Böbrek Hastalıklarının Belirtileri
Böbrek Hastalıklarının Belirtileri
Bizi Takip Et
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Sultan Abdülhamit Han Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Ali Rıza Odabaş vücudumuzda önemli fonksiyonları olan böbreklerin sağlığını korumak için dikkat edilmesi gerekenleri, böbrek hastalıklarının belirtilerini Sağlığım İçin Herşey’e anlattı.
Böbreklerimizin sağlığı bozulduğunda ileri evrelerde ya da erken evrelerde ne tür belirtiler vermeye başlıyor?
Böbrek fonksiyonları yeni bozulmaya başladığında herhangi bir belirti vermeyebilir. Son araştırmalar gösteriyor ki; toplumun yaklaşık olarak altıda, yedide biri gerçekten bir böbrek yaşıyor; ancak birçok kişi bunun farkında değil. Genelde böbrek hastalıkları çok ilerlediği zaman farkına varabiliyorlar. İlk başta hastaların çok fazla şikayeti olmayabiliyor. Ama süreç ilerledikçe; çok sık idrara çıkmak, gece idrara çıkma, gece ikiden fazla idrara çıkmak, çok sık su içmek, yorgunluk, halsizlik gibi belirtiler görülebiliyor. Şeker hastalığı olan kişilerde gerçekten böbrek hastalıklarının görülme olasılığı artıyor. Bunun yanında hipertansiyonu olan kişilerde de yine böbrek hastalığının görülme ihtimali artıyor. Yaşlı kişilerde, özellikle kilolu olan kişilerde de böbrek hastalığı riski artıyor. Sigara ve alkol içmek de risk faktörlerindendir.
DİYABET HASTALARI KONTROLLERİNİ İHMAL ETMEMELİ
Eğer bir kişi diyabet tanısı almışsa ne sıklıkla böbreklerini kontrol ettirmeli?
Şeker hastalarının rutin takiplerinde idrar ve kan tahlillerine bakılır. İdrarda glikoza incelemesi yapılır. Kan şekerinin derecesine, seviyesine takip edilir. Bu incelemeler yapılırken üre ve kreatinin gibi böbrek fonksiyonlarını gösteren testler de yapılırsa, şeker hastalığının böbreklere etkisi var mı erken safhada rastlanılabilir. Özellikle idrarda protein kaçağı olması hastanın böbrek hastalığı başlangıcında, şeker hastalığına bağlı olduğu konusunda bizi uyarır.
Protein kaçağının idrarda başladığı süreç, bazı şeylerin geri döndürülebileceği, önlenebileceği ve hatta geri döndürülebileceği bir süreç midir?
Aslında şeker hastalığından dolayı böbreklerin etkilenmesi genellikle 10 yıldan sonra başlıyor. Bir hastanın idrarında protein kaçağı olmaya başlamışsa, böbrek hastalığı olmaya başlamıştır. Bu aşamada dikkatli bir şekilde tedavi edilirse kan şekeri regüle edilir. Hastanın yaşam standartları düzenlenir. Bir takım böbrek koruyucu ilaçlarla özellikle hipertansiyonu kontrol etmede kullanılan ilaçlarla protein kaçağı önlenir. Bu safhada da durdurulabilir. Hatta var olan proteinin gerilemesi sağlanabilir. Şeker hastası olan bir kişinin belli aralıklarla dahiliye, nefroloji uzmanına gitmesi, muayene olması ve kontrol altında olması gerekir. Özellikle protein kaçağı olması halinde mutlaka nefroloji uzmanı takibinde olması son derece önemlidir.
Kronik böbrek yetersizliğinin aşamaları var mıdır? Kronik böbrek yetersizliği tanısı alan kişiler hemen tedaviye başlamalı mıdır?
Bunu 5 aşamada değerlendiriyoruz. Birden beşe kadar derecelendirdiğimizde, evre beşe geldiğinde artık son dönem böbrek yetersizliği olur. Son dönem böbrek yetersizliğine geldiğinde artık böbrekler fonksiyonlarını yerine getiremez ve dolayısıyla bundan sonra hastanın diyalize girmesi, organ nakli olması gerekir. Fakat ilk dört safhada gerekli tedbirler alınırsa böbrek yetersizliğine giriş engellenebileceği gibi bazen de engellenmesi geciktirilebilir. Son dönem böbrek yetmezliği gelişmişse bu durumda neredeyse böbrek fonksiyonlarının yüzde 90’ından daha fazlası kaybedilmiş olur. Bu durumda renal replasman yani yerine koyma tedavisi sağlanır. Kişi ya diyalize girecek ya da organ nakli olacaktır.
CANLIDAN VE KADAVRADAN NAKİLLER
Organ naklinde canlıdan ya da kadavradan nakiller var. Canlı vericilerden yapılan nakillerle kadavradan yapılan nakillerin başarı oranları arasında bir fark var mı?
Avrupa’ya ya da Amerika Birleşik Devletleri’nde nakillerin yüzde 70 kadarı kadavradan yüzde 30 kadarı da canlıdan yapılıyor. Ülkemizde ise bu tam tersi bir oranda. Yaklaşık olarak biz yüzde 70’ini canlıdan yapıyoruz, yüzde 30 kadarını ise kadavradan yapıyoruz. Canlı ile kadavradan nakiller arasında kısmen fark var. Canlıdan yapılan nakiller canlı bir insandan organ alındığı için, taze bir organ olduğu için greft surveyi dediğimiz böbrek surveyi daha iyi olur. Ancak ertık kadavradan yapılan nakillerde de canlıdan yapılan börek nakli kadar uzun böbrek greft yaşam süresinin sağlamak mümkün.
ORGAN BAĞIŞI
Kimler bağışta bulunabilir? Şartlar nelerdir?
Bir kişi hayatını sürdürürken gidip herhangi bir organ nakli merkezine bağışta bulunabilir. Bu bağışla kişi şöyle bir temennide bulunuyor: “Eğer beyin ölümü gibi bir durumum olursa, organlarımı bağışlamak istiyorum.” Kişi dilediği organı bağışlama konusunda tasarrufa sahiptir. Beyin ölümü gerçekleştikten sonra bu kararı kişinin ailesi de verebilir.
Eski adıyla GATA, şu an Sultan Abdülhamit Han Eğitim ve Araştırma Hastanesi adı altında hizmet veriyor. Askerler, asker aileleri yine size başvurabiliyor mu? Şu an öncelikle çıkan branşlarınız nelerdir?
Hastane devredilmeden önce gelen hastaların yüzde 70 kadarı asker, yüzde 30 kadarı veya biraz daha azı sivildi. Şimdi oran biraz farklı oldu. Gelen hastalarımızın yüzde 80 kadarı sivil, yüzde 20 kadarı asker oluyor. Askerlerimizin yine en iyi şartlarda tedavilerini yapıyoruz. Birliklerinden geliyorlar, o gün kahvaltı yapmamış olabiliyorlar, kahvaltı ikram ediyoruz, beraberinde çorba veriyoruz. Elimizden gelen her türlü desteği sağlıyoruz. Şehit yakınlarına, gazilerimize de eskiden olduğu gibi hizmet veriyoruz. Aynı şekilde aslında hiçbir şey değişmeden yine aynı şartlarda tedavilerimize devam ediyoruz. Bunun yanı sıra Mehmetçik poliklinikleri açtık. Poliklinik şartlarını son derece geliştirdik. Acil ünitesini 2 bin 500 metre kare büyüklüğünde olacak şekilde genişlettik. Geriatri hasta sayımız fazlaydı bunun için geriatri merkezi ve palyatif üniteler açtık. Yanık ünitesi gibi diğer ünitelerimiz de aynı şekilde hizmet vermeye devam ediyor.
İçeriği Paylaşın