Bel ve Boyun Fıtıklarının Tedavisinde Ameliyatsız Yöntemler

Bel ve boyun fıtıklarının tedavisinde ameliyatsız yöntemleri Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Fatih Kırar anlattı.

Bel ve Boyun Fıtıklarının Tedavisinde Ameliyatsız Yöntemler

Bizi Takip Et


Bel ve boyun fıtıklarının tedavisinde ameliyatsız yöntemleri Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Fatih Kırar anlattı.

fatih_kirar

‘‘BEL AĞRISI EN CİDDİ İŞ KAYBI SEBEBİDİR’’

. Bel ve boyun fıtıklarının görülme sıklığı nedir? Hangi yaş grubunda daha sık görülür?

‘‘Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre dünyada bugün en büyük iş kaybının sebebi bel ağrısıdır. Toplumda özellikle genç-orta yaş aralığı, işe katılımı olan ve dünyanın ekonomisini çeviren gruptur. Bu gruplarda bel ağrısı en ciddi iş kaybı sebebidir. Dolayısıyla bel ve boyun fıtıkları toplumumuzda ve dünyada hem sık hem de 7’den 70’e her yaşta görülmektedir. 11 yaşındaki çocuklarda bile 30-40 yaşlarda gördüğümüz bel fıtığını görmeye başladık. Bu durum aynı zamanda yaşamın dizaynıyla da alakalıdır. Gıdaların ve yaşam biçimimizin de etkisiyle omurgamız istediği sağlığına kavuşamıyor.

Omurgamızı biraz kötü kullanıyoruz. Oysa en azından bir kere olsun bir check-up’ını yaptırmak, eklemlerimizin ne aşamada olduğunu görmek gerekiyor. Bu, insanın felsefik olarak kendini unuttuğunu da gösteriyor. Bizim ‘‘U’’ tipi bir yaşam biçimimiz var. Yani evimizden çıkıyoruz, arabamızla işimize gidiyoruz, bunları yaparken asansörü kullanıyoruz. Ellerimizde artık laptoplar telefonlar var. Bütün bunlar omurgamızın yaşam biçimine aykırı hareketlerdir. 30-40 yaş arası kadınların, depresyon tanısı, tansiyon tanısı konmuş, aile ve sosyal hayatı bir anlamda parçalanmış insanların çoğu fıtık hastasıdır. Dolayısıyla bel ve boyun fıtıkları sadece bir hastalık değil, devasa bir toplumsal sorundur. Ve toplum olarak dünyanın geldiği bu noktada omurga sağlığı bilincini hala yakalayamadık. Omurga hastalandıktan sonra tedavi edilmesi gereken bir varlığımız değildir. Omurga hastalanmadan önce check-up’ının, takip ve tetkiklerinin yapılması, değerlendirilmesi gereken vücudumuzun en temel yapısıdır.’’

BEL VE BOYUN FITIKLARININ BELİRTİLERİ

. Bel ve boyun fıtıkları hangi belirtilere yol açar?

‘‘Boyun fıtığı olup her iki kolunda uyuşma, karıncalanma yaşayan, şiddetli ağrıdan uyuyamayan, günlük yaşantısı ve iş hayatı ciddi anlamda etkilenmiş pekçok hastamız var. Fıtığın derecesine göre hastaların şikayetleri de değişmekle birlikte özellikle bacak ve kol ağrısı büyük oranda fıtığın varlığına işarettir. Üstelik fıtık ikinci derecenin üzerine ulaşmış demektir. Halk arasında siyatikle fıtık karıştırılır. Siyatik fıtığın artık siniri rahatsız ettiği noktadır. Yandan bakıldığında omurgamızın bel kısmında 5 tane omur, boyun kısmında 7 tane omur bulunur. Her omur arasında süspansiyon ve hareket görevi gören eklemler / diskler vardır. İşte fıtık bu eklemlerin bozulmasıyla oluşur. Omurilik beyinde üretilen elektriği omurga boyunca taşır.

Bu taşıma sırasında sağlı sollu küçük küçük dallar vererek de bütün vücuda bu elektriği iletir. Eğer eklemleri tutan yapılar zayıflarsa o zaman fıtık oluşur. Sinirin altta kalmasıyla da bacakta ağrı başlar. Bu ağrı diş ağrısının ya da doğum sancısının 3 katı kadardır. Bel fıtığının çok nadir görülen bir belirtisi kabızlık yapmasıdır. Ayrıca özellikle erkeklerde ereksiyon problemleri oluşturur. Tam idrar boşaltamama ya da idrar kaçırdığının farkına varamama gibi problemlerin nedeni de hepsini yöneten bu sinirdir. Dolayısıyla vücudun ana yöneticisi sinirler olduğu için onlarla ilgili problemler hastaları pek çok sorunla karşı karşıya bırakır.’’

‘‘AMELİYATSIZ YÖNTEMLER SAYESİNDE AMELİYAT ORANI YÜZDE BİRİN ALTINDA’’

. Bel ve boyun fıtıklarında ameliyat gerektiren vakaların oranı nedir?

‘‘Bel ve boyun fıtıklarının ameliyat oranı giderek düşüyor. Çünkü son 10 yılda teknoloji çok gelişti. Teknolojik gelişim öncelikle sivil savunmaya sonra da sağlığa yansır. Bizler orayı 10 cm yarıyor, sonra da 4-5 mm’lik sinirleri çıplak gözle görmeye çalışıyorduk. Dolayısıyla ameliyatlarda çok hasarlar ortaya çıkıyordu. Sonra sadece tek noktayı büyüten loop dediğimiz gözlükler çıktı. 3-5 cm’lik kesilerle ulaştığımız bölgedeki siniri büyüterek siniri kurtardığımız ameliyatlar yaptık. Bir müddet sonra mikro cerrahi dünyamıza girdi. Son 15 yıldır mikro cerrahi ile orayı 40 kat büyüterek ve yaklaşık 1 cm’lik kesilerle ulaşarak işlem yapıyoruz. Son dönemlerde ise endoskopik yöntemler hayatımızı değiştirmeye devam ediyor. Ancak bugün ameliyata bile gerek kalmayacak yöntemler gelişmişti.

Regresyon tedavisi dediğimiz bu ameliyatsız yöntemler bel ve boyun fıtıklarında uygulanıyor. Ameliyat gerektiren hastalara ayda 50-60 ameliyat yaparken bu tedavileri 4-5 yıldır uygulayan bir cerrah olarak ortalama ameliyat sayım 10-15 olmuş durumda. Oysa hastaların sayısı 5 katına çıktı. Bu gelinen nokta bize regresyon tedavilerinin başarısını gösteriyor. Dolayısıyla şu an bel fıtığından, boyun fıtığından ameliyat olma oranı yüzde 1 bile değil. Bel fıtığı üçüncü-dördüncü dereceye ulaşmış, ağrılı hastaların çoğu uygulanan 15 dakikalık regresyon tedavisi yöntemleriyle artık 3-5 gün içerisinde günlük yaşantısına hatta iş hayatına dönebiliyor. Hiçbir yatışın, kesinin ve acının olmadığı, ameliyatla kıyas edilmeyen bu yöntemlerin sonuçları da son derece etkili.’’

AMELİYATSIZ YÖNTEMLERİN HASTAYA SAĞLADIĞI AVANTAJLAR
. Bel ve boyun fıtıklarının tedavisinde kullanılan ameliyatsız yöntemler hastalara ne gibi
avantajlar sağlar?

‘‘İlk olarak hastanın tedavisi çok kısa sürüyor. İkincisi ameliyat olmadığı için bir kesi yok; ağrı ve
acı hissedilmiyor. Üçüncü olarak genel anestezi verilmiyor. Çünkü birçok hastanın yaş ilerledikçe genel anestezi alması risk oluşturuyor. Hastayla konuşa konuşa 15-20 dakika içerisinde gerçekleştirilen bu yöntemler hasta için çok büyük bir konfordur. Dördüncü olarak hasta aynı gün hayatına geri dönüyor.

Hastanede yatış, taburcu olma söz konusu değil. Ve bundan sonraki süreçte 3-5 gün içerisinde iş hayatına geri dönüyor. Aile hayatıyla ilgili herhangi bir engel yok. En önemlisi de ameliyatsız yöntemler fıtığı kökten çözümle tedavi edebiliyor. Çünkü bu sadece bir ağrı kesme, bir fizik tedaviyle günü kurtarma değildir. Ameliyat düzeyinde olan bir fıtığın, ameliyatsız ve nüks
ihtimali bile olmadan tedavisi demektir.’’


İçeriği Paylaşın