Alzheimer’dan Korunmanın Yolları
Alzheimer’dan Korunmanın Yolları
Bizi Takip Et
Alzheimer’in görülme sıklığı nedir? Kadınlar da mı erkeklerde mi daha sık görülür?Alzheimer’in yaşla bağlantısı nedir? Alzheimer’da risk faktörleri nelerdir? Alzheimer hastalığının önemi nedir? Ailesel riski olan kişiler nelere dikkat etmelidir? Alzheimer önlenebilir mi? Depresyon Alzheimer habercisi olabilir mi? Güçlü bir hafıza için ne yemeliyiz? Beynimizin genç kalması için ne yapmalıyız? Bulmaca çözmek Alzheimer hastalığını önler mi?
Alzheimer Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Engin Eker, Alzheimer hastalığı hakkında merak edilen bu soruları Sağlığım İçin Herşey’de yanıtladı.
YAŞ ÖNEMLİ BİR RİSK FAKTÖRÜ
. Alzheimer’in görülme sıklığı nedir? Kadınlar da mı erkeklerde mi daha sık görülür?Alzheimer’in yaşla bağlantısı nedir? Alzheimer’da risk faktörleri nelerdir?
“Alzheimer hastalığı beyinde görülen nörodejeneratif hastalıkların başında gelir. Bu hastalıkta yaş önemli bir risk faktördür. Ortalama ömür uzadıkça da artmaktadır. Türkiye’de ortalama ömür 74.8 civarındadır. Özellikle gelişmekte ve gelişmiş ülkelerde alzheimer sayısı artmaktadır. 65-70 yaşları arasında yüzde 5-7; 75-80 yaş arasında yüzde 23’dür. 85 yaş üzerinde ise yüzde 47 civarındadır. Diğer risk faktörü ise aile fertlerinde alzheimer olmasıdır. Özellikle anne, baba, kardeşlerden birinde hastalık olursa risk yüzde 10 civarında genel nüfusa oranla daha fazla görülmektedir. Hastalık daha ziyade ikide bir oranında kadınlarda görülür. Ama erkeklerde de beyinde damar bozukluğuna bağlı multi infarkt denilen ufak ufak infarktüslerin olduğu vasküler demans (bunama çeşidi) daha fazla görülmektedir. Diğer risk faktörleri arasında kafa travmaları vardır. Mesela boks sporunu yapanlarda şiddetli kafa travmaları beyin fonksiyonlarında aksamaya neden olur.”
HASTA YAKINLARININ YAŞAMLARI DA ÇOK ETKİLENİYOR
. Alzheimer hastalığının önemi nedir?
“Alzheimer; hastaya, hasta yakınlarına, devlete ve son yıllarda büyük destek veren belediyelere büyük bir yük oluşturmaktadır. Hastada başlangıçta, özellikle de yüksek beyin fonksiyonlarından gurur duyan bir insanda, yüksek beyin fonksiyonları başta bellek olmak üzere azaldığı vakit büyük bir kaygı, endişe, sıkıntı, depresyon belirtileri çıkabilir. Günlük hayatını etkiler. Bunama zaten başta bellek olmak üzere yüksek beyin fonksiyonlarının kişinin günlük hayatını ve sosyal ilişkilerini etkileyecek bir şekilde bozulması olarak tanımlanır. Hasta yakınları da gerek çok sevdikleri varlığın bu kayıplarının farkına vardıklarında gerekse bakım açısından büyük bir çöküntüye girip tükenebiliyorlar. Yüzde 60 oranında hasta yakınlarında depresif belirtiler çıkabiliyor ve bunlar daha çok psikiyatri kliniklerine başvuruyorlar. Bunlarda daha fazla bedensel şikayetler çıkabiliyor. Sırf yakınlarına bakmak için iş hayatlarından çekilebiliyorlar. Devlete ise maddi bakımdan büyük bir yük getiriyor. Ülkemizde son yıllarda 450 bin civarında Alzheimer hastası olduğu tahmin ediliyor. Ve en çok Alzheimer hastalığının oranı gelişmekte olan ülkelerde artıyor.”
ALZHEIMER’DA RİSK FAKTÖRLERİ
. Ailesel riski olan kişiler nelere dikkat etmelidir?Alzheimer önlenebilir mi?
“Alzheimer hastalığında yaş, cinsiyet ve genetik yük değiştirilemez ama bazı değişebilen faktörler vardır. Bunlar arasında genel sağlığın iyi olması gerekir. Örneğin özellikle orta yaşta çıkmış bir diyabet risk faktörüdür. Diyabetin süresi 6 yıl veya daha fazla sürmüşse bu risk daha da artar. Eğer bir de ailevi bir yüklülük varsa, diyabetten korunmalı veya diyabet hastası ise etkin bir şekilde tedavi olmalıdır. Alzheimer hastalığında diğer risk faktörlerinden biri kolesteroldür. Diğer faktörler arasında çok pasif bir hayat yaşamak yani fiziki aktivite içinde hiç bulunmamak gelir. Ayrıca, özellikle erkeklerde metabolik sendrom ve özellikle göbek civarında yağ miktarı da risk faktürüdür. İç organların yağ miktarının, göbek çevresinin, kolesterolün ve trigliserit denilen yağların ölçüldüğü bu araştırmalarda erkeklerde alzheimer veya vasküler demansın (damarsal bozukluğa bağlı demanslar) daha fazla çıktığı görülmektedir. Aşırı alkol ve sigara da bir başka risk faktörüdür. Sigara ayrıca kalp ve damar sistemini bozduğu için beyindeki damar sistemi de bozulur.”
DEPRESYON ALZHEİMER HABERCİSİ
. Depresyon Alzheimer habercisi olabilir mi?
“Başlangıç belirtileri olarak bazen yüksek beyin fonksiyonlarından gurur duyan bir insan akademisyen, CEO veya büyük bir iş adamı yavaş yavaş kayıplarının farkına vardığı zaman gerçekten depresyon tablosuna girebiliyor. Bu depresyon tablosu beyin fonksiyonlarını daha fazla bozabiliyor. Ama 20’li yaşlarda başlayıp yaşamın belli dönemlerinde tekrar tekrar büyük depresyonlar (major) geçiren olgulara bakıldığında, beyinde özellikle bellekle ilgili alanda (hipokampus) hücre kaybının daha fazla olduğu görülür.’’
ALZHEIMER’DA BESLENME
. Güçlü bir hafıza için ne yemeliyiz?
“Güçlü bir hafıza için yapılan beslenme çalışmalarında en çok Akdeniz diyeti üzerinde duruluyor. Özellikle metabolik sendroma sebep olmayacak, haftada bir iki defa balık, yeşil sebzeler, baklagiller, az yağlı yoğurt, süt, peynir gibi bir beslenme şekli öneriliyor. Bir de son zamanlarda 5/2 beslenme şekli var. 5 gün normal kalori, 2 gün de 500-600 civarında düşük kalori alınıyor. Bu beslenme üzerinde araştırmalar devam ediyor. Ama Alzheimer’ı kesin olarak önleyecek herhangi bir beslenme şekli yoktur. Kahve içinde özellikle beyni koruyan maddeler olduğu için günde 1-2 fincan kahvenin etkili olduğu düşünülüyor.”
SOSYAL OLUN ALZHEIMER OLMAYIN
. Beynimizin genç kalması için ne yapmalıyız?
“Beynin genç kalması için öncelikle sosyal hayat iyi olmalıdır. İstanbul’u kaotik, gürültülü ve trafiği fazla bulup, insanların birbirlerinden uzaklaştığı ortamdan çıkacağını, sessiz sakin bir yere gideceğini söyleyen kişilere ‘gitmeyin’ diyoruz. Çünkü dostlar arasında iletişim, az oranda stres yararlıdır. Az stres, bizi üretici yapar. Ama aşırı stres, beyinde hafızayla ilgili alanlarda hücre kaybına sebep olabilir. Beslenmeyle ilgili de zerdeçalın beyne faydalı olduğunu söyleyen yayınlar var. Bunun dışında nar suyu, kakao yağı, havuç suyu gibi önerilerin ise hastalığın önlenmesi ya da ilerlemesine hiçbir faydası yoktur.”
BULMACA ÇÖZMEYE ERKEN YAŞTA BAŞLANMALI
. Bulmaca çözmek Alzheimer hastalığını önler mi?
“Bulmaca çözmeye belli bir yaştan sonra başlanıyor. Halbuki çok daha erken başlamak gerekir. Gramer kurallarını iyi bilmek, kelime sayısını giderek arttırmak özellikle 18-20’li yaşlarda olur. Bunları bilen ve daha sonra meslek sahibi olan gençlere farklı alanlarda hobi edinmeleri, bir başka lisan öğrenmeleri önerilir. Öğrenmenin yaşı yoktur. Birçok Avrupa ülkesinde, Amerika’da 65 yaş üzerindekiler için okullar vardır. O bakımdan bulmaca çözmenin, sudokunun belli bir yaşta da faydası vardır ama buna daha erken yaşlarda başlanmalıdır. Yapılan çalışmalarda erken başlanan fiziksel aktivite en önemlisidir. Haftada 3 defa hiç olmazsa yarım saat, 40 dakika bir yürüme bile büyük bir faydası sağlar.’’
İçeriği Paylaşın