Balık Evlere Güneş Gibi Doğuyor, Bol Bol Tüketin

Balık Evlere Güneş Gibi Doğuyor, Bol Bol Tüketin

Balık Evlere Güneş Gibi Doğuyor, Bol Bol Tüketin

Bizi Takip Et


Vaka ve hasta sayılarının yeniden yükselişe geçtiği pandemi sürecinde, bağışıklık sisteminin güçlü tutulması, COVID19 enfeksiyonundan korunmada hayati öneme sahip. Evde hareketsiz kalınan günlerde bağışıklığı destekleyici D vitamininin yeterli miktarda alınamaması, Covid-19’a karşı vücudu savunmasız bırakabiliyor. Pandemi ve mevsim şartlarıyla en doğal ve etkili D vitamini alım yolu olan güneşten de mahrum kalınan bu dönemde, evlere deyim yerindeyse güneş gibi doğan bir besin var: D3 deposu balık.

Altınbaş Üniversitesi Gastronomi Bölümü Öğr. Gör. Gökhan Taşpınar, güçlü bağışıklık için D vitamini türevleri arasından D1 ve D2’ye oranla en çok D3’ün etkili olduğunu belirterek, “D3 vitamini vücudumuzda üretilememektedir, güneş ışığının da yetersiz olduğu ev koşullarında bu vitamini alacağımız en uygun gıda balıktır. D vitamini, T2 katil lenfositleri olarak bilinen beyaz kan hücrelerinin aktivitesi ve sayısını değiştirir, bu da virüs ve bakterilerin yayılmasını azaltabilir. D vitamini eksikliği, bağışıklık sistemini zayıflatarak üst solunum yolu enfeksiyonlarına neden olan viral enfeksiyonların gelişme riskini artırabilir” dedi.

“SADECE D VİTAMİNİ DEĞİL OMEGA-3 İÇİN DE ÖNEMLİ”

Balığın sadece D vitamini açısından değil Omega-3 yağ asidinin temini için de gerekli olduğunu belirten Gökhan Taşpınar, şöyle konuştu: “Vücut, diğer bazı yağlar gibi omega-3 yağ asitlerini de kendisi üretemez. Omega-3 yağ asidini düzenli olarak alan kişilerde; kolesterol ve trigliseritler düşer, bu sayede kalp krizi riski en aza indirgenir, krizin tekrarlanması ya da inme gibi durumlar önlenir ayrıca kan akışı rahatlayarak kanın pıhtılaşmasının da önüne geçilir. Omega-3, kan şekerinin düzenlenmesine de yardımcı olur, gözde yaşa bağlı olarak gelişen sarı nokta tehlikesini, Alzheimer ve bunama gibi hastalıklara yakalanma riskini azaltır. Konsantre olmaya ve dikkatin dağılmamasına yardımcı olur, ayrıca kemikleri de güçlendirir.”

“KİŞİ BAŞI BALIK TÜKETİMİ AB’DE 22, TÜRKİYE’DE 7 KG”

“Kolay sindirilebilir olması, yüksek besin değeri, içinde bol miktarda protein ve vitaminlerin olmasıyla pandemi sürecinde ve devamında sağlığımızı korumak için haftada en az iki veya üç porsiyon balık tüketmek gereklidir” diyen Taşpınar, “Ancak balık gibi kaliteli bir besin kaynağı maalesef ülkemizde hak ettiği gibi talep görmüyor. Dünyada kişi başı balık tüketimi ortalama 16 kg, Avrupa Birliğinde bu rakam 22 kg’dır. Ülkemizde ise kişi başı balık tüketimi 2019 yılında 6-7 kg arasında gerçekleşti” bilgilerini paylaştı. Ülkemizdeki yetersiz balık tüketiminin başlıca sebepleri arasında, balığın çabuk bozulabilir yapıda olması sebebiyle zehirlenme korkusu ve evde koku yapması durumunun geldiğini söyleyen Taşpınar, balık alımı ve evde pişirilmesi konusunda tavsiyelerde bulundu.

EN SAĞLIKLISI BUĞULAMA

Balık satın alırken taze olup olmadığının anlaşılması için pratik bilgiler veren Gökhan Taşpınar, “Balığın gözleri parlak ve dışa bombeli olmalı, derisi parlak ve parmağınızı bastırdığınız zaman içeri göçük olmamalı, kokusu deniz gibi olmalı, ağır kokmamalı, solungaçları kanlı ve kırmızı olmalı, pullu balıkların derisine ters yönde parmağınızı sürttüğünüzde pullar rahat çıkmamalı, balığı kafasından tuttuğunuzda vücudu dik durmalı çok eğilmemeli” dedi. Evde sağlıklı ve lezzetli balık pişirilmesi için de önerilerde bulunan Taşpınar, “Evde pişirirken buğulama lezzetli olur ve besin değeri kaybı asgari olur. Eğer yağda pişiriyorsanız da yan ocakta cezvede vanilya kaynatırsanız koku en aza indirgenir. Balıkları mevsiminde alıp kafası ve organlarından ayırıp uygun bir şekilde dondurma ve çözdürme işlemi yaparsınız uzun süre muhafaza eder ve besin değerini büyük oranda korumuş olursunuz” dedi.
Evde kalınan pandemi sürecinde sağlıklı beslenmenin hem birey hem de çevresi için önemli olduğunu belirten Gökhan Taşpınar, özellikle bu dönemde haftada en az iki veya üç porsiyon balık tüketimi çağrısını yineledi.


İçeriği Paylaşın