Alzheimer Genetik Bir Hastalık Mı?
Alzheimer Genetik Bir Hastalık Mı?
Bizi Takip Et
Unutkanlık her yaştan kişinin karşılaşacağı bir problemdir. Kaygı, stres, günlük yaşamın koşuşturması nedeniyle oluşan unutkanlıklar normal karşılanırken; bir de patoloji şeklinde yani bir hastalık şeklinde karşımıza çıkan unutkanlık söz konusu. Genellikle ileri yaş gruplarında ortaya çıkan bu unutkanlık eğer kişinin günlük yaşamını etkiliyor ve o kişiyi aktivitelerinden alıkoyuyorsa mutlaka bir hekim desteğine ihtiyaç var demektir.
“Yaşlı unutur, yaşlı unutmak zorundadır diye bir yaklaşım yoktur” diyen Alzheimer Vakfı Başkan Vekili – Geriatri ve Geriontoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Ahmet Turan Işık, Alzheimer’in 65 yaş üzerinde görüldüğünü ve hastalığın çeşitli evreleri olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Işık, başlangıçta küçük unutkanlıklarla başlayan hastalığın ileriki seviyelerde hastayı yatağa bağımlı bir hale getireceğini, hastanın birilerine bağımlı bir şekilde yaşayabileceğini ifade etti. Prof. Dr. Ahmet Turan Işık, Alzheimer hakkında merak edilen soruları yanıtladı.
. Çoğumuz zaman zaman, genellikle de stresli olduğumuzda unutkanlık yaşarız. Unutkanlık ne zaman tıbben bir sorun olduğunu gösterir?
“Unutkanlık bütün yaşlarımız boyunca sık karşılaştığımız, gençken de streslere bağlı olarak karşılaştığımız bir semptom olarak karşımıza çıkar. İlerleyen yaşla birlikte unutkanlık günlük hayatı olumsuz etkilemeye başladığı zaman problem haline geliyor. Çağımızın korkulan hastalığı Alzheimer’ın da kendini unutkanlıkla göstermesi ve bu durumun yaşlılarda daha sık görülmesi unutkanlığın korkulu bir hal almasına neden olmaktadır. Günlük pratiğimizde özellikle yaşlılar unutkanlık şikayetlerini büyük bir anksiyeteyle anlatarak, ‘Ben Alzheimer mı olacağım?’ diye soruyorlar.”
“HER UNUTKANLIK ALZHEIMER DEĞİLDİR”
. Alzheimer habercisi unutkanlığın belli bir özelliği var mıdır?
“Alzheimer kaynaklı unutkanlığın büyük çoğunluğu ileri yaşlarda görülür, biz bunu 65 yaş üzerinde görüyoruz. Yalnız şöyle bir paradoks vardır, 65 yaş üzerinde herhangi bir hastalığa işaret etmeyen masum bir unutkanlık da olabilir. Kişiler günlük işlevlerini yapamaz hale gelirler, örneğin titiz olan bir kişi randevularına gecikmeye başlar, çok titiz olan bir kişi dağınık bir hal almaya başlar, o yaşına kadar yemekleriyle ün salmış bir teyzenin yemek performansının kötüye gitmesi ve artık yemeklerinin eski lezzetinin olmaması, sıralı işleri yaparken o işleri sırasıyla yerine getirememek alzheimer unutkanlığıyla birlikte ilk işaretler olarak karşımıza çıkmaktadır.”
. Alzheimer’da evrelerine göre ne tür yakınmalar oluyor, kişiler hasta olan yakınlarında ne tür belirtiler görüyor?
“Alzheimer hastalığı unutkanlıkla kendini gösteren bir hastalıktır. Hastalığın evresine göre de görülen şikayetler ve hasta yakınlarının karşılaştığı şikayetler değişmektedir. Başlangıçta masum bir şekilde unutkanlık olur, yemek performansının bozulması görülür. Hastalar, hastalığın ilerlemesiyle birlikte günlük aktivitede kendi kendilerine yetmemeye başlarlar. Örneğin, elbiselerini kendi başlarına giyemezler, temizliklerini kendi başlarına yapamazlar, siyah çorabın yanına yeşil çorap giyerler, dışarısı 35 derece sıcaklıkta iken paltoyla dışarı çıkmaya çalışırlar veya çok soğukken yazlık bir kıyafetle dışarı çıkmaya çalışabilirler. Hastalık ilerledikçe hastanın yakınlarına ihtiyacı artacağı için semptomlar da değişmektedir.
Özellikle orta evrelerden itibaren bellek yakınmalarının yanında psikolojik ve davranış bozuklukları da kendini göstermektedir. Hasta hayaller görmeye başlar, sanrılar vardır ki, genellikle bu durum hastada, hırsızlık hezeyanları ile kendini gösterir. Hasta, bakımını üstlenen kişileri hırsızlıkla suçlar çoğunlukla.
Bu hastalar eve birilerinin geldiğini, yemek yediğini, bir şeyler yaptığını ifade edebilirler. Mesela, televizyonda gördüğü İbrahim Tatlıses’e sofra hazırlayan bir hastam vardı. Aynaya bakıp kendisini bir başkası olarak görüp, aynadaki kişiyle konuşup kavga eden hastalarımız da olabiliyor.
İleri evreye gelmiş hasta büyük çoğunlukla yatağa bağımlı olmaya eğilim gösteriyor. Büyük abdestini ve idrarını tutamaz bir hal alıyor, beslenmek bazen yutkunmak bile büyük bir lüks haline gelebiliyor bu hastalarda ve ilerleyici bir şekilde ölüme kadar sonuçlanabiliyor.”
. Alzheimer sadece unutkanlık ve bunama ile kendini göstermiyor. Bedensel fonksiyonları da etkiliyor. Peki, alzheimer’ın nedeni nedir?
“Alzheimer insanoğlunun yaşlanmasıyla beraber tanınan bir hastalık haline geldi. Alzheimer’in dünyada ilk deklare edilmesi 1906 yılında olmuştur yani 100 yıldır bilinen bir hastalıktır. İlerleyen bir şekilde hem beynin kapalı olması, canlı kişilerde beyni inceleme imkanının olmaması beyinle ilgili problemleri beraberinde getirmiştir o nedenle hastalığın gelişimiyle ilgili çeşitli yaklaşımlar sadece otopsi çalışmalarından veya çeşitli nedenlerle biyopsi alınan örneklerle yapılan çalışmalardan elde edilmiştir. Bu nedenle bu konu çok detaylandırılmış bir durumda değil, bazı protein birikimlerinin hastalığı başlattığı, buna ilave olan diğer protein birikimlerinin de ilerleyici bir şekilde artarak beyindeki bellekten sorumlu sinir hücrelerinin tahribiyle sonuçlanan ilerleyici bir hastalık olarak karşımıza çıkmaktadır.”
. Alzheimer ve Parkinson arasında bir ilişki var mı?
“Evet, olabilir. Alzheimer ve Parkinson çok benzer bir hastalık değildir ama Parkinson hastalığı sonuç itibariyle bizim demans dediğimiz bunama tablosuna neden olan ilerleyici nörodejeneratif bir hastalıktır. Yıkıcı ve ilerleyici bir hastalıktır. Parkinson beyinin başka bölümlerini etkileyerek gitmektedir ve ilerleyen süreç içerisinde hareket bozukluğuyla karşımıza çıkar.
Alzheimer da tam tersi, bellek bozuklukları olmazsa olmazdır. Diğer semptomlar daha sonra ilave olmaktadırlar.”
“VAKALARIN ÇOĞU KALITIMLA İLGİLİ DEĞİL”
. Alzheimer’ın kalıtımla ilgisi nedir?
“Vakaların yüzde 90 – 95’i genellikle kalıtımla çok bağımlı değildir ama vakaların erken başlangıçta ya da familial Alzheimer hastalığı dediğimiz olgularda kalıtımla ilişkisi vardır. Bazı genler vardır tanımlanmıştır, bu geni olanlar da Alzheimer gelişimi mutlak gibi görünmektedir. Ama bereket versin ki bu hastalar sadece mevcut hastaların yüzde 10’una ulaşabilmektedir.”
. Anne ya da babasında Alzheimer olan bir kişi nasıl bir önlem almalıdır?
“Birinci dereceden aile yakını Alzheimer olanlarda bu bir risktir ve o kişinin Alzheimer olma riski 2 katına çıkar, iki kişi varsa 4 katına çıkar. Öncelikle riskli grupta olduğumuzu bileceğiz. 1990’lardan beri Dünya Sağlık Örgütü’nün de deklare ettiği başarılı yaşlanma süreçleri dediğimiz kişilerin her yaşta üretkenliğini devam ettiren ve sağlıklarını koruyucu yaklaşım programları çok popüler bir hal almıştır. Bu nedenle bu yaşam tarzını benimseyerek kendisinde böyle bir risk olduğunu bilmeli, böyle şikayetlerin başladığını fark ettiğinde bu şikayetlerini bir uzmanla paylaşmalıdır.”
. Hangi uzmana başvurmak gerekiyor?
“Psikiyatrist, nörolog ve geriatri bölümlerine başvurabilirler. Bütün dünyadaki demans hastalarını bu üç branştaki hekim arkadaşlarımız takip ve tedavi etmektedirler. Konuyla ilgili psikiyatr ya da geriatri bölümünün olması önem arz eder çünkü bu özel bir konudur. Özel bir bilgi birikimi gerektirir. Bu nedenle bu uzmanlara müracaat edecek kişiler konuyla ilgili nörolog, geriatrist ya da psikiyatrist ile görüşmelidir.”
. Alzheimer alanında uzman bir hekime nasıl ulaşılabilir?
“Alzheimer Derneği’nin web sitesinden ulaşılabilir. İnternete girdiğiniz zaman kişilerin isimlerinin yanında etkin ve yetkin olduğu konular yer almaktadır. Gerek geriatri gerekse nöroloji derneklerinin sitesinden de bu konunun uzmanlarına çok net bir şekilde ulaşabilirler. Telefonla aradıklarında bile sözlü olarak kişilere yardımcı olunmaktadır.”
“ALZHEIMER YIKICI VE İLERLEYİCİ BİR HASTALIKTIR”
. Alzheimer tanısı almış bir hastada, hastalığın ileri evreye varması önlenebilir mi ya da hastalık geciktirilebilir mi? Ne kadar zamanda hastalar ilk evreden son evreye gelirler?
“Hastalar için bütün dünyada mevcut tedaviler hastalığı bir miktar yavaşlatmaktadırlar. Mevcut imkanlarımız sadece hastalığın semptomlarını iyileştirmekte ve bir miktar da hastalığın gidişatını yavaşlatmaktadır.
Literatür bilgisi olarak genellikle 4 ila 17 yıl sürdüğü belirtilse de ortalama 10 yıl civarında hastalık en sonuna ulaşmaktadır. Yıkıcı ve ilerleyici bir hastalıktır.”
. Zihni sürekli meşgul etmekten bahsedilir. Bulmaca çözmek, aktivitelerle uğraşmak Alzheimer’ı engellemekte ne gibi bir etkiye sahiptir?
“Yapılan çalışmalar zihinsel veya fiziksel aktivitenin hastalığa karşı koruyucu olduğunu göstermektedir ve herkese önerilir ama bunu bulmaca, sudoku gibi şeylerle sınırlamadan bilimsel veriler ışığında kendimizi arzu edip bu yolda çeşitli aktivitelerde bulunmak özellikle önerilen bir konudur. Mesela qelli bir yaştan sonra yeni bir lisan öğrenmek önerilir. Bir hobiyi o alanda çok iyi olarak yürütmek de öneriler arasındadır.”
. Alzheimer hastasına bakan kişilerde de depresyon görülüyor. Bu konuda Türkiye’de neler yapılmalı?
“Konsept olarak bakıcı tükenmişliği olarak tanımlıyoruz bunu. Bakıcı tükenmişliğinin de bir bunama yanında fenomen olduğu yeni yeni kabul edilmiş bir süreçtir. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki bu hastalarda depresyonun, hipertansiyon gelişiminin, inme, kardiyovasküler hastalıkların gelişimlerinin daha fazla olduğu gösterilmiştir. Ama maalesef bakıcı tükenmişliği ve profesyonel bakıcı istihdamını yaratacak bir sektör oluşmuş değil. Yeni yeni üniversitelerde yaşlı bakımıyla ilgili 2 yıllık önlisans bölümleri açılmıştır. İlerleyen zamanlarda bir istihdam alanı şeklinde değerlendirilecektir ve işler rayına oturacaktır.”
. ÜlkemizdeAlzheimer hastalarına bakan kişilerin, hastalarını emanet edecekleri hem bakımını hem tedavisini yapabilecek merkezler yeterli sayıda mı?
“Çok yetersiz hatta hiç yok denilebilir çünkü olanlar da günlük bakım yapan gündüz bakım evi şeklinde birkaç tanedir. Bunun yanı sıra profesyonel anlamda maalesef böyle merkezler yok ama çok ciddi şekilde ihtiyacımız var.”
. Sağlıklı yaşlanma hakkı ne anlama geliyor?
“Bellek olarak ve fiziksel olarak sağlıklı olmak, sağlıklı yaşlanmayı istemek lazımdır ki gerektiğinde bir profesyonelden yardım almak bilinmesi gereken bir konudur. Şunu unutmamak lazım, ‘Yaşlı unutur, yaşlı unutmak zorundadır’ diye bir yaklaşım yoktur. Eğer unutkanlık günlük yaşamı olumsuz etkiliyorsa mutlaka bir patolojidir ve değerlendirilmesi gerekir.”
İçeriği Paylaşın