Çocukluk Çağı Aşıları Sağlığa Zarar Vermiyor
Çocukluk Çağı Aşıları Sağlığa Zarar Vermiyor
Bizi Takip Et
Aşılar, çocukları hastalıklardan ve hastalıklara bağlı olarak gelişebilecek sakatlıklardan koruyan en önemli tıbbi buluşların başında geliyor. Ülkemizde çocuklar, Sağlık Bakanlığı aşılama programına göre 7 farklı aşı ile 13 değişik hastalığa karşı korunuyor. Türk Pediatri Kurumu’nun “Aşı” ve “Yenidoğan Tarama Programı”nın önemine dikkat çekmek amacıyla düzenlediği basın toplantısında, çocukluk çağı aşılarının aşı takvimine göre uygulanması gerektiği ve aşıların içinde bulunan alüminyumun sağlığa herhangi bir zararı olmadığı vurgulandı. Toplantıya Türk Pediatri Kurumu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Vural, Türk Pediatri Kurumu Genel Sekreteri Prof. Dr. Haluk Çokuğraş, Doç. Dr. Ayşe Çiğdem Aktuğlu Zeybek, Prof. Dr. Fügen Çullu Çokuğraş, Prof. Dr. Yücel Taştan, Prof. Dr. Tufan Kutlu ve Prof. Dr. Ayşe Güler Eroğlu konuşmacı olarak katıldı.
AŞILANMA İLE BİRÇOK HASTALIK YERYÜZÜNDEN SİLİNDİ
Aşılar tıbbın en önemli buluşudur diyerek çocuğun aşılanmasının aynı zamanda toplum sağlığına da etki ettiğini belirten Prof. Dr. Mehmet Vural, “Aşılanma ile birçok hastalık yeryüzünden silindi. Örneğin artık çiçek, çocuk felci gibi hastalıklardan arınmış bir ülke olduk. Yenidoğan tetanosu, kızamık ve difteri gibi hastalıklar ise artık ülkemizde neredeyse hiç görülmüyor. Bu büyük bir başarı. Aşılar sayesinde ömür uzadı. Bunun için mutlaka belirlenen aşıların yaptırılması gerekir. Aşılanma sadece çocukların sağlığı için değil aynı zamanda toplum sağlığı adına da önemlidir. Aşılanma, topluma sağlıklı bireyler yetiştirmeye ve toplumsal dayanışmaya katkı sağlar.” dedi.
AŞI İÇİNDEKİ ALÜMİNYUMUN SAĞLIĞA BİR ZARARI YOK
Aşıların içinde çok az miktarda alüminyum olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Vural, “Aşının içindeki alüminyum miktarı çocuklar üzerinde hiçbir olumsuz etki yaratmaz. Alüminyum, serumun da içeriğinde bulunan bir maddedir. Bu serumları birçok insan hastalandığında hem kendi hem de çocukları için kullanıyor. Aşıya karşı olan kişiler de bu serumu kullanıyorlar. Çünkü içerdikleri alüminyum sağlığa bir zarar vermiyor. Maalesef aşılanmaya karşı halk arasında yanlış bir inanış var ve bu yüzden bazı aileler aşılanma istemiyor. Bu konuda Fransa ise önemli bir adım attı. 2018 yılı itibariyle artık 11 aşı zorunlu hale getirildi. Bu aşıları yaptırmayı kabul etmeyen ebeveynler için ise yasal yaptırımlar olacak.” diye belirtti.
CİVA İLE OTİZM ARASINDA BİR BAĞLANTI YOK
Yapılan araştırmalar aşıların içindeki cıva ve otizm arasında bir ilişki olmadığını gösteriyor diyerek cıva ve otizm hastalığını konusundaki tartışmalara değinen Prof. Dr. Haluk Çokuğraş, “1998 tarihten itibaren yapılan bütün çalışmalar otizm ve cıva arasında bir ilişki olamadığını gösteriyor. Buna rağmen insanların kafasında soru işareti kalmaması amacıyla ülkemizdeki bütün aşılardan cıva çıkarıldı. Bu uygulama sonrasında ise otizm sayısında ise bir azalma olmadı. Bu da aralarında doğrudan bir ilişki olmadığını gösterdi. Ancak bunun gibi yanlış birçok inanışla aileler aşılanmayı reddederek çocuklarının sağlığını riske atıyor. 2017 verilerine göre neredeyse 10 bin aile çocuklarına aşı yaptırmamayı tercih etmiş.” şeklinde konuştu.
TARAMA PROGRAMI ERKEN TANI VE TEDAVİ İÇİN ÖNEMLİ
Tarama programlarının hastalıkların erken tanı ve tedavisi için uygulanan en etkili yöntem olduğunu söyleyen Doç. Dr. Ayşe Çiğdem Aktuğlu Zeybek, “ Yenidoğan taramaları, bu dönemde bazı hastalıkların tanısının erken dönemde konulmasını ve tedaviye başlanmasını sağlar. Ulusal Yenidoğan Tarama Programı, 4 hastalıkla sınırlı olsa da yıllardır başarı ile yürütülüyor. Doğumların neredeyse %99’ına ulaşılabiliyor. Tarama konusunda yasal olarak güzel düzenlemeler de var. Taramayı geç almak neredeyse suç durumunda. Aile Hekimi zamanında tarama testini yapmazsa ve çocukta hastalık oluşursa, hekim suçlu duruma düşer. Ancak ailelerin keyfi kararlarla topuk kanı alınmasını reddettiği durumlar da maalesef olabiliyor. Bu konuda da bir takım yasal düzenlemelerin yapılmasını arzuluyoruz. Bu hastalıklar tanısı çok rahat konulan ve tedavi edilebilen hastalıklardır. Her çocuğun erken tanı ve tedaviye ulaşma hakkı vardır.’’ diye konuştu.
İçeriği Paylaşın