Çocuğunuzu BETA Enfeksiyonundan Koruyun
Çocuğunuzu BETA Enfeksiyonundan Koruyun
Bizi Takip Et
Havaların soğumasıyla birlikte özellikle okul ve kreşlerde yaygın olarak görülen BETA enfeksiyonu gerekli önlemler alınmazsa salgınlara neden olabiliyor. Genellikle 3-15 yaş arasında görülen BETA enfeksiyonu bulaşıcı olduğu için yetişkinlerde de görülebiliyor. Antibiyotiklerle kolaylıkla kontrol altına alınabilen BETA enfeksiyonu tedavi edilmezse kalp romatizması gibi çok daha ciddi sorunlara yol açabiliyor. Memorial Ataşehir Hastanesi Çocuk Hastalıkları ve Sağlığı Bölümü’nden Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Soysal, BETA enfeksiyonu ve alınması gereken önlemler hakkında bilgi verdi.
BELİRTİLERİN NEDENİNİ KESİNLEŞTİRİN
Kış aylarında daha sık görülen ve halk arasında BETA virüsü olarak bilinen mikroorganizma, aslında virüs değil boğazda iltihaplanma yapan bir çeşit bakteridir. Ani başlayan ateş, baş, karın ve boğaz ağrısı, yutma güçlüğü, boyun etrafında küçük bezelerin şişmesi, halsizlik BETA enfeksiyonun belirtileri arasındadır. Bazen bulantı ve kusma da yaşanabilir. Bademcikler şişer ve üzerinde sarı renkli toz faranjit görüntüsü oluşmaktadır. Üst solunum yolu enfeksiyorlarının büyük çoğunluğu virüslerden kaynaklanırken yüzde 10-20 kadarı BETA denilen bakterilerden oluşmaktadır. BETA enfeksiyonun tedavisinde antibiyotik kullanılması gerektiği için şikayetlerin kaynağı boğaz kültürü alınarak belirlenmelidir.
ANTİBİYOTİK KULLANMAYA BAŞLAYAN ÇOCUĞUNUZ OKULA DÖNEBİLİR
BETA bakterisinden kaynaklanmayan viral enfeksiyonlarda antibiyotik kullanılmasına gerek yoktur. Ancak BETA kaynaklı şikayetlerde mutlaka antibiyotik kullanılmalıdır. Antibiyotik tedavisi çocuğun tedavisinin yanında hastalığın diğer insanlara yayılmasını engeller. Antibiyotik kullanmaya başlayan çocuk 24 saat sonra bulaşıcı değildir. Ateşi düşmüş ve genel durumu iyiyse okula devam edebilir. Antibiyotik kullanılmasının en önemli nedenlerinden birisi de BETA kaynaklı ortaya çıkabilecek daha ciddi hastalıkların önüne geçilebilmektedir.
BETA ÇOCUĞUNUZUN KALBİNİ VURMASIN
BETA enfeksiyonu hiçbir tedavi uygulanmadan kendiliğinden de geçebilmektedir. Ancak antibiyotik tedavisinin uygulanmadığı durumlarda hayati sorunlara yol açabilecek ciddi rahatsızlıklar yaşanabilmektedir. Bu rahatsızlıkların başında kalp romatizması olarak bilinen akut romatizmal ateştir. BETA mikrobunun yapısıyla kalp kapakçıklarını yapısı birbirine çok benzemektedir. BETA mikrobunun antibiyotikle tedavi edilmediği durumlarda vücudun buna karşı geliştirdiği antikorlar kalp kapakçığına hasar verebilmektedir. Tedavi edilmeyen BETA enfeksiyonların yüzde 3’ünde görülebilen bu durum antibiyotiğin zamanında kullanımıyla önlenebilmektedir. Aynı şekilde tedavi edilmeyen BETA glomerülonefrite yol açarak böbreklere zarar verebilmektedir.
ÇOCUĞUNUZDA TİKLER OLUŞTUYSA
Üst solunum enfeksiyonunun kaynağı BETA mikrobuysa ve tedavi edilmemişse çocuklarda nöro psikiyatrik rahatsızlık olan Pandas hastalığı gelişebilmektedir. Çocukta; tik benzeri göz kırpma, ellerini oynatma, tekrarlayan hareketler görülebilmektedir. BETA hastalığının olduğu dönemde bu tip hareketler daha sık yaşanabilmektedir. Bununla birlikte tedavi edilmeyen BETA kızıl hastalığı ve nadirde olsa toksik şok denilen hayatı tehlikeye neden olabilecek tablolara neden olabilmektedir.
KORUNMAK İÇİN BUNLARA DİKKAT EDİN
BETA mikrobu genellikle; insandan insana temasla, tükürük ve burun salgıları ile bulaşmaktadır. Özellikle kalabalık ortamlarda, okullarda veya aile içerisinde hızla yayılarak salgın halini alabilir.
BETA mikrobundan korunmak için;
- Salgın haline dönüşmesini önlemek için çocuğun bulaşıcı olduğu dönemde okula gönderilmemesi gerekmektedir. Antibiyotik tedavisine başlanmasının ardından 24 saat sonra bulaşıcılık özelliği ortadan kalkacağı için çocuk okula gönderilebilir.
- El hijyenine özen göstermek hastalıktan korunmanın en basit ve en etkili yoludur. Gün içerisinde sık sık sabunla eller yıkanmalıdır.
- Öksürürken, hapşırırken ağzı ve burun mendille kapatılmalıdır.
- Hasta olduğu düşünülen kişilerle temastan kaçınılmalıdır.
BETA enfeksiyonunu önleyici bir aşı bulunmamaktadır.
İçeriği Paylaşın