Ben Hekimlerimizi Severim Çünkü…
Bizi Takip Et
Ben bu ülkenin doktorlarını severim.
Kalp hastalığı nedeniyle nefes almakta ve yürümekte zorlanan babamın bypass ameliyatıyla yıllardır avukatlık yapmasını; Küçüksu Çayırı’nın yemyeşil kalabilmesi için ihtiyar delikanlı enerjisiyle semt sakinlerine önderlik etmesini sağlayan onlardır.
Karın ve göbek bölgemde dayanılmaz sancılara yol açan bağırsak düğümlenmesi gibi acil bir durumda, beni ameliyatla sağlığıma kavuşturan gene onlardır.
Eşimin geçirdiği kalple ilgili ağır problemde, en kritik zamanda yerinde müdahalelerle ona sağlık veren de, gene bu ülkenin hekimleridir.
Annemin guatr ameliyatını, benim rahimle ilgili operasyonumu da başarıyla gerçekleştiren gene onlardır; Bu ülkenin doktorları…
Ülkenin başbakanının göz ameliyatı için Amerika’nın yolunu tuttuğu 1980’li yıllarda, rahmetli babaanenimin katarakt ameliyatını da gene bu ülkenin doktorlarına yaptırdım. O yıllarda çiçeği burnunda bir sağlık muhabiriydim.
İmza attığım binlerce haber ve söyleşide, yaptığım 3 bine yakın sağlık programında organ naklinden çocuk cerrahisine, onkolojiden sindirim sistemi hastalıklarına kadar her branştan pek çok başarılı hekim tanıdım. Hastalığın kapımızı çaldığı zamanlarda kendimin ya da ailemin sağlığını bu ülkenin doktorlarına bir an bile tereddüt duymadan emanet ettim.
HEKİMLERİN YERİNDE OLMAK İSTER MİYDİNİZ?
Ben bu ülkenin doktorları severim. Onlara sonsuz bir saygım duyarım. Çünkü bu ülkede en çok saygıyı ve sevgiyi hak eden meslek grubunun başında hekimlik gelir.
Mezuniyet ve uzmanlık diploması sonrasında bilgilerin sürekli tazelenmesini gerektiren hekimlik dışında başka kaç meslek dalı sayabilirsiniz? Tıp ve uzmanlık eğitimi, mecburi hizmet derken, 30’lu yaşların ortalarında mesleğinde bir yerlere gelen bir doktorun aylık kazancı evin geçimine, çocukların okul masraflarına bile zor yeter. Asistan hekimlerin bin 700 lira civarındaki çıplak aylık ücreti, çalıştığı kuruma göre performans ve yan ödemelerle 3 bin 500 lirayı geçmez. Uzman bir hekimin maaşı ise 5 ile 7 bin 500 lira civarındadır. Kıdemli profesörlere gelince… Aylık ücreti 4 bin lira olan bir kıdemli bir profesör performansla birlikte 10 bin lirayı zor kazanır.
Çok kazanıyorlar denen hekimlere onca eğitim ve çalışma sonrasında ödenen paradır bu. Uzmanlıkları gereği kimi radyasyona maruz kalır… Kimi de sabah kahvaltısı, öğlen yemeği demeden zor bir vakanın kalp ameliyatını yapmaya devam eder. Kimi acil serviste 24 saat boyunca gözünü kırpamadan hayat kurtarmaya devam eder… Üniversite diploması gerektiren mesleklerden kaçında böylesine yıpratıcı bir tempo ve çalışma ortamı vardır?
HAYATTAKİ EN DEĞERLİ ARMAĞANI HEKİMLER SUNAR
Kendimizin ya da sevdiğimiz birinin canını emanet ettiğimiz hekimlerin bu ülkede en çok para kazanlar arasında olmasını isterim. Çünkü hak ederler.
Bu ülkede hayali ihracat yaparak milyarder olanları, vergi yüzsüzleri arasında yer almasına karşın utanmadan, sıkılmadan gece kulüplerinde dansözlerin memelerine para sıkıştıranları, her türlü kirli işle banka hesaplarını dolduranları düşündüğümde, vergi rekortmeni olan hekimlerle ilgili gazete haberlerini okuduğumda gurur duyarım. Hekimler, hastalara sağlık verirken, hem kendileri kazanır, hem de ödedikleri vergilerle ülke ekonomisine katkıda bulunurlar çünkü. Üstelik, 120 bin hekimin bulunduğu Türkiye’de vergi rekortmeni olacak derecede iyi para kazanan hekimlerin sayısı denizde kum tanesi gibidir.
Söyler misiniz kriz sonrasında duran bir kalbin yeniden canlandırılmasından ya da karaciğer yetmezliğinin her geçen gün ölüme doğru sürüklediği bir hastaya nakille yaşam verilmesinden daha değerli bir şey olabilir mi bu dünyada?
“Eyvah onsuz ne yaparım ben!” diyerek gözyaşlarınıza boğulduğunuz anda ameliyathanenin ya da yoğun bakımın kapısından çıkan hekiminizin “Gözünüz aydın, sağlık durumu iyi” müjdesinden daha çok sizi mutlu edecek bir şey var mıdır? Bu cümleden daha kıymetli bir şey olabilir mi sizce?
İşte, bu yüzden ne zaman bir hekimle karşılaşsam, beni ya da sevdiklerimi hastalığın karanlık kuyusundan sağlığın aydınlığına doğru çekip aldıkları günler gelir gözlerimin önüne. Ve bizlere hayattaki en değerli armağan olan sağlığı sunan hekimlere kalbimin derinliklerinden gelen bir sevgi ve saygıyla bakarım.
Not: Bu yazı gazeteci Esra Kazancıbaşı Öztekin’in Sağlık Adası Yayınları’ndan çıkan “Akıllı Hastanın Sağlık Rehberi” isimli kitaptan alınmıştır.
İçeriği Paylaşın