Beş Ayda 25 Kilo Zayıfladı
Beş Ayda 25 Kilo Zayıfladı
Bizi Takip Et
Söyleşi: DEMET DEMİRKIR
İşadamı Atacan Tırnova 43 yaşına geldiğinde, bir gün check-up’a gitti ve hayatı değişti. Kendisini kilolu ve sağlıksız biri olarak algılamıyordu ancak, check-up sonucu rapor edilen veriler öyle demiyordu. Fazla kilo nedeniyle kolesterol, şeker vb. her şeyin sınırda olduğu ortaya çıkıvermişti.
Check-up doktoru, Tırnova’ya, “Kendinize yazık, kilonuz var ama organlarınız henüz yağlanmamış, azmedip kilo verin. Eski sporcusunuz nasılsa hızlı kilo verirsiniz” dedi. Diyetisyen de, “Sizde o azmi görüyorum” deyince Tırnova’ya bir inat, bir azim geldi. Öyle ki diyetisyenin “yiyebilirsiniz” dediklerini bile yemiyordu…
Diyet programını fazlasıyla uygulayınca, beş buçuk ayda 26 kilo vererek 114 kilodan 88 kiloya indi. Şimdi kilo koruma programı uyguluyor, spor yapıyor, sağlıklı ve mutlu bir hayat yaşıyor. Hedefi 85 kilo…Tırnova diyetisyene gitmeden önce, kafasına göre diyet programları uygulamış zaman zaman; ancak olmamış. O yüzden zayıflamak isteyenlere, mutlaka profesyonel destek almalarını öneriyor, tabii sporu da asla ihmal etmemelerini.
Medialand PR`ın Genel Müdürü Atacan Tırnova’ya zayıflama sürecini, diyet listesini, nasıl kilo verdiğini sorduk; tüm detaylarıyla www.sagligimicinhersey.com `a anlattı. Keyifle okuyacağınızı umuyoruz.
. Diyete başladığınızda kaç kiloydunuz, ne kadar zamanda kaç kilo verdiniz?
“Hastaneye gittiğimde 114 kiloydum, şu an 88 kiloyum; beş buçuk ayda 26 kilo verdim. Planlanan kilo aslında 90’dı ama kilo alma endişesiyle diyet yiyeceklerimi bile eksik yiyordum dolayısıyla planlanandan daha fazla kilo verdim.
Hatta geçen hafta doktoruma gittiğimde bana, ‘kilo alacaksın’ dedi. Günde dokuz dilim ekmek veriyor mesela, ben sabah ve öğlen iki dilim yiyorum, akşam ise ekmek yemiyorum. 85 kiloya inmek istiyorum ama vücudun kendini toparlaması için diyete biraz ara verdik.”
. Kilo vermeye nasıl karar verdiniz?
“Ben eskiden sporcuydum, hentbol ve basketbol oynardım. Son dönemde yaşım gereği spor yapmam gerektiğini düşünüyor ama yapamıyordum. `Check-up’a gireyim bir baktırayım kendime, sonra da fitness salonuna gideyim` diye düşündüm.
Check-up yaptırdıktan sonra kilo nedeniyle kolesterol, şeker ve benzeri sağlık problemlerinin sınırda olduğu ortaya çıktı. Check-up doktorum, ‘Kendinize yazık, kilonuz var ama organlarınız henüz yağlanmamış, azmedip kilo verin. Eski sporcusunuz, bu nedenle hızlı kilo verirsiniz’ dedi. O motivasyonla hastanede diyetisyen olup olmadığını sordum, tabii ki diyetisyen varmış ve beni diyetisyen Müge Aksu’ya yönlendirdiler. Müge Aksu, ölçümlerimi yaptı, ‘gözünüzde o ışık var, bu işi halledeceğiz’ dedi ve 16 Nisan 2010’da başladı hikâyem.”
. Nasıl bir diyet programı uyguladınız, nasıl beslendiniz?
“Diyetisyene gitmeden önce –ki ilk kez diyetisyene gidiyordum- kilo vermek için zaman zaman kendi çabamla diyet yapıyordum. Tabii kendi kafama göre bir diyetti bu; bir buçuk porsiyon kebap yemiyordum da bir porsiyon kebap yiyordum.
Diyetisyene gidince öğün atlamamak gerektiğini öğrendim, hangi saatte ne yenileceğini öğrendim. Şöyle ki sabah kalkar kalkmaz bir bardak su içilmesi gerekiyor çünkü su içince metabolizma çalışmaya başlıyormuş.
Diyet programım şöyleydi; yürüyüşe gidiyor, dönünce yağsız sütle beş kaşık kahvaltı gevreği yiyordum ve yanında bitki çayı da içebiliyordum. Doktorum tatlandırıcı kullanabileceğimi söylemişti ama ben sentetik şeyleri sevmediğim için bu vesileyle şekeri de bıraktım. Oysa diyetisyene gitmeden önce bir çay bardağına dört şeker atardım.
Kahvaltı sonrası saat 09:30 gibi yağsız sütle kahve yanında da üç tane ceviz, bir tane kuru kayısı. Öğlen yemeğinde ise yarım kase çorba ve suyunu yememek kaydıyla; sebze yemeği ve limitsiz salata yemeye izin var. Ancak salataya çay kaşığını geçmeyecek kadar yağ, limon, kekik ilave edilebiliyor.
Saat 15.00 civarında ara öğün, akşam yemeğindeki mönüm için et, tavuk ya da balıktan birini seçiyor ve yanında yeşillik yiyebiliyordum. Akşam yemeğinden iki saat sonra iki porsiyon meyve yeme izni var. Gece 23:30 gibi kefir, süt tarzında bir şeyler veriliyordu ama yemiyordum. Hala da bu programı uyguluyorum ama saatlere tam olarak uyamıyorum her zaman.”
. Kilo verme sürecinde spor yaptınız mı?
“Her gün bir saat yürüyüş yaptım, doktorum bana haftada üç gün yarım saati geçmeyecek şekilde tempolu yürüyüşü önermişti. Ben sporcu olduğum için yarım saat bana az geliyordu o yüzden bir saat yürüyordum. Yürüyüş herkesin yapabileceği bir spor.”
“AÇIK HAVADA DAHA ÇOK YAĞ YAKILIYOR”
. Spor salonuna gidiyor musunuz?
“Spor salonunu tavsiye etmiyorlar hem doktorum hem de fizyoterapist arkadaşlarım. Oksijenle bire bir temas ettiğiniz için açık havada daha hızlı yağ yakılıyor. Fitness salonlarını kötülemek amacıyla söylemiyorum ama mesela yürüyüş bandında sadece bacak kaslarının çalıştığı söyleniyor. Haftada üç gün yürümek benim için yeterli çünkü ben artık kilo vermek amacıyla değil de motivasyon amacıyla yürüyorum. Güzel havalarda yürümek çok keyifli bir spor.”
“İŞİN FORMÜLÜ: MİDEYİ BOŞ BIRAKMAMAK”
. Yoğun bir iş temponuz var ve sık sık iş seyahatlerine çıkıyorsunuz ama diyet yaparken saatli beslenmek gerekiyor. Bu durumda diyetteyken saatlere uyma konusunda zorlandınız mı?
“Yanımda bir adet kepekli bisküvi veya bir tane elma ya da salatalık bulunduruyordum. Toplantıya girmeden önce ya da çıkınca onları yiyordum. Önemli olan mideyi boş bırakmamak; işin formülü bu.
Seyahatlere giderken de çantama koyduğum ilk şey spor ayakkabılarım, tişört ve eşofman. Yemekten daha önce bunları düşünüyorum çünkü yediğinizi yakınca problem olmuyor. Tek başıma seyahate çıkınca zorluk olmuyor ama kafile şeklinde çıkınca bazen zorlanıyorum.”
“BİR OTURUŞTA YARIM KİLO BAKLAVA YİYORDUM”
. Diyet esnasında en çok ne yemeği özlüyordunuz?
“Diyetin orta döneminde yani temmuz ayının ilk iki haftası tatile gittik, açık büfe bir yerdi. Doktorum yemeğe küçük tatlı tabaklarıyla gidin ve birer kaşık zeytinyağlı sebze alıp tabağınızı doldurun ama mesela patates kızartması gördünüz; tabağınıza almak yerine bir tane ağzınıza atarak nefsinizi körletin demişti. Ben de diyetisyenimin dediğini yaptım, açık büfeden tabağıma bol bol sebze, balık, tavuk doldurdum. Anlayacağınız karar vermiştim bir kere geri dönemezdim o yüzden kaçamak yapmadım. Annem bana, `sarı damar` der, inadım tuttu mu; dediğimi yaparım.
Aslında o sıkı diyet günlerinde canımın çektiği çok şey vardı; en çok mantı, cevizli baklavayı özlüyordum. Diyete başlamadan önce bir oturuşta yarım kilo baklavayı yerdim ben.”
. ‘Kendimi şişman olarak görmüyordum’ dediniz, neden böyle düşünüyordunuz?
“Benim boyum 1.85 olduğu için herhalde. Ayrıca, kilo vermeden önce de çok hareketliydim. Altı katı yürüyerek çıkardım ve nefesim kesilmezdi”
“KİLO KORUMA PROGRAMI UYGULUYORUM”
. 114 kiloydunuz. 30 kilo verdiniz. Kilonuzu nasıl dengede tutuyorsunuz, formunuzu nasıl koruyorsunuz?
“Kilo koruma programı uyguluyorum. Bu programa göre, her şey serbest ama öğlen et, tavuk ya da balık yediysem akşam tam tersi yani sebze yiyorum. Tatlılar serbest ama yemiyorum, onun yerine meyve yiyorum ve meyve yemek beni artık mutlu ediyor. İçki konusunda diyetisyenim; rakı, votka, viskiyi önermedi. Çok içmek istiyorsanız kırmızı şarap öneriliyor.”
“İNSAN ARABA ALSA BU KADAR MUTLU OLUR”
. Hayatınızda ne değişti? Kiloluyken nasıldınız ne hissediyordunuz; şimdi ne hissediyorsunuz?
“Kiloluyken mutsuz değildim ama şimdi kendimi daha rahatlamış hissediyorum; insan bir araba alsa bu kadar mutlu olabilir.”
. Diyet öncesinde giydiğiniz kıyafetler kaç bedendi, şimdi kaç bedene indiniz. Size bol gelen giysilerinizi ne yaptınız?
“60 beden giyiyordum şu an takım elbisede 52 beden giyiyorum, kot pantolonda 44 ya da 46 giyiyordum şimdi 36 beden giyiyorum; hatta geçenlerde 34 giydim. Bana bol gelen giysilerimin hepsini kuru temizlemeye yolladıktan sonra ihtiyaç sahiplerine verdim.”
“SAĞLIK AÇISINDAN MUTLUYUM”
. Kilo verdikten sonra kendinizi daha yakışıklı bulmaya, daha özgüvenli durmaya mı başladınız yoksa değişen bir şey olmadı mı hayatınızda?
“Ben her zaman kendimi yakışıklılık manasında değil ama insan olarak iyi ve güzel bulduğum için kilom varken mutsuz değildim. Bunun dışında karakterimle ilgili herhangi bir değişim olmadı ama sağlık açısından daha mutluyum.”
. Siz kilo verirken aileniz size destek oldu mu?
“Eşim iki kez tiroit ameliyatı oldu. 96 kiloları gördü ama hekime gitmeden kendi başına kilo verdi; 56–57 kiloya indi. Bir dönem eşimle birlikte diyet yaptık. İki kişinin aynı anda diyet yapması daha kolay oluyor. Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar…”
. Diyet yapmak isteyenlere ne önerirsiniz?
“Diyetin bir hekim kontrolünde olması gerektiğine inanıyorum. Devlet hastanelerinde de diyetisyenler var. Mutlaka belli bir disiplin içinde ve danışman kontrolünde diyet yapılması daha doğru olur.
Her diyet ve her diyetisyen herkese iyi gelecek diye bir şey yok ama ben dört arkadaşımı gönderdim doktoruma, hepsi de memnun. Hatta doktorum bana, ‘kendiniz gibi iradeli arkadaşlar seçmişsiniz’ dedi.
ATACAN TIRNOVA`NIN DİYETİSYENİ İŞADAMLARINA ÖZEL DİYETİ ANLATTI
Ayda beş kilo zayıflayan toplamda 26 kilo veren Atacan Tırnova’nın diyetisyeni Acıbadem Maslak Hastanesi`nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Müge Aksu’ya erkek diyeti ve merak edilenleri sorduk… İşte Erkek diyetinde merak edilenler…
. Erkek diyetini kadın diyetinden ayıran şey nedir? Erkekler daha mı kolay kilo veriyorlar? Kadınlar mı erkekler mi diyet programlarına daha iyi uyuyor?
“Erkeklerin vücut çalışma hızları (Bazal Metabolizma Hızları) kadınlara göre daha yüksektir. Kas kitleleri fazla, yağ oranları ise azdır. Bu nedenle bayanlara göre çok daha kolay zayıflayabilirler. Daha fazla yiyerek, kısa zamanda forma kavuşurlar.
Erkeklerin kas kitlesinin fazla olması nedeni ile enerji ihtiyaçları da artar. Dolayısıyla günlük tüketimlerinde kas kitlesinin korunması açısından yeterli karbonhidrat ve proteini almaları önemlidir. Bayanlara göre aldıkları protein miktarı daha fazla olmalıdır. Türkiye’de erkeklerin yaşam süreleri kadınlara göre daha kısadır. Özellikle kroner arter hastalıkları, kardiyolojik hastalıklar yönünden bayanlara göre yüksek riskli grubu oluştururlar. Bu nedenle lif ve posa miktarları arttırılmalı. Sebze, meyve tüketimleri gün içinde mutlaka yer almalı; lifli ekmek (esmer ekmek) yemeye özen göstermelidir. Baklagiller haftada 2-3 gün beslenmeye eklenmelidir. Yağlı tohumlar grubu özellikle erkeklerde prostat kanserinden korunmada etkilidir. Miktarlarına dikkat ederek fındık, ceviz, badem, yer fıstığı beslenmemiz içinde yer almalıdır. Yine erkeklerde A Vit, C Vit,K Vit günlük alım dozları bayanlara göre fazladır.
Erkekler de bayanlar gibi diyet yapmayı aç kalmak olarak görüyorlar. Dolayısıyla diyete uyamayacaklarını düşünüyorlar. İkna olmaları zor olsa da gerekli eğitimi aldıklarında, doğru beslenmeyi öğrendiklerinde diyete adaptasyonları yüksek oluyor. Erkekler diyet yapmaya karar verdiklerinde, bayanlara göre iradeliler ve diyete daha sadıklar. Bayan veya erkeklerde diyeti yaşam biçimi haline getirebilmek ve hayatımıza yerleştirebilmek amacını gerçekleştirebildiğimizde devamlılık konusunda bir sıkıntı olmayacaktır. Kararlılık ve istemek başarı için önemlidir. Rejimin süresi başlangıçta belirlediğinizin üstüne çıktığında her iki cinste de sorun çıkar. Kişi sıkılır, motivasyonu düşer, uzak kaldığı besinlere özlemi artar. Karşılaştırma yapmak gerekirse erkekler; bayanlara göre daha kısa süreli diyetleri tercih ediyorlar.”
. İş adamlarının kilo verme programlarını seyahatler, toplantılar, yemekler nasıl etkiliyor?
“Seyahatlerde yemek düzeni, saatler ve porsiyon miktarları değişiyor. Yemek ve toplantılarda özellikle ısrarlara dayanmak daha güç. Alkol miktarına sınırı koyabilmek genellikle kolay olmuyor. Arkadaşlarla yenilen yemekte sohbet esnasında farkına varılmadan yememiz gerekenin çok üstüne çıkabiliyoruz. İş toplantılarında ise; önümüze gelen yemekleri reddetme şansımız olamayabiliyor. Farklı ülkelerde, farklı yemek kültürleri beslenme düzenimizi bozabilir. Diyete uyumu zorlaştırır.
Sosyal aktiviteleri azaltmak veya uzaklaşmak diyetteki kişide gerginliği arttırabilir. O yüzden porsiyon miktarlarına dikkat ederek, günlük yaşantımızdan uzaklaşmamak gerekli.”
. Seyahate çok sık çıkan iş adamlarına nasıl bir diyet programı öneriyorsunuz?
“Seyahatte esas olan seçim yapabilmeyi öğrenmek. Beslenme eğitimi ile danışan bunu öğrenecektir. Sistem değişmez. 4-5 saati aşmayacak şekilde beslenmeye devam edilecek. Hedef, listemizde olmasa bile, bulabildiğimizin en iyisi ile o öğünü telafi etmek. Öğün atlamamaya çalışmak. Ara öğünlerde sütten içeceğimiz bir kahve, 1-2 porsiyon kuru meyve bile, sonraki öğüne daha tok girmemize yardımcı olacaktır. Kendimize hakim olmamız kolaylaşacaktır.
Seyahatlerde öğle, akşam yemeklerinde et ağırlıklı bir program olacaktır genelde. Makarna – pizza – sandviç gibi daha yoğun kalorili besinler öğle yemeğinde, balık – et – tavuk + salata + ekmek gibi bir öğün akşam tercih edilmelidir.”
. Bir erkek diyetteyken hiç mi alkol almamalı? Kalorisi daha düşük alkoller hangileridir? kilo verme programındaki bir erkeğin kaçamak yapabileceği alkol miktarı haftada ne kadardır? Diyetteyken alkol kaçamağı yapan bir erkek bunu daha sonra nasıl telafi edebilir?
“Herhangi bir sağlık problemi yoksa ve düzenli alkol tüketimi varsa, kişilerin günlük hayatından alkolü çıkarabilmek ancak kısa vadede başarı sağlar. Erkeklerin alkol tercihleri genellikle rakı, bira ve viski oluyor. Biz mutlaka alkol almak istiyorsak; kardiyovasküler hastalıklardan korunma amaçlı şarap tüketimini öneriyoruz. Erkeklerin aldıkları alkol miktarlarına göre değişir diyetteki oranlar da ama haftada 2 kadeh şarap veya rakıyı tolere edebiliriz. Alkol, karaciğerdeki şeker depolarımızın kullanımını engellediği için sonrasında daha çabuk acıkmaya neden olur. Tatlı ve atıştırma isteğini arttırır ve direkt yağ olarak depolanır. Alkol kullanan erkekler özellikle karaciğerde yağlanma açısından risklidir ve dikkat etmelidir.
Alkol aldığımız günün ertesi sıvı tüketimi önem kazanır. Alkol vücuttaki Na-K dengesini değiştirdiği için su miktarı arttırılmalıdır. Bitki çayları da sıvı alımını arttırmak için tercih edilebilir. Sebze ve meyve ağırlıklı beslenme uygun olacaktır. Spor da kaçakların telafisinde uygun seçenektir. Alkol aldığımızın ertesi günü yaptığımız sporun süresini arttırabiliriz.”
. Erkeklerin kadınlar kadar çikolata, pasta gibi tatlı gıdaları seçmemesi bir avantaj mı?
“Evet, hem de büyük avantaj. Kadınların özellikle mutsuz olduklarında, regl dönemlerinde çikolata ve tatlı ihtiyaçları artıyor. Erkeklerin çoğu tatlı ve çikolata yemeyi sevmiyorlar. Onların kaçakları genellikle alkol ve çerez oluyor. Yine de çikolata değil ama tatlı yemeyi seven erkek hastalarımın sayısı az değil. Tercihleri de genellikle şerbetli tatlılar oluyor.”
. Ana öğünlerin dışında ara öğünlerin olması sizce iş adamlarını zorlar nitelikte mi? (Toplantı, seyahat vs…)
“Alışıncaya kadar zor olabilir. Ara öğünler eklendiğinde erkekler de, bayanlar da günü çok daha rahat geçirebiliyorlar ve açlıklarını bastırabiliyorlar. Acıkmadıkları için de programlarına çok daha kolay uyabiliyorlar.”
. İş adamlarına ne tür ara öğünler öneriyorsunuz?
“Meyve, kuru meyve, süt / ayran, kuru meyve, sütten kahve, taze sıkılmış meyve suyu, diyet bisküviler, leblebi, tost veya küçük sandviçler, porsiyon miktarlarına dikkat ederek fındık – ceviz – badem ara öğünlerde kullanılabilir.”
. Erkeklerin kadınlar gibi salata yemeyi, yanlarında, sandviç taşımayı sevmedikleri söylenir. Siz de erkek hastalarınızda bu tür dirençlerle karşılaşıyor musunuz?
“Erkekler biraz daha hazırcılar. Özellikle okula giden gençler, ofis dışı çalışan erkekler yanlarında çanta da taşımadıkları için rahat ulaşabilecekleri besinleri tercih ediyorlar. Çok gerekli olmadıkça hayatlarına oturtabilecekleri, kolayca bulabilecekleri ve en önemlisi istediğimiz kiloya ulaştıktan sonra da devam edebilecekleri bir programla zayıflamarını tercih ediyorum . Gerekli motivasyonu sağladıktan sonra şaşırtıcı şekilde diyete uymak için çaba harcayabiliyorlar. Yanlarında meyve, sandviç taşıyan danışanlarım var; hatta fındığı, bademi tek tek sayarak yiyen erkek hastalarımızda.”
. Erkeğin kilo vermesinde sporun, egzersizin yeri nedir? Ne tür egzersiz öneriyorsunuz?
“Egzersiz, yağdan kilo verme açısından çok değerlidir. Düzenli egzersiz yapan kişilerde dinlenme esnasında dahi metabolizma hızının yüksek olduğu görülmüştür. Egzersiz, kalori harcamımızı arttırır. Sporun enerji harcatıcı etkisi sadece hareket sırasında değil, egzersizin sona ermesinden sonra da devam etmektedir. Kaslarımız güçlenir, enerjimiz artar ve daha zinde hissetmemizi sağlar.
Kilolu bir erkeği zayıflaması için, tüm vücut kaslarının çalışmasını sağlayacak fitness- kardiyo hareketleri yapması gerekir. Yürüyüş, koşu, yüzme, bisiklete binme, basketbol … Ağırlık çalışmaları, zayıflama açısından uygun olmayacaktır. Spora başlama zamanı, şiddeti ve süresi önemlidir. Kesinlikle diyetisyeniniz, doktorunuz ve varsa spor hocanızın kontrolü altında olmalıdır. Kalp ve diğer vücut fonksiyonlarınızda bir sıkıntı olup olmadığının incelenmiş olması gereklidir.
Zaman azlığı, spora devam etmeyi engelleyen en büyük fakttördür. Bu nedenle sevdiğimiz ve devam edebileceğimiz bir aktiviteyi hayatımıza sokmak en güzelidir.”
. Televizyon seyrederken abur cubur atıştırmalarda erkekler neyi tercih ediyor? Siz gece ekran başındaki saatlerde nasıl bir beslenme programı öneriyorsunuz?
“Erkekler; televizyon karşısında, maç izlerken ve arkadaşları ile otururken çerez, cips, bira atıştırmayı seviyorlar. Özellikle kalorisi ve yağ oranı yüksek besinlerin gece tüketilmesi kilo artışına neden oluyor. Televizyon karşısında atıştırmaların kişileri olumsuz etkilediği ve Tv karşısına her geçtiğinizde canımızın yemek istediği çalışmalar sonucunda belirtilmiştir. Bu nedenle bilgisayar, Tv karşısında yemek yenmesi, masa başında gazete okunması önerilmez.
Gece boyu meyve, leblebi, süt, meyveli yoğurtlar ara öğün niyetine yenilebilir.”
. Erkeğin ideal kilosu nasıl saptanır?
“İdeal kilo, Beden Kitle İndeksi (BKI) değeri ile hesaplanır. BKI bize, boy ile orantılı kilo değerini gösterir. BKI (BMI) = Kilo / boy’ olarak bulunur. Bu değerin 19 – 25 değerleri arasında olması gerekir. Artık ideal kilo yerine optimal kiloya ulaşmaktan bahsediliyor. Kişilerin indiklerinde koruyabileceği, kendini zinde ve sağlıklı hissedebileceği kilo yani. 110 kglık bir erkek hayatı boyunca 80’i kilolarda bulunmadıysa, BKI değeri 75 olarak hesaplansa dahi hedef bu kiloya inmek olmamalıdır. Var olan kilonuzun %5-10luk kaybı dahi hem yaşam kalitemizi arttırır, hem de hastalıklara yakalanma riskimizi azaltır.
Herkesin vücut yapısı, kas kitlesi ve yağ oranı birbirinden farklıdır. Vücudumuzun nasıl göründüğünü yağ miktarı ve onun dağılımı belirler. Kas kitlemizin fazlalığı, kilomuzu arttırarak yüksek BKI değerine neden olabilir. Body yapan veya aktif sporla uğraşan erkeklerin kilosu ve BKI değeri de yüksektir ancak yağ oranları az ve kas kitleleri fazladır. Bu nedenle artık yağ oranının belirlenmesi ve bu değer baz alınarak olunması gereken kilo belirlenmelidir.”
İçeriği Paylaşın