Diyabet Tedavisinde Yeni Bir Umut
Diyabet Tedavisinde Yeni Bir Umut
Bizi Takip Et
Güzin YILDIZCAN
ABD’li bilim adamlarının Diyabet hastalığı tipleri arasında en zor tedavi edilen ve en tehlikeli olan Diyabet Tip-1 hastalığının tedavisinde çığır açacak bir kök hücre yöntemi geliştirildiği, bir süre önce dünya kamuoyuna duyurulmuştu.
Yapılan açıklamada, Amerikalı bilim adamları tarafından yapılan araştırmada, pankreaslarına kendi kök hücreleri nakledilen hastaların insülin ya da başka bir ilaca ihtiyaç duymadan hayatlarını sürdürmeyi başardıkları belirtilmişti. Brezilya’nın Sao Paulo Üniversitesi’nde 15 hasta üzerinde yapılan araştırmada 13 kişi üzerinde çalışmanın başarılı olduğu duyurulmuştu.
Türkiye’de de benzer çalışmalar yürütülüyor. Diyabet Tip -1 hastalarının kök hücre ile tedavisi için araştırma çalışmaları yapan Kocaeli Üniversitesi Gen Tedavileri Araştırma ve Uygulama Merkezi (KÖGEM) Müdürü ve Sağlık Bilimleri Enstütüsü Kök Hücre Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erdal Karaöz, 10-15 yıl sonra hastalığın kesin tedavisinin bulunmuş olacağını umut ediyor.
Hayvan deneyinde pankreastan elde edilen kök hücreleri insülin üreten hücreye dönüştürmeyi başaran Prof.Dr. Erdal Karaöz ile 12-16 Mayıs tarihinde Antalya’da düzenlenen 46. Ulusal Diyabet Kongresi’nde sohbet ettik.
Diyabet tedavisinde pankreas naklinin sıklıkla kullanılabilir bir seçenek olmadığını, kadavradan adacık pankreas transplantasyonunun ise ömrünün 2-3 yıl sürdüğünü vurgulayan Prof. Dr. Erdal Karaöz, kök hücre nakli yönteminde de yüzde 100 başarılı olunamadığını belirtiyor.
Kök hücre nakliyle ilgili, hala pazılın eksik parçaları olduğunu söyleyen Prof. Dr. Karaöz, “Biz de insülin üreten hücre yaptık ancak Diyabet Tip 1 tedavisinde son nokta bu olmayacak. Başka çözümler üretmeliyiz çünkü kök hücre naklinin de bazı sakıncaları olabilir” diyor.
Prof. Dr. Karaöz, diyabet Tip-1 hastalığının kesin tedavisi için; insan bünyesindeki bağışıklık sistemi hücrelerinin insülin üreten hücrelere saldırmasını engelleyen bir mekanizma yaratmak gerektiğini söylüyor.
Son dönemde bu alanda bilimsel çalışmalar yapan Prof. Dr. Karaöz, diyabet (şeker) hastalığının tedavisi için yapılan pankreas ve adacık naklinden kök hücre tedavisine, diyabet tedavisiyle ilgili kendisinin son çalışmalarından dünyadaki gelişmelere kadar tüm sorularımızı yanıtladı.
. Kocaeli Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü’ne bağlı Kök Hücre Anabilim Dalı ile ilgili bilgi verir misiniz?
“Türkiye’de kurulan ilk Kök Hücre Anabilim dalıyız. 2007 yılının Kasım ayında eğitime başladık. Şu anda benimle beraber 13 tane tam zamanlı araştırmacı, 4 part time olmak üzere toplam17 araştırmacının çalıştığı, 6 laboratuvardan oluşan bir Ar-Ge merkezimiz var.
2010 Eylül ayında 8 öğrenci ile lisans üstü eğitime başlanacak. Yine Türkiye’de ilk defa Kök Hücre ve Doku Yenilenmesi başlıklı lisans üstü düzeyde eğitim vermeye başlayacağız.
Ar-Ge Merkezimiz’de dördü TÜBİTAK olmak üzere 30’un üzerinde proje yürütülmekte. Birincil alanımız kök hücre ve doku mühendisliği; bugün modern tıbbın tedavi edemediği hastalıkların ileride tedavisine yönelik kök hücre araştırmaları yapıyoruz.
Örneğin; yapay rahim yapmaya çalışıyoruz, sperm elde etmeye çalışıyonuz, yumurta hücresi, sperm hücresi üretmek üzere araştırmalar yapıyoruz. Tip 1 Diyabet hastalığının kök hücre ile tedavisiyle ilgili yoğun çabalarımız var. Aslında tüm dünyada bu tür çabalar var ama bizim metadolojilerimiz farklı.”
. Tip - 1 Diyabet ve insülin tedavisi nedir?
“Tip 1 diyabetin henüz kesin tedavisi yok, bu tür hastalar insülin bağımlısı olarak yaşamaktalar. Hastalığın oluşma nedeni şöyle; vücudumuzu koruyan savaşçı hücreler, bir nedenden dolayı pankreastaki insülin üreten hücreleri yabancı hücre olarak algılayıp onlara saldırıyor ve öldürüyor. Böyle olunca pankreastan insülin salgılanamıyor. O kişiler ejenksiyon yaparak insülini dışarıdan alıyorlar.”
. Diyabet hastalığının tedavisine yönelik olarak yapılan çalışmalar nelerdir?
“Hastalığın kesin tedavisi yani diyabet Tip 1 hastalarının insüline bağımlı olmadan hayatlarını sürdürmeleri için birkaç tedavi yöntemi var.
1- Pankreas nakli.
2- Kadavradan adacık pankreas transplantasyonu.
3- Kök hücre nakli.
Yöntemlerin bazılarının uygulanabilirliği çok düşük, bazıları ise halen araştırma aşamasında.”
PANKREAS NAKLİ, KULLANILABİLİR BİR SEÇENEK DEĞİL
. Diyabet hastalarına pankreas nakli nasıl ve hangi durumlarda uygulanabiliyor?
“Diyabet hastalıklarında hastalık kontrol altında tutulamadığı durumlarda diyabete bağlı olarak böbrekte komplikasyonlar gelişmeye başlıyor. Böyle vakalarda böbrekle birlikte pankreas nakli yapılıyor yani her ikisi bir arada yapılmış oluyor.
Ancak bu çok kolay bir tıbbi tedavi yöntemi değil. Şöyle ki, pankreas vericisi bulmak çok zor; organ bağışı yoluyla kadavradan nakil yapılıyor. Diyelim ki buldunuz, pankreasın sağlıklı ve kullanılabilir olması lazım. Pankreas; böbreğe, kalbe göre çok daha dikkatli olunması gereken çok daha hassas bir organ. Dolayısıyla pankreas nakli kullanılabilir bir seçenek değil.”
. Kadavradan adacık pankreas transplantasyonundan söz ettiniz. Adacık nedir?
“Pankreasın yüzde 98’i ekzokrin pankreastan oluşuyor. Ekzokrin pankreas, sindirim enzimlerini üreten pankreastır. Pankreasın yüzde 2’si ise endokrin pankreas dediğimiz pankreastan oluşuyor, buna adacık pankreas diyoruz. Adacık pankreas içinde şeker metabolizmasını düzenleyen hücreler vardır.
Adacık içinde de alfa, beta dediğimiz ve diğer isimlerde hücreler var, bu hücreler insülin salgılayan hücrelerdir. Besinlerle aldığımız karbonhidratlar ve benzeri gıdalar metabolizma içinde şekere çevirilir ve şeker; karaciğer, kalp, kas vs hücrelere girmesini sağlayan bir hormon üretimi söz konusudur. İşte pankreas adacıkları sözünü ettiğimiz hormonu yani insülini üretir. Tip 1 diyabetlilerde bu hücreler olmadığı için insülin üretilememektedir. Dolayısıyla diyabet yani şeker hastaları insülini dışarıdan almak zorunda kalıyorlar.
Bu durumda insülin bağımlılığını ortadan kaldırmak için 2000 yılından beri adacık nakli deneniyor.”
PANKREASTAN ADACIK NAKLİNİN ÖMRÜ 2-3 YIL SÜRÜYOR
. Adacık nakli nasıl yapılıyor, başarı oranı nedir?
“Kadavradan pankreas alınıyor; endokrin pankreas uzaklaştırılıyor, geri kalan adacıklar tip 1 diyabetlinin karaciğerine yerleştiriliyor. Sonuç ilk 1 yıl çok iyi, 2. ve 3. yıllarda sorun çıkmaya başlıyor ve 5. yılda hasta, başladığı noktaya geliyor.
Çünkü adacıklar nakledikleri yeri sevmiyorlar dolayısıyla nakledilen hücreler 3-4 yıl sonra ölüyor. Bu durumda her 3-4 yılda bir adacık nakli yapılması gerekir ki sürekli kadavradan alıp adacık nakletmek de olası bir durum değil ve maliyeti de yüksek. Bu sistem dünyada 44 merkezde uygulanıyor. Türkiye’de uygulaması yok. Sadece deneysel hayvan çalışmaları var.”
. Bu durumda, sözünü ettiğiniz tedavi seçeneklerinden geriye kök hücre nakli kalıyor. Kök hücre naklinin şu an geldiği nokta nedir?
“Bilim insanları, ‘insanın kendi kök hücresinden alalım ve laboratuvar ortamında adacıklar yapalım, daha sonra yine hastaya nakledelim’ fikrinden yola çıktılar.
Bu yöntemde de yüzde 100 başarılı olunamadı. Zaten bir insana yetecek kadar hücre üretilmedi henüz. Pazılın eksik parçaları var hala; ne biz, ne de dünyadaki diğer bilim insanları bu çalışmaları tamamlamış değil.
Biz de insülin üreten hücre yaptık ancak Diyabet Tip 1 tedavisinde son nokta bu olmayacak. Başka çözümler üretmeliyiz.
Çünkü kök hücre naklinin de bazı sakıncaları olabilir. Şöyle ki, Tip 1 diyabet hastasının kendi kök hücresini alıyorsunuz ve laboratuvarda Adacık üretip tekrar kendisine naklediyorsun. Bunun altında gernetik bir problem varsa, yani kişinin bağışıklık sistemi hücreleri yine saldırıya geçecektir, dolayısıyla kesin çözüm olmayacak.”
. Diyabet tedavisinde son nokta yani kesin ve kalıcı tedavi yöntemi ne olacak sizce?
“Bilim insanları; diyabetli kişinin kendisinin kemik iliğinden ya da yağ dokusundan ya da başka bir doku veya organından elde edecekleri hücrelerle laboratuar ortamında insülin üreten hücreleri yapıp yine hastaya nakledip hastanın sağlığına kavuşmasını hedefliyorlar.
Başta ABD olmak üzere Avrupa ülkelerinde bu çabalar var, henüz başarılmadı ama 10 yıl içinde başarılma umudu taşıyorum.”
“KANSERE ODAKLANIP ORADAKİ MEKANİZMALARI ÇÖZERSEM, İPUCU YAKALARSAM DİYABETTE DE BU VERİLERİ KULLANABİLİRİM”
. Sizin diyabet tedavisiyle ilgili son çalışmalarınız ve geleceğe yönelik çözüm önerileriniz neler?
“Öncelikle hücre sistemini anlatmalıyım. İnsan vücudunda insülin üreten hücreler var, bir de o hücrelere saldıran savaşçı hücreler (bağışıklık sistemi hücreleri) var, üçüncü olarak da bu iki hücreyi birbirine tanıtan hücreler var. Normal işleyişti tanıtıcı hücrelerin görevi, yabancı ve zararlı hücreleri bağışıklık sistemi hücrelerine yani savaşçı hücrelere tanıtarak saldırı emri vermek.
Ama bazı bünyelerde tanıtıcı hücreler, insülin üreten hücreleri, yanlış tanımlayarak zararlı gibi algılıyor ve bağışıklık sistemi hücrelerine ‘saldır’ emri veriyor. Bu sistem içinde yapmamız gereken, savaşçı hücrelerin yararlı hücrelere saldırmasını engelleyen bir mekanizma yaratmak.
Çünkü savaşçı hücreleri yani bağışıklık sistemi hücrelerini yok etme seçeneğini kullanamayız. Bunu yaparsak bağışıklık sistemi çöker. İnsan bünyesinde oluşacak basit bir enfeksiyon ölümle sonuçlanır. O halde yapılması gereken şu; tanıtıcı hücreyi durdurursam, savaşçıya insülin hücresini tanıtamayacak.
Bu mekanizma kanserde de böyle çalışıyor. Tanıtıcı hücre, kanserli hücreyi zararlı bir hücre olarak tanımıyor, tanısa yok edecek. Ben kansere odaklanıp oradaki mekanizmaları çözersem, ipucu yakalarsam diyabette de bu verileri kullanabilirim.
Kök hücreyi tanıdıkça, hücreyi daha iyi anlamaya başladık, hücreyi anladıkça da hücrenin gücüne daha fazla inanmaya başladık. Bugün bilimde ‘Hücresel Tedaviler” diye bir alt başlık var. Yani hastalıkları hücrelerle tedavi etmek. Bazı hasta, bazı hastalıklarda bununla tedavi olabilecek. Bu tedavi yöntemine de ‘Kişiye Özel Tedavi’ deniliyor.
Son olarak şunu söylemek isterim, kanser bir kök hücre hastalığıdır."
İçeriği Paylaşın