Çağımızın Salgını HIV/AIDS Hastalığı

Çağımızın Salgını HIV/AIDS Hastalığı

Çağımızın Salgını HIV/AIDS Hastalığı

Bizi Takip Et


HIV/AIDS hastalığı 1981 yılından beri yayılmaya devam etmektedir. Bebek-yaşlı demeden herkesi etkileyebilen, AIDS hakkında merak edilenleri, İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Nail Özgüneş, anlattı!

AIDS, etkeni olan HIV virüsünü yok edebilecek tedavisinin ve aşısının hala bulunamadığı bir hastalık olmasına rağmen; son yıllarda tedavide yaşanan gelişmeler ile birlikte, ölümcül bir hastalık olmaktan çıkıp, yaşam boyu ilaç kullanımını gerektiren bir kronik hastalık haline gelmiştir. Ülkemizde de 2016 yılından itibaren uygulanmaya başlanan günde tek tablet rejimi, hastaların tedaviye uyumunu arttıran önemli bir gelişme olmuştur.

HIV ENFEKSİYONU NASIL BULAŞMAKTADIR?

* Korunmasız (kondom, kılıf kullanılmadan) her türlü (vajinal, oral, anal) cinsel temas

* Kan ve kan ürünleri ve damar içi uyuşturucu madde kullananların paylaştığı enjektörler

* Anneden bebeğe gebelikte, doğumda ve emzirmek

gibi faktörler bulaşımına neden olmaktadır.

Sağlam deri, HIV’in geçişine izin vermemektedir, ancak deri zedelenmiş ise geçebilme olasılığı bulunmaktadır. Göz, burun, ağız içi, vajenin tümü ve penis uç kısmı mukoza denilen ince zarlarla kaplıdır. Bu zarlardan normal durumlarda bile HIV geçebilmektedir.

KORUNMASIZ CİNSEL TEMASTA KADINDAN ERKEĞE Mİ, ERKEKTEN KADINA MI BULAŞMA DAHA FAZLADIR?

Korunmasız yapılan vajinal temasta, HIV’in erkekten kadına bulaşma olasılığı 20 kat fazladır. Nedeni; vajenin HIV’in geçmesine izin veren mukoza dediğimiz ince zarla kaplı olması ve HIV ile enfekte semen sıvısına daha uzun süre maruz kalmasıdır. Erkekte HIV’ın geçişi sadece penisin uç kısmından olur.

HIV’İN BULAŞMASI AÇISINDAN KORUNMASIZ YAPILAN VAJİNAL VEYA ANAL TEMAS ARASINDA FARK VAR MIDIR?ORAL İLİŞKİ İLE HIV BULAŞIR MI?

Evet, vardır. Korunmasız yapılan cinsel temasla HIV bulaşmasında anal alıcı kişiler en fazla risklidir. Oral ilişki ile HIV geçiş olasılığı düşük olmasına rağmen, bu yolla olan bulaşma rapor edilmiştir.

KAN VE KAN ÜRÜNLERİ İLE HIV NASIL BULAŞMAKTADIR?

Kan ve kan ürünleri nakli ile HIV’in bulaşma olasılığı 1.800.000 kişide birdir. Bu şansızlık, tanı amacı ile kullanılan testlerin 3 aydan önce doğru sonuç vermemesi ile bağlantılıdır.

ANNEDEN BEBEĞE BULAŞMAYI ÖNLEMEK İÇİN TEDAVİ VAR MI?

HIV, eğer anne tedavi almıyorsa, gebelik süresince, doğum sırasında ve emzirme ile bebeğe yüzde 20-30 oranında geçebilmektedir. Kullandığımız tedavi yöntemleri ile bu oran yüzde 2-3’lere düşürülebilmektedir.

HIV POZİTİF ANNE BEBEĞİNİ EMZİREBİLİR Mİ?

Emzirme yolu ile HIV pozitif anneden bebeğine bulaşma olduğu gösterildiğinden, anne bebeğini emzirmemelidir.

DÜNYADA NE KADAR HIV/AIDS HASTASI VARDIR?

HIV ile oluşan bu kronik enfeksiyon; insanlık tarihinde kaydedilmiş şimdiye kadar yaşanan en yıkıcı sonuçlardan biridir. HIV, 80 milyon insana bulaşmış, 40 milyonunun ölmesine neden olmuştur. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) 2017 raporlarına göre; global HIV/AIDS epidemisine ait rakamlar şu şekildedir: Dünyada 36,7 milyon HIV/AIDS’li vardır. Bunların 34,5 milyonu erişkin ve 2,1 milyonu 15 yaş altı çocuk hastadır. Hastaların; 17,8 milyonu kadın, 16,7 milyonu erkek olup, en sık 15-49 yaşları arasında görülmektedir. HIV/AIDS hastalığı ile en sık Afrika’da karşılaşılmaktadır.

TÜRKİYE’DEKİ EPİDEMİYOLOJİK DEĞİŞİMLER NELERDİR?

2010 yılından sonra olgu sayılarında görülen artış kadar, hastalığın daha genç yaş gruplarına kayması, erkeklerde daha sık rastlanması ve bazı davranış modellerine sahip gruplarda kümelenmesi nedeniyle bazı epidemiyolojik değişimler olmuştur.

KORUNMANIN ÖNEMİ NEDİR?

Her hastalıkta olduğu gibi korunma önlemleri almak, tedaviden daha ekonomik olduğu gibi aynı zamanda; toplum tarafından dışlanma, işini ve çevresini kaybetme korkusu ile gizlenme ihtiyacının olduğu bir yaşam tarzına mahkum olmayı da engelleyecektir. Korunmayı öğreterek cinsel davranış değişikliğini sağlamak, hastalığın yayılmasını önlemede de etkili bir yol olarak kabul edilmektedir. HIV pozitif kişilerin dışlanmaması, bu hastalığa karşı mücadelede önemli bir katkı sağlayacaktır.


İçeriği Paylaşın