Diyabet Hastalarında Ayak Bakımı ve Ayakkabı Seçimi
Diyabet Hastalarında Ayak Bakımı ve Ayakkabı Seçimi
Bizi Takip Et
Diyabet, ayak sağlığını etkileyen önemli bir hastalıktır. Peki, bir şeker hastası olarak ayak sağlığınıza yeterli özeni gösteriyor musunuz? Her şeyden önemlisi diyabete bağlı ayağınızda gelişebilecek sorunlardan haberdar mısınız? Ayakkabı seçiminde nelere dikkat etmeniz gerektiğini biliyor musunuz?
Nazif Bağrıaçık Diyabet Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Enver Şükrü Göncüoğlu, şeker hastalarını ve diyabet açısından risk grubuna girenleri ilgilendiren bu önemli konuda bilinmesi gerekenleri anlattı. İşte, Sağlığım için Herşey’in Diyabetle Yaşam Köşesi’nde Doç. Dr. Enver Şükrü Göncüoğlu’nun verdiği bilgiler:
HER 4 ŞEKER HASTASINDAN BİRİNDE AYAK YARASI GÖRÜLÜYOR
. Şeker hastalığı ayak sağlığını nasıl etkiler?
“Diyabet özellikle damarları ve sinirleri etkileyen çok yönlü bir hastalıktır. Diyabetik ayak oluşumu da sinir ve damar hasarının ortak etkisidir. Diyabet tanısı konulan şeker hastalarında ciddi damar ve sinir hasarı ile karşılaşılmaktadır. Yapılan araştırmalar şeker hastalarında yaşam boyunca ayak yarası oluşma ihtimalini yüzde 25 olarak ortaya koymuştur. Bu da her dört şeker hastasından birinde ayak yarası ile karşılaşıldığını göstermektedir. Teşhisten sonraki 25 yıl içerisinde şeker hastalarında ayak ya da parmak kaybı ihtimali ise yüzde 10’dur.
Türkiye’de son 10 yılda şeker hastalarının neredeyse iki kat arttığını biliyoruz. Şuanda Türkiye’de 6,5 milyon şeker hastası var. Hatta bu kişilerin 3,5 milyonu şeker hastası olduğunu dahi bilmiyor. Dolayısıyla yeni diyabet tanısı konan hastalarda bile şeker hastalığına bağlı bazı komplikasyonlarla karşılaşıyoruz.
6,5 milyon şeker hastasının yüzde 10’unda 25 yıl içerisinde ayak ya da parmaklarında sorun gelişeceğini düşünürsek, toplamda çok yüksek bir oran olan 700 bin kişinin ayak ya da parmaklarını kaybetme riski ile karşı karşıya kalacağı görülmektedir.
Aynı şekilde 6,5 milyon şeker hastasının yüzde 25’inde ayak yaralarının ortaya çıkacağını düşünürsek 1,5 milyondan fazla kişinin ayak yarası ile karşı karşıya kalacağını söyleyebiliriz. Bunlar oldukça yüksek oranlardır.
Ayaklar gibi oldukça dayanıklı ve bizi ömür boyu taşıyan, aşağı yukarı hayatımız boyunca 100 bin kilometre yürümemizi sağlayan bu sağlam yapılar damarların zarar görmesi ve sinirlerin yıpranmasıyla işlevini yitirmeye başlar. Bölgenin iyi beslenememesi, sinirlerin yıpranması ve şekerin yüksekliğinin verdiği zarar sonucunda ayaklarda kolay enfeksiyon gelişimi ve bu enfeksiyonların zor iyileşmesi gibi ciddi problemler görülür.”
DİYABETE BAĞLI AYAK YARASI RİSKİ KİMLERDE YÜKSEK?
. Tip 1 ve Tip 2 diyabetlerin hangisinde şeker hastalığına bağlı ayak sorunları daha çok görülür? Ayak problemlerinin ortaya çıkmasında kan şekerinin kontrol altında olmaması da bir neden midir?
“Diyabetik ayak yarasını arttıran nedenler vardır. Diyabetin tipinden çok şeker kontrolü, diyabete bağlı komplikasyonlara karşı önceden alınmış önlemler, ayak bakımı, önceden ayakla ilgili ciddi sorunların yaşanmamış olması gibi faktörler önemlidir. En önemli faktör diyabet hastalarının ayaklarına nasıl bakmaları gerektiğine dair yetersiz bilgileridir. Şeker hastalığında ayak yarasını arttıran en büyük faktör daha önceden hastada ayak yarasının oluşmuş olmasıdır. Eğer, bir kişide şeker hastalığına bağlı ayak yarası varsa, bir yıl içerisinde yüzde 50 ihtimalle ikinci bir ayak yarası ile karşılaşma ihtimali var demektir. O yüzden ekstra önlemlerin alınması gerekir. Şeker hastalarında kişisel bakım ve hijyen azaldığında da bu problemler yaşanır.
Kan şekerinin dengelenmesi zaten hastalığın tedavisinde olmazsa olmazdır. Ancak şekeri dengelemekle her şey çözülmüş olmaz. Görmesi bozuk olan bir kişide de yarasına daha çok rastlanır. Çünkü görmediği için ayağına dikkat edemez ve tırnaklarını keserken ayağına istemsiz olarak zarar verebilir.
Şeker hastalığına bağlı ayak yarası açılan kişilerin yüzde 80’inde sinir hasarı vardır. Bu da kişinin ayağındaki yaranın oluşumunu, varlığını hissetmesini engelleyen bir durumdur. Böyle hastalar ayakkabılarının içine kaçan çakıl taşını fark etmez, plajda sıcak bir zeminde yürürken ayağının yandığını hissetmez, ayağının çok üşüdüğünü düşünerek ayağını ısıtmaya çalışırken ayağını yakabilir ya da tırnaklarını keserken ayağını yaralayabilir.
Sinir hasarı sadece hissizliğe neden olmaz. Yanlış basmalar nedeniyle ayakta şekil bozuklukları da oluşur. Zaman içerisinde taban çökmeleri, pençe parmak dediğimiz sorunlar ortaya çıkabilir. Ayağın yapısı bozulunca aynı noktaya yük bindiği için o bölgede yara açılması da kolaylaşır.
Şeker hastalarının yaşadığı bir diğer sorun da bastıkları noktaları çok iyi yönetemedikleri için denge kaybı yaşama riskleridir. Bu durum diyabet hastalarında düşmelere de yol açmaktadır.”
AYAKTA KURULUK, PULLANMA VE KOYU RENK CİLDE DİKKAT!
. Diyabete bağlı ayak yarsı ortaya çıkmadan önce haberci bazı belirtiler görülür mü? Ayak yarası oluştuktan sonra kişide ne tür şikayetler ortaya çıkar?
“En önemlisi yara oluşmadan önce alınacak önlemlerdir. Günümüzde Birleşmiş Milletler AIDS dışında bir hastalık için toplandı ve diyabete karşı küresel bir savaş ilan edildi. Bu nedenle de diyabetin sembolü olan mavi halka hem Birleşmiş Milletler’in rengidir, hem de diyabete karşı bir araya gelmenin sembolü olmuştur. Bu halkayı oluşturan birçok kişi vardır: iç hastalıkları uzmanı, ayak bakımı uzmanı, diyabet eğitim hemşiresi, dermatoloji uzmanı, gerekirse plastik cerrah, ortopedist, psikolog, psikiyatrist gibi birçok uzman biraraya gelir. Burada aslında bir korodan bahsedilmektedir. Çünkü diyabet tedavisinde tüm uzmanlar birlikte hareket etmektedir. İşte bu noktada diyabet cemiyetlerinin de önemi ortaya çıkmaktadır. Alınacak önlemlere gelince… Eğer, ayakta şekil bozukluğu varsa o ayak risk taşır. Dışa çıkmış, içe bükülmüş parmak yapısı olan kişiler bu gruba girer. Taban çökmesi olan hastalarda daha kolay enfeksiyon oluşur. Sinir hasarı sadece his kusuruna neden olmaz. O bölgedeki terlemeyi sağlayan doku zarar gördüğü için şeker hastalarının çoğunun ayaklarında kuruluk ve pullu bir yapı görülür. Beslenme bozukluklarını gösteren bulgular da vardır: tüylerin dökülmüş olması, mavi soluk bir deri rengi, koyu renkli ayak cildive koyu lekelerin varlığı
Amerikan Diyabet Cemiyeti’nin önerisine göre, şeker hastalarına her 6 ayda bir ayak muayenesi yapılması gerekmektedir. Kanlanması bozuk olan, soğuk olan bir ayak muhtemelen bazı damar tıkanıklıkları olan bir ayaktır. Dolayısıyla şeker hastalığına bağlı ayak yaraları daha kolay görülür ve bu tür ayaklar zor iyileşir.”
NASIL AYAKKABILARI TERCİH ETMELİSİNİZ?
. Şeker hastalarında ayak muayenesi ne sıklıkla yapılmalı, nelere dikkat edilmeli, ayakkabı seçiminde hangi faktörler dikkate alınmalıdır?
“Bahsettiğimiz halkayı tamamlayan en önemli parçalardan bir tanesi de hasta ve hasta yakının bilinçlendirilmesidir. Kaliforniya’da yapılan bir araştırmada şeker hastalarına ‘doktorlarının ayaklarını kontrol edip etmedikleri’ sorulduğunda, sadece yüzde 6’sı ‘evet’ cevabını vermiştir. Ayak muayenesi 6 ayda bir yapılmalıdır.
Hastalar ayaklarının bakımı kadar giydikleri ayakkabılara da dikkat etmelidirler. Şeker hastalarına ayakkabı seçimi konusunda önerilerimiz şunlardır:
. Yumuşak deriden, tabanı kalın olan ayakkabıları tercih edin. Zemindeki çıkıntıları ve basınç farklılıklarını çok hissettirmeyen ayakkabılardan uzak durun.
. Ayakkabınızı mutlaka öğleden sonra alın. Çünkü sabah ayaklar biraz daha küçüktür.
. Ayakkabı seçiminde yapabileceğiniz bir diğer şey de, bir gece önceden kağıdın üzerine ayağınızı koyarak ölçü almaktır. Ertesi gün gittiğinizde bu ölçüyü ayakkabının içerisine yerleştirip size en uygun ayakkabıyı bulmanız da mümkündür.
. Ayakkabının uç kısımlarının az dikişli olmasına dikkat edin. Böylece ayak parmak uçlarınızda iz kalmaz.
. Ayakkabınızı çıkardıktan sonra ayaklarınızı mutlaka kontrol edin. Ayakkabı nerelerde fazla iz bıraktıysa oralarda basınç fazladır.
. İçinde yabancı bir cisim bulunma riskine karşı ayakkabınızın içine giymeden önce mutlaka bakın.
. Eğer, bağcıklı bir ayakkabı kullanıyorsanız, bağcıkları gün içinde ayağın şişmesini önlemek amacıyla gevşetin.
. İmkanınız varsa öğleden önce ve öğleden sonra farklı ayakkabılar giyilebilirsiniz. Bu sayede farklı basınç noktaları olan iki ayakkabıyı seçerek ayağınızda aynı noktanın sürekli basınca maruz kalmasını engellemiş olursunuz.
ŞEKER HASTALARINDA AYAK BAKIMI
. Ayaklarınızı vücut ısısındaki sabunlu suda her gün yıkamayı ihmal etmeyin.
. Suyun sıcaklığını ayağınızla asla test etmeyin. Çünkü çok sıcak suyu ayırt edemeyebilirsiniz.
. Parmak aralarınızı iyi kurulayın.
. Parmak araları hariç vücudunuzun tüm kısımlarını terleme eksikliğine ve kuruluğa karşı nemlendirici ile koruyun.
.Tırnaklarınızı mutlaka düz kesin ve sivri kısımlarını törpüleyin.
. Tırnak batmasına karşı önlem alın.
. Nasırları ve çatlakları cildiniz kuruyken törpülemeyin. Islak bir suda yumuşattıktan sonra kazıyın.
. Ayak bakımı ve ayak yaralarınızla ilgili konularda, herhangi bir kişiye değil ayak bakım uzmanlarına danışın.
” ŞEKER HASTALARINA ÖZEL AYAKKABILAR NASIL ÜRETİLİR?
. Podoloji yani “ayak bilimi” uzmanı bir şeker hastalarına nasıl yardımcı olur?
“Bir podolog ayak bakım tekniklerinin çok daha ötesini hastaya anlatabilir. Tırnağını nasıl keseceğini, hangi bölgeleri nasıl düzeltmesi gerektiği, nasıl bir ayakkabının ona uygun olduğu gibi birçok konuda hastaları bilinçlendirir. Ayakta basıncın fazla olduğu noktalara temas edilerek gerçekleştirilen duyu testini yapar. Bu çok basit bir testtir ve önemli bilgiler verir. Podoloji uzmanı ısıya karşı kayıpları çok özel cihazlarla teşhis eder.
Diyabetli hastalara özel ayak kalıbı ve ayakkabılar üretilebilmektedir. Podoloji uzmanları, statik ve dinamik yürüme testleri ile ayak kalıplarını oluşturur. Böylece basma hareketiyle ayaktaki şekil bozuklukları ortaya konulur. Bozuk olan ayak şekline göre doğru kalıp çıkartırken yürüme testleri sayesinde yanlış basışları engelleyecek doğru bir ayak kalıbı üretiminin yapılmasına imkan verir.”
“ŞEKER HASTALARINDAKİ AYAK YARALARI TERS BİR BUZ DAĞI GİBİDİR.”
. Ayak yaralarında ne tür tedavi seçenekleri vardır?
“Şeker hastalarındaki ayak yaraları ters bir buz dağı gibidir. Yüzeyinde küçük bir yara görülürken derinlere doğru ilerlediğimizde çok büyük yaralar ortaya çıkabilir. Ayak içten içe kemik erimesiyle bile yüz yüze gelmiş olabilir. Yaranın cinsine göre alınan tedbirler de farklılaşır. Sinir, damar veya iltihabın neden olduğu hasarlarda yaralara farklı yaklaşılır.
Sonuçta şeker dengesinin sağlanması, varsa enfeksiyon ile mücadele edilmesi, oradaki iltihaplı dokuların günlük olarak temizlemesi son derece önemlidir. Ayak yaralarının çok kısa sürede iyileşmeyecekleri de unutulmamalıdır. Bu nedenle açılan ayak yaralarının bakımı için hastalara ve yakınlarına eğitim verilmelidir. Çünkü tedavinin kalan kısmını bir yandan hastalar ve hasta yakınları tarafından tamamlanmaktadır.”
İçeriği Paylaşın