Ebeveynler Dikkat! Çocuk ve Ergenlerde Salgın İle İlgili Suçluluk Duygusu Gelişmesin

Ebeveynler dikkat! Çocuk ve ergenlerde salgın ile ilgili suçluluk duygusu gelişmesin. Covid-19 ile birlikte salgının bulaş etkileri özellikle çocuklar ve ergenle üzerinde baskıcı bir korku etkisi yarattı. Çocuk ve gençlerin saat sınırlamaları, yetişkinlere göre bulaş riskinin iki katından fazla olması ve benzeri sebepler, onları ebeveynlerine karşı hastalık sebebiyle daha da sorumluk kıldı.

Ebeveynler Dikkat! Çocuk ve Ergenlerde Salgın İle İlgili Suçluluk Duygusu Gelişmesin

Bizi Takip Et


EBEVEYNLER DİKKAT! ÇOCUK VE ERGENLERDE SALGIN İLE İLGİLİ SUÇLULUK DUYGUSU GELİŞMESİN

Peki, bu sorumluluk duygusu onlarda ne gibi duygusal etkiler yaratıyor? Bilmeden sebep olma korkusunun yarattığı endişe ve kaygı duygusu, gelişimlerini gelecek günlerde etkilememesi için Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Uzman Psikolog Nazlı Özdemir Keklik açıklamalarda bulundu.

Tüm dünyayı etkileyen ve ölümcül etkileri olan salgında korku ve kaygı gibi olumsuz duyguları hissetmek normaldir.  Ancak çocuk ve ergenlerin bu daha önce hiç tanımadıkları, bilmedikleri duyguyla yaşarken, gelişimlerini etkilemesine engel olmak için neler yapılmalı, onlarla nasıl konuşulmalı?

ANNE VE BABALARIN KÜÇÜK VE ERGEN YAŞTAKİ ÇOCUKLARINA SALGIN ÖNLEMLERİ İLE YAKLAŞIMI NASIL OLMALI?

Her duygu ve davranış gibi bu duygular aşırı ve sürekliye kaçmadığı sürece normal kabul edilir.  Belli düzey de kaygı ve korku, tehlikeli olabilecek durumlar karşısında önlemler almamıza, hem kendimizi hem çevremizi korumamızı sağlar. Duygu-durumu yetişkinler kontrol altında tutabilirken, çocuklar bu durumu dengede tutamayabilirler. Bu süreçte erken yaştaki çocuklara ve ergenlere aktarılırken doğru bir tutum ve duygulanımla aktarmak gerekir. Çocuklara bu dönemde kaygılanmalarının veya korkmalarının normal olduğunu, kaygı ve korkunun bizi korumak için beynimiz tarafından ortaya çıktığı ve önlem almamıza sebep olduğunu onlara uygun olabilecek şekilde anlatılmalıdır. Konu ile ilgili bilgi verirken güven verici, dürüst ve yaşına uygun bir şekilde doğru bilgilerle ifade edilmelidir.  Bu hastalığın bulaşmaması için neler yapılabilir, nasıl korunulabilir gibi bilgileri kaygı ve korku uyandırmadan bilgilendirilmelidir.  Çocukların ve ergenlerin önünde bu gibi söylentiler ve doğrulanmamış bilgiler ile ilgili konuşurken daha dikkatli olunmalıdır.

SINIRLI SAAT UYGULAMALARI VE BÜYÜKLERİ ZİYARET SIRASINDA ÇOCUK VE ERGENLERİN DAVRANIŞLARINA NASIL ÖNERİLERDE BULUNMALI?

Sınırlı saat uygulamasının ve büyükleri ziyaretlerimizin kısıtlanması ile ilgili bilgileri verirken, onların merak ettiği hiçbir soruyu geçiştirmeden, cevapsız bırakmamak ve doğru bilgiler vermek çok önemlidir. Ne zaman isterse, aklı ne zaman karışsa ebeveynleriyle konuşabileceğini dile getirmek gerekir. Destekleyici olmalıyız. Bu kısıtlamaların onları ve çevremizi korumak için uygulandığını, endişe uyandırmadan anlatmak gerekir.

BULAŞ RİSKİNDEN DOLAYI KENDİLERİNİ SORUMLU HİSSETMELERİ/ HİSSETMEMELERİ KONUSUNDA NE TARZ İFADELER KULLANILMALI?

Rutinler çocuklar için büyük önem teşkil etmektedir. Olabildiğince eski düzen devam ettirilmeye çalışılmalıdır. Çocuklar ebeveynlerinin duyguları ve davranışlarından etkilenmektedirler. Bu sebeple çocukların olduğu yerlerde korku, kaygı ve panik içeren davranışları sergilememeli, sakin davranılmalıdır. Yaşlarına ve gelişimlerine uygun terimler kullanılmalıdır. Konu ile ilgili çokta önemli olmayacak detaylardan kaçınılmalıdır. Çocuklara ve ergenlere evlerinde güvende içerisinde olduklarını, alınan önlemlerin koruyucu olduğunu, bu durumla ilgili toplumun ve bizlerin çözüm olabilecek yapılabilecek şeyler olduğunu dile getirilmelidir.

AİLE BÜYÜKLERİNİN COVİD-19 SEBEBİYLE HASTALIK VE VEFATLARINDA KENDİLERİNİ SUÇLU HİSSETMEMELERİ İÇİN NASIL DAVRANILMALI?

Korona virüs salgınından etkilenmek için sadece tek bir etmen olmadığını, başka koşullar ile de bulaşma risklerinin olduğunu korku yaratmadan ifade edilmelidir. Bu enfeksiyonu taşıyan insanlara pek çok kişinin yardım ettiğini, sağlık çalışanlarının, hastanelerin, devletlerin ve toplumun elinden geleni yaptığı ifade edilmelidir. Bu durumlara daha fazla maruz kalmamaları için haber izleme süresi kısa tutulmalıdır. Korkutucu görüntüler içeren görsellerden uzak tutulmalıdır. Olumsuz yöndeki haberlere sizin denetiminiz olmadan karşı karşıya kalmaları önlenmelidir.

ÖNLEM ALIRKEN KULLANILAN KELİME VE CÜMLELERİN SEÇİMİ NASIL OLMALI?

Özellikle küçük yaştaki çocuklara aynı konuşmaları tekrar tekrar konuşmamız gerekebilir.  Bazı bilgileri benimsemek veya güvenmek adına aynı soruları sık sık sorabilirler. Kaygının artmasına en çok sebep olan durumlardan birisi de belirsizliktir. Öncelikle çocukların bu konu ile ilgili ne bildiğini ve düşündüğünü öğrenmek ve ondan sonra doğru bilgiyi aktarmak gerekir. 3-6 yaş grubu virüs, mikrop gibi göremedikleri soyut kavramları ve canlıları idrak etmekte ve anlamlandırmakta zorluk yaşayabilirler.  Bu konular ile ilgili olarak anlayabilecekleri bir dilde bilgi verilmelidir. Zararlı mikroorganizmaların yanı sıra, yararlı mikroorganizmalarında olduğu anlatılmalıdır. Bilgilendirmelerin sonrasında doğru hijyen kuralları da hem sözlü hem de davranışsal olarak göstermemiz gerekmektedir. El yıkama ve hijyen gibi önlemleri anlatırken de abartılmadan anlatılmalıdır. Çocuklar ve ergenler kendileri istemedikçe ve hazır hissetmedikleri sürece konuşmak için zorlamamalıdır. Küçük yaş grubundaki çocukların durum hakkında bilgileri yoksa bizler özellikle konuyu açarak bilgilendirme yapmak gereksiz kaygılanmalarına sebep olabilir. Soyut kavramları henüz daha gelişmemiş çocuklarda, hastalık hakkında bilgilendirme yapmak için oyun oynarken veya bir aktivite sırasında oyun içerisinde bilgiler verilebilir. Korona virüs ile ilgili sürekli olarak konuşmak isteyen çocuklarda ise  bu konuyu yeterince konuştuktan sonra dikkatini dağıtmak, konudan uzaklaştırmak gerekebilir.  Ergenlik dönemindeki çocuklarda ise daha korkusuz, onlara bir şey olmayacağına dair inançlar gözlemlenebilmektedir. Durumu küçümseme, önemsememe, hastalığa yakalanmayacağına dair inançlar olabilir. Bu durumlarda dikkatlice dileyerek, tartışmadan süreç hakkında konuşulması gerekmektedir. Uygun bilimsel veriler paylaşılabilir ve bu konu ile ilgili temiz içerikli bilgiler okuması desteklenebilir.

BÜTÜN BU YAŞANANLARDAN DOLAYI GELECEK YAŞLARINDA ENDİŞE, KAYGI, ÜZÜNTÜ, SUÇLULUK DUYGUSU YAŞAMAMALARI İÇİN NASIL KONUŞULMALI, NELERE DİKKAT EDİLMELİ?

Öncelikle aile içerisinde çocuğun ve ergenin duygu ve düşüncelerini ifade edebileceği bir ortam yaratılmalıdır. Konuşmaya zorlamak yerine konuşmaları için başka alternatif yollar bulmaya çalışabiliriz. Küçük yaştaki çocuklar için bunu, oyun veya resim ile ifade etmeleri daha kolay olacağından bu yolu tercih edebilirsiniz. Duygularını, korkularını, endişelerini dile getirebildiği oyunlar kurmasını sağlayabilirsiniz.  Duygular ve düşünceler açığa çıktıkça bu duyguların yarattığı yük git gide azalacaktır. Onları destekleyici olarak daha önce başa çıktıkları sorunları hatırlatın. İçerisinde bulunduğumuz durumunda geçeceğini, üstesinden geleceğini dile getirin. Salgından sonra yapmak istediklerini, düşünce ve hayallerini dışarı çıkarmasını sağlayacak konuşmalar yapabilirsiniz. Kaygılandıklarında kendilerini güvende hissettikleri bir yer hayal etmesini isteyebiliriz. En önemlisi korkularını ve kaygılarını küçümsememeliyiz. Onları anladığımızı, ancak onların yanında olduğumuzu ve bunlardan korunmak için gereken şeyleri yapacağımızı, onunda bu süreçte bize yardımcı olabileceğini dile getirebiliriz.


İçeriği Paylaşın