Anoreksia Diş Kayıplarına Sebep Oluyor!

Özellikle 18-25 yaş aralığında tetiklenen ve çoğunlukla kadınlarda görülen Anoreksia Nevrosa ve Blumia gibi yeme bozuklukları, kişilerin psikoloji ve fizyolojilerini derinden etkileyen, doğru ve zamanında müdahale edilmezse ciddi sonuçlar doğurabilen, günümüzün en hayati sorunlarından biri. Smile International Kliniği Diş Hekimlerinden Doktor Zülal Palazlı; bu tip yeme bozukluklarının doğurabileceği sonuçlar hakkındaki kritik noktaları paylaştı.

YEME BOZUKLUKLARI ÖNEMSENMEYECEK BİR SORUN DEĞİL

Özellikle genç kadınlarda görülen, kişinin beden algısında bozulmalarla ilerleyen yeme bozuklukları erken müdahale gerektirir. Kişinin kilo almaya karşı ciddi bir korku beslemesi, bilinçli olarak zayıf kalmak için yetersiz beslenmesi ya da yediklerini çıkarması, zamanında müdahale edilmediği takdirde beden sağlığında ciddi bozulmalara yol açar. Özellikle yemek yedikten sonra parmak kullanarak yediklerin çıkarılması sebebiyle yaşanabilecek birincil rahatsızlıkların başını diş ve diş eti problemleri çekiyor. Kısa dönemde diş çürüklerine sebep olabilen, ancak sonrasında diş kayıplarına yol açabilen bu hastalıklar asla hafife alınmamalı.

ÖNCE DİŞLERİNİZİ, ARDINDAN TÜM BEDEN SAĞLIĞINIZI KAYBEDEBİLİRSİNİZ

Doktor Zülal Palazlı, çoğunlukla sıfır bedene ulaşma isteği ve “ideal güzellik” kavramına saplantı geliştirmeleri sebebiyle gençlerin bu tarz yeme bozukluklarının pençesine düştüğünü, bu nedenle de sağlıklarından olduklarını belirtti. Bu hastalıkların dişler üzerinde de olumsuz sonuçlar doğurduğunu belirten Doktor Palazlı, özellikle sık kusan kişilerde mide asidinin etkisiyle dişlerde ciddi hasarlar hatta kayıplar yaşanabildiğini belirtiyor. “Diş minesinde aşınma, ağız içi yaralarla başlayan diş ve ağız sağlığı sorunları, tedavi edilmezse çok daha ciddi problemlere sebep olabiliyor. Dişlerde yaşanan sorunların, vücudun diğer organlarını da doğrudan etkilediğini unutmamak gerekli. Bu sebeple yeme bozukluklarının temelinde yatan sorunların ivedilikle çözülmesi gereklidir. Gençlere tavsiyem kendileriyle barışmaları, tek bir güzellik anlayışı doğrultusunda şablonlarla hareket etmemeleri.”