Aritimi Hastaları Nelere Dikkat Etmeli?

Aritimi Hastaları Nelere Dikkat Etmeli?

Aritimi Hastaları Nelere Dikkat Etmeli?

Bizi Takip Et


Kalp ritim bozuklukları, yaşlılarda daha sık rastlansa da her yaşta görülebiliyor. Bazen hiçbir hayati risk taşımayan hastalık, bazen ani ölümlere yol açabiliyor.

Liv HOSPITAL Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Enis Oğuz, vücudumuzda hayati önem taşıyan kalbin, ritminin korunması için yapılması gerekenleri anlattı.

. Kalp ritim bozukluğunun sebebi nedir?
Kalp kasının kasılması için elektrik uyarı gereklidir. Kalbin sağ kulakcığında düzenli aralıklarla elektrik uyarı çıkaran hücreler vardır. Bahsedilen elektrik uyarının kalbin her tarafına yayılması gerekir. Elektriğin kalp içinde yayılırken izlediği peş peşe dizilmiş hücrelerden oluşan elektrik kablosu gibi hatlar vardır.

Kalp kası da bu elektrik iletiye cevap verir. Bahsi geçen bu yapılardaki anormallikler kalp ritminin bozulması ile sonuçlanır. Ritim bozukluğu bazen kalbin hızlanması (taşikardi); bazen teklemesi (erken atım); bazen de yavaşlaması (bradikardi) şeklinde ortaya çıkar.

. Aritmi belirtileri nedir?
En sık belirti çarpıntı hissidir. Hastalar bu hissi anlatmak için ‘Kalbim kuşkanadı gibi çırpıyor’, ‘Göğsümden fırlayacak gibi oluyor’, ‘Kalp atışlarım dışarıdan görülüyor’, ‘Kalbim ağzımdan çıkacak gibi oluyor’ şeklinde ifadeler kullanır. Çarpıntı genelde aniden başlar ve bazen saniyeler, bazen dakikalar, bazen de saatler sürüp birden sonlanır. Diğer bir bulgu baş dönmesi ve bayılma olabilir. Ritim bozukluğuna bağlı bayılmalar genelde hayati önemi olan ritim bozukluğu türlerini işaret eder.

. Hangi yaş aralığında görülür?

Ritim bozukluğu her yaş grubunda görülebilir. İleri yaşlarda ritim bozuklukları daha sıktır ve diğer kalp hastalıklarıyla ilişkilidir. Tüm yaş grupları hesaba katıldığında toplumun yüzde 2’sinde; 80 yaş üzeri nüfusun ise yüzde 10’unda atriyal fibrilasyon (kalbin kulakçıklarından kaynaklanan ritm bozukluğu) olduğu biliniyor. Bu oranlar kalp ritim bozukluklarının toplum sağlığı için ne denli önemli olduğu ortaya koyuyor.

. Ritm bozuklukları için ne gibi testler uygulanıyor?

Kalp ritim bozukluğunun tanısında en önemli yöntem EKG dediğimiz kalbin elektriğinin kayıt edilmesidir. Bununla beraber EKG’nin tanı koydurucu olması için ritim bozukluğu olduğu anın kayıt edilmesi gerekir. Örneğin çarpıntı atağı başlayan hasta, çarpıntı devam ederken en yakın sağlık kuruluşuna gidip EKG çektirirse ritim bozukluğunun türü de bu şekilde belirlenmiş olur.

Bununla beraber bazı ritim bozuklukları kısa sürelidir; bu şekilde kayıt ettirebilme imkânı yoktur. Bu gibi durumlarda hastaların yanında taşıyabildiği, cep telefonu büyüklüğünde kayıt ediciler vardır. Amaç ritim bozukluğu olduğu anda hastanın kendi ritmini kendisinin kayıt edebilmesi imkânını sağlamaktır.

Nadir görülen ritim bozukluklarını kayıt etmek için ise cilt altına operasyonla yerleştirilen kayıt ediciler vardır. Böylece 3 yıl boyunca sürekli kalp ritmi kayıt edilebilir. Bu yöntemlerle ritim bozukluğu ortaya konamadığında elektrofizyolojik çalışma denen girişimsel yöntem kullanılabilir. Bazı durumlarda ise ekokardiyografi, kardiyak MR, koroner angiografi gibi tanısal yöntemler gereklidir. Ayrıca vazovagal senkop adı verilen bir bayılma sebebini ortaya koymak için özel bir test uygulanır.

Bu hastalıkta refleks olarak kalp ritmi yavaşlaması; hatta geçici durma görülebilir. Epilepsi ile karışabilen ve nöroloji kliniklerinde tanı konması için çabalanan birçok hastada bu basit yöntemle ayırt edici tanı yapılabilmektedir.

. Ritim bozukluğu olan hastalara diyet uygulaması gerekir mi?

Ritim bozukluğu yaşayan hastalar için diyet önemlidir. Bazı maddeler kalbin elektrik sistemi için uyarıcı özellik taşır. Bunlar ritim bozukluklarının tetiklenmesine neden olabilir. Çay, kahve, sigara etkileri bu etkenler arasında sayılabilir.

Ayrıca birçok ilaç da ritim bozukluğuna yol açabilir. Bazen kalp ilaçları, tansiyon ilaçları kalbin yavaşlamasına yani bradikardiye yol açabilir. Örneğin göz tansiyonu için kullanılan ilaçlarda kalp hızını yavaşlatıcı etkisi olan maddeler bulunabilir. Bazen bir ritim bozukluğunu tedavi etmek için verilen bir ilaç başka ritim bozukluğuna yol açabilir. Genel kalp sağlığını koruyucu önlemler ritim bozukluklarından korunmak için de geçerlidir.

Stres yönetimi, ideal kilo, düzenli egzersiz, hayvansal ve transyağlardan sakınan bir diyet, tuz alımının azaltılması, sigara içilmemesi, alkol alımının azaltılması veya hiç alınmaması bu önlemlerin en önemlileridir.

. Tedavi yöntemleri nelerdir?

•    Birçok ritim bozukluğu iyi huyludur. Tedavi edilmeleri gerekmez. Ancak rahatsız edici etkilerinin azaltılması için ilaçlar kullanılabilir. Bazılarında ise muhakkak tedavi gerekir. Kalp ritim bozukluğu ilaçları ile ritim problemi baskılanabilir. İlaçlar kullanıldığı sürece ritim bozukluğu ortaya çıkmayabilir. Atriyal fibrilasyon gibi kalp içinde pıhtı oluşumuna yol açan ritim bozukluklarında pıhtı oluşumunu engelleyici ilaçların hayati önemi vardır.
•    Kasık damarından kalbe yollanan kateter adı verilen teller ile de ritim bozukluğuna yol açan kalp içi bozukluğun yeri tespit edilir. Buraya bazen radyofrekans dalgası; bazen de dondurucu etki kateter ucundan uygulanır. Bu uygulama ritim bozukluğuna yol açan hücrelerin ölmesi ile sonuçlanır. Birçok ritim bozukluğu için işlem başarısı yüzde 100’e yakındır.
•    Bazen ritim bozukluklarının acilen düzeltilmesi gerekir. Bu durumda kalbe göğüs duvarından elektroşok verilmesi etkili bir yöntemdir. Elektroşok kalbin ritminin sıfırlanmasına böylece normal ritmin yeniden başlamasına olanak tanır. Kalıcı bir çözüm değildir. Zaman içinde ritim bozukluğu tekrarlayabilir. Bununla beraber hayat kurtarıcı olabilir.
•    Bazı ritim bozuklukları kalbin yavaşlamasına veya durmasına yol açar (bradikardi). Bu çeşit bir bradikardi geliştiğinde ve düzeltilebilir bir sebebi bulunamadığında tedavi kalp pili takılmasıdır. Kalp pili kablosuz teknoloji sayesinde dışardan programlanabilir, istenilen kalp hızı ve diğer özellikler ayarlanabilir. Ayrıca hastanın ritmi ile ilgili topladığı bilgiler okunabilir. Batarya ömrü ortalama 7-8 yıldır. Bu süre sonunda değişmesi gerekir. Eski piller cep telefonu sinyallerinden çok etkilenmekteyken yeni piller kendilerini bu sinyallerin olumsuz etkilerinden koruyabilmektedir. En önemli kısıtlama manyetik alanlardan uzak durmak gerekliliğidir.


İçeriği Paylaşın