Erkeklerde ve Kadınlarda Kısırlık Nedenleri
Erkeklerde ve Kadınlarda Kısırlık Nedenleri
Bizi Takip Et
“Çocuk ne zaman geliyor, yeğenimiz ne zaman olacak, torunumu ne zaman seveceğim” diye sorulduğunda çiftler strese girebiliyor. Bebek isteyenler için her başarısız deneme kısırlık anlamına gelmiyor. Peki, tıbben kısırlık nedir? Erkekten ya da kadından kaynaklı sorunların görülme sıklığı ne kadardır? Kadınların ve erkeklerin hangi sorunları çocuk sahibi olmasını engelliyor? Kadınlar için miyomların çocuk sahibi olmaya olumsuz etkisi ne düzeydedir? Günümüzde tüp bebek tedavisinde ne gibi yenilikler var, başarı oranları nelerdir? Geçmişte, hangi sorunlar nedeniyle çocuk sahibi olamayan çiftlere yönelik yeni gelişmeler var? Tüp bebek kaç kez denenebilir, iki deneme arasındaki süre ne kadar olmalıdır?
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Aret Kamar merak edilenleri Sağlığım İçin Herşey’de anlattı.
. Çiftler bebek sahibi olmak istediğinde ve beklenen hamilelik bir türlü gerçekleşmediğinde, çevrenin de etkisiyle strese giriyor, ‘acaba kısır mıyım’ endişesi büyüyor. Çiftler ne zaman yardım istemeli, tıbben kısırlık nasıl açıklanıyor?
“Evlendikten ya da korunmasız ilişkiye girdikten sonra 6 ay içinde çocuk olmazsa kontrolden geçmekte fayda var. Burada, 35 yaşının üstünde, yaş büyüdükçe doğurganlığın azaldığını da dikkate almak gerekir. 35 yaşından genç olan kadınlarda evveliyatında bilinen-görünen bir sorun yoksa -düzensiz adet, bilinen cerrahi bir problem gibi- o zaman 1 sene korunmasız ilişkiden sonra hala çocuk olmadıysa, mutlaka ilgili bir kuruma gidip erkek ve kadının beraberce kontrolden geçmesinde fayda var.”
“BEBEKLERİ OLAMAYAN ÇİFTLERİN YÜZDE 20’SİNİN İKİSİ DE SORUNLU”
. Genelde baktığımızda bir çiftin çocuğu olmuyorsa, kadından ve erkekten kaynaklanan sorunların görülme oranı nedir? Her ikisinden de kaynaklı problem görülmesi sık rastlanan bir durum mudur?
“Bebek sahibi olamayan, olmakta zorlanan çiftlerin aşağı yukarı yüzde 20’sinde hem kadında hem erkekte sorun var ama genellikle birinde sorun yakalandığında hemen onun üzerine gidiliyor. Diğer taraf unutuluyor. Dolayısıyla çift tedaviye başlarken kadın ve erkeğin bütün testlerden geçmesi lazım.
Nedir bu testler? Sağlıklarıyla ilgili bir sorun var mı diye kan testi, erkeğin sperm testi, kadının rahim filmi mutlaka çekilmelidir. Daha önce cerrahi operasyon geçirmemiş olsa bile hala ülkemizin gerçeklerinden bir tanesi tüberkülozdur. Bazen rastlanıyor, kadın hiçbir ameliyat geçirmemiş, bilinen bir sorunu yok, aşağıdan enfeksiyon geçirmemiş bile ancak bir akciğer enfeksiyonu sonrası tüpler tıkanabiliyor, yapısı bozulabiliyor. Dolayısıyla mutlaka rahim filmi çekilmelidir. Bir de tabi erkeğin mutlaka sperm testi yapılmalıdır. Bunların sonuçları çıktıktan sonra problem kadında mı, erkekte mi, yoksa ikisinde birden mi ortaya çıkar ve ondan sonra tedaviye başlanır. İstatistiksel olarak dediğim gibi sorunlu çiftlerin yüzde 20’sinde her ikisinde birden problem var.”
“ERKEKLERDE SORUN FAZLALAŞMAYA BAŞLADI”
. Erkekte mi, kadında mı daha fazla oranda sorun gözleniyor?
“Normalde yarı yarıyadır. Buna karşılık, şu anda erkeklerdeki problemler biraz daha fazlalaşmaya başladı. Çünkü bu yapay beslenmeler, kilo almalar, stres, sigara, alkol alışkanlığı özellikle erkeklerin sperm sayısını düşürüyor. Dolayısıyla erkeklerde biraz daha fazla, yüzde 55 dolayında erkek, yüzde 45 dolayında kadınlar denebilir ama söylediğim gibi yüzde 20’sinde her ikisinde birden problem çıkabiliyor.”
ÇİFTLER ÇOCUK SAHİBİ OLMAYI DÜŞÜNÜYORLARSA MUAYENE OLMALI
. Kadınlarda hangi problemler çocuk sahibi olmasına engel teşkil edebiliyor?
“En sık rastlanan yumurtlamayla ilgili problemler. Kadınlar bunu nasıl anlarlar? Yumurtlama sorunu yaşayan kadınlar düzensiz adet görürler. Adetleri erken ya da gecikmeli gelebilir, bazen zamanında, zamanından önce-sonra gelebilir. Yumurtlama problemi, yumurtalığın yumurta atmasıyla ilgili bir problem olduğunu gösterir. Yumurta olmadığı zaman tabi ki çocuk olmayacaktır. Ülkemizde sıklıkla rastlanan bir diğer sorun, daha önce cerrahi operasyon geçirmiş ya da tüberküloz mikrobuyla bir şekilde vücudu tanışmış olan kadınlarda tüplerle ilgili sorunlar bulunabilir. Bazen kistler de tüplerle ilgili problem yapabilir. Dolayısıyla tüplerdeki tıkanıklar yumurtayla spermin birleşmesini engelleyeceği için çocuk sahibi olmayı engeller.
Bir de rahim şekil bozuklukları var. O da doğuştan gelen problemlerden bir tanesidir. Çiftlerin dikkat edip ultrason taramasına girmesi gerekir. Ultrasonla kolaylıkla saptanabilen, rahim filmiyle de net olarak görülebilen problemlerdir.
Bizim bütün sıkıntımız genellikle gebelikle ilgili bir olumsuzluk yaşandıktan sonra doktorla tanışılır. Halbuki iyi olanı, arzu edileni aslında kadının evlendiği zaman, çocuk doğurmaya kalkmadan evvel bir kontrolden geçmesidir. Çünkü rahim problemi olanlar, rahim şekil bozukluğu olanlar erken doğurabiliyorlar, gebeliği kaybedebiliyorlar. Önceden şekil bozukluğu tespit edilip düzeltilerek öyle hamile kalması sağlanabilir. Bu şekilde üzücü gebelik kayıplarının yaşanması engellenmiş olur.”
. Erkeklerde kısırlık oranları artıyor dediniz. Bir erkeğin çocuk sahibi olmasına engel teşkil eden faktörler nelerdir? En sık rastlanılan sorunlardan bahseder misiniz?
“Aslında önlenebilenlerin başında gelen bir durum var. Doğan çocuğun testislerinin normal olması gereken torbalara inmemiş olması. Her doğan erkek çocuğun mutlaka testis muayenesinin ihmal edilmemesi gerekiyor. Çünkü bu önlenebilen bir durum. Eğer bir testis yukardaysa, daha kanala inmediyse, doğumdan sonra cerrahi olarak ya da tedaviyle sorun çözülebiliyor. Gözden kaçarsa ve ergenliğe ulaşmışsa çocuk, ondan sonra indirilse bile hiç sperm üretimi olmayan hatta yumurtalığın yapısının tamamen bozulduğu sonuçlarla karşılaşılabiliyor. Dolayısıyla bizim tekniklerimizle bile sperm bulunamayan erkeklerle karşılaşıyoruz. Nasıl ki kadınlarda doğum planlandığı zaman ‘mutlaka bir kontrol olun” rahminizde bir problem var mı, yumurtalıklarınızda bir problem var mı önce bilin, sonra çocuk doğurun diyorsak, erkek çocuklarda da doğumdan sonra testislerin yerinde olup olmadığının mutlaka kontrol edilmesi önemlidir. Erkekte kısırlığı anlamak zor değil. Bir sperm tahlili yapılıyor, sayısına, hareketine ya da şekil bozukluğu olup olmadığına bakılıyor. Dolayısıyla o erkeğin eşini ne kadar hamile bırakabilir seviyede olduğu hesaplanabiliyor. Bizim için kriter 15 milyon hareketli spermin olmasıdır. 15 milyonun üzerinde hareketli spermi olanlar ilişkiyle çocuk sahibi olabilir olarak kabul ediliyor. 15 milyonun altına düştükçe, ilişkiyle hamile kalabilme ihtimali giderek düşüyor. 5 milyonun altına gelindiğinde ise, artık ibre tüp bebeğe doğru kaymaya başlıyor.”
“MİYOMLAR HAMİLE KALMAYA ETKİ EDER Mİ, TEDAVİSİ NEDİR”
. Kadınlarda miyomlar da sıklıkla gündeme geliyor. Her miyom gebeliğe engel teşkil eder mi? Miyomların büyüklüğü ya da bulunduğu bölge ya da sayıları önemli midir?
“Miyom ya bir tane olur ya da çok sayıda olur. Miyomların büyüklüğü ve rahmin neresinde konumlandığı önemli. Genellikle miyomlar rahmin iç tabakası endometrium dediğimiz tabakaya ne kadar yaklaşırlarsa ya da o tabakanın ne kadar içine girerlerse, gebeliğin orada barınmasını engelleyebilecekleri için kısırlığa sebep olabilirler ve etkileşirler. Miyom çok büyük olduğu zaman, bazen 10-12 santim hatta göğüs kafesine kadar büyüyen miyomlar olabiliyor, o zaman rahmin şeklini bozduğu için hamile kalmayı engeller. Genellikle 6 santime kadar olan miyomlar rahmin içini çok ilgilendirmiyorlarsa yani duvarın içinde ve rahmin dışına doğru, karın boşluğuna doğru büyümüşse “önce hamile kalınsın, sezaryen sırasında miyomu da alırız” diye düşünüyoruz.
Rahmin içine doğru girmiş 1 santimlik bir miyom bile bizim için önemli. Çünkü rahmin içerisinde bir problem varsa, -polip olabilir, miyom olabilir- doğuştan gelen bir perde olabilir. Bu bebeğin oraya yerleşmesini engelleyebileceği için kısırlık sebebi olabiliyor. O zaman boyu çok önemli değil. Yani rahmin içerisine giren miyomlar mutlaka tedaviden önce histeroskopi dediğimiz işlemle çok basit bir şekilde alınabilir. Boşu boşuna zaman kaybedilmemiş, riske girilmemiş, para harcanmamış olur. Diğer yandan, rahmin dışına doğru büyüyen miyomlarda kriterimiz hep 6 santimdir. 6 santim ve üstüne çıkan ya da çok kısa zamanda birden bire büyüyen miyomlar riskli kabul edilir.
İlk önce tabi ki kadının sağlığı, çocuğun sağlığından daha önemlidir. Riskli kabul edilen bir miyom varsa o zaman mutlaka alınıp, ondan sonra kısırlık tedavisine başlanmalıdır. Eskiden bunların çoğu açık ameliyatla yapılırdı, bugün cerrahi teknikler o kadar ilerledi ki şimdi 2-3 tane miyom olduğunda bile kapalı ameliyatlarla, karın hiç açılmadan kadını bir günde ameliyat edip taburcu edebileceğimiz şekilde kolaylıkla operasyon yapabiliyoruz. Çok miyomu olanlar da var. Yani bir seansta 20 tane, 30 tane miyom temizlediğimiz rahmi eski şekline kavuşturmaya çalıştığımız kadınlar da var. Yine cerrahi tekniklerin ilerlemesiyle onlar kapalı yöntemle yapılamıyor ama eskiden kadının rahmini kaybettiği durumlar geride kaldı, şimdi miyom kaç tane olursa olsun, eğer doğru cerrahi teknikler kullanılabilirse rahim temizlenebiliyor.”
TÜP BEBEK TEDAVİSİNDEKİ GELİŞMELER
. Tüp bebek tedavisiyle ilgili olarak, yeni gelişmelerle başarı oranları kaça çıktı? Günümüzde artık tüp bebekle eskiden yapılamayan hangi kısır çiftlere bebek sahibi olma umudu var?
“Eskiden mikro enjeksiyon yokken, sperm sayısı çok düşük olanlara bile yani spermi dışarıya çıkıp da sayısı 1 milyon olanlara bile çok fazla yardım edilemiyordu. Şimdi mikro enjeksiyonun olması ve laboratuvar tekniklerinin ilerlemesiyle bir tane yumurtası olan, birkaç tane spermi olanların bile çocuk sahibi olabilme şansı var. Tabi ki hepimizin gönlünden geçen bol sperm olsun, bol yumurta olsun. Malzeme ne kadar çoksa, bebek olsun, bir kısmını da dondurup saklayalım. Bir daha çocuk isterlerse donmuşları kullanalım. Hayat her zaman böyle değil. Genellikle hep yumurtası az olan kadınlarla ve spermi az olan erkeklerle uğraşmaya başladık. Biraz daha meşakkatli oluyor. Bir seferde çok yumurta çıkmadığı zaman bazen üzücü olabiliyor, gebelik olmayabiliyor ama uğraşıldığı zaman yumurtası ve spermi olan herkesin çocuğu olma şansı var.
Tabi bizim her zaman söylediğimiz kadının yaşının çok fazla ilerlememesi gerekiyor. Çünkü her şeyi yumurta olarak görmemek lazım. Herkesten yumurta çıkabilir, adet gören her kadından yumurta çıkabilir ama o yumurtanın bir de gebelik getirebilme özellikleri var. Kadın ne kadar genç ise gebelik getirme özelliği o kadar artıyor.
Genç bir kadında bir tane embriyo, güzel lastosis dediğimiz embriyo ile yüzde 70’lere varan oranlarla gebelik oranı elde edebiliyoruz. Yaş 43’leri geçtikten sonra iki embriyo bile koysanız hep yüzde 10’larda yüzde 20’lerde dolaşıyorsunuz. Dolayısıyla tüp bebek bir yumurta olsa bile gebelik getirebilen bir yöntem, yeter ki kadının yaşı çok ilerlemesin.”
“YAŞI GENÇ OLANLARDA BAŞARI YÜKSEK, YAŞ İLERLEDİKÇE ZORLAŞIYOR”
. Tüp bebek denemesi başarısızlıkla sonuçlandığında çiftlerin morali bozuluyor. Bu konuda neler söylemek istersiniz, tüp bebek kaç kez denenebilir, iki deneme arasındaki süre ne kadar olmalı?
“Tüp bebek istediğiniz kadar denenebilir. Sağlığa zararlı bir işlem değil. Neticede bizim yaptığımız; buluşması gereken yumurta ile spermi vücut dışında birleştiriyoruz. Yumurta toplamanın sağlığa hiçbir zararı yok.
Bizim açımızdan ise çok yumurtası olan kadınlarda 3 kere üst üste denendiği zaman gebelik elde edilmediğinde ‘acaba ters giden bir şey var mı’ diye düşünmemiz gerekir. Aslında bizim tedaviye başlamadan evvel ters gidebilecek herşeyi kontrol etmemiz gerekir ama gözden kaçan şeyler bazen olabiliyor, bazen tedavi sırasında şunu da yaptırmamız lazım bunu da yaptırmamız lazım dediğimiz olabiliyor. Eğer bir kadın gençse ve yumurtası bolsa ilk üç deneme içerisinde zaten yüzde 90- 95’e yakını hamile kalıp doğurur. Kalan yüzde 5’i biraz daha uğraşır, o da doğurur. Yaşı genç ve yumurtası bol olan kadınlardan doğuramayan çok azdır.
Bizim asıl derdimiz yumurtası az olan kadınlar. Bir anda 20-25 yumurtası çıkan var, bir anda 1 yumurtası çıkan var. O 1 yumurtası çıkan kadın deneyebildiği kadar deneyecek, iyi yumurtayı bulduğumuzda o iş gebelikle sonuçlanacak. Özellikle yumurtası az olanların sabırlı olması lazım. Çünkü çok çok yumurta içerisinden iyisine denk gelmek daha kolay ama bir yumurta çıktığı zaman yumurta kötüyse tedavi iptal oluyor, sonraki denemeye kalıyor.”
. Kaç kez denenmelidir?
“Az yumurtası olanlar hamile kalana kadar deneyecek. Tabi bunun istisnası yaşı 45’i geçip de yumurtası az olanlar birkaç sefer deneyip olmuyorsa artık hayat seyirlerine kendilerini üzmeden devam edebilirler. Çünkü onlarda yumurtalara çok fazla güvenmiyoruz ama genç olup yumurtası az olanlar farklı. Onlardan genç yumurta çıkıyor. Dolayısıyla bunların gebelik getirebilme şansları var ve hamile kalmalarını engelleyecek diğer sorunlar yoksa deneyebildikleri kadar denemeleri lazım.”
İçeriği Paylaşın