Baş Boyun Kanserinde En Önemli Risk Faktörleri Sigara ve Alkol
Baş Boyun Kanserinde En Önemli Risk Faktörleri Sigara ve Alkol
Bizi Takip Et
Türk Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği, Baş Boyun ve Tiroid Cerrahisi Okulu Başkanı Prof. Dr. Hakan Korkmaz, sigara kullanan kişilerde baş, boyun kanseri gelişme riskinin yaklaşık 10 kat daha arttığını bildirdi.
Uluslararası Baş Boyun Kanser Epidemiyolojisi Konsorsiyumunun 26.000’e yakın baş boyun kanserli olgu ile yaklaşık 35.000 sağlıklı bireyi karşılaştırıldığı bir incelemesine göre sigara kullanımı ve alkol tüketiminin en önemli risk faktörleri olduğunun açıkça ortaya konduğunu belirten Prof. Dr. Korkmaz, “Sigara kullanan kişilerde baş boyun kanseri gelişme riski yaklaşık on kat daha artmaktadır. Ayrıca, sigara ve alkolü bıraktıktan sonra dahi bu etkenlerin kanser yapıcı etkilerinin ortadan kalkması için uzun yıllar gerekmektedir. Yakın akrabalarında baş boyun kanseri ve akciğer kanseri olan ve sigara ve/veya alkol tüketen kişilerde ise kanser gelişme riski çok daha fazla artmaktadır. Baş boyun kanseri nedeniyle tedavi görmüş olan hastaların sigarayı bırakmamaları durumunda sağ kalımlarında yüzde 30 dolayında azalma, hastalığın tekrarlama riskinde ise yüzde 25’den fazla artış görülmektedir.” dedi.
“NARGİLE DE RİSKLERİ ARTTIRIYOR”
Günümüzde sigara kullanımının baş boyun kanseri gelişimindeki etkileri açıkça biliniyor olsa da, toplumumuzda geleneksel olarak kabul edilen nargilenin de benzer olumsuz etkilere sahip olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Korkmaz, “Nargile kullanımının özellikle ağız içi kanserlerinin gelişme riskini 4 kattan fazla artırdığı rapor edilmiştir. Bunlarla birlikte, son yıllarda, sigaraya kıyasla daha güvenli olduğu ileri sürülerek piyasalara sunulmuş olan dumansız sigara veya elektronik sigaraların da düşünülenin aksine kanser yapıcı etkilerinin azımsanamayacak kadar yüksek olduğu belirlenmiştir. Bunların yanı sıra, ağız hijyeni yetersizliklerinin de özellikle ağız kanserlerinin gelişiminde rol oynadığı bilinmektedir. “
“SES KISIKLIĞI, SOLUNUM GÜÇLÜĞÜ, İYİLEŞMEYEN YARALAR VE BOYUNDAKİ ŞİŞLİKLERE DİKKAT!”
Türk Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği, Baş Boyun ve Tiroid Cerrahisi Okulu Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Görkem Eskiizmir de baş, boyun bölgesinde birçok önemli yapı bulunduğunu ve bu bölgelerde gelişen kanserlere bağlı farklı belirti ve bulguların ortaya çıktığını belirterek, bunların başlıcalarını, “3 haftadan uzun süren ses kısıklığı”, “solunum güçlüğü”, “dudak veya ağızda iyileşmeyen yaralar”, “ağızdan veya boğazdan kanlı balgam gelmesi”, “yutkunma ve yutma güçlüğü”, “ağrılı yutma” ve “boyundaki şişlikler” şeklinde sıraladı.
“BAŞ BOYUN KANSERİNDEN KURTULMANIN EN KOLAY YOLU, KORUNMA VE ERKEN TANI”
Baş Boyun Kanserlerine yakalanma olasılığını en aza indirgemek için sigara başta olmak üzere risk faktörlerinden uzak durulmasının en önemli basamak olduğunu söyleyen Doç. Dr. Eskiizmir, “Kanserle savaşta başarının elde edilmesinde en önemli basamak kanserin erken tanısı olmaktadır. Erken tanı alan baş boyun kanserlerinde %80-90 gibi yüksek oranlarda tedavi başarısı ve hastalıksız sağ kalım sağlanabilirken; ileri evre baş boyun kanserlerinde çok daha yoğun tedavilere rağmen sağ kalım oranları ne yazık ki %50’lerin altına düşmektedir. Ayrıca ileri evre baş boyun kanserli hastalarda gerek kanserin gerekse kanser tedavisinin yarattığı yan etkiler sonucunda fonksiyonel kayıplar artarken, yaşam kalitesi önemli ölçüde azalmaktadır. Bu nedenle, özellikle risk grubundaki hastalar başta olmak üzere yukarıda belirtilmiş olan belirti ve bulguların görülmesi durumunda ihmal edilmeden, en kısa sürede bir Kulak Burun Boğaz Hastalıkları uzmanına başvurulması hayat kurtarıcı olacaktır. Baş boyun kanseri tanısı konması için şüpheli bölgeden doku örneği (biyopsi) alınması gerekmektedir. Alınan biyopsi sonucunda kanserin tanısı, tipi ve karakteri hakkında ayrıntılı bilgilere ulaşılabilmektedir. Bunların yanı sıra, hastalığın bölgesel ve uzak yayılımı hakkında bilgi sahibi olmak için de bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ve pozitron emisyon tomografi-bilgisayarlı tomografi (PET-BT) tetkiklerinden hangilerinin gerekli olacağına hekiminiz karar verecektir.” dedi.
“BAŞ BOYUN KANSERİNİN TEDAVİSİ MÜMKÜN!”
Baş Boyun Kanseri tedavisinin uygun tedavilerle ve ekip çalışmasıyla mümkün olduğunun altını çizen Doç. Dr. Eskiizmir şöyle devam etti: “Fizik muayene, radyolojik görüntüleme ve patolojik inceleme verileri birlikte değerlendirilerek hastaya özgü en uygun tedavi planlaması yapılmaktadır. Baş Boyun Kanserlerinin tedavisinde farklı branş katılımlı multidisipliner bir ekip çalışması tedavinin başarısında kilit rol oynamaktadır. Bu nedenle, Kulak Burun Boğaz Hastalıkları, Radyasyon Onkolojisi, Tıbbi Onkoloji, Patoloji, Radyoloji ve Nükleer Tıp uzmanlarının elde edilen tüm veriler birlikte değerlendirerek karar vermesi çok yararlıdır. Günümüzde, bireysel kanser tedavisi stratejileri ile kişiye en uygun tedavi seçeneği belirlenmektedir. Baş Boyun kanserlerindeki temel tedavi yöntemleri Cerrahi, Radyoterapi ve Kemoterapidir. Erken evre kanserlerde cerrahi veya radyoterapi tek başına etkili iken, ileri evre kanserlerde çoğunlukla bu tedavilerin kombinasyonu gerekmektedir. Baş Boyun Kanserinde başarılı bir tedavi süreci kadar tedavi sonrasında yapılacak düzenli takipler de çok önemlidir. Böylelikle, kanser tekrarı ve ikincil kanser gelişmesi durumunda erken tanı konarak gerekli müdahaleler hızla yapılabilmektedir. Bu nedenle, tedavi sonrasındaki takip sürecinin de titizlikle yürütülmesi konusunda hekiminizin önerilerine uymanız sağlığınıza kavuşmanızda önemli rol oynamaktadır. “
İçeriği Paylaşın