Erkek Kısırlığının Tedavisinde Mikroçip Yöntemi

Erkek Kısırlığının Tedavisinde Mikroçip Yöntemi

Erkek Kısırlığının Tedavisinde Mikroçip Yöntemi

Bizi Takip Et


Sağlığım İçin Herşey’in Tüp Bebek-Kısırlık köşesinde, tüp bebek tedavisindeki son gelişmeleri ve Türkiye’de uygulanan tüp bebek tedavilerinin dünyadaki yerini Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tüp Bebek Merkezi Bilimsel Direktörü Prof. Dr. Erol Tavmergen anlattı. İşte çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin tüp bebek tedavisindeki gelişmelerle ilgili merak ettikleri…

TEDAVİDE BAŞARI ORANINI YÜKSELTEN GELİŞMELER

. Tüp bebek tedavisi ilk çıktığından beri neler değişti? Günümüzde böyle bir tedaviyi önerirken neleri dikkate alıyorsunuz?
“Dünyada ilk tüp bebek 1978’de doğdu. Türkiye’deki ilk tüp bebek de Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tüp Bebek Merkezi’nde 1989’da dünyaya geldi. Türkiye’de tüp bebek tedavisine başlandığında tedavi dünyada neredeyse biz de oradan başladık. Bugünkü tedavilere baktığımızda ne kadar iptidai koşullarda nasıl işler yaptığımızı görünce iyi tedaviler sunduğumuzu düşünüyorum. İlk başlarda tüp bebek tedavisi sadece tüpleri kapalı olan kadınlara uygulanıyordu. Sağlık Bakanlığı’nın çıkarttığı yönetmelikle tedavi ancak böyle yapılabiliyordu. Bugün ise gebe kalamayan herkese tüp bebek tedavisi uygulanabiliyor.

Uygulama yöntemleri içerisinde 1990’lı yıllardan sonra ülkemizde de yaygın kullanılan mikro enjeksiyon yöntemi başladı. Bu yöntem nedeni izah edilemeyen döllenme kusurlarında ya da erkek faktörü olan durumlarda can kurtarıcı oldu. Bu gerçekten tüp bebek tedavisi kadar büyük bir kilometre taşıdır. Bunun dışında genetik analizli tüp bebek uygulamaları 1990-2000’li yıllardan sonra artarak gündeme geldi. Bu da bize birçok farklı imkanlar sundu. Genetik hastalığı olan bazı çiftlerde, kendi kendine gebe kalabilirken dünyaya hastalıklı çocuk getirme riski olan çiftleri ayıklama fırsatımız oldu. Genetik analizle, kemik iliği aktarılacak bir çocuğa bir donör kardeş gerekiyorsa ona uygun bir donör kardeş yapabilmek için tüp bebek uygulamaya girdi.

Laboratuar ortamındaki, inkübatör denilen kuluçka makinelerindeki ve kullanılan ilaçlardaki büyük gelişmeler, başarı oranı önceden yüzde 10 olan tedaviyi günümüzde yüzde 40-50’lere taşımıştır.”

. İlk denemesi başarısızlıkla sonuçlanmış çiftlerde, ikinci-üçüncü denemelerde başarı şansı ne oluyor?
“İlk uygulamalarda kadının tedaviye verdiği cevap görülür; yumurtaların ve oluşan embriyonun kalitesi anlaşılır. Burada düzeltilebilecek bir olumsuzluk varsa ilaçlarla, indüksiyon protokolü ve laboratuar çalışmaları ile bunlar düzeltilir. Böylece ikinci ve daha sonraki uygulamalar için daha başarılı sonuçlar elde etme imkanı olur. Bunun yanı sıra her uygulamanın kendi şansı vardır. Ama toplamda bakıldığında üç ya da dört uygulamanın sonunda, uygun bir çiftin yüzde 70-80 oranında çocuk sahibi olabileceği öngörebiliyor.”

Prof. Dr. Erol Tavmergen

Prof. Dr. Erol Tavmergen

‘‘MİKROÇİP İLE BAŞARI YÜZDE 30 ARTTI”

. Erkek kısırlığının tedavisindeki yeni destekleyici yöntemlerden biri de mikroçip yöntemi dediniz. Bu yöntem özellikle hangi erkeklerde başarı sağlıyor?
“Mikroçip bazı Türk bilim adamlarının ortaya koymuş olduğu yeni bir uygulamadır. Harvard Üniversitesi’nde meslektaşlarımız bu konuda çalışmalar yaptı ve bir partner olarak da Ege Üniversitesi’ni seçti. Birlikte bir çalışma yürütüyoruz şu anda. Mikroçip uygulamasında konvansiyonel sperm ayıklama yöntemleri içerisinde bütün spermler çöktürülüyor daha sonra da hareketlilerin yüzmesini sağlayacak bazı teknikler uygulanıyor. Böylece en iyi, en hareketli sperm seçiliyor. Halbuki bunu yaparken kullanılan aletin sperme verdiği basınç hem DNA bütünlüğünün bozulmasına hem de serbest oksijen radikalleri adı verilen genetik şifreyi bozan bazı maddelerin ortaya çıkmasına neden oluyor. Doğada bu filtreleme, rahim ağzı akıntısı tarafından yapılıyor. İşte mikro akışkanlı çip bu işlem göz önüne alınarak oluşturulmuş bir yöntemdir. Dolayısıyla herhangi bir güç kullanımı yoktur. Spermler belli bir sistem içerisine bırakılıyor. Buradan da en hareketlileri, DNA bütünlüğü en iyi olanı cihazın belli bir bölgesinden aynen rahim içindeki tabakadan geçer gibi ince tüplerden geçerek sonunda bir yerde toplanıyor. Bu yerde elde ettiğimiz spermler en iyi durumda ve dölleme kapasitesi en yüksek olan spermler oluyor. Yaptığımız çalışmalarda özellikle tekrarlayan tüp bebek başarısızlıklarında gebe kalma başarısını yaklaşık yüzde 30 oranında arttırdığını gösterdi.”

MİKROÇİP TEKNİĞİNİN YAPILAMADIĞI ERKEKLER

. Hiç spermi olmayan erkeklere de bu yöntem uygulanabiliyor mu?
“Maalesef uygulayamıyoruz. Bu tedavide hareketli sperm gerekiyor. Çünkü sperm kendi hareketiyle gidip belli bir yerde toplanıyor. Dolayısıyla azo-spermi olan kişiler bugün için böyle bir teknikten henüz yararlanamıyorlar.”

. Azospermi yani hiç spermi olmayan erkekler için ne gibi tedaviler var?
“Onlar için de mikro enjeksiyon büyük bir kilometre taşıdır. Çünkü cerrahi yollarla erkeğin yumurtalığından dokudan sperm çıkartılabiliyor. Bu çıkartılan spermler de mikroenjeksiyonda kullanılabiliyor. Bu sayede de sperm verebilen erkeklere çok yakın oranda gebelik oranları elde edilebiliyor.”

EMBRİYO HAVUZU YÖNTEMİ HANGİ KADINLARA UYGULANABİLİR?

. Embriyo havuzu yöntemi nedir? Hangi nedenlerden dolayı çocuk sahibi olamayan çiftlere öneriyorsunuz?
“Bazı kadınların yaşı ileri ya da yaşı genç olduğu halde yumurtalıklarının fonksiyonları bir miktar kısıtlı olabiliyor. Böyle bir şekilde erken menopoza giren kadınlara yapılan yumurtlama tedavilerinden hep düşük yumurta cevabı alınıyor. Bu durumlarda yeni bazı yumurtlatma protokolleri var. Bir kadın hiç adet gördürülmeden, iki ya da üç kere ilaç kullandırılarak ve yumurta toplanarak bir buçuk ay içerisinde belli bir sayıda yumurta elde ediyor. Bu yumurtalar da mikro enjeksiyonla ya da tüp bebek yöntemi ile dölleniyorlar. Embriyo oluşturuluyor ve oluşan embriyolar uygun zamanlarda donduruluyor. Böylece bir buçuk ay içinde normalde bir-iki tane yumurtlayan bir kadından bu süre içerisinde sekiz-on tane yumurta elde edilebiliyor. Beş-altı tane de embriyo dondurulmuş oluyor. Bu da şansı arttırıyor. Özellikle yaşı ileri olanlarda bu embriyolar daha sonra çözülerek ve genetik analizleri yapılarak, genetik olarak iyi olan embriyo kadının rahmine yerleştiriliyor. Bu durumda gebe kalma potansiyeli, yaşı ileri bir kadında genç olduğu zamanlardaki gibi başarılı hale geliyor. Çünkü belli bir yaştan sonra en büyük sorun, elde edilen embriyoların kromozomal olarak kötü olmasıdır. Bu da gebe kalmayı büyük oranda engelleyen bir faktördür.”

“YUMURTA REZERVLERİ BAZI DURUMLARDA MUTLAKA KONTROL ETTİRİLMELİDİR”

. Yumurta dondurulmasını gerektiren başka ne tür durumlar olabiliyor?
“Yumurta hücresi insanın en büyük hücresidir. Yumurta dondurma genelde çok başarılı bir teknik değildi. Ama son senelerde geliştirilen yöntemlerle çok iyi sonuçlar elde edilebiliyor. Dondurulan yumurta çözüldükten sonra dejenere olmamış oluyorlar ve döllenme kabiliyetleri oluyor. Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda son iki yıl içerisinde bir yönetmeliği çıktı. Daha öncen bu yöntem yasaktı. Bu yöntem özellikle yumurta rezervi bozuk olan bekar ya da evli kadınlarda uygulanıyor. Aslında bu yöntem bekar olan kadınlar için çok önemlidir. Çünkü evlendiğinde yumurtasının kalmaması büyük bir sıkıntı yaratabilecekken bu engelin önüne geçilebilmektedir. Yumurtalık rezervi kötü olan ya da ailesinde annesi, teyzesi gibi yakın akrabalarında erken menopoza girmiş kadınlar olan kadınlar mutlaka bir hekime gitmeli ve yumurtalık rezervlerini kontrol ettirmeliler. İleri yaş beklenilmeden, adet düzensizlikleri olan kişiler de daha genç yaşta yumurtalık rezervlerini kontrol ettirmelidirler. Bu, koruyucu üreme tıbbı açısından çok önemlidir. Böyle bir durum saptanırsa da tereddüt etmeden yumurtaları dondurarak saklamak uygundur. İleride evlendiklerinde kendi yumurtalarını tüp bebek tedavisinde kullanarak genç yaşlardaki gebelik potansiyelleri ile gebe kalabilirler.”

“YUMURTA DONDURMA İŞLEMLERİ ÜREME POTANSİYELİNİ SAKLAMAKTIR”

. Bir yumurta ne kadar süre saklanabilir?
“Türkiye’deki yasalara göre beş sene saklanabilir. Ama Sağlık Bakanlığı’ndan izin alınarak daha uzun süreler saklanabilir. Bu özellikle kanser gibi rahatsızlıkları olan ve eşey hücrelerini kaybedecek kadın ve erkek için de geçerlidir. Ülkemizde bu durum yasaldır. Kişi için kullanılmak üzere spermini ya da testis dokusundan alınan bir parçayı dondurabiliyoruz. Kadının yumurtalarını da dondurabiliyor ve saklayabiliyoruz. Bu tamamen kendi üreme potansiyelini saklamak demektir. Bunu ileride tekrar kullanmak üzere saklıyoruz. Bu büyük bir avantajdır.”
TÜRKİYE TÜP BEBEK TEDAVİSİNDE DÜNYA STANDARTLARINDA

. Tüp bebek tedavisinde Türkiye günümüzde nerede?
“Ülkemiz tüp bebek tedavilerinde uygulanan teknoloji yönünden çok iyi standarttadır. Birçok Avrupa ülkesinde, dondurmalar, mikroçip uygulamaları, genetik tanılar şu anda yapılmamaktadır. Bu tedaviler ülkemizde senelerdir uygulayabildiğimiz yöntemlerdir. Yeni teknolojilere çok hızlı adapte olan bir ülke olarak gerçekten iyi durumda olduğumuzu memnuniyetle ve iftiharla söyleyebilirim. Kişiler niye çocuk sahibi olamadıklarını ortaya koymalılar ve etkin bir merkeze ya da hekime müracaat etmelidirler. Çünkü onlar için kaybedilecek zaman çok kıymetli olabilir. Çevresel başka faktörlerle uğraşıp esas tedaviyi geciktirmemelidirler. Ancak bugün tıbbın geldiği bütün uç tedavilere rağmen yine de olmuyorsa bu sonucu da kabullenmek gerekir.”


İçeriği Paylaşın