Diyabette Kan Şekeri Takibi

Diyabette Kan Şekeri Takibi

Diyabette Kan Şekeri Takibi

Bizi Takip Et


Ömür boyu süren kronik bir hastalık olan diyabette kan şekerinin kontrol altında tutulması büyük önem taşıyor. Diyabetli hastaların günde üç- dört kez, evde kendi kendilerine kan şekerlerini ölçmeleri gerekiyor. ASM Diyabet Kliniği`nde hastalara, dijital kan şekeri ölçüm cihazlarının nasıl kullanılması gerektiği bilgisi tüm ayrıntılarıyla veriliyor.

Diyabet, tüm dünyada en sık görülen endokrinolojik hastalık. Yakın zamanda ülkemizde yapılan büyük ölçekli çalışmalar, toplumdaki sıklığının yüzde 7, diyabet öncüsü olabilen glikoz tolerans bozukluğunun da yüzde 6 olduğunu gösteriyor. Yani ülkemizdeki her 20 kişiden biri diyabetli, öte yandan her 10 kişiden biri de ya diyabetli ya da diyabet olma riski taşıyor.

Yaşla birlikte sıklığı artan bir hastalık olan diyabetin bir özelliği de ömür boyu sürmesi. Bu nedenle diyabet tanısı alan bir kişinin hastalığını iyi tanıması ve onunla birlikte yaşamayı öğrenmesi gerekiyor. Pankreastan salgılanan insülin hormonunun hedef hücrelere etkinliğinde azalma nedeniyle şekerin kanda yükselmesi olarak açıklanabilecek diyabet hastalığında, kan şekerinin kontrol edilmesi son derece önemli. Diyabetli birey, kan şekerini ilaç tedavisi, insülin tedavisi, beslenme ve egzersizle normal düzeyde tutmayı becerebilirse, bütün yaşamı boyunca diyabetin yan etkileri olan kalp ve damar hastalıkları, felçler, ayak kayıpları, körlük gibi istenmeyen rahatsızlıklardan uzak kalabilir; sağlıklı kişiler gibi yaşamını sürdürebilir.

KAN ŞEKERİ TAKİBİ

Diyabetin kontrol altında tutulmadığı takdirde insan yaşamını kısaltan bir hastalık olduğuna dikkat çeken Anadolu Sağlık Merkezi Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Dr. Özay Tiryakioğlu, "Diyabet, sadece çok su içme, çok idrara çıkma gibi günlük hayatı zorlaştıran özelliklerinden dolayı tedavi edilen bir hastalık değil. Bu tarz şikayetler hastanın hayatını fazla etkilemiyor. Şeker hastalığının, suyun altında buzulun büyük parçası gibi bekleyen komplikasyonları var. Bu komplikasyonlar, kan şekerinin iyi kontrol edilememesi sonucu ortaya çıkıyor. Aslında şeker hastalığının vücuda verdiği zararları büyük ve küçük damar hastalıkları olarak ikiye ayırmak gerekir. Büyük damar hastalıkları yani makrovasküler komplikasyonları, diyabetin en başta kalp damar hastalıkları olmak üzere beyin damar hastalıkları, periferik, kol bacak damarlarının tutulmasına bağlı damar hastalıkları gibi büyük bir grubu içeriyor. Öte yandan küçük damar hastalıkları yani mikrovasküler komplikasyonları ise göz dibi, böbrek damarı, sinirleri besleyen küçük damarların tutulmasına bağlı nöropati gibi komplikasyonları oluyor. Sinirlerin tutulmasına bağlı olarak felçler, adale güç kayıpları, duyu ve his kaybı gibi hayatı şiddetli etkileyebilen, bazen hastayı yatağa bağlı hale getiren ciddi komplikasyonlar bunlar" diyor.

Dr. Tiryakioğlu, kan şekerinin kontrolünde diyabetlinin eğitiminin son derece önemli olduğuna dikkat çekerek, yapılan çalışmaların iyi bir diyabet eğitimi verilen hastaların kan şekerlerinin normal ya da normale çok yakın olabileceğini gösterdiğini söylüyor.

ASM Biyokimya Uzmanı Dr. İnci Karaarslan, "Özellikle Tip 1 diyabet dediğimiz çocukluk çağı diyabeti ve gebelik diyabetinde kan şekerinin kontrolü çok önemli. Bu kişilerin hastaneye gelmeden, günde üç dört kez, evde kendi kendilerine kan şekerlerini ölçmeleri gerekiyor. Bunun için de glukometre dediğimiz, dijital kan şekeri ölçüm cihazlarını kullanıyorlar. Bu cihazların doğru kullanımı önemli. Eğitimlerimizde glukometre nedir, alırken ve kullanırken nelere dikkat edilmeli, kullanımda ne gibi sorunlar yaşanabilir, ölçülen düzeylerin doğruluğundan nasıl emin olunur gibi konularda bilgi vermek ve hatta konuyu bir aşama daha ilerletip hastaların evde yaptıkları ölçümlerin doğru olduğunun bizim tarafından da kontrolünü yapmak istiyoruz" diyor.

CİHAZIN AYARLANMASI

Evde kan şekeri ölçüm cihazlarının zaman zaman kontrolünün yapılması gerektiğini ifade eden Dr. Karaarslan, rutindeki uygulamayı şöyle tarif ediyor: "Satın aldığınız cihazın şeker ölçüm stripleriyle birlikte bir adet kalibratör veriliyor ve o kutudaki şeker striplerinin ölçümleri bu kalibratörle ayarlanıyor. Kullanıcılar genellikle bu işlem yapıldıysa cihazlarının vereceği sonucun da doğru olacağına inanıyorlar. Oysa bu aslında sadece elektronik bir ayar, yani cihazın elektronik yönden doğru çalıştığını teyid etmiş oluyorsunuz. Test sonucunun doğru olması için ise sadece cihazın elektronik açıdan doğru çalışması yetmez. Şeker stribi de doğru çalışmalı, yani üretim hatası olmamalı, son kullanım süresi geçmiş olmamalı, kapağı açık ve nemli ortamda kalıp bozulmuş olmamalı vs. Buna bir de hastanın ölçüm cihazını doğru kullanmayı biliyor olmasını eklemek gerek. Yani cihaz ve strip ikisi birden doğru çalışacak ve hasta da ölçümü teknik yönden doğru yapıyor olacak. Bu şartların üçünün de var olduğunu kontrol etmek için şeker ölçüm cihazımız ile içindeki glukoz düzeyi bilinen ve kontrol çözeltileri adı verilen sıvıları kan örneği imiş gibi ölçüp, sonuçların olması gereken aralıkta olup olmadığına da bakmamız gerekli. Bu kontrolleri hasta hem belirli aralıklarla düzenli olarak, hem de çok yüksek ya da çok düşük bir değer aldığında, özellikle de bu beklemediği bir değerse, sonucunu doğrulamak amacıyla yapmalı. İçinde 250-300 mg/dl aralığında glukoz olduğu bildirilen kontrol sıvısında cihazın okuduğu sonuç da bu aralıkta ise, o zaman her şey doğru çalışıyor ve ölçtüğüm glukoz değeri benim gerçek kan şekeri değerimdir diyebiliriz."

Bu kontrollerin düzenli yapıldığının kaydının tutulması için hastalara birer kart verileceğini söyleyen Dr. Karaarslan, "Hastalar polikliniğe geldikçe, şeker ölçüm cihazlarının kullanımı ve dikkat etmeleri gereken noktalar yanında yukarıda bahsedilen kontrolleri de nasıl, hangi koşullarda, hangi sıklıkta yapmaları gerektiğini öğreteceğiz. Hem cihazı doğru kullandıklarını ve kontrolleri doğru yapabildiklerini görmek, hem de cihazlarının kontrol edildiği ve doğru sonuçlar verdiğinin kaydını tutmak için işlemi senede iki kez de bizim gözetimimizde yapmalarını isteyecek, gerekiyorsa eğitimlerini tekrarlayacak ve sonuçları da kartlarına işleyeceğiz" diye konuşuyor.

Dr. Karaarslan evde kan şekerini kendi kendine takip eden hastaların tutarlı ve karşılaştırılabilir sonuç alabilmeleri için mümkün olduğunca aynı yerden kan almalarını, cihazlarını ve kullandıkları stribin markasını değiştirmemelerini öneriyor. Hastaların düştükleri yanılgılardan birinin de, evde kendi cihazlarında yaptıkları ölçüm ile laboratuvarda yaptıkları ölçümün aynı olmasını beklemek olduğunu söyleyen Dr. Karaarslan şöyle konuşuyor:
"Cihazla yapılan ölçüm, laboratuvarda alınan ölçümden farklıdır. Farkın en önemli sebebi glukometre ile parmak ucundan alınan tam kandaki şeker düzeyinin ölçülmesidir. Laboratuvarlarda ise kan genellikle koldaki damardan alınır, kanın eritrosit, lökosit, trombosit dediğimiz şekilli elemanları ayrılır ve sıvı kısmı olan plazmadaki şeker düzeyi ölçülür. Bulunan değerler evde okunanlardan yüzde 10-15 düzeyinde daha yüksek olabilir, tokluk kanında bu fark daha da artabilir. Hasta bu konuda bilgilendirilmezse gereksiz yere cihazını veya laboratuvarını değiştirmeye kalkabilir."

Dr. Karaarslan, evde kan şekeri ölçüm cihazlarının kullanımı ve kalibrasyonu ile ilgili ince detayların eğitiminin de genellikle verilmediğini ve dikkat edilmesi gereken unsurların vurgulanmadığını söyleyerek, ASM Diyabet Polikliniği`ndeki uygulamayı şöyle anlatıyor:
"Biz eğitimde yukarıda bahsedilen kontrol kavramı yanında, ölçüm yapmadan önce el yıkamanın önemi gibi basit bir işlemden bir strip paketinin içinden çıkan kalibratörün neden sadece o paket için kullanılabileceği gibi teknik kavramlara dek kullanımla ilgili önemli noktalar konusunda hastanın bilgilenmesini sağlamayı amaçlıyoruz."

ÜÇ AYLIK KAN ŞEKERİ TAKİBİ

Dr. Karaarslan, kandaki şeker düzeyinin çok düşmesinin de, çok yükselmesinin de ciddi sonuçlar doğurduğunu, bu iniş çıkışların önlenmesinin ve kan glukoz düzeyinin olabildiğince hep normal/normale yakın düzeylerde tutulması gerektiğini belirterek şöyle konuşuyor:
"Şeker düzeyinin diyabetlilerde de, sağlıklı bireylerde olduğu düzeyde tutulması gerekir. Bunu takip etmek için üç aylık kan şekeri kontrolü adı verilen HbA1c değerine bakılır. Kanın kırmızı küreleri içinde bulunan hemoglobin kandaki şekeri bağlar. Şeker ne kadar yüksek ise bağlanan şeker miktarı da o kadar yüksek olur. Yani hemoglobininiz kan şekerinizin üç aylık ortalama seyrini bir kayıt aleti gibi saklar. Kanın kırmızı kürelerinin ve dolayısı ile hemoglobinin yaşam süresi üç aydır, üç ay sonra yıkılır. Biz HbA1c düzeyini ölçtüğümüzde, hastanın son üç ay içindeki kan şekerinin ortalama ne düzeyde seyrettiği hakkında fikir sahibi oluruz. Hasta doktora gideceğini bilerek son bir hafta içinde diyetine çok dikkat ederse, randevusu olan gün kan şekeri düşük çıkabilir ama HbA1c değeri yüksek ise aslında son üç aydaki kan şekeri seyri iyi gitmemiştir ve böbrek, kalp, sinir gibi dokuları da kanı gibi normalden yüksek düzeyde şekere maruz kalmıştır. Bu durum, Dr. Tiryakioğlu`nun da değindiği kalp ve damar hastalıkları, felçler, ayak kayıpları, körlük gibi istenmeyen sonuçlarının ortaya çıkmasına neden olacaktır. Bu test tedavideki hedefine ulaşmış hastalarda senede iki kere, ilaç değiştiren veya tedavideki hedefe henüz ulaşamamış hastada ise senede 4 kere ölçülerek kan şekerinin sürekli kontrol altında tutulması sağlanmaya çalışılır."

Dikkat Edilmesi Gerekenler

İşlem kullanım kılavuzunda ve eğitimde anlatılan noktalara dikkat edilerek yapılmalıdır.
Cihaz düzenli olarak, kullanım kılavuzundaki bilgilere göre temizlenmelidir.
Kalibrasyon stribi ile şeker striplerinin lot numaralarının birbirine uygun olup olmadığı mutlaka kontrol edilmelidir.
Stripler uygun koşullarda saklanmalı, kapağı açık kalıp nem almamalıdır.
Son kullanım tarihi geçmiş stripler kullanılmamalıdır.
Cihazın ve ölçüm çubuklarının doğruluğu düzenli olarak kontrol sıvıları ile
denetlenmelidir.
Ölçüm yapmadan önce eller, sabunlu su ile yıkanmalıdır. Temiz olmayan, şeker, tatlandırıcı gibi maddelerle temas etmiş elde yapılan ölçüm doğru sonuç vermeyebilir.
Parmak delindikten sonra fazla sıkılmamalıdır. Sıkılırsa açığa çıkan doku suyu kan ile karışarak kanı sulandırır, gerçekte olduğundan daha düşük değer okunabilir.
Cihaz elektronik olduğu için çarpma ve düşmelerden korunmalıdır.
Kan şekeri ölçüldükten sonra sonuç günlük kayıt defterine kaydedilmelidir.
Normal değerler ne olmalıdır?

Koldan venöz kan alınarak bakılan plazma glikozu açlıkta 80-100 mg/dl normal değerler olarak kabul edilir.
2. saat tokluk değerleri 80-140 mg/dl arasındaki değerler sağlıklı insan normal değerleridir.
Sağlıklı insanda kan şekerinin düşük olduğunun kabul edildiği değer 60 ve altıdır.
60-80 aralığı güvenlik aralığıdır. Pek çok laboratuvar açlık kan şekerini
60-100, tokluk kan şekerini ise 60-140 arasında alır.
Kaynak: Anadolu Sağlık Merkezi web sitesi
(www.anadolusaglik.org)


İçeriği Paylaşın