Çocuğu Geleceğe Sağlam Hazırlamanın Yolu

Çocuğu Geleceğe Sağlam Hazırlamanın Yolu

Çocuğu Geleceğe Sağlam Hazırlamanın Yolu

Bizi Takip Et


Bazı anne babalar çocuklarının; öğrenme, ders çalışma, başarılı olma, sınava hazırlanma gibi okul süreçlerinde ciddi sorunlar yaşıyorlar. Tabiki bu sorunların çok çeşitli genel ve duruma özgü nedenleri vardır. Nedenler; çocuğa, aileye ve çevreye göre farklılık gösteriyor.

Üniversite ve teog sınavlarını geride bıraktık. Bu süreçte psikolojik olarak danışmanlık yaptığım gençlerden yola çıkarak her yaştaki öğrenciye ve önümüzdeki yıl bu sınava hazırlanacak olan gençlere ve ailelerine önemli bulduğum bir kaç noktada bilgi vermek istiyorum.

1-Çocuğun ders çalışma sorumluluğunu alması…

Başarılı olma ve ders çalışma konusunda sorun yaşayan aile ve çocuklarla yaptığım görüşmelerde ortak bir nokta var ki o da çocukların ders çalışma sorumluluğunu almadığı ya da alamadığı ve ailelerin de bu sorumluluğu vermediği ya da veremediğidir.

Aslında sorumluluğu alma ve verme meselesinin temelleri geçmiş okul yıllarında atılmış oluyor. Sınava hazırlanma zamanı geldiğinde “sorumluluk” konusunda tam bir koas yaşanıyor.

Aile için sınava hazırlık artık son noktadır, kaybedecek zaman yoktur… Çocuk bir türlü kendi haline bırakılamaz çünkü üstüne düşeni yapması çok zor görünmektedir. Şimdiye kadar tek başına ders çalışma sorumluluğunu hiç üstüne almamıştır. Hep hatırlatılmıştır. Kısacası bu konuda deneyimsizdir. Sınava kadar taşıma suyla değirmen döndürülmüştür.

2-Sınava hazırlanma sorumluluğunu almak ne demektir?

Sınava hazırlanma sorumluluğunu almak demek öncelikle bununla ilgili “iyi strese” sahip olmak demektir. Çalışma süreciyle ilgili motive edecek kadar bir kaygının olması ve planlama yapıp uygulamaya geçirmek demektir.

3-Evde ders çalışmayı kim dert ediyor?

Sorumluluk, ders çalışmayı, ödevleri yapmayı dert edinenindir. Burada üzerinde dikkatle durulması gereken ince bir nokta vardır. Evin içinde anne sürekli ders çalış diye hatırlatıyorsa burada sorumluluk annenindir. Anne bunu dert etmektedir. Çocuk oralı bile değildir.

Psikolog Nilgün Sarı

Psikolog Nilgün Sarı

4-Gencin iç dünyasında neler oluyor?

Genç bir türlü ders çalışmaya başlayamaz. Ne istediğini bilmez. Kafası karışıktır. Anne babasına karşı direnir. Çalış dendikçe hiç çalışmaz. Zorlanır. Söyleme biçimlerine takılıp dinlemez, inatlaşır. Suçlayıcı iletişim, gerçeklerden, konuşulması gereken konudan uzaklaştırır. Herkes karşılıklı birbirini suçlar. Dışardan belli olsa da olmasa da huzursuzdur aslında. Umrunda değilmiş gibi bilgisayarda oyun oynamaya devam eder!

Anne babasının söylediklerini dikkate almaz. Söylenene direnir. Geleceğini hayal edemiyordur. Gelecek umutsuz ve tatmin edici görünmüyordur. Gözü korkmuştur.

Gri alan…

Belki de kendine koyduğu hedef ulaşılamaz bir hedeftir. Anne babası farkında olarak ya da olmadan onu motive etmek için küçüklüğünden beri hep çıtayı yüksek tutmuştur. Evde gri alan yoktur!

5-Sorumluluk çocuğa neden bırakılmaz?

Bu soruya her anne babanın farklı ve kendilerine özgü cevabı olacaktır ancak ortak nokta çocuğa güvenmemeleridir.

Çocuğunuza GÜVENMELİSİNİZ…

Bazı ebeveynler bütün kontrolü ellerinde tutmak isterler. Hataya yer yoktur, kendi hedefleri vardır. Her şey istedikleri gibi yolunda hiç aksaklık ve zorluk olmadan ilerlemelidir.

Sanki kendileri sınava girecektir… Bazıları bunu ifade de eder: “Ah onun yerine bir ben girebilsem neler yapardım” derler. Aslında bu sınav onların kendi geçmiş pişmanlıklarının telafisi gibidir.

Kısacası sorumluluğu VERMEZSENİZ çocuk da ALMAYACAKTIR!

Bunu çok önceden yapmak, daha çocuk çok küçükken temellerini atmak gerekir.

6-Tehlikeli bir bakış açısı…

Bazen gençler sınav düşüncesine karşı didişir. “Keşke sınavlar olmasa hayat daha kolay olurdu” der. Sınavsız bir gelecek hayal eder. Sınavın anlamsızlığına dair bir çok düşünce geliştirir. Anne baba bu düşüncelere bazen içten içe çaktırmadan katılır! Bazen açıkça onaylar. Gerçekten onlar için bütün sorun sınavlardadır! Sınav olmasa hiç bir sorun da olmayacaktır!  Kısacası dışarda bir düşman yaratılmıştır.

Oysa yaşamda bir çok sınavla karşılaşırız. Hepsi belki kalem kağıtla yapılmaz ama hepsi bir açıdan sınavdır. Çünkü uğraşmak, emek harcamak, mücedele etmek, kafa yormak gerekir. Zorlanmadan olmaz, yan gelip yatarak olmaz. İllaki çalışmak gerekir.

Ben okul yaşamının bir çok yönüyle yetişkin yaşamına hazırlık olduğunu gördüm. Okuldaki öğrenme süreci, sosyal ortam ve çocuğun iç dünyasında yaşadıkları bir çeşit geleceğin alıştırmasıdır.

7-Babanın yaklaşımı çok önemlidir.

Bir genelleme yaparsak eğer ailelerde çocuğun okulu ile ilgili konularla daha çok anneler ilgilenmektedir. Oysa baba da okulla ilgili konulara açık bir ilgi göstermelidir. Hatta erkek çocuklarında olmazsa olmaz kuraldır bana kalırsa. Uzak durmanın ciddi sorunlara yol açtığını biliyoruz. Özelikle erkek çocukları için babanın destekleyici, olumlu, sınırları aşmayan tutumu oldukça kıymetlidir.

8-Yaşam deneyimsiz olmaz.

Çocuk  kendisi bulup keşfetmeli yanlışı doğruyu. Anne baba bir çok konuda yaşam  deneyimlerine dayanarak uyarılarını yapar ama sonucun etkili ve kalıcı olması için kişinin kendisinin içsel olarak deneyimlemiş olması gerektiğini biliyoruz.

Sorumluluğu çocuğa vermemeyi tercih eden ebeveynin en çok takıldığı şey, hataya tahammül edememek ve bazı şeyler için geç kalmaktan korkmasıdır. Ebeveyn olmanın zorluğu da bu ince ayarlardadır zaten.

Çocuğun yapacağı hatalarda ölçü, sonuçların telafi edilip edilememesi olarak belirlenebilir.

Çocuğun geleceğine iyi bir yatırım yapmak isteyen ebeveyn, çocuğu doğrudan ilgilendiren konularda sorumluluğu ona vermelidir. Yoksa hiç hatayı kendinde bulmayacak ve hep etrafını suçlamayı öğrenecektir. Bu düşünceye göre hata onda değilse düzelteceği bir şey de olmayacaktır!

9-Güvenli kişiliğe giden altın yol.

Duygu, düşünce ve davranışlarının sorumluluğu verilmemiş gencin, güvenini besleyen “iyi deneyimleri” olamaz. Kendine güvenebilmesi için hem hatayı hem de doğruyu yapabilme fırsatı olmalıdır. Hatasını düzeltebildiğini gördükçe kendisine güvenecektir. Çocuğunuzun yaşı kaç olursa olsun geç kalmış sayılmazsınız. Bu konu üzerinde ailecek düşünmeye ve bir şeyleri değiştirmeye değer.

Nilgün Sarı

Uzman Psikolojik Danışman


İçeriği Paylaşın