Aşırı Adet Kanamalarına Dikkat!

HABER: Demet DEMİRKIR

Doğurganlık çağındaki kadınlarda en sık görülen sorunlar arasında olan kansızlık, tedavi edilmediğinde ciddi sağlık problemlerine yol açıyor. Uzmanlar,  Türkiye’de 35-40 yaş arası her 100 kadından 70 ile 90’ında kansızlık sorunu yaşandığını kaydetti.

İzmir’de Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği tarafından düzenlenen “Menoraji” konulu bir günlük eğitim toplantısının ardından menoraji (fazla miktarda adet kanaması) konusunda basın toplantısı düzenledi. Toplantıya Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği Başkanı Prof. Dr. İsmail Mete İtil ve Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Cansun Demir katıldı.

MENORAJİ MUTLAKA TEDAVİ EDİLMELİ

Aşırı kanamanın özellikle üreme çağındaki kadınlarda görüldüğünü belirten Prof. Dr. İtil, bu sorunun kadınlarda hem kansızlığa yol açtığını hem de kişinin sosyal ve iş yaşamını etkilediğini söyledi. Prof. Dr. İtil, kansızlığa yol açan en önemli nedenler arasında aşırı adet kanaması olduğunu ifade ederek Türkiye’de ortalama 10 kadından birinde; 36-40 yaş arası kadınlarda ise her dört kadından birinde görüldüğünü belirtti.

Doğum sayısının sık ve fazla olması, beslenme alışkanlığı, genetik faktörler, kan hastalıkları ile aşırı adet kanaması gibi  birçok nedenin  kadınlarda kansızlığa yol açtığını kaydeden Prof. Dr. İtil, “Özellikle 7 günden uzun süren aşırı adet kanaması olan menaroji, kadınlarda kansızlığa yol açan en önemli nedendir, hastanın yaşam kalitesini bozar, mutlaka tedavi edilmelidir” dedi.

Kansızlık tedavisi için binlerce kutu kan ilaçlarının kullanıldığını bildiren Prof. Dr. İtil, kansızlığın nedenlerinin tam olarak belirlenmediğini, kadınların hekime gitmediğini ve kanamanın miktarı hakkında çok fazla bilgilerinin olmadığını belirtti.

Prof. Dr.  İtil, jinekolojik muayenelerle aşırı kanamanın tedavi edilebildiğini belirterek;  özelikle genç kadınların bir kısmının aile planlamasını tamamlamamış kadınlar olduğunu, kısırlaştırmak, rahimin iç dokusunu almanın aşırı bir tedavi olduğunu ve ancak kadının hayatını tehdit eden bir unsur söz konusu olduğu durumlarda tercih edildiğini kaydetti.

“UZUN SÜRE HORMON TEDAVİSİ KULLANIMININ YAN ETKİLERİ VAR”

Hormon tedavilerine değinen Prof. Dr. İtil, uzun süre hormon tedavisi kullanımının akne, kilo alımı, meme üzerinde, bacaklarda tromboz gibi olumsuz etkilere yol açtığını bildirdi. Organ nakli, karaciğer hastalarında ameliyatın ve hormon ilaçlarının da etkisiz olduğunu belirtti.

Prof. Dr. Cansun Demir ise myomlar, yaş, kan hastalıkları, endometriozis, sigara, alkol tüketimi ve stresin aşırı adet kanamasının nedenleri olduğunu açıklayarak bazı hastaların büyük kısmında bir neden saptanamadığını söyledi.

Tedavide rahim içi yeni araçların yani hormonlu spirallerin olduğunu vurgulayan Prof. Dr. İsmail Mete İtil, bu araçların kanama miktarını azalttan, beş yıl süreyle kullanılabilen ve kanamayı yüzde 95 civarında azaltan bir tedavi seçeneği olduğuna dikkat çekti. Aşırı adet kanamalarının mutlaka tedavi edilmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. İtil, tedavide ilaçlı tedaviler, hormonal tedaviler, rahim içi sistem, doğum kontrol hapları, ağrı kesiciler cerrahi tedaviler, rahmin alınması gibi pek çok yöntem kullandıklarını söyledi.

“HORMONLU SPİRALLER HER KADINA UYGULANAMAZ”

Hormonlu spirallerin her kadına uygulanamayacağını bildiren Prof. Dr. İtil, “Nedeni bilinmeyen kanamalar (ilişkide kanama, ara kanama), rahim anormallikleri, myomların rahim şeklini bozması, şiddetli pelvik enfeksiyon, rahimde kötü huylu özellikler ve tümörel durumların olması durumunda bu spiralleri kullanamayız” dedi.

Gerekli tedavinin alınmadığına dikkat çeken Prof. Dr. İtil, bunun çeşitli hastalıklara davetiye çıkardığını söyleyerek anemisi olan hastaların gripten kansere pek çok hastalığa açık konuma geldiklerini bildirdi. Erken tedavi ile gereksiz tedavilerin önlenebildiğini, hastanın yaşam kalitesinin yükselebileceğini ifade eden Prof. Dr. İtil, kadınların yılda bir kez jinekolojik muayene yaptırmaları ve hemogram yaptırmalarını önerdi.