Diyabet Hastalarına 5 Kritik Kış Önerisi
Diyabet Hastalarına 5 Kritik Kış Önerisi
Bizi Takip Et
Diyabet hastaları için özelikle kış mevsiminde cilt sağlığını tehdit eden faktörler, ekstra özen gösterilmediği takdirde ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor.
14 Kasım Diyabet Günü nedeniyle diyabetli bireylerin genel sağlık durumları açısından cilt bütünlüğünü korumanın önemine değinen Emsey Hospital Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Kamil Başköy ‘‘Mevsim itibariyle giderek artan soğuk havalarda diyabet hastalarının cilt sağlığını tehdit eden faktörler artış gösteriyor. Bu soğuk havalarda cilt bakımına gereken hassasiyeti göstererek karşılaşılabilecek pek çok sağlık sorununun önüne geçmek mümkün’’ diye konuştu.
Doç. Dr. Kamil Başköy ‘‘Diyabet hastalarında kan şekerinin yüksek değerlerde olmasına paralel olarak dokulardaki kan şekeri de yükselir. Bu durum pek çok mikroorganizmanın üremesi için uygun bir ortam oluşturur ve damar yapısındaki olası değişiklikler yara iyileşmesini geciktirir. Enfeksiyonun kan şekerini yükselten bir faktör olduğu da göz önünde bulundurursak diyabetli bireylerde ciltte yaralanma, çizik, tahriş vb. olumsuz durumların oluşumunu önlemek önemlidir.’’ bilgisini paylaşarak kış aylarında cilt sağlığını korumada kritik 5 öneriyi sıraladı.
Özellikle soğuk ve kuru hava, düşük nem, rüzgar cildinizin kurumasına ve çatlamasına neden olabilir. Çatlaklar, derideki açıklıklar, enfeksiyonlara yol açabilecek kir ve bakterilerin girmesine izin verebilir. Dolayısıyla diyabetli kişilerde bağışıklık sistemlerinin nispeten zayıf olmasını da göz önüne aldığımızda enfeksiyona yakalanma olasılığı ciddi artış gösterir. Bu nedenle cildinizi korumak, çatlaklara ve tahrişe yol açabilecek cilt kuruluğunu önlemek önemlidir. Ayrıca cildinizi sıcak tutmak, iyi bir diyabet öz bakımını uygulamaya devam etmenizi sağlayabilir. Birkaç önemli adımı takip ederek cildinizi ve genel sağlık durumunuzu koruyabilirsiniz.
DUŞ ALIRKEN VE EL YIKARKEN SUYUN ISISINA DİKKAT EDİN.
Sıcak bir duş almak üşüyen ya da yorulan bir vücut için cezbedici olabilir. Fakat sıcak su cildi kurutabilir. Kuru cilt çatlamaya daha yatkındır ve cildi tahriş ederek ve kaşınmasına neden olabilir. Bunun yerine ılık su ile duş alabilirsiniz. Ayrıca sinir hasarı veya zayıf dolaşımınız varsa suya temas etmeden önce suyun çok sıcak olmadığından emin olun.
Ellerinizi tahriş edici olmayan, pH’ı cilt yapısına uygun (pH 5,5) bir sabun kullanarak ılık su ile yıkayın. El yıkamak kan dolaşımını hızlandırmada ve bulaşıcı hastalıkları önüne geçmede oldukça etkilidir.
CİLDİNİZİ İÇERİDEN VE DIŞARIDAN NEMLENDİRİN
Vücudunuzun susuz kalmasını önlemek için, yeterli miktarda şekersiz sıvı içtiğinizden emin olun. Vücudunuzdaki sıvı oranının yeterli olup olmadığının en kolay yolu idrar rengidir. Kahverengiyse vücudunuz susuz anlamına gelir. Açık sarı renk ise yeterli sıvıya sahip olduğunuzu gösterir.
Buna ek olarak, banyodan sonra cilt henüz nemini kaybetmeden losyon, nemlendirici vb. kullanmayı ihmal etmeyin. Ancak ayak parmaklarınız ve genital bölgelere yoğun nemlendirici kullanmaktan kaçının, cildin kıvrımları arasındaki aşırı nem, mantar enfeksiyonları için en uygun zemindir. Mantar oluşumunun da tahriş ve kaşıntıyı beraberinde getirdiği unutulmamalıdır.
EL VE AYAKLARINIZI KORUYUN
Soğuk havalarda ayaklarınızı sıcak tutmak için kalın çoraplar giyiyorsanız, ayakkabılarınıza sıkmadığınızdan emin olun. Giydiğiniz ayakkabılar ayağı tam kavrayan, yumuşak deri ya da bez, tabanı kalın olmalıdır. Ayrıca üşüyen ayaklarınızı ısıtmak için soba, kalorifer, gibi ısıtıcılara yaklaştırmamaya özen gösterin.
Soğuk ve rüzgârdan korunmak için eldiven kullanmaya özen gösterin, ancak nefes alamayan deri vb. eldivenlerden kaçının. Ellerinizin sıcak olması kan şekerinizi kontrol altında tutmada yardımcıdır.
KAN ŞEKERİNİZİ HEDEF ARALIKTA TUTUN
Cildinizde kuruluk veya çatlak oluşumu varsa kan şekerinizi hedefte tutmak önemlidir. Kan şekeriniz yükselirse, kesikler, yaralar ve açık yaraların iyileşmesi uzun sürebilir. Kan şekerinizi hedef aralıkta tutmak enfeksiyonları ve daha ciddi sorunları önlemede en önemli etkendir.
İçeriği Paylaşın