Ankara’da Uluslararası Bir Hastane

Ankara, dünya sağlık turizminde liderliği hedefleyen Türkiye’nin yurt dışından hasta çeken önemli şehirlerden biri. 20 bin metrekarelik alanda kurulu Medicana International Ankara Hastanesi 120’nin üzerinde hekim ve sağlık profesyoneli kadrosuyla her yıl dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen çok sayıda hastaya sağlık hizmeti sunuyor.

Uluslararası hasta trafiğinin Ankara’ya çekilmesinde önemli rol oynadıklarını belirten Medicana International Ankara Hastanesi Genel Müdürü Op. Dr. Gülçin Türkmen Sarıyıldız, “Batı Avrupa’da ağırlıklı olarak Hollanda’dan; Doğu Avrupa’da Kosova, Bosna-Hersek, Arnavutluk ve Makedonya’dan; Kafkaslarda Kazakistan, Gürcistan ve Azerbaycan’dan; Ortadoğu’da Irak ve Suriye’den; Arap Yarımadası’nda Birleşik Arap Emirlikleri ve Yemen’den; Kuzey Afrika’da Libya ve Cezayir’den gelen hastalara ileri tıp uygulamalarıyla tedavi hizmeti vermekteyiz” diyor.

Yaklaşık 20 yıldır hekim ve sağlık yöneticisi olarak sektörde görev yapan Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu Op. Dr. Gülçin Türkmen Sarıyıldız, hastanenin sağlık turizmindeki çalışmaları konusunda şu bilgileri veriyor:

“Özel sağlık sektöründe 25 yılı aşkın süredir hizmet veren zincir hastanelerden Medicana Sağlık Grubu’nun amiral gemilerinden biri olarak sadece başkentin değil; çevre iller başta olmak üzere tüm Türkiye den gelen ve yurt dışından gelen hastaların sağlık ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmaktayız. 2008 yılından bu güne kadar sağlık hizmeti sunduğumuz hasta sayısı 1 milyon 850 bin. Kanser cerrahisi ve radyoterapi, medikal onkoloji kliniğinde senede 10 bin civarında kanser hastasına hizmet verilmektedir. Yine 2018’in son çeyreğinde Atılım Üniversitesi ile imzaladığımız afiliasyon ile üniversite hastanesi kapasitesinde olduğumuzu ortaya koymuş bulunmaktayız.

Op. Dr. Gülçin Türkmen Sarıyıldız

YURT DIŞINDAN GELEN HASTALARA ORGAN VE KEMİK İLİĞİ NAKLİ

• Sağlık turizmi kapsamında organ nakli, kemik iliği nakli gibi spesifik ve büyük cerrahi operasyonları gerçekleştirmekteyiz.
• Sağlık turizmi kapsamında öncelikli alanlarımızdan biri de ileri tıp uygulamalarıdır. Kanser cerrahisi ve radyoterapi, medikal onkoloji kliniklerinde senede 10 bin civarı kanser hastasına hizmet vermekteyiz. Sunduğumuz hizmetlerden biri de; kanser tanı ve tedavisinde kullanılan son teknoloji cihaz parkuru ile etkin tanı ve tedavi yapabilmekteyiz.
• Hastanemizde baş-boyun cerrahisi, meme-endokrin cerrahisi, akciğer kanseri cerrahileri, kolorektal cerrahi, ortopedi ve mikrocerrahi, el cerrahisi, beyin cerrahisi, epilepsi cerrahisi ile jinekolojik onkoloji ameliyatları başarıyla gerçekleştirilmektedir. Güncel cerrahi yaklaşımları kapsamında kapalı ameliyat (laparoskopik) yöntemlerden de faydalanılmaktadır.
• Çocuk sağlığı ve hastalıkları kliniğimizde çocuk gastroenterolojisi, çocuk endokrinolojisi, çocuk kardiyolojisi ve çocuk alerjisi dallarında da hastalara hizmet sunulmaktadır.

MEME KANSERİNDE AMELİYAT SIRASINDA RADYOTERAPİ İMKANI

Toplum sağlığının geliştirilmesi konusunda önceliğimiz kadınlardır. Kadınlarda da en sık görülen kanser türü olan meme kanseriyle mücadele için erken tanı öne çıkardığımız çalışmalar arasında yer almaktadır. Muayene sonrası gerek duyulduğunda hastalara üç boyutlu dijital mamografi ve ultrasonografiyle aynı gün içinde hizmet sunulmaktadır. Meme koruyucu cerrahi, intraoperatif radyoterapi teknolojisi ile hastalar cerrahi operasyon esnasında radyoterapi görebilmekte ve böylelikle ameliyat sonrası uygulanan radyasyon tedavisinden kurtulabilmektedirler. Alanında uzman plastik cerrahlar kanser nedeniyle memesi alınan kadınların meme onarımı konusunda da yanında olmaktadır.

TÜRKİYE’DE SAĞLIK TEKNOLOJİLERİ

Sağlık teknolojileri konusunda çok donanımlı bir ülkeyiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın hayali olan Şehir Hastanelerinin devreye girmesiyle de neredeyse hemen her yerde akıllı binalarımız ve son teknoloji cihazlarımızla hizmet verir hale geldik. Özel sektör ve üniversite hastanelerimiz yine öncü rol oynayarak ileri tıp uygulamalarının yapılabildiği çok gelişmiş tedavilerin gerçekleştiği hastaneler konumundadır. Sadece dışa bağımlı olan bu teknolojinin yerli yatırımla desteklenip teknolojiyi üretebilir hale gelmemiz önümüzdeki on yılın önceliği olacaktır.

Dijitalleşme sayesinde sınırlar olmadan sağlık alanında hizmetlere ulaşacağımız, dünya genelinde her eve ve her kişiye daha az maliyetle dokunulabileceği günleri görmemiz çok uzak değil.  Sağlık alanında yaşayacağımız bu dönüşüm bir tür bilim kurgu gibi görülmemeli. Aslında hali hazırda bunların ilk adımlarını yaşıyoruz ve çok hızlı entegre oluyoruz.

Dünya nüfusu hızla yaşlanıyor. Bu durum iyi bakım ve iyi tedavinin hayati bir öneme sahip olabileceğini gösteriyor. Birleşmiş Milletler rakamları 60’lardan sonra nüfusun 2030 yılına kadar yüzde 56 artacağını ve bu durumun büyük ölçüde daha verimli sağlık hizmetleri ihtiyacını arttıracağını söylüyor. Dönüşümlerde ve bu tıp gelişimlerde riskleri görmeli, iyi analiz etmeli ancak olumlu tarafından motive olmalıyız. Bugün mobil uygulamalar, aplikasyonlar, giyilebilir teknolojilerin faydasını asla yadsıyamayız. Ülkemiz hastanecilikte, tanı ve tedavi yöntemlerinde dünyada önemli bir konumda. Sağlık teknolojileri konusunda donanımlı bir ülkeyiz. Ayrıca hem dünyada hem de ülkemizde eğitimli sağlık çalışanlarının gelişime sürekli katkı sağlaması toplumun sağlık açısından kendini çok daha güvende hissetmesini sağlamaktadır.”