Beslenme Tarzı Kanseri Etkiler Mi?
Beslenme Tarzı Kanseri Etkiler Mi?
Bizi Takip Et
ÖZEL HABER: Demet DEMİRKIR
beslenme tarzının sağlıklı yaşam açısından çok önemli olduğunu belirterek, kişilerin yediklerine yalnızca hasta iken değil sürekli dikkat etmesi gerektiğini belirtti.
Kanser hastalığının kötü beslenme, fiziksel aktivite azlığı, fazla kilo ve obezite ile ilişkili olduğunu kaydeden Memorial Ataşehir Hastanesi’nden Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Kandemir, işlenmiş et ürünlerinin aşırı tüketilmesi, alkol alımı, fazla sodyum alınması, aşırı yağ tüketimi ve fazla kalori alınmasının kanser oluşma riskini arttırdığını belirtti.
Kanserden korunmak için nasıl beslenilmesi gerektiğini anlatan Prof. Dr. Kandemir, kanser hastalarında beslenme hakkında da detaylı bilgiler verdi. Bir kanser hastasının hangi besin maddelerinden ne zaman uzak durması gerektiği hakkında da bilgilendirmede bulunan Prof. Dr. E. Gökhan Kandemir, kanser ve beslenme ilişkisi konusundaki sorularımızı yanıtladı.
. Bir kişinin beslenme tarzı (düzensiz, fast food vs. olması) o kişide kanser oluşumuna neden olabilir mi?
“Elbette kişinin beslenme tarzı çok önemlidir. Aldığımız gıdaların ne olduğunun, nasıl pişirilip hazırlandığının, ne miktar ve ne zaman yendiğinin, hepsinin ayrı bir önemi var. Bu hem genel sağlık için, hem de kanser yönünden çok büyük bir öneme sahiptir. Kanser olgularının yaklaşık yüzde 30’u kötü beslenme, fiziksel aktivitenin azlığı, fazla kilo ve obezite ile ilişkilidir. Bu faktörler de birbirleriyle yakın olarak ilişkilidir.
Kanser riskini artıran gıdalardan zengin ve kanserden koruyucu gıdalardan fakir beslenmenin olması o kişide maalesef kanser oluşumuna neden olabilmektedir. Örneğin fazla kırmızı et tüketmek kanser riskini arttırmaktadır. Ayrıca örneğin devamlı yenen hamburgerin, etin kısa sürede ve yüksek ateşte birden pişirilmesi kanserojen maddelerin ortaya çıkmasına neden oluyor. Yani etin fazlası da, sağlıksız bir şekilde pişirilmesi de kansere davetiye çıkarmaktadır. İşlenmiş et ürünlerinin aşırı tüketilmesi, alkol alımı, fazla sodyum alınması, aşırı yağ tüketimi, fazla kalori alınması kanser oluşma riskini arttırmaktadır. Fazla kilosu olanlarda, obez olanlarda birçok kanser türü daha fazla görülmektedir.
Sebzeler, meyveler ise kanser gelişme riskini azaltmaktadır. İçlerinde kanserden koruyucu birçok kimyasal bulunmaktadır.
Kalsiyumdan zengin beslenme ya da kalsiyum desteği almak kalın bağırsak kanseri riskini azaltırken erkeklerde ise prostat kanseri riski artmaktadır.
Görüldüğü gibi kişinin beslenme tarzı kanser oluşumunda çok önemli bir unsurdur.
Sebze ve meyve içeriğinden yoksun bir beslenme tarzı olması, Yediğimiz unlu, şekerli gıdalar boş kalorilerdir ve hiçbir besin değeri yoktur sadece ekstra kalori alımına yol açarlar. Bunlar, hem koruyucu özellikleri olmaması hem de içerdikleri maddeler nedeniyle kanser riskini artırır.”
“BOŞ KALORİLERLE BESLENMEMELİYİZ”
. Kanserden korunmak için nasıl bir beslenme şekli benimsemek gerekiyor?
“Kanserden korunmak için sağlıklı bir beslenme tarzımız olmalıdır. Riski arttıran gıdaları azaltmalı, koruyucu olan gıdalarla beslenmeliyiz.
Fazla kırmızı et tüketmemeliyiz. Haftada en fazla yarım kilo et yemeliyiz. Balık, kümes hayvanları tercih etmeliyiz. Ayrıca yediğimiz eti de sağlıklı bir şekilde pişirmeliyiz. Tercihen kısık ateşte, yavaş pişirme olmalı. Sebzelerle birlikte tüketilmesi de ayrı bir yarar sağlamakta. Sebze ve meyvelerin içerisinde kanserle savaşan antioksidan vitaminler, karotenoidler, fitokimyasaller, mineraller, lifler bulunmaktadır.
Koyu yeşil yapraklı sebzeler, koyu sarı-turuncu sebzeler, meyveler günde en az 5 porsiyon tüketilmelidir. İdeali günde 7-9 porsiyondur. Çeşitlilik, renklilik ve tam olması esastır. Meyve ve sebzeleri tam, bütün olarak yemeliyiz. Meyve veya sebze suları yüzde 100 olmalıdır. Haftada 2-3 kez mutlaka fasülye, nohut, mercimek, bezelye gibi baklagiller yenilmelidir. İşlenmiş tahıl yerine tam tahıl tercih edilmelidir. Tam buğday, tam yulaf, tam çavdar gibi.
Diyetimizdeki yağ oranı düşük olmalıdır. Günlük aldığımız kalorilerin en fazla yüzde 25-30’u yağlardan gelmelidir. Zeytinyağı gibi doymamış yağlar tüketilmelidir.
Boş kalorilerle beslenmemeliyiz. Besin değeri olmayan, şeker ve katı yağ içeren gıdalardan gelen kalorilere boş kaloriler demekteyiz. Rafine karbohidratların olduğu kek, pasta, kurabiye gibi yiyeceklerin alımını; şekerli, tatlandırıcıların olduğu, birtakım katkıların olduğu içeceklerin alımını sınırlamalıyız.
Alkol alımı ile kanser arasında çok yakın ilişki vardır. Alkol alınmamalı, içiliyorsa alımını sınırlamalıyız.
Sağlıklı vücut ağırlığında olmalıyız. Beden kitle endeksi var, bu endekse göre belirlenen sağlıklı kilo, fazla kilolu ve obez olarak kilo grupları vardır. 18,5 ile 24.9 arası sağlıklı kilodur. 25 ve 29,9 arası aşırı kiloludur; 30 ve üzerinde olan kişilere obez diyoruz. Beslenme ve fiziksel aktivite bağlantılı olduğundan fiziksel aktivite arttırılmalıdır. Harekete geçmeliyiz.
Özetle kanserden korunmak için RENKLİ, TAM, DENGELİ ve DOĞAL beslenin, sağlıklı bir kilonuz olsun ve yaşam boyu bu kiloyu koruyunuz.”
. Kanser hastası olan kişinin beslenme şekli tedavide etkili midir? Kişinin yedikleri kanser tedavisini yönlendiriyor mu?
“Kanserden korunmak için beslenme ile kanser hastasının beslenmesi genel ilkeleri benzer olsa da farklılık gösterir. Kanser hastası kemoterapi tedavisi alıyorsa o zaman protein ve kaloriden daha zengin bir beslenme tercih edilmelidir. Önemli olan nokta şudur; tedavi sırasında hasta kilosunu koruyacak şekilde beslenmeli, kilo kaybediyorsa aldığı kalori miktarı arttırılmalıdır.
Kemoterapi ilaçları ile etkileşime girmeyecek şekilde düşünmek gerekli. Örneğin greyfurt suyu içilmemelidir. Bazı ilaçlar ishale ya da kabızlığa yol açabilir. Bu durumda özel beslenme olmalıdır. Ağızda, boğazda bazı yaralar tedaviye bağlı oluşabilir, bunlara da dikkat edilmeli, özellikle asitli içeceklerden kaçınılmalıdır.
Genel olarak sıvı alımının artırılması istenir, en az 2,5 litre su alınmalıdır. Kişinin kendisini en iyi hissettiği zamanlarda daha zengin bir öğünle beslenmesi tercih edilir. Beslenmede herkes için geçerli olan sağlık kurallarına, hijyene dikkat edilmesi gerekiyor.”
“ŞEKERİN KENDİSİ TÜMÖR HÜCRESİNE YOL AÇMAZ”
. Kanser diyetinde uzak durulması gereken besinler nelerdir? Özellikle şeker, cola ve meyve suyu gibi şekerli içecekler ve tüm şekerli gıdaların tüketilmemesi gerektiği söyleniyor. Bunun nedeni nedir? Hiç mi yenmemelidir?
“Tüm hücreler enerji için şekere ihtiyaç duyar. Tümör hücreleri de öyle. Şekerin kendisi tümör hücrelerinin büyümesine yol açmaz. Şekerden yoksun beslenilse bile tümör kendi ihtiyacı olan şekeri protein ve yağ gibi başka kaynaklardan elde eder. Vücuttaki kasları yıkar. Kas kaybı oluşur. Yani şekerin kendisi tümörü besler düşüncesi doğru olmamakla beraber, çok şeker alınması insülin yapımını arttırır. Aşırı insülin tümör hücrelerinin çoğalmasını tetikleyebilir.
Zaten kanserden korunmak için olan sağlıklı beslenmenin içinde şeker tüketimi oldukça az bir oranda olmalıdır.”
. Ayrıca; turşu, sakatat, mangal, kabuksuz meyveler gibi gıdalardan uzak durulması da önerilir bunun nedeni nedir?
“Turşu, işlenmiş etler gibi sodyum içeriği yüksek olan ürünlerin beraberinde nitrat, nitritler olabiliyor. Etin pişirilme yöntemlerine göre ortaya çıkan bazı kanserojen kimyasallar vardır ve ortaya çıkarlar. Bunlar sadece kanser hastalarına değil, sağlıklı yaşam için hiç kimseye önerilmez. İşlenmiş et olarak sucuk, sosis, salamın içeriğinde de bol miktarda tuz vardır, nitrat ve nitritler vardır. Bunlardan uzak durulmalıdır.”
. Kanser hastalarına şeker, tuz, beyaz unlu ekmekler yerine çavdar, kepekli ekmek vs. önerilir? Neden bu hasta grupları, beyaz unlu ürünleri tüketmemeli?
“Kanser hastalarının tedavileri süresince beslenmelerinde farklılıklar vardır. Şeker, tuz zaten uzak durulması gerekenler. Ortak noktalar olmakla beraber tedavi sırasında ‘kişiye özel beslenme’ olmalıdır. Örneğin ishali olan bir hasta düşük lifli gıdaları yemesi gerekir. Tam buğday ekmeği gibi yüksek lif içeren gıdalar ishali kötüleştirir. Oysa kabızlık yakınması olanlar ise aksine tam tahıl ekmeği gibi yüksek lifli gıdalarla beslenmelidir. Görüldüğü gibi kanser hastalarının var olan yakınmaları nedeniyle beslenmeleri farklılık göstermektedir. Bu nedenle hastalar doktoruna, hemşiresine, beslenme uzmanına mutlaka danışmalıdır.”
. Kanser hastaları taze sebze ve meyve yiyebilir mi?
“Kemoterapi uygulaması sırasında gelişebilecek olan durumlardan biri de kan değerlerinin, özellikle akyuvarların düşmesidir. Bu şekilde enfeksiyonlara açık hale geliyoruz, o zaman hijyen kurallarına uymak son derece önem kazanıyor. Enfeksiyon kaynağı olabilecek yerlerden özellikle uzak durmalıyız.
Tedavi sırasında gıda güvenliği çok önemlidir. Nötropenik diyet dediğimiz özel diyet uygulanmalıdır. Beslenme açısından bakıldığında, bu dönemde yiyeceklerimizin organizma içermemesi gerekir, dolayısıyla sebze ve meyvelerin bol miktarda su ile yıkanması gerekir. Akan suda iyi yıkanmış taze sebze ve meyveler yenilenebilir. Aynı zamanda bu ürünler çürüdükçe yani darbe gördükçe dışarıdan bir mikroorganizmanın bulaşması olabilir. Bu nedenle hastaların bu tip mikroorganizmaların kaynağından uzak durmaları önerilir. Çürümeye başlamış, darbe görmüş sebze ve meyveleri yememek lazım.
Kendi hazırladığımız, yıkadığımız sebze ve meyveleri yemeliyiz. Hazır satılanları veya dışarıda restoranlarda ‘salata bar’ gibi yerlerdeki salatalardan uzak durmalıyız. Pastörize edilmemiş meyve ve sebze suları içilmemelidir. Çiğ açıkta satılan ceviz, badem gibi kuru yemişler yememeliyiz.”
“BAKLAGİLLER İYİ BİR SEÇENEK”
. Bu hastalara kırmızı et ve beyaz et önerilir mi?
“Normalde et tüketimi sınırlandırılmalıdır. Tüketirken içerdiği yağ miktarı az olmalıdır, yağsız et tüketilmelidir. Sağlıklı diyette tüketilen kırmızı et miktarı haftada yarım kiloyu aşmamalıdır. Fakat tedavi gören kanser hastası normalden daha fazla protein almalıdır. Protein kaynağı olarak balık, beyaz et, bitkisel protein deposu baklagiller iyi bir seçenektirler.”
. Uzmanlar kanser hastalarının süt tüketmemesi gerektiğini söylüyor. Süt, kanser hücrelerini mi besliyor… Hastalar süt içebilir mi?
“Genelde kanser hastaların beslenmesi konusunda birçok kanıta dayanmayan görüşler, inanışlar vardır. Süt konusu da maalesef öyledir. Tedavi gören bir kanser hastasının süt içmesinin hiçbir sakıncası olmadığı gibi faydası da vardır. Sütü tüketirken içindeki yağa da dikkat edilmelidir. Yağı azaltılmış sütü tercih etmelidirler, fakat kilo kaybı durumlarında kalori arttırmak için tam yağlı süt içilmelidir.
Amerikan Ulusal Kanser Enstitüsü kanser tedavisi sırasında hastalara süt içeren bir çok gıda, milk shake, smoothie vb içecekler önermektedir.”
“YEŞİL ÇAY TÜKETİLEBİLİR”
. Kanser hastalarının kafeinden uzak durması söylenir. Çikolata, kahve, siyah çay vb… Peki bu hastalar yeşil çay ve diğer bitki çaylarını içebilirler mi?
“Kahve ve kafein olarak baktığımızda kanseri artırdığını gösteren bir kanıt yok. Siyah, yeşil, beyaz çay olsun hepsi aynıdır bunlar farklı birer bitki değildirler. Ama yeşil çayın da faydalı özellikleri vardır. Yeşil çay tüketilebilir ama çok fazla içilmemeli.”
. Kanser hastaları çeşme suyu içebilir mi? Son zamanlarda çeşme sularının içilebileceğinden bahsediliyor, bu hastalar çeşme suyu içebilir mi?
“Suyu bir yerlerden alıyoruz, eskiden sadece çeşme suları vardı, buradan su içerdik. Zamanla plastik damacanalarla, pet şişelerdeki suyu içer olduk. Farklı kaynaklardan gelen sular var. Toplum sağlığı söz konusu olduğunda denetleme mekanizması devreye girmeli. Su dağıtan firmaları denetlemek önemli. Yakın zamanlarda belli firmaların sularının zararlı olduğu tespit edildi ve bir kısmı da kapatıldı. Farklılık var ortada, her şeyin denetlenmesi gerekir. O su bize gelene kadar nerelerden geçiyor, gözle görülen ve görülemeyen mikroorganizmalardan arındırılması, saklanma koşullarının uygun olması önemli.
Su tüketirken güvenilir su markalarını tercih etmek gerekir. Çeşme sularına gelince, su kaynağından evimizdeki çeşmemize kadar temiz gelebiliyorsa rahatlıkla içilebilir.”
İçeriği Paylaşın