Aşırı Çalışmak Kalp Krizine Neden Olur Mu?

Aşırı Çalışmak Kalp Krizine Neden Olur Mu?

Aşırı Çalışmak Kalp Krizine Neden Olur Mu?

Bizi Takip Et


Gelişmiş ülkelerde uzun çalışma saatleri sık karşılaşılan bir durum. OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) verilerine göre bu açıdan en kötü durumdaki ülkeler ABD, Yunanistan, Meksika, Güney Kore, Avusturalya ve Japonya.

Çalışma saatleri, sanayileşme, işsizlik oranı ve çalışma saatlerini düzenleyen yasalara göre ülkeden ülkeye değişkenlik gösteriyor. Nitekim bu açıdan yasaları daha sıkı olan İsviçre, Norveç, Hollanda ve Fransa gibi ülkelerde çalışma saatleri çok daha kısa.

Örneğin Güney Kore’de bir işçi yılda ortalama 2.390 saat çalışırken, aynı işçi Hollanda’da yaşıyor olsaydı 1.309 saat çalışacaktı. Uluslararası Çalışma Örgütü’ne göre Türkiye’de ise tüm çalışanların yaklaşık yüzde 50’si haftada 50 saatin üzerinde çalışmakta. Peki bu durumun sağlık üzerine herhangi bir etkisi var mı?

HİPERTANSİYON, UYKU BOZUKLUKLARI VE DEPRESYON

Amerikan Hastanesi Kardiyoloji Bölümü uzmanlarından Dr. Tolga Özyiğit fazla çalışmanın sağlığa etkisiyle ilgili bilgi verdi.

Araştırmalar fazla çalışmanın, hipertansiyon, uyku bozuklukları, depresyon gibi hastalıklara neden olabileceğini ortaya koyuyor.

Avrupa Kalp Dergisi’nde geçtiğimiz ay sonuçları yayımlanan bir çalışmada; yaşları 39 ile 61 arasında değişen ve başlangıçta herhangi bir kalp hastalığı olmayan 6.014 İngiliz devlet memuru, yaklaşık 11 yıl boyunca takip edilmiş ve çalışma saatlerinin uzunluğu ile kalp hastalığı arasındaki ilişki araştırılmış.

Çalışmanın sonucu gösteriyor ki günde normalden 3 saat ve daha fazla çalışan insanların kalp hastalığına yakalanma riski (kalp krizi ve ölüm dahil) daha az çalışanlara göre %60 daha fazla. Bu konuda yapılmış olan tek çalışma bu da değil. Tıp literatüründe aşırı çalışmanın kalp-damar sağlığını tehdit ettiğini gösteren çok sayıda çalışma mevcut.

FAZLA ÇALIŞMA KALBİ NASIL ETKİLİYOR

Fazla çalışmanın kalbi nasıl olumsuz etkilediğine bakacak olursak; Kişinin kendisine ayıracak yeterli vaktinin olmaması, sürekli gerginlik, uyku süresinin kısalması ve kalitesinin bozulması vücutta birtakım hormonal ve biyokimyasal değişikliklere neden olarak zaman içinde kalp damar sistemine zarar vermekte.

Aşırı stres bir risk faktörü olarak kabul edilmekle birlikte bahsedilen çalışmada stres düzeyi düşük olanlarda dahi fazla çalışma ile kalp hastalığı riskinin arttığı gösterilmiş.

Dolayısı ile stres dışındaki diğer faktörlerin de çok önemli olduğu görülmektedir. Özellikle uyku bozukluklarının sağlık açısından ne kadar önemli olduğu günden güne daha iyi anlaşılıyor. Öyle ki, sigara içmek, şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği, hipertansiyon gibi geleneksel risk faktörleri olmasa dahi, aşırı çalışma ve uykusuzluğun tek başına kalp hastalığı riskini arttırdığı yapılan çalışmalarla gösterilmiştir. Ayrıca bu kişilerde düzensiz beslenme, hareketsizlik gibi kalp-damar hastalığı riskini arttıran hayat tarzının daha sık gözlemlendiğini söylersek sanırım yanılmış olmayız.

Özet olarak uzun çalışma saatleri sadece depresyon, uyku bozuklukları gibi sağlık problemlerine neden olmamakta aynı zamanda hipertansiyon, kalp krizi gibi hastalıklara yol açarak insan hayatını tehdit etmektedir.

Çalışma ve dinlenme saatleri arasında sağlanacak denge, kişinin kendisine daha fazla vakit ayırması, düzenli beslenme ve egzersiz, yeterli ve kaliteli bir uyku, fazla çalışmanın kalp sağlığı üzerinde yarattığı olumsuz etkilere karşı bir kalkan olacaktır. En etkili tedavinin hastalanmadan alınacak tedbirler olduğu günümüzde Kanuni’nin şu sözleri daima hatırda tutulmalı, “Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi”.


İçeriği Paylaşın