Dikkat: Kokunuz Hastalığınızı Ele Verebilir!

Tıpkı parmak izi gibi her insanın kendine has bir kokusu olduğu biliniyor. Araştırmalar, hastalıkların da kokudan ayırt edilebileceğini söylüyor.

Dikkat: Kokunuz Hastalığınızı Ele Verebilir!

Bizi Takip Et


Her insanın tıpkı parmak izi gibi kendine has bir vücut kokusu bulunuyor. Bu koku; yaşınız, beslenme şekliniz, ruh durumunuz ve bağışıklık sisteminize göre değişebiliyor. Hatta kokunuza göre hasta olup olmadığınız bile uzmanlar tarafından fark edilebiliyor. Hatta modern tıptan önce şifacılar tarafından tifolu hasta kokusu yeni pişmiş ekmeğe, tüberküloz kokusu bayat biraya, vebalı hasta kokusu ise çürük elma kokusuna benzetiliyordu.

KOKU ÜÇ KATMANDAN OLUŞUYOR

Vücuttaki kokular üç farklı katmandan oluşuyor. İlk katman derimiz, (buradaki kokuyu kozmetik ürünler ile değiştirebiliyoruz) ikinci katman beslenme ve çevre. Son katman ise terleme seviyesi. Bu üç katman nasıl koktuğunuzu belirliyor.

Koku araştırmacısı Rachel Herz insanların ikizi olmadığı durumda kokularının da kimseye benzemeyeceğini söylüyor.

ANNELER BEBEKLERİNİ KOKULARINDAN TANIYABİLİR

Yapılan araştırmalara göre; anneler ve çocukları arasındaki ilk iletişim de koku yoluyla oluyor ve anneler bebeklerini kokularından tanıyor. Bu koku doğumdan sonra anne bebeği ilk kucağına aldığında 10 dakika veya 1 saat boyunca annenin hafızasına işliyor. Babalar da çocuklarını kokularından tanıma konusunda iyiler.

400 FARKLI KOKUYU AYIRT EDEBİLİYORUZ

İnsan beyni 400 farklı kokuyu ayırt edebiliyor. Koku molekülleri beyinlerdeki nöronları uyararak kokuların ayırt edilmesini sağlıyor ancak dünya üzerinde binlerce koku var.

Yapılan bir araştırmaya göre, bağışıklık sistemini ayağa kaldıran bir toksin olan lipopolysaccharide enjekte edilen kişiler, edilmeyenlere göre daha ağır ve hoş olmayan bir kokuya sahip oluyorlar.

HASTALIKLAR KOKULARDAN ANLAŞILABİLİR

Hastalıklar da kokulardan ayırt edilebiliyor. Bir doktor, sıtma, Parkinson, göğüs ve akciğer kanserini hastaların kokularından anlayabilir. Bu köpekler için de geçerli. Kasım 2020’de Fransız-Lübnanlı bir araştırma grubu, köpeklerin Covid-19 hastalarını tespitinde pozitif vakaları yüzde 92 oranında isabetli tespit ettiklerini bulmuştu.

HASTALIKLAR VE KOKULARI

Modern tıp öncesi dönemde hastalıklar ve koku ilişkisi daha gündemdeydi. Şifacılar tifolu hasta kokusunu yeni pişmiş bir ekmeğe, tüberkülozu bayat biraya, vebalı hasta kokusunu ise çürük elma kokusuna benzetiyorlardı.

Korku filmi izletilen kadın ve erkek araştırma grubu, testin sonunda hiç de hoş olmayan kokular salgıladı. Farklı bir araştırmada ise bir gruba Disney’in Jungle Book filmi, diğerine de Stanley Kubrick’in kült gerilim filmi The Shining izletildi. Daha sonra iki filmi izleyen grup birbirlerinin kıyafetlerini kokladı. Disney filmini izleyenler Kubrick filmini izleyenlerin eşyalarını kokladıklarında yüzlerinde bir ekşime görüldü.

Covid-19 salgınından bu yana belki de uzun süre sonra insanlara sarılıyoruz, sarıldığınız insanları bundan sonra daha bilinçli koklayın, sağlık durumları ve bulundukları ruh haline ilişkin çok fazla bilgi toplayabilirsiniz.

Mesleği koklamak olan insanlar da var. Örneğin ABD New Jersey’de bulunan Sensory Spectrum isimli şirket, kahve zincirlerine aroma konusunda danışmanlık veriyor, bir deodorantın yapısı hakkında da danışmanlık yapabiliyorlar.

TER DEĞİL BAKTERİLER KOKUYOR

Aslında insanların kötü kokmasına sebep olan ter, kokusuz ancak deri üzerindeki bakterilerle buluşunca ortaya kötü bir koku yayılıyor. Bir araştırma kadınların bağışıklık sistemi güçlü erkeklerin kokusundan hoşlandıklarını ortaya koydu. İnsan ömrünün bu kadar uzun olmadığı önceki yıllarda, kadınlar uzun ömürlü olabileceğini düşündüğü erkeklerle birlikte olmak istiyordu, koku da burada rol oynamış olabilir.

İsrail’deki Weizmann Enstitüsü’nden Noam Sobel’in araştırmasına göre; hızlı arkadaş olan insanların vücut kokuları birbirine benziyor. Sobel’in araştırma notlarına göre; pandemi öncesi el sıkışma yaygınken, birbirlerinin elini sıkan insanların daha sonra istemsizce ellerini kokladıkları fark edilmiş. Burada içgüdüsel bir şekilde karşı tarafın tanınmaya çalışıldığı ifade ediliyor.

Kaynaklar: Wall Street Journal, Time, HaberGlobal


İçeriği Paylaşın