Behçet Hastalığı’nda Üveit Tehlikesine Dikkat

Behçet Hastalığı’nda Üveit Tehlikesine Dikkat

Behçet Hastalığı’nda Üveit Tehlikesine Dikkat

Bizi Takip Et


Vücudun farklı bölümlerinde gözlemlenen yaraların yanı sıra, göz, deri, eklem, damar ve sinirlerde olumsuz etkiler yapan bir rahatsızlık olan Behçet Hastalığı, gözlerde üveit oluşumuna sebep olabiliyor. Bugüne kadar dermatoloji alanında imza attığı başarılı çalışmalarına Dünyagöz Ankara’da devam edecek olan Doç. Dr. Celalettin Rumi Çelebi, Behçet hastalığı ve bu rahatsızlığın oluşturabileceği üveit riski hakkında önemli bilgiler paylaşıyor.

ÇEVRESEL FAKTÖRLER ETKİLİ

Behçet hastalığının sebebinin tam olarak bilinmediğini belirten Doç. Dr. Celalettin Rumi Çelebi, “Hastalığın oluşumunda rol oynayan faktörler tam olarak belirlenmiş değil. Ancak Behçet Hastalığı, özellikle Türkiye, Irak ve İran gibi eski ipek yolu üzerinde bulunan ülkelerde daha sıkça gözlemleniyor. Bu sebepten dolayı, hastalığın oluşumunda genetik etkenlerin ve çevresel faktörlerin etkili olduğu düşünülüyor. Kronik olarak gözlemlenen bu hastalık, kendisini ağızlar, gözler, deri ve genital bölgede oluşan ülserler ile kendisini belli ediyor. Özellikle gözlerde oluşan hasarlar, yaşanan her atakla birlikte körlüğe doğru gidebilecek sonuçlar yaşanmasına sebep olabiliyor. Eskiden Türkiye’de oluşan körlüklerde ciddi bir oran, bu hastalık sebebiyle oluşuyordu. Ancak günümüzde uygulanan etkin yöntemler ile bu risk büyük oranda azalmıştır” diyor.

ÜVEİTE YOL AÇABİLİYOR

Behçet hastalığının gözlerde oluşturduğu en büyük problem olan Üveit rahatsızlığı hakkında bilgiler veren Doç. Dr. Çelebi, “Göz yuvarlağının ortasındaki jel benzeri maddenin çevresini saran üç tabakadan ortadaki uvea’dır. Bu bölgede oluşan iltihaplara ise üveit denir. Üveit hastalarının yüzde 30 ila 40 arasındaki bir kesiminde, rahatsızlığın oluşma sebebi tam olarak tespit edilemez. Behçet hastalığı gibi sistematik hastalıklar ise, üveit oluşumunda büyük rol oynarlar. Göz kanlanması ve sulanması, ışığa karşı hassasiyet, lekeli ve bulanık görme, ani ışık çakmaları, göz küresinde ağrı ve ciddi görme kayıpları, bu rahatsızlığın en önemli belirtileridir” şeklinde konuşuyor.

ERKEN TEŞHİS ÇOK ÖNEMLİ

Behçet hastalığının tanısının, tamamen klinik bulgulara dayanarak konulduğunu belirten Doç. Dr. Çelebi, “Bu rahatsızlığın tanısında paterji testi kullanılır. Deri altına enjekte edilen bir madde yardımıyla yapılan bu test ile, 2 gün içinde iltihaplanma olup olmadığı izlenir. Pozitif çıkması halinde tanı koyulması konusunda büyük yol kat edilir. Yapılacak kan testleri ile, etkenlerin başka bir sebepten dolayı oluşmadığından emin olunur ve teşhir konulabilir. Uygulanan tedaviler, hastalığı tamamen ortadan kaldırmak yerine, şikayetlerin azalmasını sağlamak için uygulanır. Tedavinin şekli ise, hastalığın görüldüğü organa göre değişiklik gösterebilir. İltihapların çoğalmasını engellemek adına, kolsişin, kortikosteroid ve bağışıklık sistemini güçlendiren ilaçlar kullanılır. Tedavi süreci uzun olan bu rahatsızlık, sürekli takip gerektirir. Düzenli kan tahlilleri ve göz muayeneleri ile hastalığın durumu kontrol altında tutulabilmekte” diyerek sözlerini tamamlıyor.


İçeriği Paylaşın