Duygusal Vampirler: Enerjimizi Tüketen İnsanlar
Bizi Takip Et
“İlk bakışta kusursuz görünen, tanıdıkça tam bir karmaşa oldukları ortaya çıkan insanlarla karşılaştınız mı? Ucuz bir neon lambası gibi bir sönüp bir parıldayan ışıklarıyla kör oldunuz mu?
Geceleri kulağınıza büyülü sözler fısıldayıp, gün doğmadan hepsini unutan bir sevgiliniz olmadı mı yaşamınızda?…”
Duygusal Vampirler – Kanımızı Kurutan İnsanlarla Başa Çıkmanın Yolları” isimli kitabı elime aldığımda açtığım sayfadaki bu sözler dikkatimi çekti. Hızla okumaya devam ettim:
“… Duygusal vampirler önce içinize sızar, sonra içinizi boşaltırlar… İlk bakışta sıradan insanlardan daha iyi görünürler. … Onları yaşamınıza davet eder, sizi boynunuzda bir ağrıyla, kanınız emilmiş, cüzdanınız bomboş ya da kalbiniz kırık bırakıp, gecenin içinde yitene kadar da yanlışlarını fark etmezsiniz. Hatta kendinize sorarsınız, suç onun muydu, benim mi? İşte, duygusal vampirler…”
Albert Bernstein, Alfa Yayınlarından çıkan kitabında da belirttiği gibi duygusal vampirler gerçekten de heryerde… Evde, işyerinde, gönüllü çalıştığınız dernekte, okulda, spor salonunda… Kimi zaman yatağınızda, kimi zaman uçaktaki yan koltuğunuzda, kimi zaman da ofiste karşı masanızda…
Sizinle her buluştuğunda saatlerce dertlerini anlatan; sevgilisinden, patronundan, çalışma arkadaşlarından yakınan, yaşamla, aslında daha doğrusu kendisiyle kavgalı arkadaşınız…
Yaptığınız tüm fedakarlıklara rağmen bir türlü mutlu edemediğiniz, siz verdikçe daha fazlasını isteyen kızınız, oğlunuz…
Sadece hastalıklarını, yalnızlarını anlatan, korkularıyla, evhamlarıyla yaşamınızı kabusa çeviren anneniz ya da babanız…
Tatil yapacağınız ülke, kent ve otelden tutun da oturacağınız evin dekorasyonuna, gideceğiniz filmin hangisi olacağına kadar hep kendi arzusunun olmasını isteyen, aksi takdirde sitemkar sözleriyle, asık suratıyla, kaprisiyle sizi canından bezdiren eşiniz…
Girdiği işlerde iki aydan fazla çalışamayan, ailesine bakamadığı için hep destek olmak zorunda kaldığınız, tembel, sorunlu, geçimsiz ağabeyiniz, kardeşiniz kayınbiraderiniz…
Alkol ya da madde bağımlısı olan, tedavi olmayı kabul etmeyen, çalışamayan, evin geçimini omuzlarınıza yıkması yetmiyormuş gibi sizi fiziksel şiddetiyle hırpalayan kocanız…
Duygusal vampir tanımlamasına aslında ne kadar uyuyorlar değil mi? Hep başkalarını memnun etmek için yaşamak, onların rüzgarlarıyla savrulup durmak, göklerde uçtuğunuzu sandığınız bir anda kendinizi yere çakılmış bir vaziyette bulmak sizi de emim yoruyordur,.
Albert Bernstein, kitabında psikologların “duygusal vampirleri” kişilik bozukluğu rahatsızlığı çeken insanlar diye tanımladıklarını söylüyor. Vampirleri anti sosyal, dramatik narsist, obsesif-kompulsif ve paronayak vampirler olmak üzere sınıflandırıyor. Bernstein’e göre, vampirlerin ortak özelliklerini arasında bencillik, kuralları hiçe saymak, hatasını kabul etmemek, istediği olmayınca huysuzluk yapmak başı çekiyor. Duygusal vampirlerin bir diğer özelliği ise arzuladıkları şeylerin hemen olması için duydukları sabırsızlık ve hoşgörüsüzlük…
Peki, duygusal vampirlerle yaşamak nasıl etkiliyor bizleri? New Age Yayınları’nın benzer konuyu ele alan “Enerjimizi Çeken İnsanlar-Psişik Vampirler” isimli kitabında yazar Joe Slate bakın bununla ilgili neler söylüyor:
“ Özellikle bazı kişilerin yanında kendinizi aşırı derecede yorgun hissetmeye başlıyorsanız, tehlike çanları çalmaya başlıyor demektir. Çünkü bu kişiler bilerek ya da bilmeyerek sizin auranızdan psişik enerjinizi çekmektedirler.”
Eğer siz de ister sevgiliniz, ister arkadaşınız, ister patronunuz, ister eşiniz, ister anneniz babanız ya da çocuğunuz olsun, birilerin ruhunuzu karanlıklara sürüklediğini, enerjinizi tükettiğini hissediyorsanız, bu iki kitabı da okumanızı öneririm..
Sağlıklı ilişkiler kurabilmek ve sürdürebilmek için…
Herşeyden önemlisi ruh ve beden sağlığınız için…
İçeriği Paylaşın