Bayram Tatilinde Kaçınmanız Gereken 10 Hata!
Bayram Tatilinde Kaçınmanız Gereken 10 Hata!
Bizi Takip Et
Uzun sürecek yeni bir tatil arifesindeyiz. Kurban Bayramı’nı da içine alan bu 10 günlük tatil için planlar ve rezervasyonlar birbiri ardına yapılıyor. Tatilde en önemli beklentilerden biri, bedenen ve ruhen istirahat etmek. Ancak uzun tatil süreleri çoğu zaman kişileri günlük sağlıklı yaşam alışkanlıklarından uzaklaştırıyor. Bunun sonucunda da güneş çarpmasından enfeksiyonlara, yüksek tansiyondan kalp krizine kadar ciddi sorunlar gelişebiliyor. Huzurlu ve sağlıklı bir tatil için aslında bazı küçük ayrıntılara dikkat etmek yeterli geliyor. Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Karabulut tatilinizde sağlık sorunlarıyla karşılaşmamak için kaçınmanız gereken hataları anlattı, önemli önerilerde bulundu.
TATİL TRAFİĞİ STRESİNİ YAŞAMAK
Uzun tatil haberlerinde ilk sırayı genellikle trafik çilesi alıyor. Uzun araç kuyrukları, normalin 2-3 katı süren seyahatler veya havaalanında uzun bekleyişlere sıcak hava da eklenince sağlık sorunlarının gelişmesi kaçınılmaz oluyor. Tatil trafiğinin oluşturduğu stres ve beraberinde getirdiği öfke atakları tansiyonda ciddi artışlar yaparken, ritim bozukluklarını da tetikleyebiliyor. Trafik stresinden kurtulmak için trafiğin yoğun olmadığı saatlerde yola çıkmaya özen gösterin.
MİDEYİ TIKA BASA DOLDURMAK
Tatilcileri bekleyen en büyük tehlikelerden biri de tabi ki açık büfe yemekler. Ağır yemekler sonrasında kan koyulaşıyor ve bunun sonucunda da kalp krizi riski artıyor. Ayrıca tüketilen çok miktardaki karışık tür gıdalar nedeniyle hem mide ile bağırsak sorunları gelişebiliyor, hem de tansiyon değerlerinde artış olabiliyor. Ana öğün sayısının artması sonucu hızlıca kilo alınması da bir diğer başka önemli olumsuz etkisi. Alıştığınız öğün çeşitlerinin dışına çok çıkmamaya özen gösterin. Vücudunuzu yormayacak olan alakart yemek çeşitlerini tercih edin. Akşam saat 21.00’den sonra ana öğün yememeye de dikkat edin.
YEMEKTEN HEMEN SONRA GÜNEŞE ÇIKMAK
Tatil mekanı, düşünülenin aksine yan gelip yatma yeri olmamalı. Tatil süresince düzenli spor yapmaya devam edin. Sabah ya da akşam saatlerinde yemeklerden önce yapacağınız tempolu yürüyüşler endorfin oranını arttıracak ve ana öğünlerdeki şeker tüketme isteğinizi azaltacaktır. Öğle yemeğinden hemen sonra güneşe çıkmak yerine serin bir ortamda 1-2 saat istirahat etmeye dikkat edin. Çünkü ağır bir yemek sonrası oluşacak kandaki koyulaşma ile kan basıncındaki artışa bir de öğlen dik gelen bunaltıcı güneş ışınları eklendiğinde ritim bozukluğu, tansiyon yüksekliği ile pıhtı atması gibi sağlık problemleri gelişebiliyor.
SOĞUK SUYA ANİDEN ATLAMAK
Kızgın güneşten kaçıp suya dalma fikri oldukça serinletici gelebilir. Ancak özellikle soğuk suya sahip denizlerde suya aniden dalmak istenmeyen sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Geçici nefes darlıkları, tansiyon düşmesi ve çarpıntı sık gelişen yakınmaları oluşturuyor. Ayrıca soğuk duş almak da benzer sonuçlara neden olabiliyor. Çoğu duşlarda su sıcaklığı havuz ve deniz suyu sıcaklığından düşük oluyor. Doğrudan kafa bölgesine temas eden soğuk su da nefes darlığı ile baş dönmesine yol açabiliyor.
KIYAFETLERİ HAVA ŞARTLARINA GÖRE SEÇMEMEK
Kıyafet seçiminizi hava sıcaklığını göz önüne alarak yapın. Tatilinizi sıcak bölgede geçirecekseniz açık renkte, ince, teri emen pamuklu elbiseler tercih etmeli ve yanınıza mutlaka şapka almalısınız. Açık renkli giysiler sıcağı yansıtma özelliğine sahiptir, bunun aksine koyu renkli kıyafetler ise ısıyı içeriye hapsederek vücut sıcaklığını ve terlemeyi arttırıyor. Daha soğuk bölgelere gidecekseniz eğer gece-gündüz sıcaklık farkını dikkate alın. Çünkü akşam saatlerinde düşen sıcaklık ve rüzgar soğuk algınlığı ile kas ağrılarına sebebiyet verebiliyor.
YETERSİZ SU İÇMEK
Sıcaklarda vücudun sıvı ihtiyacı artıyor. Özellikle kıyı bölgelerinde nem oranı da yüksek olduğu için ter ve nefes alıp verme sonucunda daha fazla sıvı kaybediliyor. Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Karabulut ayrıca aşırı güneşe maruz kalınması sonrası gelişen güneş yorgunluğu ya da güneş çarpmasında da vücutta belirgin sıvı kaybı olduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor: “Bu durum, tansiyon düşüklüğünden çarpıntı ve baygınlığa kadar uzanan sağlık sorunlarına neden olabiliyor. Tatilde sıvı alımının 2 litrenin altına inmemesine özen gösterin. Temel olarak tüketeceğiniz sıvı ise su olmalı. Taze limonata, komposto ve ayran diğer tercih edeceğiniz, suya takviye sıvılardır.”
ODAYI HIZLA SOĞUTMAK
Uzun tatil yolculuğunun ve kıyı bölgelerinde tatilin olmazsa olmazı klimalar oluyor. Ancak klimalar dikkatli kullanılmadığında kas tutulmaları, gribal rahatsızlıklar ile yüz felci gibi sağlık sorunlarını tetikleyebiliyor. Kalacağınız yerin merkezi klima temizliğini sorgulamanız, ortamı yavaş yavaş soğutmanız, geceleri uyku modunu kullanmanız ve klima üfleme yönünü yataktan farklı noktaya yönlendirmeniz klima çarpmasını önleyecektir. Dikkat etmeniz gereken bir başka nokta da klimayı doğrudan üzerinize gelmeyecek şekilde ayarlamak. Çünkü doğrudan üflemeye maruz kalmanız kas tutulmalarına yol açabiliyor.
YÜKSEK RAKIMDA AŞIRI EFOR SARF ETMEK
Özellikle deniz seviyesinden yüksek rakıma gidecekseniz ilk günlerde yoğun tempodan uzak durmalı ve istirahat etmelisiniz. Yüksek rakımda sanılanın aksine akciğerlerin aldığı oksijen miktarı azalıyor. Atmosfer basıncındaki düşmeyle birlikte halsizlik, nefes darlığı ve kalp hızında artış olabiliyor. İlk günlerde yapacağınız koşuşturmalar ve yüklenme ciddi nefes darlıkları ile tansiyon ataklarına yol açabiliyor. Vücut bu duruma genelde 1-2 günde alışıyor.
ALKOL TÜKETMEK, SODAYI ABARTMAK
Yaz sıcağında sıvı ihtiyacını alkollü içeceklerle karşılamaya çalışmak da sık yapılan hatalardan biri. Alkollü içecekler hiçbir zaman suyun yerini tutmadığı gibi vücuttan fazla miktarda su atılmasına yol açıyor. Bunun sonucunda tansiyon değerinde düşme, güneş yorgunluğu ile baygınlık sorunları gelişebiliyor. Ayrıca soda tüketmek içerdiği tuz nedeniyle özellikle yüksek tansiyon ve kalp yetersizliği hastaları için önerilmiyor. Yaz döneminde sıcakla kaybedilen mineraller de göz önüne alınarak soda tüketilebilir. Ancak bu tüketim 2 şişeyi geçmemeli. Kafeinli içecekler de özellikle ritim bozukluğu yaşayan kişilerde sorun oluşturabiliyor.
KIRMIZI ETİ ABARTMAK
Doç. Dr. Ahmet Karabulut Kurban Bayramı’nı huzurlu geçirmek için et tüketiminde aşırıya kaçmamanız gerektiğine dikkat çekerek şunları söylüyor: ”Özellikle kanda ürik asit seviyesi yüksek kişilerin aşırı miktarda et tüketmeleri gut atağı ile sonlanabiliyor. Günlük önerilen et tüketimi kişiden kişiye değişmekle beraber ortalama 100 gram (4-5 köfte) civarındadır. Özellikle spor yapan sağlıklı kişilerde bu oran 3-4 katına kadar çıkabiliyor. Ancak özellikle kalp ve damar hastalığı tanısı konulmuş kişilerin kırmızı et tüketimini abartmamaları kalp sağlığı açısından önem taşıyor. Çünkü uzun vadede damarların tıkanma riski yükseliyor.”
İçeriği Paylaşın