Baş ve Boyun Kanserlerinin Belirtileri
Baş ve Boyun Kanserlerinin Belirtileri
Bizi Takip Et
Baş ve boyun kanserleri özellikle hangi kanserlerdir? Baş ve boyun kanserlerinin görülme sıklığı nedir? Hangi cinsiyet risk grubuna girer? Genellikle kaç yaşını tehdit eden bir hastalıktır? Baş-boyun kanserlerinin belirtileri nelerdir? Baş-boyun kanserlerinden şüphelenilen bir hastadan ne tür tetkikler istenir? Tedavi sürecinde cerrahinin yeri nedir? Baş-boyun kanserlerin ne tür cerrahiler uygulanır? Kapalı cerrahi tekniklerinin yeri nedir? Erken tanı için hangi belirtilerin varlığında bir hekime başvurulmalıdır?
Memorial Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Ramazan Gün baş ve boyun kanserleri ile ilgili tüm soruları Sağlığım İçin Herşey’de yanıtladı.
EN FAZLA GIRTLAK, TÜKÜRÜK BEZİ VE AĞIZ İÇİ KANSERLERİ GÖRÜLÜYOR
. Baş ve boyun kanserleri özellikle hangi kanserlerdir?
‘‘Baş ve boyun kanserleri ağız içerisinden başlayarak ağız, yutak, dil, dudak, gırtlak, yemek borusunun boynundaki kısmı ve sinüslerin içerisindeki tüm bölgelerin kanserleridir. Ayrıca tiroid ve tükürük bezi kanserlerini kapsar. Cilt dahil olmak üzere bu bölgede oluşan kanserlerin hepsi baş-boyun kanserleri olarak isimlendirilir. Genelde en fazla gırtlak, tükürük bezleri ve ağız içi kanserleri görülür.’’
. Baş ve boyun kanserlerinin görülme sıklığı nedir?
‘‘Ülkemizde istatistikler olmadığı için bu konuda Amerika refere edilir. ABD’de yılda 65 bin hastaya baş-boyun kanseri tanısı konuluyor ve bunların yılda 13 bini kaybediliyor. Amerika’ya göre yaklaşık 3/1 nüfusa sahip olduğumuz öngörüldüğünde Türkiye’de de her sene 30 bin kadar yeni vaka baş-boyun kanseri tanısı alıyor demektir.’’
ÇOĞUNLUKLA 50-60 YAŞ CİVARINDA GÖRÜLÜYOR
. Hangi cinsiyet risk grubuna girer? Genellikle kaç yaşını tehdit eden bir hastalıktır?
‘‘Sigara ve alkol kullanımı bu kanserlerin baş sebeplerindendir. Ülkemizde erkekler kadınlara göre daha sık alkol ve sigara tükettiği için ağız içi kanserlerde erkekler ön plandadır. Özellikle ağız içerisindeki gırtlak kanserleri olmak üzere baş-boyun kanserleri çoğunlukla 50 yaşından sonra 60 yaş civarında görülür. Ancak son zamanlarda human papilloma HPV denilen 16-18 tiplerinde bir virüs çeşidi var. Bu virüslerin de artık özellikle yutak ve ağız içi kanserlerine yol açtığı bilinmektedir. Bunların da sıklığı ülkemizde yavaş yavaş artmaktadır.’’
BELİRTİLERİ NELER?
. Baş-boyun kanserlerinin belirtileri nelerdir?
‘‘Genel olarak baş-boyun kanserleri yerleşim yerine göre farklı farklı belirtiler verir. Sinüslere ve burun içerisine yerleşmiş bir kanser tek taraflı geçmeyen burun tıkanıklığı, tek tarafı kanlı burun akıntısı, tek taraflı gözde dışarıya taşma, yanakta taşma, şişlik ile kendini belli eder. Ağız içerisinde ise dil hareketlerinde bozulma, ağız içerisinde geçmeyen bir yara, şişlik; yutak bölgesinde ise yutma güçlüğü, bazen uzun dönem kilo kayıpları; gırtlak bölgesinde ise uzun dönem geçmeyen ses kısıklığı ve nefes darlığıyla kendini belli eder. Boyun bölgesinde lenf bezlerinden dışarıya doğru yayılmışsa ağrısız lenf bezi şişlikleri, bazen kulağa vuran ağrılar şeklinde kendini belli edebilir.’’
. Bu belirtileri olan hastaya ne önerilir?
‘‘Her ses kısıklığı veya her şişlik bir kanser belirtisi değildir. Ancak ses kısıklığı birkaç ayda geçmemişse ve bu ses kısıklığı olan kişi, 50 yaş civarında ve kronik sigara içicisi ise gırtlak kanserinin ilk belirtisi olarak göz önünde bulundurulmalıdır. Boyunda ise bir şişlik, bir iltihap sonrası sertleşme gösteriyorsa bu da bir kanserin belirtisi olarak muhakkak göz önünde bulundurulmalıdır. Diğer kanserlerde olduğu gibi bunlarda da erken teşhis çok önemlidir.’’
HANGİ TETKİKLER İSTENİYOR?
. Baş-boyun kanserlerinden şüphelenilen bir hastadan ne tür tetkikler istenir?
‘‘Baş-boyun bölgesinde kanser şüphesiyle herhangi bir şişlik ile başvuran hastaya ayrıntılı bir endoskopik ve KBB muayenesi yapılır. Hastalığın bulunduğu yere göre de muhakkak bir biyopsi alınması gerekir. Biyopsi olmaksızın hastanın teşhisini koymak mümkün değildir. Biyopsilerden önce gerekli ultrason, tomografi, MR ve PET gibi tetkik yöntemleriyle hastalığın bulunduğu bölgenin yaygınlığı, vücudun başka bir yerine yayılıp yayılmadığı da muhakkak değerlendirilmelidir. Bazen hastalar, halk arasında yaygın olan ‘bıçak değerse kötü olur’ düşünvesi ile biyopsi yaptırmak istemez. Ancak biyopsiden kastedilen, çoğunlukla ağız içerisinden verilen endoskop ile gırtlaktan, yutaktan alınanlar küçük parçalar olduğu için herhangi bir şekilde hastalığın yaygınlığına sebep olmaz. Baş boyun bölgesinde cilt altında yayılmış tümörlerde genellikle ince iğne biyopsiyi tercih edilir. Açık biyopsiler çok tercih edilmez. Çünkü tümörün etrafındaki kılıf bozulursa bazı hastalarda yayılması hızlanabilir. O yüzden hastaların birçoğuna ince iğne biyopsi ve endoskobi biyopsiler ile teşhis konulur.’’
TEDAVİDE CERRAHİNİN YERİ
. Tedavi sürecinde cerrahinin yeri nedir?
‘‘Baş-boyun kanserlerinin tedavisinde, sıralaması değişmekle birlikte, cerrahinin yanı sıra yardımcı tedavide de olan radyoterapi ve kemoterapi kullanılır. Hastalığın yeri ve evresine göre yapılacak cerrahinin fonksiyon bozukluğuna yol açıp, hastanın ameliyat sonrası hayat kalitesini bozma ihtimali varsa, özellikle yutak bölgesi kanserlerinde kemoterapi ile başlanır, radyoterapi ile devam edilir, cerrahi sonra eklenebilir. Ancak çoğunlukla baş-boyun bölgesi kanserleri cerrahi ile tedavi edildiği için hastalara ilk önce evresi, çeşidi ve yerleşimine göre cerrahi tedavi teklif edilir. Cerrahi tedaviden sonra çıkan patoloji sonucuna ve yaygınlık derecesine göre kemoterapi ve radyoterapi seçenekleri verilebilir.’’
. Baş-boyun kanserlerin ne tür cerrahiler uygulanır? Kapalı cerrahi tekniklerinin yeri nedir?
‘‘Kapalı cerrahi teknikleri, son dönemlerde lazer ve özellikle robotik cerrahi seçeneklerinin KBB alanında uygulanmaya başlamasıyla popüler hale geldi. Bu kullanılan son teknolojik aletler dışarıdan cilt kesisi yapmadan gırtlak, yutak ve dil kökü bölgesine ulaşılmasını sağlar. Özellikle son yıllarda dil kökü kanserleri, yutak kanserleri, gırtlak kanserlerinde herhangi bir şey dışarıdan bir cilt kesisi yapmaksızın ağız içerisinden tamamıyla çıkarılıp temizlenebilir. Ancak sadece boyuna yayılmış ise boyundaki lenf bezlerine girişim olarak cilt açılarak lenf bezi temizliği de yapılır. Onun dışında kalan tümörlerin hepsi, üzerinden bir kesi ile o bölgeye ulaşım gerektirir.’’
. Cerrahi tedavinin başarı oranı nedir?
‘‘Cerrahi tedavi uygulanan hastalarda, hastalığın evresi, bulunduğu primer noktadaki büyüklüğü ve yayılım oranı çok önemlidir. Bunlar erken evrede yakalanmış ise cerrahi tedavilerin başarısı çok yüksektir. Ancak kanser orta ve ileri evrelere yayılmış ve cerrahiden sonra üzerine radyoterapi ve kemoterapi alan veya almayan hastaklarda sağ kalım beş yıldır.’’
KANSERİ TETİKLEYEN RİSK FAKTÖRLERİ
. Yanlış ve kötü yapılmış protezler de zamanla ağız içinde bir kansere neden olabilir mi? Baş ve boyun bölgesindeki kanserleri tetikleyen risk faktörleri var mıdır?
‘‘Diğer risk faktörlerinden biri de kötü ağız hijyeni veya kronik irritasyon (tahriş)dur. Bunlar özellikle ağız içerisinde diş etlerinden ve yanaktan, dilden kaynaklanan tümörlere sebebiyet verebilirler. Oluşturdukları enflamasyon sonucu uzun süre zarfında orada kanserleşmeye yol açabilirler. Zaten yurt dışında çok yaygın tütün ve madde kullanımı olan hastalarda ağız içerisinde kronik irritasyoma bağlı tümörler görülür.’’
. Erken tanı için hangi belirtilerin varlığında bir hekime başvurulmalıdır?
‘‘Aşağıdaki belirtiler varsa kişiler mutlaka bir kulak burun boğaz hekimine başvurmalıdır:
. Ağız içerisinde aylardan veya haftalardan beri düzelmeyen, büyüme gösteren derin yaralarda,
. Yutma güçlüğünün uzun süre devam edip, kilo kaybı gibi problemlere sebep olduğunda,
. Katı gıdalar ile başlayan yutma güçlüğü sıvı gıdalara doğru ilerleme gösteriyorsa,
. Ses kısıklığı, sigara içen hastalarda ilk birkaç haftada düzelme göstermiyorsa,
. Boyun bölgesinde herhangi bir şişlik, büyüme, sertlik, şekil değişikliği, ağrısız olarak devam ediyorsa.’’
İçeriği Paylaşın