Genetik Geçişli Kanserler ve Tarama Testleri

Genetik Geçişli Kanserler ve Tarama Testleri

Genetik Geçişli Kanserler ve Tarama Testleri

Bizi Takip Et


Hangi kanser türleri genetik geçişli kanser grubuna girer? Genetik geçişli kanserlerden birine sahip bir ailede böyle bir hastanın olması kişinin riskini ne oranda arttırır? Genetik geçişli kansere sahip bir kişi koruyucu cerrahi tedavisine nasıl bir tepki veriyor? Genetik özelliği olan yumurtalık kanserinde ne tür bir tarama testi vardır? Bir kadında genetik geçişli meme ve yumurtalık kanseri bulunduğunda o kişilerin dünyaya çocuk getirmelerini öneriyor musunuz? Tüp bebek ile bu genlerin ayrıştırılması söz konusu mudur? Akciğer kanserinde tarama testleri nasıldır? Kalın bağırsak ve prostat kanserlerinde tarama testi imkanı var mıdır? Toplumsal taramalarda kişiye özgü yapılabilecek tarama testleri nelerdir?

Memorial Şişli Hastanesi’nden Tıbbi Onkoloji ve Hematoloji Uzmanı Doç. Dr. Soley Bayraktar Sağlığım İçin Herşey’de genetik geçişli kanserler ve genetik geçişli kanserlerde tarama testlerini anlattı.

. Hangi kanser türleri genetik geçişli kanser grubuna girer?
“Şuanda bilinen meme, yumurtalık, kalın bağırsak kanseri ve bazı endokrin kanserleri, tiroit kanserlerinin tipleri genetik geçişlidir. Ama bütün kanserlerin özünde bir genetik bozulma vardır. Normal hücrelerimizin DNA’ları bozulmadan kanser meydana gelmez. Bu genetik bozulmaların bazıları ise kalıtımsaldır. Anne-babadan çocuğa geçebilir. Bazıları ise bir sonraki nesle geçmeyecek şekilde bireyde kalır.”

. Genetik geçişli kanserlerden birine sahip bir ailede böyle bir hastanın olması kişinin riskini ne oranda arttırır?
“Eğer anne kalıtımsal meme kanserine yatkınlık olan BRCA1 veya 2 genini taşıyorsa bu kanser tipinin çocuklara geçme oranı yüzde 50’dir. Yüksek bir risk olduğu için sadece anneyi değil çocukları da etkiler. Bu gende cinsiyet fark etmez. Kıza geçtiği gibi erkeğe de geçebilir. Dolayısıyla sadece annenin değil çocukların da taranması gerekir. Annenin kız ya da erkek kardeşleri ile gerekiyorsa annenin annesi ve babası da taranmalıdır. Dolayısıyla önemli bir geçiştir.”

Doç. Dr. Soley Bayraktar

Doç. Dr. Soley Bayraktar

“MEME KANSERİ GENİ TAŞIYANLARA KORUYUCU CERRAHİ ÖNERİLİR”

. Genetik geçişli kanserlere sahip bir ailede bir risk görülürse nasıl bir yaklaşım oluyor?
“Genetik kanser kliniğinde bir genetik uzmanı ile beraber yüksek riskli olan hastaların taramasını yapıyoruz. Bu hastalar başka bir yerden refere edilmiş olabiliyor. Tarama yapılmasının nedeni ise bu hastalarda kalıtımsal kanser olabileceğinin düşünülmesidir. Hangi kansere yatkınlık olduğu düşünülüyorsa o kanserin geni test edilir. Örneğin çok yüksek riskli meme kanseri genini taşıyabilecek bir kişi gelirse, o kişinin BRCA1 ya da 2 geni teste gönderilir. Test pozitif gelirse, hastaya bu geni taşımanın ileride kendisine ne gibi etkisi olabileceği anlatılır. Örneğin BRCA1 genini taşıyanların 70 yaşına gelmeden meme kanserine yakalanma riski yüzde 75 civarındadır. Bu oran da çok yüksektir. Yumurtalık kanserine yakalanma riski ise yüzde 40-45’dir. Dolayısıyla bu geni taşıyan bireylere koruyucu cerrahi önerilir. Koruyucu cerrahide ise her iki memenin alınması ve aynı şekilde her iki yumurtalığın alınması işlemi yapılır. Bu cerrahiler yapıldıktan sonra meme kanserinden ya da yumurtalık kanserinden ölüm riskleri yüzde 80-90 azalmaktadır.”

‘‘GENETİK TESTLER MALİYETLİ OLDUĞUNDAN RUTİN OLARAK YAPILAMAMAKTADIR”

. Genetik geçişli kansere sahip bir kişi koruyucu cerrahi tedavisine nasıl bir tepki veriyor?
“Genelde bu geni taşıyan kişilere ileride karşılaşabilecekleri kanser riskleri anlatıldığında anlayışla karşılıyorlar. Bunun önlemini almak istiyorlar. Çünkü genelde genç kişiler oluyor. Evli ve çocuklu kadınlar ise çocukları için hayatta kalmayı ve bununla mücadele etmeyi tercih ediyorlar. Başta inkar ya da reddetme mekanizması doğal olarak çalışıyor ama sonunda hastalar doğruyu tercih ederek önlemlerini alıyorlar.”

. Genetik özelliği olan yumurtalık kanserinde ne tür bir tarama testi vardır?
“Yumurtalık kanserine yakalanmış bir kadın, kanser genetiği kliniğinde genetik uzmanı ve bununla ilgilenen bir onkolog tarafından değerlendirilmelidir. Yumurtalık kanserine yakalanmış her kadında Amerika’da BRCA1 ve 2 geni bakılır. Yaşları ne olursa olsun yumurtalık kanserine yakalanmış bütün kadınların kalıtımsal yumurtalık kanseri genini taşıyıp taşımadığını anlamamızı sağlayan bir testtir. Ancak bu genetik testler maliyetli olduğu için Türkiye’de henüz rutin olarak yapılamamaktadır.”

‘‘GENETİK GEÇİŞLİ KANSERİ OLANLARIN TEDAVİSİ YAŞA GÖRE DEĞİŞİR”

. Bir kadında genetik geçişli meme ve yumurtalık kanseri bulunduğunda o kişilerin dünyaya çocuk getirmelerini öneriyor musunuz? Tüp bebek ile bu genlerin ayrıştırılması söz konusu mudur?
“Meme ya da yumurtalık geni taşıyan kadına önerilecek tedavi şekli, yaşına göre değişir. Bu kişi 30 yaşında, BRCA1 genini taşıyor ve hiç çocuğu yoksa ‘Hemen yumurtalıklarını aldırmalısın’ denirse çocuk sahibi olamayacaktır. Dolayısıyla hemen çocuk sahibi olabilmesi, bu konuda belki de acele etmesi ve çocuk sahibi olduktan sonra yumurtalıklarını aldırması gerektiği tavsiye edilir. Bu genin bulunduğu kadınlarda yapılan çalışmalar, ailelerini tamamladıkları zaman yumurtalıklarını 40 yaşına varmadan aldırmalarının önemli olduğunu göstermektedir. Her iki memenin de çıkartılması konusunda yapılan çalışmalar ise iki memenin 50 yaşına varmadan çıkartılması gerektiğini tavsiye etmektedir.”

. Genetik geçişi olduğu için bu kişiler bir kız çocuk dünyaya getirirlerse kız çocuğunda da aynı hastalığın görülme riski daha yüksek oluyor. Bu kişilerde çocuk sahibi olurken önerdiğiniz şeyler nelerdir?
“Şuanda rutin olarak dünyaya gelecek bebeğin genlerini tarayıp da genlerindeki mutasyonlara ve anormalliklere göre o bebeğin hayatta kalıp kalmama tercihini yapma opsiyonu anne babaya ait değildir. Bunu dünyada hiçbir yer etik bulmamaktadır. O yüzden bu hastalara o geni taşımıyorlarmış gibi bebek yapabilecekleri söylenir. Ama çocuk doğduktan sonra yapılması gereken, 18 yaşını bitirdikten sonra çocuğun onayı alınarak genetik testin çocukta yapılmasıdır.”

‘‘AKCİĞER KANSERİNDE GENETİK TARAMA TESTİ HENÜZ YOK’’

. Akciğer kanserinde tarama testleri nasıldır?
“Akciğer kanserinde bir genetik tarama testi henüz yok. Yalnız Amerika’da son yıllarda çok yaygınlaşan akciğer kanseri taraması yapılmaktadır. Bu tarama ise yüksek riskli kişilere uygulanmaktadır. Ailesinde en az bir kişinin akciğer kanseri hikayesi varsa ve bu kişi son 15 yıldır sigara içiyorsa, 54 yaşının üstünde ve bütün hayatı boyunca yılda 30 paket sigaranın üstünde sigara içmişse bu kişi kriterlere uygundur. Bu kişiye düşük kontrastlı yıllık akciğer tomografisi önerilir. Sigarayı da bırakması istenir. Yılda 30 paketten kasıt ise, bir kişi her gün bir paket sigara içiyor ve bu şekilde 40 yıldır içiyorsa, biz 40 yılı bir paketle çarpıp 40 paket diyoruz. Bu kişi otomatik olarak yüksek riskli akciğer kanseri grubuna giriyor.”

“KOLON KANSERİNDE GENETİK TEST MEVCUT”

. Kalın bağırsak ve prostat kanserlerinde tarama testi imkanı var mıdır? Toplumsal taramalarda kişiye özgü yapılabilecek tarama testleri nelerdir?
“Kolon kanserinde genetik test mevcuttur. Özellikle kişinin ailesinde 50 yaşından daha genç bir birey kolon kanserine yakalanmışsa bu kişinin aile hikayesi alınırken çok daha dikkatli olunur. Böylece bu kişide kolon kanseri genetik testinin yapılıp yapılmayacağına karar verilir. Ailesinde böyle bir kanser hikayesi olmayan kişilere de 50 yaşına vardıklarında 10 senede bir olmak üzere kolon kanseri taraması önerilir. Prostat kanseri de erkeklerde 50 yaşında senede bir kanda PSA değerine bakılarak yapılır. Siyahilerde daha sık rastlandığı için Amerika’da 40 yaşından itibaren yapılır. Öncelikli olarak PSA testine ve bir ürolog tarafından yapılan rektal bir muayeneye bakılır.”

. Meme kanseri taraması yaptırması gereken kadınlara neler öneriyorsunuz?
“Yüksek riskli olmayan kadınlar 30-40 yaş arasında mutlaka ilk meme ultrasonlarını çektirmelidir. Ya da doktor tarafından memeleri muayene edilmelidir. Kendilerinin de ayda bir kendi meme muayenelerini yapmaları lazımdır. 40 yaşından sonra ise her şey yıllık rutine binmelidir. Yıllık doktor muayenesi ve yıllık meme ultrasonu en az 74-75 yaşına kadar devam etmelidir. 74-75 yaşından sonra ise bu taramaların yapılıp yapılmaması hasta ile doktor arasında konuşularak kararlaştırılabilir.”


İçeriği Paylaşın