Aşırı Tuz Tüketimi Başta Kalp ve Beyni Vuruyor
Aşırı Tuz Tüketimi Başta Kalp ve Beyni Vuruyor
Bizi Takip Et
Aşırı tuz tüketimi; kalp, beyin ve böbrek hastalıkları başta olmak üzere birçok sağlık problemine yol açan, önemli bir halk sağlığı sorunudur. Aşırı tuz tüketimine dikkat çekmek amacıyla Sabri Ülker Vakfı, Dünya Böbrek Günü’nde “Fazla Tuzu Azalt, Ömrünü Uzat” diyerek bir farkındalık kampanyası başlattı. Kampanyanın basın toplantısında; Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bülent Altun, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yunus Erdem, Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Ülver Derici, Sabri Ülker Vakfı Bilim Kurulu Üyesi ve Doğu Akdeniz Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. H. Tanju Besler ve Sabri Ülker Vakfı Genel Müdürü Begüm Mutuş, Türkiye ve Dünya’daki tuz tüketimi, tuz ve sağlık ilişkisi gibi konularda bilgi verdi.
TÜRKİYE’DE TUZ TÜKETİMİ İDEAL ORANIN 3 KATI
Dünya Sağlık Örgütü’nün de önerisiyle bir yetişkinin günlük toplam tuz tüketimi 5-6 grama denk gelen 1 çay kaşığı tuz ile sınırlandırılmalı; ancak Türkiye’de tuz tüketimi bu önerinin tam üç katı diyen Begüm Mutuş, “Günlük tuz tüketimi İngiltere’de 9, ABD’de 10, Japonya’da 12, Çin’de 13 gram iken bu rakam Türkiye’de 15 gram. Aşırı tuz tüketiminin ve beraberinde yol açtığı sağlık sorunlarının önlenmesinde ilk adım, farkındalık oluşturularak beslenme alışkanlıkları ve yaşam tarzının değiştirilmesinden geçiyor. Bu bağlamda “Fazla Tuzu Azalt, Ömrünü Uzat” projesiyle Vakfımız önemli bir görev üstleniyor. Bugün başlattığımız “Fazla Tuzu Azalt, Ömrünü Uzat” farkındalık kampanyasıyla açık hava mecraları, sosyal medya ve internet yoluyla, kamuoyu nezdinde farkındalığın artması için çalışmalar gerçekleştireceğiz” dedi.
TÜRKİYE’DE TUZ TÜKETİM ORANLARI
Türkiye’deki tuz tüketim oranlarını içeren SALTURK-2 araştırmasının sonuçlarını paylaşan Prof. Dr. Yunus Erdem, “Araştırmaya göre, 15 gram olan günlük tuz alımının yüzde 56’sından yiyecek ve içeceklerden alınan yemek tuzu sorumlu. Yemek tuzunun dörtte üçünü, tencereye eklenen tuz oluşturuyor. Kalan dörtte birlik kısmını ise; zeytin, peynir, turşu, salça, çeşitli soslar, tuzlu baharat karışımları ve besinlerle doğal olarak alınan tuz oluşturuyor. Günlük tuz tüketimimiz yemek tuzundan sonra yüzde 32 ile geleneksel ekmek tuzu, yüzde 13 ile sofra tuzu takip ediyor.” diye belirtti.
AZ TUZ KULLAN RİSKİ AZALT!
Tuz tüketiminin sağlıklı yaşamda yerine değinen Prof. Dr. Bülent Altun “Aşırı tuz tüketiminin önlenmesi, yüksek kan basıncı ve buna bağlı ortaya çıkabilen kalp, beyin ve böbrek ile ilişkili kronik hastalıkların azalmasında önemli rol oynayabilir. Aşırı tuz tüketimi kan basıncından bağımsız olarak toksik etki göstererek mide kanseri, kemik erimesi ve diğer kalp sağlığı sorunları riskini de artırabilir” dedi.
ANNELER ÇOCUKLARINA DOĞRU TUZ TÜKETİMİNİ ÖĞRETEBİLİR
Beslenme davranışlarının genellikle çocukluk çağında kazanıldığı için tuz tüketim alışkanlıklarının da bu dönemde kazanılabileceğini belirten Prof. Dr. H. Tanju Besler, “Kadınların doğru yeme ve beslenme davranışlarının aileye ve çocuklara kazandırılmasında önemli rolleri var. Bilinçli annelerle çocukluk çağında doğru tuz tüketim alışkanlıkları kazanılabilir. Ancak özellikle gebelik ve menopoz dönemindeki kadınlar aşırı tuz tüketiminin kendileri için de riskli olduğunun farkına varmalı. Aşırı tuz tüketimi, vücuttan kalsiyum atımını artırarak, kemik erimesinin ilerlemesinde rol oynayabilir.” diye aktardı.
HİPERTANSİYONLA MÜCADELEDE KONTROL KADINLARDA
Prof. Dr. Ülver Derici ise; “Sağlık Bakanlığı verilerine göre her üç ölümden birinin nedeninin hipertansiyon. Türkiye’de hipertansiyon görülme sıklığı kadınlarda yüzde 32.3, erkeklerde ise yüzde 28.4. Hipertansiyon görülme sıklığı kadınlarda erkeklere göre daha yüksek. Ancak bu konudaki farkındalık da kadınlarda erkeklerden yüksek. Toplumun genelinde, hipertansiyonu olan bireylerin yüzde 45.3’ü ise bu durumun farkında değil. Kadınlar, aşırı tuz tüketiminin neden olabileceği sağlık sorunları konusunda farkındalığın oluşmasına, evde hazırlanan yiyecek ve içeceklerin tuz içeriğinin azaltılmasında ve ailenin doğru tuz tüketimi alışkanlıklarına katkı sağlayabilir.” dedi.
İçeriği Paylaşın