Çocuklarda Öksürük
Çocuklarda Öksürük
Bizi Takip Et
Çocuklarda öksürük ve öksürükle belirti veren hastalıkların tedavisini Çocuk Göğüs Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Fazilet Karakoç anlattı.
Neredeyse öksürmeyen çocuk yoktur. Öksürükler hangi hastalıkların habercisi olabilir?
100 çocuğun en azından arasından 30 tanesinin bir önceki hafta öksürük şikayetiyle bazı ilaçlar kullandığını görebiliriz. Öksürüğün süresi çok önemlidir. Genellikle 2 hafta ve altındaki öksürükler, basit üst solunum yolu enfeksiyonlarını takiben ortaya çıkmış olabilir; ama öksürük 4 haftanın üzerindeyse ve balgamlı bir öksürükse, beraberinde ateş de eşlik ediyorsa altta yatan bazı önemli hastalıkların bulgusu olabilir. Öksürüğün nasıl başladığı da çok önemlidir. Mesela birdenbire, hiç solunum yolu sıkıntısı yokken başlayabilir. Çocuğun akciğerine bir yabancı cisim de kaçmış olabilir. Ani bir şekilde başlayan bir öksürük, farklı niteliği olan, ötme tarzında olan bir öksürük, üst solunum yolunu takiben başlamışsa çoğu kez enfeksiyonla ilişkilidir. Ama gerçekten 4 haftanın üzerinde olan bir öksürük uzamış bir öksürüktür ve altta yatan önemli başka hastalıkların, mesela tüberküloz ve zatürre gibi hastalıkların habercisi olabilir.
ÖKSÜRÜĞÜN TINISI ÖNEMLİ MİDİR?
Anne ve baba belki anlamayabilir; ama çocuk size geldiğinde yanınızda öksürse o öksürüğün tınısından neden olduğunu anlayabiliyorsunuz değil mi?
Öksürüğün niteliği bize biraz yol gösterir. Mesela kuru öksürük daha çok astımlı hastalarda rastladığımız bir özelliktir. Fakat balgamlı bir öksürük olması daha çok alt solunum yolu hastalıklarında rastladığımız bir özelliktir. Zatürre, bronşit ya da bazen ötme şeklinde, köpek havlaması diyoruz, ses tellerinin etrafındaki enfeksiyonlar, larenjit, doğumsal bazı hava yolları anormalleriyle ilgili olabilir. Nitelik bizi düşündürebilir. Ama ne yazık ki her zaman işimiz o kadar kolay değil. Balgamlı öksürükse bronşittir, astımdır kadar kolay değil. Hastanın muayenesini, bazı testlerini, hikayesini yani bütünün değerlendirmek gerekir.
ÇOCUKLARDA REFLÜ DE ÖKSÜRÜĞE NEDEN OLABİLİR
Çocuklarda reflü de görülüyor. Çocuklarda bazen reflü de öksürük yapabilir mi? Eğer reflü öksürük yapıyorsa reflüden kaynaklanan öksürüğün farklı bir özelliği var mıdır?
Reflü-öksürük, öksürük-reflü meselesi tam bir yumurta-tavuk, tavuk-yumurta meselesi gibidir. Reflü öksürüğü artırıyor, öksürük de reflüyü artırabilir; ama bu birliktelik çocuklarda, erişkinlerde gördüğümüz kadar sık değildir. Öncelikle gece yatmadan 2 saat önce beslenme olmamasını öneriyoruz. Örneğin gece 3’te mama alıyor. Bu gece reflüsünü ve öksürüğü artırabilir. Şunu da vurgulamak istiyorum ki çoğu bebek gereksiz yere reflü tedavisi alıyor. Gece öksürüğü eşittir reflü demek değildir. Çocuklarda bu birliktelik çok sık görülen bir durum değil. Bu yüzden bizim sık karşılaşılan problemlerle ilgili tanı ve tedavi rehberlerimizin önerisi şöyle: Eğer öksürükle gelen bir çocukta gastrointestinal bir semptom yoksa, yani karın ağrısı, kusma, iştahsızlık karşısında ezbere antireflü tedavisi verilmesi önerilmez. Tabi ki reflü-öksürük, öksürük-reflü hep aklımızdadır; ama gelişi güzel reflü tedavisi kullanmak doğru bir yaklaşım değil.
Aileler hemen bir balgamlı öksürük ya da ateş olduğunda doktorun antibiyotik yazmasını isteyebiliyor. Bu konuda siz hep antibiyotiklere mesafeli davranıyorsunuz. Neden?
Öksürük çok sık rastlanan bir şikayet ve de çok yanlış tedavi edilen bir durum. Antibiyotikleri neden istemiyoruz; çünkü çocuklarda öksürüğe yol açan hastalıkların çoğu viral enfeksiyonlar. Ve viral enfeksiyonlarda antibiyotik kullanmanın hiçbir anlamı yok. Antibiyotik verdiğinizde o öksürük daha kısa sürede ortadan kalkmıyor. Vücuttaki olası zararlı mikropları öldürmek için veriyoruz. Ama bunlar etkilenmiyor. Çünkü bunlar virüs, bakteri değil. Yararlı birtakım mikroplar var, bunların dengesini bozuyoruz. Çocuk bir antibiyotik aldıktan sonra vücudun normal dengesine dönmesi neredeyse 3 ayı buluyor. O yüzden gelişi güzel antibiyotik kullanmak hem vücudun dengesini bozmak he de gerektiğinde kullanabileceğimiz antibiyotiklere direnç gelişmesi açısından istediğimiz bir şey değildir.
AKCİĞERLERİNE YABANCI BİR CİSİM KAÇABİLİR
Çocukta aniden ortaya çıkan öksürük, hele hırıltılı bir öksürükse belki de yabancı cisim yuttuğunu gösterebilir. Bir çocuk yabancı cisim yuttuktan ne kadar süre sonra bu tablo ortaya çıkabilir. Yabancı cisim yutmanın, anne ve babaların dikkatini çekecek bilinen başka belirtileri de var mıdır?
Yabancı cisim de hikaye çok önemli. Bir şeyi yerken, oynarken aniden öksürmeye başlamışsa, nefesi kesilmişse, hemen sırtına vurulmuşsa gibi bir hikaye varsa işimiz çok kolay. Ama hastaların yüzde 50’sinde böyle bir hikaye olmuyor. Hastaların bazısı haftalardır süren öksürük ya da astım tanısıyla yıllarca tedavi görüyor. Yurt dışında gelişmiş ülkelerde bile çocuk 5 yıl astım tedavisi görüp, ondan sonra akciğerinden yabancı bir cisim çıkabiliyor. O yüzden buradaki en önemli şey, çocuğun tedaviye verdiği yanıt. Çoğunuzun herhangi bir şikayetinde birtakım tedaviler verilmesine rağmen işler yolunda gitmiyorsa, yabancı cisim aspirasyonu ya da altta yatabilecek tüberküloz gibi başka hastalıkların araştırılması gerekir. Çocuklarımıza çok fındık, fıstık veriyoruz. 5 yaşın altındaki çocuklara uygun şekilde hazırlanmayan bu tür yiyecekler, çocukların çiğneme ve yutma fonksiyonları tam olarak gelişmediği için yemek borusu yerine nefes borusuna kaçabiliyor ve kaçtıktan sonra bu genellikle hemen bulgu veriyor. Ama bunu görecek, tanımlayacak bir ebeveyn ya da büyük yoksa bazen çocuk haftalarca başka şikayetlerle doktor doktor gezebiliyor.
Akciğerlere kaçmasının sonucunda tedavi edilmezse ne olabilir? Zatürre gibi ciddi bir tabloya dönüşebilir mi?
Bu yabancı cismin ne kadar büyük olduğuna ve nereyi tıkadığına bağlı olarak çocuk hayatını kaybedebilir. Yabancı cisim nefes borusuna kaçtığında özellikle ses tellerimizin altındaki ana nefes borusunu tıkarsa hayatını kaybedebilir. Daha küçük bir yabancı cisimse daha aşağıya gidip orayı tıkayabilir ve astım, bronşit, bitmeyen öksürük, balgam, hırıltı gibi bulgular verebilir. Örneğin yabancı cisim sağ ciğerin alt kısmındaki küçük bir hava yoluna yerleşebilir ve ondan sonra çocuğun haftalarca süren öksürükleri olabilir. Ama birdenbire ani bir öksürük krizi gelip, yabancı cisim yer değiştirip ani bir hava yoluna geçip, nefes darlığı ya da daha kötü sonuçlar ortaya çıkarabilir.
KİSTİK FİBROZİS VE ÖKSÜRÜK
Aslında öksürükler kistik fibrozis gibi bir hastalıktan da kaynaklanabilir. Kistik fibrozis çok bilinen bir şey değil. Biraz bize kistik fibrozisi anlatabilir misiniz?
Kistik fibrozis genetik bir hastalık. Hem annenin hem babanın bazı genetik özellikleri taşıması gerekir. Bu durumda hastaların dörtte birinde kistik fibrozis oluşabiliyor. Bu, hayat boyu süren ve hayat süresini kısıtlayan bir hastalıktır. Ama son yıllarda kistik fibrozisin tedavisiyle ilişkili çok heyecan verici gelişmeler var. Özellikle de ABD’de ve Avrupa’da kullanıma giren 2012 yılından itibaren. Şu an Türkiye’de bu yeni tedavilere ulaşım söz konusu değil. Kistik fibrozisi aslında toplumun biraz daha tanıması gerekiyor. 2015 yılından itibaren yeni doğan tarama programına alındı. O yüzden bebekler daha erken tanı alabiliyor. Bu yeni tedavilere ulaşım söz konusu olursa insülinin diyabeti kontrol ettiği gibi yeni tedavilerle, hastanın yaşam süresini kısıtlamayan bir hastalık haline dönüşecek.
Kistik fibrozisin belirtilerini biraz anlatır mısınız? Çabuk tanı konan bir hastalık mı? Özellikle de risk grubuna kimler giriyor?
Kistik fibrozis, genetik bir hastalık. Şikayetler doğumdan itibaren başlayabilir. Bağırsak tıkanıklığı, ilk bulgu olabilir. 2000’den fazla farklı genetik mutasyon bu hastalığa yol açtığı için hastalar 50-60 yaşında da tanı alabilir. Bazı hastalar yeni doğan döneminden itibaren tipik bulgular vermişse eğer bağırsak tıkanıklığı ve sonrasında tekrarlayan öksürükler, balgamlar, hırıltılar doğrultusunda birçok çocuk astım diye tedavi edilebilir. Ama eğer bir çocuğun büyüme ve gelişmesinde problemler varsa akla gelmelidir. Kistik fibrozis hastalarının yüzde 85’i yeterince kilo alamazlar. Aslında iyi yemelerine rağmen bazı enzimlerinde yetersizlik olduğu için aldıkları besinleri vücuda yararlı hale getiremedikleri için kilo alamazlar. Bu yüzden hastaların yüzde 85’inde kilo alma problemi olur. Tekrarlayan zatürreler, bronşitler en sık rastlanan bulgular. Tanısı çok basit bir bulgu testiyle yapılır. Çocuğun canını acıtmaz, kola takılır ve ter toplanır. Terden bazı maddeler ölçülebilir.
Kistik fibrozisin toplumda görülme oranı nedir?
Avrupa ve Amerika’da sıklığı 1\1000-2000-3000. Ama ülkelere göre bu durum değişmektedir. Ülkemizde de bölgelere göre farklılıklar var. Mesela 1/9000, 1/7000 ve bazı bölgelerde 1/2000 gibi sıklık belirten çalışmalar var.
Çocuk Göğüs Hastalıkları Derneği olarak bir çalışma yürütüyor musunuz? Topluma yönelik olarak neler yapıyorsunuz?
Bu konuyla ilgili olarak her yıl kongre düzenliyoruz. Bu yıl Amerika’dan da konuklarımız olacak. Michigan üniversitesi ile bir birlik yürütüyoruz. Marmara Üniversitesi ile kongremize katılacaklar. Kongre dışında doktorlar için, yardımcı sağlık personeli için çeşitli kurslar düzenliyoruz. Bir de KİFDER’den bahsetmek istiyorum. Kistik fibrozis hastalarının kurduğu yardımlaşma ve dayanışma derneği. Bu konuyla ilgili çok önemli çalışmaları var ve çok özveriyle çalışıyorlar. Hastalara ve hasta yakınlarına yardımcı olabilmek, bilgi verebilmek için web sayfaları var.
ÇOCUKLARDA GRİP VE ZATÜRRE AŞISI
Grip aşısı çocukları domuz gribine karşı korur mu? Aynı zaman da bir de zatürre aşısı var. Çünkü zatürre de çocuklarda ciddi problemlere ve öksürüğe neden olabiliyor. Çocuklarda zatürre aşısı yaptırılması gerekiyorsa ne zamanlar yapılmalı ve kaç doz yapılmalı?
Zatürreye birçok mikrop etki edebiliyor. Bakteriler ve virüsler. En önemli bakteriler 2-4-6-18. aylarda aşılar yapılıyor. Türkiye’de iyi bir aşılama var. Ek bir aşıya ihtiyaç yok. İnfluenza açısından baktığımızda Ekim aylarında salgınlar kuzey yarım kürede başlayıp Ocak- Şubat’a kadar devam ediyor. Grip aşısını Eylül- Ekim aylarında olmak gerekiyor. Ama grip olmadığınız sürece Ocak- Şubat’ta da olabilirsiniz.
İçeriği Paylaşın