Basketbolcu Haluk Yıldırım: “Sağlık Olmayınca Hiçbir Şeyin Değeri Olmuyor”

8 yıl önce hodgkin türü lenf kanseri olan Milli basketbolcu ve Galatasaray Medical Park’ta forma giyen Haluk Yıldırım, A Haber’de yayınlanan Medikal programına konuk oldu. Esra Kazancıbaşı Öztekin’in yapımcı ve sunuculuğunu yaptığı Medikal programında hastalığı yenme öyküsünü anlattı.

Hastalık sürecini; doktoru ve ailesinin yardımıyla aştığını kaydeden Basketbolcu Haluk Yıldırım, erken teşhisin önemli olduğuna dikkat çekti.

Önceleri “Neden ben?” diye düşünüp isyan ettiğini sözlerine ekleyen Haluk Yıldırım, bir süre sonra “hastalığı nasıl yenerim?” sorusuna cevap aradığını belirtti.

Hastalığa yakalanan kişilere tavsiyelerde bulunan Basketbolcu Yıldırım, “İnsanlar hiç olmazsa senede bir kez sağlık taraması yaptırsınlar” dedi.

8 yıl önce yakalandığı hastalıkla ilgili bilgiler veren basketbolcu Haluk Yıldırım, hastalığı nasıl yendiğini anlattı.

. Lenf kanseri tanısı nasıl kondu?
“Boyun bölgemde iki tane beze oluşmuştu. Bunun için doktora gittim. Belli bir süreden sonra biyopsi yapılması gerektiğini söylediler. Biyopsi sonucunda da hodgkin-lenfoma, lenf kanserine yakalandığımı öğrendim.

Bu kanserle ilgili hiç bir şey bilmiyordum. Kanseri sonu hep kötü bitten bir hastalık olarak düşünüyordum. Ancak bu rahatsızlığa yakalanınca tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu öğrendim. Özellikle lenf kanserinin tedavi şansı yaklaşık yüzde 90’lara ulaşıyor. Ülkemizde de bu hastalığı geçiren çok sayıda hasta var.

Tedavi sürecinde de 4 aylık bir kemoterapi, 1 ay da radyoterapi gördüm. Doktorum Burhan Ferhanoğlu ile tanıştım, lenf kanseri için dünyanın her yerinde aynı tedavi sürecinin olduğunu söyledi. Tabii ki zor bir süreç geçirdim. Kemoterapi, vücudumu çok etkiliyordu.  Terapilerden sonra iki günüm yatarak geçiyordu.”

“ERKEN TEŞHİS VE TANI ÇOK ÖNEMLİ”

. Boynunuzda iki beze olduğunu söylediniz. Buna eşlik eden başka bulgular da var mıydı mesela halsizlik ve yorgunluk oluyor muydu?
“Ben de başka belirtiler yoktu. Zaman zaman olan yorgunluklarımı sporcu olmama bağlıyordum. Ama bildiğim kadarıyla hodgkin de sebepsiz terleme, sebepsiz kilo kayıpları ve bezelerin şişmesi bir başlangıç olarak kabul ediliyor. Bu tip sıkıntıları olanlara vakit kaybetmeden bir uzmana başvurmalarını öneriyorum. Çünkü kanserde erken teşhis ve tanı çok önemli.

Doktorum ve aileme çok teşekkür ediyorum. Bu süreci beraber atlattık. Çünkü tedavi sırasında psikolojik savaş da veriyorsunuz. Zor bir süreçti ama sonu mutlu bitti.”

. Ailenizde hiç kanser var mıydı?
“Ailemde kanser hiç yoktu, ilk defa ben de çıktı.”

“İNSAN NEDEN BEN DİYE DÜŞÜNÜYOR VE İSYAN EDİYOR”

. Kanser tanısı aldığınızda ilk olarak ne hissettiniz? Kanser sözcüğü sizde ne çağrıştırdı?
“İnsan neden ben diye düşünüyor ve isyan ediyor. Ama hayat da devam ediyor. Özellikle lenf kanserinin tedavi edilebilir bir kanser türü olduğunu öğrendikten sonra nasıl yenerim sorusunu düşündüm. Önemli ve zor bir süreç geçiriyorsunuz, ben sporcuyum sonuçta sakatlıklara alışkınım ama bu sağlık sorunu benim için de ailem için de zor oldu. Bu süreci hep beraber geçiriyorsunuz, kolay bir şey değil. Psikolojik bir destek alınabilir ama ben almadım.

Tedavi süresince grip, nezle gibi bulaşıcı hastalıklara yakalanmamak için kalabalık ortamlarda pek bulunmamaya özen gösterdim. Çükü bu hastalıklar bile tedaviyi aksatabiliyor. Bu sebeple günlerimi evde geçirmeye çalıştım.”

. Hastalığı atlattınız ve sahalara geri döndünüz. Sahalardan ne kadar ayrı kaldınız?
Tedavim ocak sonunda başladı ve haziran ayı bittiğinde noktalandı. 6 aylık bir dönemde sahalardan uzak kaldım. Ama yeni sezona yetiştim.

. Tedavi olmuş bir Haluk Yıldırım olarak, tedavi sonrasında antrenmana ilk çıktığınızda neler hissettiniz?
Basketbolu çok özlediğimi fark ettim. İnsan hastalanınca bazı şeylerin değerini çok daha iyi anlıyor. Hayatın stresiyle bazı şeylerin farkına varamıyoruz, sağlık çok önemli. Sağlık olmayınca hayatta hiçbir şeyin değeri olmuyor.

Doktorumun basketbola dönebileceğimi söylemesi beni teşvik etti. Tekrar Beşiktaş formasını giydim. Benim için de çok özel bir sene oldu; çünkü o sene final oynadık, bu çok büyük bir başarıydı.”

. Kanser tedavisinden sonra ikinci kez baba oldunuz. Kanser tanısı, radyoterapi, kemoterapinin yan etkileri bir erkeğin bebek sahibi olmasını etkiler mi diye düşünülür. Bunun en güzel örneği sizsiniz. Doktorunuz bu konuda size ne demişti?
“Doktorum, “bir iki sene çocuk yapmayın” dedi. Bu yüzden hastalığımın üzerinden iki yıl geçtikten sonra çocuk sahibi olmayı kararlaştırdık.  Kızım 2009 doğumlu. Kızımda hastalığım sebebiyle gördüğüm tedavilerin hiçbir yan etkisini yaşamadık.”

“SEBZE YEMEĞİ AĞIRLIKLI BESLENDİM”

. Kemoterapi ve radyoterapi aldığınız sürece neler yediniz?
“Zaten beslenmeme dikkat ediyordum. Özel bir diyet yapmadım. Doktorum da gerek duymadı. Sporcu alışkanlığı gereği ne yiyorsam yine aynı şeyleri yedim. Sebze yemeği ağırlıklı beslendim.”

. Hastalık size basketbolu özlemeniz dışında neleri öğretti?
“Hayata bakış açımı değiştirdim. Eskiden çok ufak şeylere üzülüyordum. Yaptığım iş oldukça stresli. Ama hayata daha farklı bakmayı öğrendim. Hayatın yoğunluğundan dolayı bazı şeylerin değerini bilemiyoruz maalesef. İlk önce ailemin değerini anladım, ikinci olarak basketbolun benim için çok önemli olduğunu anladım. Artık yaptığımız şeylerden zevk almanın önemli olduğunu düşünüyorum.”

“KANSER YENİLEBİLİR BİR HASTALIK”

. Hastalığa yakalanan ister amatör ister profesyonel sporcu olsun ya da sporcu yakını olsun. Şu an tedavi görüyor olabilirler hatta spora ara vermiş olabilirler. Neler söylemek istersiniz?
“En önemli şey, insanın hastalığı yeneceğine inanmasıdır. Çünkü inanmadan bir şey olmuyor hayatta. Zor bir süreç geçirecekler, bunlara hazırlıklı olsunlar, kolay şeyler değil ama kanser yenilebilir bir hastalık. Bunun dünyada çok örneği var, bu zor süreci en sağlam şekilde atlatacaklarına inansınlar.”

. Kanseri yendiniz, onun sağlık taramaları dışında diğer sağlık taramalarınızı da yaptırıyor musunuz?
“Sezon maçları zamanında zaten her sene bir sağlık taramasına giriyoruz. Ben de insanlara şunu önerebilirim, hiç olmazsa senede bir kez sağlık taraması yaptırsınlar. Kan tahlili bile insanlara yol gösterebiliyor.”