Bel ve Boyun Fıtıklarında Kapalı Cerrahi ve Ameliyatsız Yöntemler
Bel ve boyun fıtıklarında kapalı cerrahiyi ve ameliyatsız yöntemleri Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Fatih Kırar anlattı.
Bizi Takip Et
Bel ve boyun fıtıklarında kapalı cerrahiyi ve ameliyatsız yöntemleri Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Fatih Kırar, Sağlığım İçin Herşey'e anlattı.
‘‘YENİ YÖNTEMLER SAYESİNDE AMELİYATLAR YÜZDE 98 ORANINDA AZALDI’’
. Bel ve boyun fıtıklarının tedavisinde yeni yöntemlerin yeri nedir?
‘‘Teknolojik gelişmeler sayesinde bel ve boyun fıtıklarının ameliyatları yüzde 98 oranında azaldı. Bu ameliyatların açık yapıldığı dönemlerde bel fıtığı için vücudu 10 santim kesiyor ve çıplak gözümüzle fıtığa ulaşmaya çalışıyorduk. Sonraları loop dediğimiz ameliyat gözlükleri geldi. Bunlar oradaki bölgeyi büyüten özel mikroskobik cihazlardı. Ancak gözlüğün ayarı yoktu; yalnızca bir noktayı hedefleyen kendi kafanla ayar yaptığın bir cihazdı. Son 15 yıl içerisinde ise mikrocerrahi geldi. Mikrocerrahiyi dünyaya Gazi Yaşargil
kazandırdı. Özellikle beyin ameliyatlarında sıklıkla kullanılan mikrocerrahi sonraları omurga üzerinde de kullanılmaya başlandı. Mikrocerrahiyi büyük mikroskoplar çok iyi noktaya taşıdılar. Bunlar 3 milimlik siniri 120 milim olarak gösteren, ayarlarını kendisinin yaptığı teknolojilerdir. Şimdi endoskopik yöntemler ortaya çıktı. Küçük bir delikten sadece bir kamera sokarak fıtık bölgesine ulaşıp o fıtığı temizleme yoluna gidiyoruz. Ancak bunlar vücuttan bir şeyleri almaya yönelik işlemlerdir. Son dönemlerde bir bütün olan omurgaya
mümkün olduğunca dokunulmaması gerektiği anlaşıldı. Çünkü ameliyat sonrası nüks olabiliyor. 10 hastanın biri tekrar geliyor.
Ameliyatı yaparken oraya ulaşacağız diye ister istemez ufak bir kemik parçası alıyoruz ve bu omurganın statik yapısını bozuyor. Bu bozukluk hastaya farklı şekilde yansıyor. Mesela bazı hastalar üşümenin bazısı da uyuşmanın geçmediğinden şikayet ediyor. Dolayısıyla bugün dünya mümkün olduğunca en
müdahalesiz en basit yöntemleri kullanma noktasına geldi. İşte ameliyatsız yöntemlerde de bir kesi yapılmıyor ve bir parça alınmıyor.
Vücutta en hassas noktaya kadar ulaşabilen çok küçük iğnelerle fıtığın içerisine kadar ulaşabiliyoruz. Oraya enjekte edilen özel bir solüsyonla fıtığın yavaş yavaş kurumasını ve fıtıklaşan eklemin eski gençliğine kavuşmasını sağlıyoruz. Sinir hasar görmeden buradaki problem çözülmüş oluyor. Ağrısız acısız
ameliyatsız ve 15 dakikalık bir seansta hasta sağlığına kavuşuyor. 3-5 gün içerisinde de hastanın ağrıları geçiyor.’’
KAPALI CERRAHİ HER HASTAYA UYGUN MU?
. Kapalı cerrahi her hastaya uygun mudur?
‘‘Kapalı cerrahi özellikle yaşlı hastalarda, tansiyon şeker böbrek kalp gibi başka hastalıkları olan hastalarda son derece etkilidir. Çünkü lokal anesteziyle yapılır. Dolayısıyla hastanın diğer problemleri göz ardı edilebilir. Gençler açısından ise önceki tekniklerle yapılmış ameliyatlar olsa günlük yaşamlarına ve iş hayatlarına dönmeleri son derece gecikmiş oluyor. Sonuç olarak kapalı cerrahi 7’den 70’e her yaşa ve başka hastalıkları olan hasta gruplarına da uygulanabilen son derece konforlu bir yöntemdir.’’
‘‘HASTA 10 GÜN SONRA NORMAL YAŞANTISINA DÖNER’’
. Kapalı yöntemle ameliyat edilen bir hasta ne kadar sürede normal hayatına geri döner?
‘‘Hastadan hastaya değişir. Bazı hasta işlemden hemen sonra kalkıp yürür. Bir hafta 10 gün
içerisinde ağrılarından kurtulmuş olarak hem günlük yaşantısına hem de işine dönebilir.
Ancak fıtığın tamamen kaybolduğunu görmemiz en az 3 aydır. Değişmeler 3 aydan itibaren
başlar ve 6 ay 1 yıla kadar buradaki eklemin yeniden formasyonu gerçekleşir.’’
İçeriği Paylaşın