Estetik Operasyonlar Ruhsal İyilik Sağlar Mı?

Estetik Operasyonlar Ruhsal İyilik Sağlar Mı?

Estetik Operasyonlar Ruhsal İyilik Sağlar Mı?

Bizi Takip Et


Estetik cerrahi beden görüntüsünü değiştirdiği için birçok hastanın ruh halini iyileştiriyor. Estetik Plastik Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Erhan Eryılmaz, estetik operasyon yaptırmak isteyenlerin, operasyon öncesi ve sonası yaşadıkları ruhsal durumlarla ilgili soruları yanıtladı.

. Estetik operasyon yaptırmak isteyenlerin psikolojileri nasıl oluyor?
Estetik cerrahi tıbbın diğer dallarından oldukça farklı bir hasta muayenesi ve değerlendirmesi olan, ameliyat için kapımızı her çalana rahatlıkla “yaparız” diyemediğimiz, hasta seçimi gerektiren bir alandır. Tecrübelerimizde, bize gelen vakaların küçük de olsa bir kısmının reddedilmesi gereken, aslında estetik operasyondan çok psikolojik yardıma ihtiyacı olan vakalar olduğunu görüyoruz ve bunları reddediyoruz.

Reddetme sırasında dahi, reddetme nedenlerimizi açıklarken, oldukça zorlu bir iletişim sürecine girmiş oluyoruz ve bazen de şiddetli tepkiler alıyoruz. Bu nedenle estetik cerrahiden alınacak sonucun başarısının sadece cerrahın bilgi ve becerisine bağlı olduğunu söylemek oldukça yanlış. Reddetme sürecinde dahi sorunlar yaşadığımız hastaları, ameliyat ettiğimizde hastanın sonuçtan tatmin olmaması daha ameliyattan önce tahmin edilebilir oluyor. Bu açıdan estetik operasyon için hastayı motive eden etkenlerden başlayarak çok iyi bir hasta analizi gerekiyor ve ruhsal bozuklukların belirtilerine karşı uyanık olmak gerekiyor.

. Estetik operasyon ihtiyacı insan davranışı ile nasıl ilişkilendirilir?
İnsan davranışı, bir dizi iç ve dış faktörün karmaşık etkileşiminin sonucudur. Bilim dünyası yıllardır incelediği insan davranışının iç dinamikleri konusunda hala çalışmakta, bu dinamikleri gerek çalışma hayatında gerekse yaşamın diğer alanlarında kullanmaya çabalamaktadır.

Bir estetik operasyon da böyle karmaşık bir sürecin sonucudur. Bir estetik müdahaleye karar vermenin ilk adımı “algı”  ile başlar. Genel olarak psikolojide duyusal uyarımların anlamlı deneyimlere çevrilme sürecine “algı” denmektedir. Algılama ile başlayan davranış süreci ihtiyaç hissi ile devam etmektedir. Kişi algılama yolu ile eksik olarak değerlendirdiği şeylere ihtiyaç duymaya başlar. Literatürde dürtü olarak geçen bu ihtiyaç halleri kişinin motivasyon (güdülenme) olarak adlandırdığımız genel bir canlanma haline girmesini sağlar ve kişiyi ihtiyacını gidermek için motive eder. Güdülenme kişiyi davranışa iter ve bu davranış ihtiyacın karşılanmasıyla son bulur.

Aynı şekilde kişileri estetik operasyon taleplerine yönelten faktör kendi bedenleri ile ilgili düşünceleri, bedenlerini görme eğilimleri, yani bedenleri ile ilgili algılarıdır. Psikoloji terminolojisinde “beden imgesi” veya “beden imajı” olarak anılan bu kavram, beden imgesi ile ilgili ciddi çalışmalar yapan ilk kişilerden birisi olan Schilder tarafından kişinin kendi bedeni ile ilgili zihninde yarattığı ve kişisel, çevresel, zamansal boyutlara sahip bir tablo tanımlanmıştır.

. Kişilerin kendi bedenleri ile ilgili düşünceleri onları estetik ameliyata nasıl iter?
Kişinin zihnindeki beden algısıyla gerçekte sahip olduğu beden arasında bir uyumsuzluk doğduğunda “negatif beden imgesi”nden söz edilir. Negatif beden imgesi kişide stres/kaygı oluşturur ve bu stresten/kaygıdan kaçmak isteyen kişi stresin kaynağını kaldırmaya yönelik arayışa girer. Aslında elde etmeye çalıştığı şey negatif beden imgesinden kaçmak, yani pozitif beden imgesinin getireceği rahatlamadır. Kişinin “pozitif beden imgesi” ile ilgili ihtiyacını soyun devamına hizmet eden cinsel dürtülerle yani kendisini güzel bulma ve diğerleri tarafından beğenilme, cinsel açıdan çekici bulunma/tercih edilme ile açıklayabiliriz. Bu nedenle pozitif beden imgesi ihtiyacının güdüleyicileri oldukça güçlüdür ve kişiyi bu ihtiyacını karşılaması için harekete iter. Aşağıdaki tabloda ihtiyacın karşılanmasına yönelik davranış basamakları ile estetik operasyona doğru giden davranış aşamaları eşleştirilerek kişinin estetik operasyon talebi “ihtiyaçlar ve dürtü” çerçevesinde anlatılmaya çalışılmıştır.

. Estetik cerrahi ile beden imgesi değişen kişinin ruh hali de değişir mi?
Hem kendi hastalarımızda hem de yapılan bilimsel çalışmalarda görüyoruz ki, estetik cerrahi beden imgesini değiştirdiği için birçok hastanın ruh halini iyileştirir. Operasyon sonucu hasta tarafından gelişme olarak kabul edildiği sürece duygusal yaşamda ve davranış kalıplarında olumlu değişiklikleri de beraberinde gelir. Dolayısıyla genel yaşam kalitesi de olumlu yönde değişim gösterir.

Kendi hastalarımızda görüyoruz ki, operasyondan sonra eğer hasta elde ettiği sonucu gelişme olarak kabul etmişse, sadece dış görünüşünde değil, hal ve hareketlerinde de bir iyileşme hali oluyor. Aynaya baktığında daha mutlu olan hastanın bu hali günlük yaşamına da yansıyor.  Bu bir ihtiyaç karşılamadır. Eğer ameliyattan sonra hasta sonucu tatmin edici olarak algıladıysa “size duacıyım”, “minnettarım” türü ifadelerle hep ulaşmak istediği rahatlamaya ulaştığının işaretini veriyor.

Örneğin burun ameliyatı olmuş bir hastadan aldığım bir mektupta “…Çok başarılı bir ameliyatın ardından, aynaların da güzel olduğunu aynadaki yansımamdan anladım…” diyor ve bir diğeri de “…daha dinamik, daha çekici ve hoş görünüyorum…” diyor. Bu ifadeler pozitif beden imgesinin elde edildiğinin açık kanıtları… Ancak estetik operasyonun başarısı çok kolay bir sürecin ürünü değil, başarı elbette hastanın ve hekimin işbirliği ile mümkün olabilir. Ancak başarıyı sağlayan iyi bir hekim-hasta işbirliğinden önce, talep edilen prosedür için doğru hasta olmaktır. Operasyonun odağı nesnel güzellik anlayışı değil,  hastanın oluşacak değişikliğe karşı düşünceleri ve tepkileridir. Bu nedenle “doğru hasta” kavramı ile kast edilen, hastanın uygun fiziksel koşulların yanı sıra, uygun bir ruhsal duruma sahip olmasıdır.

Uygun ruhsal durum daha çok hastanın bedeninde oluşacak değişikliğe vereceği tepki üzerinedir. Eğer operasyon sonucu objektif kriterlere göre başarılıysa, alınacak tepkinin memnuniyet olması beklenir. Ancak objektif sonuç çok iyi olduğu halde verilen tepki ruhsal durumdan dolayı negatif olduğunda hastanın elinde kalan; boşuna alınmış bir ameliyat riski, zaman ve para kaybıdır. Böyle bir durumda operasyon sonucu sağlıksız ruh durumunu yalnızca daha da kötüleştirir.

Bu nedenle hasta, ruhsal bozukluklardan birine sahipse veya sahip olabileceğinden şüpheleniyorsa, herhangi bir estetik müdahale sürecine girmeden önce psikolojik danışmanlık alması ruh sağlığı açısından daha doğru bir yönelim olacaktır.


İçeriği Paylaşın