Aşı Karşıtlığı Üzerine…
Bizi Takip Et
Koruyucu hekimlik alanında önemli bir yeri olan aşılara ve tıptaki gelişmelere karşı olanları anlayamıyorum. İlaç ve tıbbi cihaz sektörüne sürekli şüpheyle bakanları da!
Dedelerimin, büyükannelerimin ölüm acısını içimde hissettiğim, hayatın kaçınılmaz gerçeğinin soğuk yüzü ile tanıştığım günlerde daha ilkokula bile gitmiyordum. Onları kaybettiğimde 60’lı yaşlarda bile değillerdi. Mesela, hipertansiyona bağlı beyin kanaması sonucu hayata veda eden anneannem 57 yaşındaydı. Günümüzde ise ortalama yaşam süresi kadınlarda 76’ya, erkeklerde ise 72’ye çıktı. 1965-1970 yılları arasında 54,9 olan ortalama ömür, çevre kirliliğine, GDO’lu, hormonlu gıdalara, büyük kentlerde yaşamının ağır stresine rağmen bugün 74’e yükseldi. Bir başka deyişle ortalama yaşam süresi 40 yılda 20 yaş kadar arttı. Şimdi bu verilere bakıp; Tip 1 diyabetten kalp damar hastalıklarına ve kansere kadar yaşamı tehdit eden sağlık sorunlarında geliştirilen yeni tedavilerin olumlu etkilerini inkar etmek, ilaçlara, protezlere ve organ destek cihazlarına sırt çevirmek ne demektir? Sadece kızamık aşısının 2000’den 2016’ya kadar 20,4 milyon hayatı kurtarmasına karşın, çocuğunu aşılatmayan ailelerin davranışı nasıl izah edilebilir?
AŞILARLA İLGİLİ ÖNYARGILAR…
Kimi kızamık-kızamıkçık-kabakulak (KKK) için yapılan karma aşının çocuklarda otizme yol açacağına dair derin kaygılar yaşıyor. Kimi, çocukların bağışıklık sisteminin bu kadar aşıyı kaldıramayacağını düşünüyor. Kimi de ilaç şirketlerinin ticari menfaatleri doğrultusunda aşı pazarladıklarına ve üstelik bu aşıların civa, alüminyum gibi sağlığa zararlı maddeler içerdiklerine inanıyor. Aşı karşıtlarının görüşleri böyle uzayıp gidiyor. Peki, aşılatmadıkları takdirde çocuklarının yakalanabileceği kızamığın beyin hasarı, körlük ve işitme kaybına kadar varan ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğinden kaçı haberdar? Aşı karşıtı anne ve babalar kızamık geçiren her bin çocuktan 100’ünün hastaneye yattığını, bu çocukların yüzde 20’sinin hayatını kaybettiğini gerçekten bilmiyor olabilir mi?
“AŞILAMA, TOPLUMUN BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ DE KORUR”
Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre 2011 yılında çocuklarına aşı yaptırmayan ailelerin sayısı 183 iken, bu rakam 2017’de 23 bin 600’e ulaştı. 2016’da Türkiye’de kızamık vakası sayısı sadece 9 iken, 2018’in ilk dokuz ayında bu rakam 510’a yükseldi. Tüm Eczacı İşverenler Sendikası Genel Başkanı Eczacı Nurten Saydan’ın dün yaptığı açıklamadan şu bölümü sizlerle paylaşmak istiyorum. “Bir ülkede meydana gelen birkaç vaka, aşı koruması olmadan kısa sürede on binleri bulabilir. Aşılama yalnızca çocukları korumaz, çocukların torunlarını ve birkaç kuşak sonrasını da korur. Aşılamanın bir hedefi de; etrafımızdaki insanları koruyarak ‘toplumun bağışıklık sistemini’ sağlamaktır”. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de aşı karşıtlarının sayısı artıyor. İtalyan hükümeti aşıları tamamlanmamış çocukların okula alınmayacağını açıklamıştı. Bu tür bir yaptırım sizce ülkemizde de yapılabilir mi? Amaç diğer çocukları korumaksa neden olmasın!
Esra Kazancıbaşı Öztekin
sagligimicin@gmail.com
Not: Bu yazı 5 Mayıs 2019 tarihinde Yenibirlik Gazetesinde yayımlandı.
İçeriği Paylaşın