Erkeklerde Daha Çok Görülen Şah Damarı Tıkanıklığı Nedir, Belirtileri Nelerdir? 

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ali Nazmi Çalık, Sağlığım İçin Herşey'e şah damarı daralması ve şah damarı tıkanıklığı hakkında önemli bilgiler verdi.

Erkeklerde Daha Çok Görülen Şah Damarı Tıkanıklığı Nedir, Belirtileri Nelerdir? 

Bizi Takip Et


Sağlığım İçin Herşey'in bu haftaki konuğu, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ali Nazmi Çalık, şah damarı tıp literatüründeki ismiyle karotis hakkında merak edilenleri yanıtladı.

Erkeklerin damar hastalıklarında daha çok risk altında olduğunu dile getiren Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ali Nazmi Çalık, "Daha çok 30 ila 80 yaş arasındaki bireylerde görülen şah damarı tıkanıklığı, 100 kişinin 1 ila 2'sinde bulunuyor" dedi.

İşte Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ali Nazmi Çalık'a sorduğumuz sorular ve yanıtları...

*Şah damarı diğer adıyla karotis nedir? Vücudumuzda nerededir?

Şah damarının tıp literatüründe adı karotis atar damarları. Anatomik olarak eğer yerine bakacak olursak vücuttaki boynumuzun soluk borumuzun her iki yanında sağ ve sol tarafında ki hepimiz hayatımızda birçok kez dokunmuşuzdur. Şah damarımız beyni asıl kan oksijen ihtiyacını gideren ve çok çok önemli bir görevi olan vücutta aslında damar yapımızdır.

*Şah damarında ne oranda tıkanma görülüyor? Hastalar arasında yüzde kaç oranında şah damarında tıkanma görünüyor?

Yaşla birlikte sıklığı artan bir hastalık karotis damar hastalığı. Bildiğimiz gibi şah damarımızı tıkayan temel sebep aslında atarosiklorotik damar hastalığı yani halk arasında bilinen ismiyle damar sertliği. Yıllar içinde burada biriken atarosiklorotik yük ne yazıkki şah damarlarımızda tıkanmaya neden olmakta. Belirli risk faktörleriyle özellikle diyabet gibi şeker hastalığı gibi hipertansiyon gibi sigara içmek gibi obezite gibi atarosiklorotik risk faktörleri bir bireyde ne kadar fazlaysa aslında şah damarının bu bireyde tıkanma olasılığı da o kadar fazla. Bir parantez de bizlere açmak isterim erkek cinsiyet bu damar hastalığı açısından ne yazık ki kadınlara göre daha yüksek bir risk taşımakta ve yaşla birlikte de ne yazık ki bu hastalığın görülme sıklığı artmakta. Genel bir rakam verecek olursak 30 ila 80 yaş arasında yapılan çok güncel bir çalışmanın verisi bu. 30 ila 80 yaş arasındaki bireylerde 100 bireyde 1 ila 2sinde bu hastalıkla karşılaşmaktayız.

*Damarımızda tıkanma veya daralma olduğunda bu daralma kendisini nasıl belli eder? Yani şah damarı tıkanıklığının belirtileri nelerdir? 

Aslında şah damarı hastalığı çok uzun bir süre hayatımız boyunca uzun bir süre sessiz kalabilir. Fakat belirti verdiğinde ki bunu hiç istemeyiz biz kardiyologlar ve tüm doktorlar olarak, ne yazık ki hastada geçici veya kalıcı bir inme felç durumuna neden olabilir. Eğer bir hastamız ani bir şekilde başlayan ve vücudunun tek tarafında tek kolunda tek bacağında veya yüzünün bir tarafında güçsüzlük his kaybı gibi belirtiler hissederse veya ani bir şekilde hastanın konuşmasında bir bozukluk veya hastanın karşısındakinin söylediklerini anlamada bir güçlük oluşursa veya hastamızda kalıcı veya geçici bir görme kaybı olursa biz bu durumda acaba şah damarından az önce bahsettiğim burada yerleşmiş o atarosiklorotik debris dediğimiz atarosiklorotik yükten küçük bir parça koptu ve bir sonraki durak olan beyin damarlarından birini mi tıkadı acaba hemen bunu düşünürüz. Bu yüzden belirttiğim vücudun tek tarafında ani oluşan güçsüzlük, el ayakta tutmama veya ani görme kaybı, konuşma bozukluğu olursa mutlaka bu hastalığın varlığından şüphe etmemiz gerekir. 

*Bir de tıkanıklık var. İkisindeki belirtiler de aynı mı yoksa farklı mı? 

Açıkçası tıkanıklık yani şah damarlarının %100 tıkanma durumunu biz günlük klinik pratiğimizde çok sık görmeyiz. Çünkü bu damarlar tam olarak tıkanmadan mutlaka bir şekilde çoğu hastada belirti verir. Fakat sorduğunuz sorunun cevabına gelecek olursak tam tıkanıklık olursa ne olur şah damarında? Bildiğimiz gibi iki tane şah damarımız var birisi beynin sağ tarafında biri de beynin sol tarafını besler. Eğer hastanın damar kapasitesi yani vasküler yatağı yeterliyse sağ taraftaki beyin damarı tıkandığında, sol tarafındaki beyin damarı hemen alarm durumuna geçer ve sağ tarafta tıkanıklığa bağlı kanın gitmediği o noktayı sol taraftan gelen damarlarla refleks olarak kompanse etmeye çalışır, orayı beslemeye çalışır. Fakat bunun bir kuralı vardır; hastanın damar rezervi damar yatağındaki rezerv yeterliyse bu gerçekleşebilir. Fakat az önce belirttiğim bu risk faktörleri olan özellikle sigara içen veya hipertansif veya şeker kontrolü iyi olmayan hastalarda bu rezerv düşüktür ve ne yazık ki bu tarz tıkanmalar veya bu tarz darlıklar bir miktar daha kötü seyreder. 

*Şah damarında bir daralma ya da tıkanma olduğunda başka hangi hastalıklarla yol açabilir? 

Özellikle şah damarı belirli bir yüzdeden daha fazla tıkanırsa, kritik sınır %70'tir. Daha fazla tıkandığında tabi ki beyne oksijen gitmesi azalacaktır. Beynin kan ile beslenmesi ne yazık ki azalacaktır. Ve bu nedenle hastalarda hiç istemediğimiz geçici veya kalıcı felç durumlarına neden olabilir. Bu yüzden müdahale etmek özellikle bu sınırlarda şarttır. Özellikle karotis arter hastalığını biz doktorlar olarak günlük pratikte yakaladığımızda mutlaka aklımıza başka sorular da gelir. En başta da atarosiklorotik bir damar hastalığı olduğu için ve vücudumuzun neredeyse hepsi atar damarlarla kaplı olduğu için karotis arter hastalığı olan bir hastada bizim mutlaka koroner arter hastalığını yani kalbi besleyen damarlarda da acaba bir tıkanıklık var mı? sorusunu veya kol damarlarında veya bacak damarlarında veya karın damarlarında bir tıkanıklık var mı? bizim bu hastaları mutlaka ayrıntılı sorgulamamız gerekir. 

*Diyabet hastalarında şah damarı tıkanıklığı görülme oranı daha mı fazladır ya da diyabet bu durumu nasıl etkiler? 

Açıkçası bunun çok kısa ve net bir cevabı var. Diyabet özellikle ama kontrolsüz diyabetten bahsetmek isterim veya insülin gerektiren diyabetten bahsetmek isterim diyabet vücuttaki her türlü damar yatağından gelişebilecek damar hastalıklarını daha kötüleştirir. Ve görülme sıklığını da ne yazık ki arttırır. 

*Şah damarı daralmasında %70 oranının dışında başka hangi etkenler bu tedaviyi hızlandırmamıza neden olur ya da ne zaman tedavi gerekir? 

Aslında günlük pratikte bizim bu hastalıklara yaklaşımlar için kullandığımız kılavuzlar var. Ve bu kılavuzlar net bir şekilde altını çizer ki öncelikle siz bir karotis arter hastasını gördüğünüzde ilk önce şu soruyu sormamız gerekiyor, acaba bu hasta son 6 ay içinde az önce de bahsettiğim gibi kalıcı veya geçici bir inme yani felç geçirdi mi geçirmedi mi?

Eğer geçirdiyse son 6 içinde bu hastamız karotis damar hastalığına bağlı bir geçici veya kalıcı bir inme geçirdiyse bu hastaları biz semptomatik yani belirti veren hasta grubu olarak sınıflarız ve bu hasta grubunda yani semptomatik karotis arter hastalığı grubunda eğer hastanın ilgili şah damarında %50nin üstünde bir darlık var ise burada mutlaka girişimsel kardiyologlar olarak veya kalp damar cerrahları olarak biz bu hastaya bir girişimsel bir tedavi planlamalıyız.

RUTİN KONTROLLERDE ORTAYA ÇIKIYOR

Çoğu hastayı rutin tetkiklerimiz arasında veya şüphelendiğimiz durumlarda yakalarız. Ve hastalar son 6 içinde herhangi bir geçici veya kalıcı bir inme geçirmeden bize gelirler ki bu hastaları biz asemptomatik yani belirti henüz vermemiş hastalar olarak sınıflarız bu hastalarda ise %60 üzerinde bir şah damarı tıkanıklığı mevcut ise mutlaka girişim açısından erken davranmamız gerekir çünkü %60 darlık bu hastalarda yine kılavuzlarımızca belirlenen sınır olmaktadır.

Fakat burada şu da önemli acaba şu soru da çok soruluyor şu an literatürde yani acaba biz koroner arter hastalığı olan veya birtakım risk faktörleri olan hastalarda karotis arter hastalığı açısından sürekli bir tarama yapalım mı yıllık düzenli hastalara fakat bu sorunun cevabı şu an için hayır şu an için bu tarz yani semptomu olmayan asemptomatik hastalarda herhangi bir düzenli bu konuda tarama yapmanın maliyet etkin yani kostefektif olduğuna dair elimizde bir kanıt yok. Ve dediğim gibi hastada periferik arter dediğimiz bacak damarlarında kol damarlarında veya karın damarlarında bir tıkanıklık var ise veya koroner arter hastalığı var ise atıyorum daha önceden bypass geçirmişse zaten mutlaka bu hastalarda bizim acaba karotis arter hastalığı var mı bu konuda zaten büyük bir soru işareti koyup hastayı o yönden mutlaka derinlemesine değerlendirmemiz gerekir. 


İçeriği Paylaşın