EHEC Hastalığı Nasıl Başlıyor?
EHEC Hastalığı Nasıl Başlıyor?
Bizi Takip Et
Memorial Şişli Hastanesi Klinik Laboratuvarlar Koordinatörü Doç. Dr. Kenan Keskin, geçtiğimiz günlerde Avrupa ülkelerinde pek çok kişinin ölümüne neden olan EHEC’in su ve gıdalar ile bulaşan bir bakteri olduğuna dikkat çekerek, hastalıktan korunma yolları hakkında bilgi verdi.
İnsanlar ve sıcakkanlı hayvanların bağırsaklarında yaşayan ve adına “Normal bağırsak florası bakterileri” adı verilen bakteriler bulunmaktadır. Bunların en çok bilineni ise Escherichia coli (E.coli)’dir. Bu bakteri, bağırsakta hastalık oluşturmadan üreyip çoğalır.
Buna karşılık E.coli’nin bazı tipleri vardır ki onlar günümüzde Almanya ve diğer bazı Avrupa ülkelerinde ölümlerle seyreden ve bu nedenle kısa sürede dünya gündemine oturan salgın hastalığa yol açmakta. E.coli bakterici 5 0C-50 0C arsı sıcaklıkta üreyebiliyor. Bu kadar geniş bir sıcaklık aralığında üreyebilmesi etken lehine bir durum oluşturuyor.
BAĞIRSAK ENFEKSİYONU ŞEKLİNDE BAŞLIYOR
Bu hastalık ilk etapta kanlı ishal ile seyreden bir bağırsak enfeksiyonu şeklinde başlamakla birlikte bir kısım hastada böbrek yetmezliği ve kanın alyuvar adını verdiğimiz hücrelerinde yıkımla seyreden ve ölümcül olabilen, adına “Hemolytic uremic syndrome” (HUS) denilen bir hastalığa doğru ilerleyebiliyor.
Konunun dünya gündemine oturmasının esas sebebi etken bakterinin ve sebep olduğu hastalığın işte bu özelliği. Bu tiplerin başında ise O157 H7 tipi gelmekle birlikte bu hastalığa yol açtığı bilinen başka tipler de var. Nitekim Almanya’da tanı konulan bazı hastalardan O104 tipinin saptandığı bildirildi. Esas olarak salgınlarda O157 H7 tipinin etken olduğu, sporadik (bireysel) vakalarda ise diğer tiplerin etken olduğu söylenmekteydi ancak bu salgında henüz net bir şey söylemek mümkün değil. Bu konuda araştırmalar devam ediyor.
BAKTERİ ZEHİR ÜRETİYOR
Bu ölümcül hastalığa sebep olan E.coli tiplerini diğerlerinden farklı kılan en önemli özellikleri, bunların, “verotoksin” veya “shigatoksin” adını verdiğimiz, çok kuvvetli bir zehir üretebiliyor olmaları. Hastalık bu kuvvetli zehirin etkisiyle oluşuyor. İşte bu zehir üreten ve ürettiği zehir sayesinde insanlarda ölümcül hastalığa yol açan E. coli tiplerine bağırsakta kanama yapıcı E.coli anlamına gelen Entero-hemorajik E.coli (EHEC) adı veriliyor.
GIDALARA DİKKAT!
Bu bakteriler insanlara en sıklıkla yiyip içtiğimiz gıdalarla bulaşıyor. Son salgında Almanya’nın İspanya’dan ithal ettiği salatalıkların bulaşmadan sorumlu tutulmuş olmasından dolayı halk arasında “salatalık virüsü” olarak da anılıyor. Gerçi daha sonra bu tespitin doğru olmadığı ve salatalığın kaynak olmadığı açıklanmışsa da bu isim halen kullanılmaya devam ediyor.
Eğer kaynak salatalık olsaydı bile yine de bu adlandırma doğru olmazdı, çünkü hastalığın etkeni olan E.coli, virüs değil bakteridir. Bu bakteri insanlara, yedikleri çiğ sebze ve meyveler aracılığıyla bulaşabildiği gibi bunun yanında iyi pişirilmemiş et, tavuk ve süt ürünleriyle veya bakteriyi taşıyan hayvan ve insanlarla direkt temas yoluyla da bulaşabilir. Dolayısıyla bu hastalığın ve onun etkeninin salatalıkla sınırlandırılması konunun önemini azaltabilir ve yanlışlara neden olabilir.
İLK SALGIN 1982’DE ABD’DE YAŞANMIŞTI
EHEC dediğimiz bakterilerle oluşan ve kayıtlara geçmiş ilk salgın hastalık 1982 yılında ABD’de yaşanmıştı. EHEC ve hastalık yapıcı etkileri bu tarihten sonra tıp literatürüne girdi. Daha sonra bu konuda başka örnekler de gözlendi. 1996 yılında Japonya’da, bir okul yemeğinden yiyen çocuklar arasında ortaya çıkan salgında 9451 çocuk hastalanmış ve bu salgında kaynağın o yemekte yenilen turp salatası olduğu tespit edildi.
SALGINA NEDEN OLAN KAYNAKLAR
Şimdiye kadar gözlenmiş salgınlarda en sık sorumlu olan kaynaklar şunlardır:
· Az pişmiş hamburger
· Taze elma püresi (pastörize edilmemiş)
· Süt, yoğurt ve peynir (Pastörize edilmemiş)
· Et çeşitleri (İyi pişirilmemiş veya pastörize edilmeden hazırlanmış olanlar)
· Meyve ve sebzeler
· İçme ve kullanma suları
· İnsandan insana direkt temas ile
· Hayvanlarla direkt temas ile bulaşım gerçekleşmektedir.
ÇOCUKLAR VE YAŞLILARA ÖZELLİKLE DİKKAT EDİLMELİ
Hastalığın kuluçka süresi 3-8 gün değişmekte, vakaların çoğunda 3-4 gün arasında oluyor. Hastalığa en sık yakalananların küçük çocuklar ve yaşlılar olduğu bilinmekle birlikte halen devam eden salgında bilinenin tersine hastaların büyük bir çoğunluğunu 18 yaş üstü bireyler oluşturuyor.
Belki de bu salgında etken olan tipin O157H7 dışında bir alt tip olması bu durumdan sorumludur. Salgın zamanı dışında hastalığa yakalananların yüzde 3-7 kadar bir kısmında ölümcül olan HUS gelişmekteyken salgın zamanlarında hastaların yüzde 20’sinde HUS gelişmekte. HUS gelişen hastaların ise yüzde 5 kadar bir kısmın gelişip de iyileşen hastaların yaklaşık yüzde 50’sinde kalıcı böbrek hasarı oluyor. Yapılan araştırmalar, kronik böbrek yetmezliği olan çocukların önemli bir kısmında bunun daha önceden geçirilmiş HUS’a bağlı olduğunu gösteriyor. Konunun bu yönü de en az güncelliği kadar önemli.
KARIN AĞRISI, KUSMA VE ATEŞ GÖRÜLEBİLİR
Hastalığın başlangıç belirtileri, kramp tarzında karın ağrısı ve kanlı ishaldir. Bu belirtilere bulantı ve kusma ve ateşte eşlik edebilir. Hastalık 10 gün içerisinde iyileşir ama HUS gelişen hastalarda tablo giderek ağırlaşır, böbrek yetmezliği ve kan hücrelerinde yıkım meydana gelir.
Bu hastaların mutlaka hastanede ve durumun ciddiyetine göre yoğun bakım servisinde tedavi edilmeleri gerekir. Bilinçsiz ve doktor kontrolü dışında antibiyotik kullanımı, hastalığın gidişini olumsuz etkileyeceğinden bundan kaçınılması gerekir.
KİŞİSEL TEMİZLİK KURALLARINA UYUN
Bu hastalıktan korunmak için yapılması gereken en önemli şey gıda sanitasyonun iyi yapılması ve şahsi hijyen kurallarına çok iyi uyulmasıdır. Sanitasyon konusunda esas işi gıda endüstrisine düşmekte, düzenleyici ve denetleyici olarak ta ilgili devlet kurumlarının üzerine önemli görevler düşüyor.
Her yemekten önce ve tuvaletten çıktıktan sonra ellerin mutlaka sabunlu su ile güzelce yıkanması alınabilecek bireysel önlemlerin en kolay, en ucuz ve en etkin olanı. Bununla birlikte çiğ yenecek gıdaların çok iyi yıkanması, salgın tehlikesi olduğunda uygun yöntemler kullanılarak dezenfekte edildikten sonra tüketilmesi, pişirilerek yenilen yiyeceklerin ise iyi pişirilmesi, yemeğin her yerinin en az 70 0C veya üzerinde sıcaklığa ulaşmasının sağlanması gerekir.
İçeriği Paylaşın