Böbrek Sağlığı İçin Nelere Dikkat Edilmeli?
Böbrek Sağlığı İçin Nelere Dikkat Edilmeli?
Bizi Takip Et
Böbreklerimiz ne işe yarar? Böbreklerimiz sağlığını yitirdiğinde ilk evrelerden son evreye kadar ne tür yakınmalar ortaya çıkar? İdrarda kırmızılık, pembelik ya da köpük olması durumlarında ne zaman hekime başvurmak gerekir? Bir kere bile olması önemli midir, yoksa belirli bir süre devam ettiğinde mi doktora başvurulmalıdır? Yüksek tansiyon böbrekleri nasıl etkiliyor? Yüksek tansiyon hastası ne sıklıkla böbreklerini kontrol ettirmeli? Böbrek check-up’ı zor bir işlem midir? Diyabetlilerde böbrek sağlığı nasıl etkileniyor? Böbreklerimizi korumak için neler yapmalıyız?
Acıbadem International Hastanesi Nefroloji Uzmanı ve Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ülkem Çakır bu soruların yanıtlarını Sağlığım İçin Herşey’de verdi.
. Böbreklerimiz ne işe yarar?
“Böbrekler çok zengin bir damar ağına sahiptir. Dolayısıyla vücuttan gelen bütün kanı süzerler. Yararlı olanları tutup, zararlı olanları suyla birleştirerek idrar denilen tamamen farklı bir sıvı oluştururlar. Bunu da vücuttan uzaklaştırırlar. Böbrekler bunun yanı sıra kemik iliğini uyaran, kan yapımının sağlıklı olmasını sağlayan bir takım maddeler salgılar. Aktif D vitamini de yapan böbreklerin kemik sağlığına da katkıları vardır.”
“BÖBREK HASTALIKLARI SESSİZ İLERLER”
. Böbreklerimiz sağlığını yitirdiğinde ilk evrelerden son evreye kadar ne tür yakınmalar ortaya çıkar?
“Böbrek hastalıkları daha çok sessiz ilerler. İnsanlar iştahsızlık, halsizlik, vücutta şişme, özellikle göz kapaklarında, yüzde veya ayak bileklerinde şişlik oluştuğunda, idrar miktarı azaldığında veya idrar renkli, kokulu ya da çok köpüklü olduğunda fark edebilirler. O zaman ona yol açan neden, çok hızlı ilerleyen bir nefrit tipiyse geç kalınmış olur. Daha yavaş ilerleyen bir hastalıksa, biyopsi yapılarak, tanı konularak hasta tedavi edilebilir. Ama bir kişide taşa bağlı gelişen bir böbrek hastalığı varsa, taş veya kum dökme daha gürültülü seyreder. Ağrı ve sancı yaptığı için insanlar daha erken doktora gider. Sürekli taş düşürmenin yaratabileceği enfeksiyon ve böbrek kan dolaşımı bozulmasını kimse önemsemez. Diğer hastalıklar da çok geç bulgu verir. Bu da çok çalışkan organlar olmasından, son ana kadar hep ‘idare edelim’ diye düşünülmesinden kaynaklanır.”
“KÖPÜKTE ÇOK DİKKATLİ OLUNMALI”
. İdrarda kırmızılık, pembelik ya da köpük olması durumlarında ne zaman hekime başvurmak gerekir? Bir kere bile olması önemli midir, yoksa belirli bir süre devam ettiğinde mi doktora başvurulmalıdır?
“En azından çok aşikar bir kanama varsa, taze bir kan şeklinde geliyorsa, hemen doktora başvurulmalıdır. Ancak arada köpük oluyor veya renk değişikliği bazen oluyor bazen olmuyorsa ama bu birkaç haftadan uzun sürüyorsa mutlaka başvurmalıdır. Böbrek kılcal damarlarında mikroskobik düzeyde bir kanama, çay rengi gibi tarif edilir. Köpükte ise kişi idrarını yaptıktan sonra, sanki bir tuvaleti temizleyici madde dökülmüş gibi ortaya çıkan ve kalıcı olan bir köpük varsa da hekime gidilmelidir. Çünkü bu bir protein kaçağına işaret eder. Ayrıca o aşamada iyileşme imkanı olur. O yüzden öyle bir köpükte çok dikkatli olunmalıdır.
Ancak burada bahsedilen prostat problemi olan erkek hastaların idrarı veya basınçlı işeme sonucu oluşan geçici köpük değildir.”
“40 YAŞ ALTINDA BAŞLAYAN YÜKSEK TANSİYON BÖBREK KÖKENLİDİR”
. Yüksek tansiyon böbrekleri nasıl etkiliyor? Hipertansiyon hastalarına önerileriniz nelerdir?
“Kan basıncının ayarlanması çok önemli bir rol oynar. Çünkü böbrekler iyi kanlanmazsa, böbreklerden kan basıncını yükselten maddeler salgılanır. Dolayısıyla ilerleyen yaşta bir takım başka faktörlerle başlayan tansiyon böbreği bozabileceği gibi, özellikle 40 yaş altında başlayan yüksek tansiyon da yüzde 99.9 böbrek kökenlidir. Tansiyon, kanın yüksek basınçla akmasıdır. Damardan kan, çok yüksek basınçla ve uzun süre geçtiğinde damarın içindeki o pürüzsüz yapıyı bozar. Damarda tıkanmalara, yırtılmalara sebep olabilir. Çapı çok küçük olan kılcal damarlar yüksek kan basıncından daha çok etkilenir. Dolayısıyla böbrekler de hedef haline gelir. Yapıları bozulur. O incecik süzme işlevi yapan her ünitenin bir de küçük idrar kanalı vardır. Bir milyon bir tarafta, bir milyon bir taraftadır. O damar yapıları bozulduğu zaman, yüksek tansiyon burayı hedef alır ve böbrek artık işlevini kaybetmeye başlar.”
. İlaçlara rağmen düşürülemeyen hipertansiyonu olan kişiler var. Bu tür hipertansiyon olgularının altında böbrek kisti yatabiliyor mu?
“İlaçlara rağmen düşürülemeyen hipertansiyonun altında böbrek kistleri yatabilir. Böbreğin kendi atar damarında tıkanıklık olabilir. Birden çok şiddetli yüksek tansiyonda hemen doktora gidilmelidir. Doppler veya MR anjiyo ile böbrek atardamarlarını gözlemlemek gerekir. Koronerde nasıl kalbi besleyen ana damarlarda tıkanıklık oluyorsa, aynı şekilde böbreklerde de olabilir. Geri dönüşsüz hasara yol açabileceğinden çok önemlidir.”
“BÖBREK CHECK-UP’I BASİT BİR İŞLEMDİR”
. Yüksek tansiyon hastası ne sıklıkla böbreklerini kontrol ettirmeli? Böbrek check-up’ı zor bir işlem midir?
“Böbrek check-up’ı çok basit bir işlemdir. Normal bir idrar testi ve kan testiyle bile kontrol edilebilir. Bir ürekreatin düzeyine bakmak, tam idrar tahlili mikroskopisi, protein kaçağı olup olmadığı bile bir fikir verir. Yapılabiliyorsa yılda bir ultrason çok önemlidir. Böbrek kanlanmasını göstermesi açısından, doppler ile birlikte yapılabilir. Özellikle böbreğin kılcal damar yapısını bozan yüksek tansiyon ve şeker hastalığının öncü bulgusu, idrarda mikro albuminüridir. Yani çok düşük düzeyde bir protein kaçağıdır. Bu en önemli erken bulgudur. Bu yakalanır ve tedavi edilirse hipertansiyon hastası böbrek yetmezliği hastalığından kurtulmuş olur. Kan basıncı yüzde 30-80’i geçmiyorsa, kişi ideal kilosunda ve düzenli egzersiz yapıyorsa, bu kontrollerine de devam ediyorsa ömrünün geri kalanında sağlıklı yaşar. Yüksek tansiyon hastasının, idrarda protein kaçağı olmadan, sağlıklı süzme işlemi ne kadar uzun süre gerçekleştirilirse, vücudundaki bütün damar hastalıklarından, özellikle kalp ve beyin hastalıklarından da korunmuş olur.”
DİYABETLİLERDE BÖBREK SAĞLIĞI
. Diyabetlilerde böbrek sağlığı nasıl etkileniyor? Eğer bir diyabet hastasının kan şekeri kontrol altındaysa böbrekleri de korunmuş olur mu?
“Diyabet sayısı hızla yükselen ve kontrolsüz giden bir hastalık grubudur. Bu nedenle çok daha bilinçli yaklaşmak gerekir. Dünyada ve Türkiye’de böbreklerin tümüyle iflas ettiği, diyaliz aşaması veya böbrek nakli yapılması gereken hastalarda birinci neden, yüzde 35’lere varan diyabet hastalığıdır. Onu, yüzde 30’lar ile yüksek tansiyon takip eder. Eğer kişide hem şeker hem de tansiyon varsa, yüzde 50’nin üzerine çıkan bir oranda, bu kişi böbrek yetmezliğine yakalanabilir. Kan şekerinin takibi çok önemlidir. Çünkü diyabetteki mekanizma, şekerin kontrolsüz olup, kılcal damar düzeyinde hasar yaratması ve dokunun oksijenlenmemesi nedeni ile hangi organı tutuyorsa orada işlev kaybı olmasıdır. Gözü tutuyorsa gözde görme kaybı; böbreği tutuyorsa böbrekte işlev kaybı olur. Bu kişilerin genelde tansiyonları da vardır. O yüzden kan şekeri regüle olmalı ama kan basıncı da ihmal edilmemelidir. Şekerin yarattığı ekstra bir stres de olduğundan diyabetlilerde kan basıncı biraz daha aşağıya çekilir. Özellikle üç aylık şeker ortalamaları bize bu konuda çok yardımcı olur.”
“TUZU SOFRALARDAN KALDIRALIM…”
. Türk toplumu aşırı tuz tüketen bir toplum. Türk Nefroloji Derneği ve siz nefrologlar da bu konuda uyarıyorsunuz. Bu konuda ne gibi önerileriniz var?
“Tuzun yaptığı zarar, tuzdan oluşan bir balyozla böbreklerin dövülerek ezilmesi şeklinde anlatılabilir. Çünkü böbrekler içerisindekiler başta olmak üzere, kılcal damar sisteminde tuz alınımı ciddi bir şekilde tansiyonu yükseltir ve yapının hızla harabiyetine yol açar. Normalde tuzun 5-6 gram tüketilmesi gerekir. Ancak Türk Nefroloji Derneği, hipertansiyon ve böbrek hastalıklarının yaptığı çalışmaya bağlı olarak Türkiye ortalaması 20 gram civarındadır. Yapılan uyarılardan sonra ekmekteki tuz oranı azaltıldı. Çünkü ekmeği çok tüketen bir toplumuz. Onun dışında sofralardan da tuzu kaldıralım. Damak tadımızı daha çok baharatlar ile oluşturalım. Şekersiz çay içmek gibi, tuzsuz yemeye de alışalım.”
“SEBZE AĞIRLIKLI BESLENME VE EGZERSİZ ÖNEMLİ”
. Sofralarda hangi gıdalardan uzak durmak gerekiyor? Örneğin zeytin ya da peynir gibi tuz içerikli besinleri tüketirken nelere dikkat edilmesi gerekiyor?
“Peynir oldukça tuzlu bir besindir. Özellikle tulum peyniri, İzmir tulumu gibi peynir çeşitleri çok daha fazla tuzludur. Suda bekletmek bir miktar işe yarar. Zeytin için de aynı şey söz konusudur. Ama suda bekletiyorum diye çok tüketilmemelidir. Porsiyonlar küçük olmalıdır. Hazır gıdalarda ise çok fazla katkı maddesi ve kontrolsüz tuz vardır. Özellikle cipsler çok tehlikelidir. Tadına bakılmadan yemeklere tuz eklemek de sakıncalıdır. Dışarıda yenilen fastfood yemeklerde de, özellikle yağ ve tuz, patates kızartmalarında çok fazladır.
Tuz ve şeker mümkün olduğunca tüketilmez, hayvansal gıda kökenli protein ve daha çok sebze ağırlıklı beslenilir, egzersiz de yapılırsa böbrek yetmezliğinden kurtulmak mümkün olur. Merkezimizde 20 tane böbrek nakli olmuş, 10 tane de böbrek nakline doğru giden hastalar vardır. 3-4 tane de sözü edilen risk faktörlerine sahip ama düzgün gidildiği takdirde hiçbir zaman böbrek yetmezliğine gitmeyecek hasta bulunmaktadır. Tabii beklentimiz daha az böbrek yetmezliğine giden 20 bilinçli hastanın olmasıdır.”
“ÇOK FAZLA SU İÇMEK BÖBREĞİ YORAR”
. Böbreklerimizi korumak için neler yapmalıyız?
“Öncelikle su çok önemlidir ve su ayrı tutulmalıdır. Çay, kahve hatta gazlı içeceklerin tüketilmesi bile yararlı sayılmaktadır. Halbuki değildir. Çok fazla su da böbrekleri yorar. Sağlıklı bir erişkin için, kadınlarda 1.5-2 litre, erkeklerde ise 2-2.5 litre olabilir. Bu alışkanlık haline getirilmelidir. Suya belki biraz limon sıkılabilir; nane yaprağı ya da tarçın koyulabilir ama çok da fazla karıştırmadan kana kana içmek gerekir.”
. Böbrek yetmezliği başladığında su içemiyorsunuz herhalde?
“Böbrek yetmezliği başladığında su içilemez. Çünkü atılamaz. Akciğerlerde, kalp zarında birikir. Nakilden hemen sonra birinci gün, içmeleri teşvik edilmesine rağmen, hastalar su içmeye korkarlar.”
. Kimler ne sıklıkla böbrek kontrolü yapmalıdır?
“40 yaşının altında hiçbir sağlık problemi olmayan kişiler yılda bir kere yaptırabilir. Ama kendisinde olmasa bile özellikle anne babasında ve kan bağı olan kişilerde böbrek hastalığı olan, çevresinde diyabet öyküsü bulunan ve yüksek tansiyonu olan kişiler, 40 yaş altında da olsalar altı ayda bir kontrollerini yaptırmalıdır. Ama bu kişiler kalp yetmezliği, şeker hastası veya yüksek tansiyon hastasıysa yılda en az üç defa kontrol önerilir.”
İçeriği Paylaşın