunu izleyen ya da buna maruz kalan birey  eğer gücü yetiyorsa bu yarışa katılmakta, eğer gücü yetmeyip katılamıyorsa kendi finansal yetersizlikleri ile ilgili üzüntü ve endişe duymaktadır. Medya alışveriş hastalığını her yolla pompalamakta ve bunu da satın almanın sağladığı doyum ve mutluluğu abartılı bir biçimde  sıkça göstererek yapmaktadır. Ayrıca elinizde olmayan parayı harcamayı mümkün kılan kredi kartlarının kolay ulaşılabilir olması satın almayı kolaylaştırmıştır. Diğer taraftan artık evden çıkmadan, bir başkasına ihtiyaç duymadan, yirmi dört saat zaman sınırlaması olmadan satın alınmak istenenlere televizyondan, telefondan, internetten  hızlı bir biçimde ulaşılabilmektedir.

Alışveriş bağımlısı olmaya başlandığını düşündüren davranışlar:
• Alışveriş kişinin hayatında duygusal rahatlama sağlayan bir alışkanlıksa,
• Nakit yerine kredi kartı kullanıyor ve kredi kartları olmadığında yoksunluk hissediyorsa,
• Alışveriş isteği hayal kırıklığı, sıkıntı, üzüntü, yalnızlık hissi ya da öfke gibi istenmeyen bir duygunun ardından ortaya çıkıyorsa,
• Satın almayla birlikte yükselen bir coşku ve sevinç hissediliyorsa,
• Her şey olup bittikten sonra mahcubiyet, utanç, pişmanlık ya da şaşkınlık hissediliyorsa,
• Alışveriş ya da parayla ilgili düşünme süreleri giderek artıyorsa,
• Tekrarlayan satın alma atakları nedeniyle başkalarıyla tartışmaya başlamışsa,
• Satın aldıklarının fiyatı ya da harcadığı para ile ilgili yalan söylüyorsa,
• Harcamayı mazur göstermek için fatura ve fişlerle oynayarak aşırı zaman geçiriyorsa,
• Alışveriş için borçlanıyorsa ve borçlandığını ödemek yerine satın almaya devam ediyorsa,
• Kullanmayacağı kadar ya da zaten varolan şeyleri alıyorsa,
Yukarıda sayılan maddelerden dört ya da fazlası olan kişinin alışveriş bağımlısı olduğu düşünülmelidir. .

Zorlayıcı satın almanın tedavisi:  Amaç zorlayıcı olan davranış örüntüsünün normale döndürülmesidir. Buna yardımcı olabilecek bazı yaklaşımlar vardır:
• Paraya ulaşımı zor bir hale getirmek,
• Satın alma dürtüsü ortaya çıktığında dikkati yöneltecek bir başka aktivite bulmak,
• Satın almayı hatırlatacak ya da başlatacak durum ve ortamlardan uzak durmak.
Ancak önerilen bu yöntemler büyük yarar sağlasa bile profesyonel yardım halen gereklidir. Kapsamlı bir tedavi uygulaması olmaksızın bu kişiler alışveriş yapmayı ancak yerine bir başka zorlayıcı ya da bağımlık yapıcı davranışı koyana dek durdurabilirler. Böyle birini biliyorsanız mutlaka bağımlılık üzerine uzmanlaşmış bir ruh sağlığı uzmanı ile iletişime geçmesini sağlayınız

Kaynak: Doç. Dr. Ö. Ayhan Kalyoncu web sitesi
(http://ayhankalyoncu.com/)


İçeriği Paylaşın