“Bilimsel Yenilikçiliğe Verdiğimiz Önemle Hastaların Hayatına Değer Katıyoruz”
“Bilimsel Yenilikçiliğe Verdiğimiz Önemle Hastaların Hayatına Değer Katıyoruz”
Bizi Takip Et
1980’den bu yana insanlar için tedaviler geliştirip bunları tıp dünyasının hizmetine sunan Amgen, 2010 yılında girdiği Türkiye’de sağlık sektörüne katkıda bulunmaya devam ediyor. Amgen Türkiye ve Mustafa Nevzat Genel Müdürü Güldem Berkman, Türkiye’yi dünyadaki dokuz ana üretim noktasından biri haline getirdiklerini belirterek “Mustafa Nevzat İlaç çatısı altında 2 fabrika ve bin 100 dolayında çalışan ile başta yerli üretim olmak üzere Türkiye’nin 2023 hedeflerine katkıda bulunuyoruz” diyor. Amgen’ın biyoyüzyılın merkezindeki şirketlerden biri olduğunu söyleyen Berkman, biyoteknolojik ürünlerin geliştirilmesi ve üretimi alanındaki uzmanlıklarını biyobenzer ürünlere de taşıdıklarını sözlerine ekliyor.
Dünyanın lider biyoteknoloji şirketlerinden biri olan Amgen, aralarında Türkiye’nin de olduğu uluslararası alanda 100’den fazla ülkede 20 binin üzerinde çalışanıyla 1980’den beri insanlar için tedaviler keşfediyor, geliştiriyor ve bunları tıp dünyasının hizmetine sunuyor. Türkiye pazarına 2010 yılında giren Amgen, kısa sürede tüm sektörlerde Türkiye’ye doğrudan yatırım yapan ilk 10 küresel firmadan biri oldu. Bu konuma ulaşmasında 2012 yılında Türkiye’nin ilk biyobenzer üreticilerinden Mustafa Nevzat İlaç’ı yaklaşık 700 milyon dolara bünyesine katması etkili oldu. Amgen, yaklaşık 300 ruhsatlı ürünü bulunan Mustafa Nevzat İlaç’ın biyoteknolojik ilaç üretimi ve ihracatı için üretim tesislerine 75 milyon dolar ilave yatırım yaptı.
Amgen Türkiye ve Mustafa Nevzat Genel Müdürü Güldem Berkman, Mustafa Nevzat yatırımıyla Türkiye’yi dünyadaki dokuz ana üretim noktasından biri haline getirdiklerini söyledi. Berkman şöyle konuştu:
“Türkiye’deki 6 hammadde üreticisinden birisiyiz. Mustafa Nevzat İlaç, Türkiye’de penisilin üreten hammadde tesisine sahip. Türkiye liyofilize vial kapasitesinin büyük bir kısmı Mustafa Nevzat İlaç tarafından karşılanıyor. Mustafa Nevzat İlaç çatısı altında 2 fabrika ve bin 100 dolayında çalışan ile başta yerli üretim olmak üzere Türkiye’nin 2023 hedeflerine katkıda bulunuyoruz.”
“TÜRKİYE’Yİ ÖNEMLİ BİR ÜRETİM VE İHRACAT ÜSSÜ OLARAK KONUMLANDIRIYORUZ”
Türkiye’nin Amgen’ın global çapta çalışanlarının yüzde 5’ine sahip olduğuna dikkat çeken Güldem Berkman, Türkiye’yi önemli bir üretim ve ihracat üssü olarak konumlandırdıklarını ifade etti. Berkman, Amgen Türkiye çatısı altında Mustafa Nevzat İlaç olarak gerçekleştirdikleri ihracat faaliyetleri ile bu alanda birçok kez Türkiye ihracat şampiyonu olduklarını belirterek “Türkiye İlaç Strateji Raporu’nda belirlenen ihracat, yerli üretim, Ar-Ge gibi önceliklere katkı sağlamayı kendimize görev edindik. 2017 yılında yeni ihracat stratejimizi uygulamaya koyduk. Türkiye’de katma değeri yüksek inovatif ürünler geliştirerek dünya ilaç pazarının yaklaşık yüzde 70’ine hitap eden beş büyük bölgeye ihracat yapmayı hedefliyoruz. Bugüne kadar Türkiye’ye 800 milyon dolara yakın yatırım yaptık. Türkiye’de yatırımlarımıza devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Hastalara mümkün olan en yüksek kalitede ürünler sunabilmek adına çalışmalarını her zaman bir adım öteye taşıdıklarını dile getiren Berkman, “Ekibimiz, kaliteye bağlılığımız ve insan biyolojisi alanında derin bilgi birikimimiz Amgen’ın en güçlü kasları. Bu alanlardaki yatırımlarımızı artırarak sürdürmeyi hedefliyoruz. Onkoloji alanında dünya genelinde yürüttüğümüz araştırmalarla farklı tip kanserlerin tedavisinde kullanılmak üzere ‘Sınıfının ilk örneği’ ya da ‘Sınıfının en iyisi’ olmaya aday yeni tedavi seçenekleri geliştirmek için çalışıyoruz. Bu alanda öncüyüz. Amgen tarafından bulunan 13 farklı modalite ile hastalarımız için olası tedavi yöntemlerini geliştirmek en önemli önceliklerimizden.”
“YENİ NESİL BİYO ÜRETİME YATIRIM YAPIYORUZ”
Güldem Berkman, biyoteknolojik ürünlerin geliştirilmesi ve üretimi alanındaki uzmanlıklarını biyobenzer ürünlere de taşıdıklarını belirterek sözlerine şöyle devam etti:
“Biyoteknolojide var olan bilgi birikimi, deneyim, biyolojik uzmanlık ve altyapı, böylesine yüksek yatırımları destekleyen ve başarıya götüren önemli unsurlar. İlaca erişimin istikrarlı ve sürekli olmasını sağlamak son derece önemli. Biyo-üretim kapasiteleri sürekli artan verimlilikle güvenilir ve yüksek kaliteli ilaç tedariği sağlayan rekabetçi bir avantaj sunmaktadır. Bu bakımdan yeni nesil biyo üretime yatırım yapmakla avantajımızı artırıyoruz. Başarımız büyük oranda üstün bilimsel yenilikçiliğe verdiğimiz öneme bağlı.”
Günümüzde kimyasal içerikli ilaçlardan biyoteknolojik ürünlere doğru ciddi bir evrilme olduğuna dikkat çeken Berkman, Amgen’ın bu sürecin ve biyoyüzyılın merkezindeki şirketlerden biri olduğunu kaydetti. Berkman, “DNA ile hastalık tedavisi arasında bağlantı kuruyoruz. Umut vaat edici ilaçların geliştirilmesinde bilgi, hız ve güvene önem veriyoruz. Bir yandan kendi bünyemizde keşfettiğimiz yenilik doğrultusunda çalışmayı sürdürürken, bir yandan da en umut vaat edici fırsatları tüm dünyada araştırıyoruz” şeklinde konuştu.
İçeriği Paylaşın