Glokom Tedavisinde Ameliyatın Yeri

Toplumda daha çok göz tansiyonu olarak bilinen glokom;  geri dönüşü olmayan görme kaybına neden olduğu gibi görme sinirlerinde hasara neden olan ciddi bir göz hastalığı. Glokom hastalığının sonucunda oluşan görme kaybının geri dönüşü olmadığını söyleyen Dünya Göz Hastanesi’nden Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Pervin Uygun, glokomun genellikle sinsi ilerlediğini ve rutin göz muayeneleri sırasında ortaya çıktığını söyledi.

Glokom hastalığında kimler risk altında? Hastalığın belirtileri nelerdir? Glokom tanısı nasıl konulur? Glokom tedavisinde ameliyatın yeri nedir? Tüm bu soruların yanıtlarını Dünya Göz Hastanesi’nden Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Pervin Uygun’dan aldık. 

. Glokom nasıl bir hastalıktır?
Göz tansiyonu gözün sahip olması gereken parametrelerden biri. Hepimizin göz tansiyonu var. Göz tansiyonunun yüksek değerlerinin görme sinirinde tahribiyet yapmasıyla glokom hastalığı oluşuyor. Göz tansiyonun yüksek olmasının sonucu olarak glokom hastalığı ortaya çıkıyor. Glokom hastalığında hastanın görme kalitesi bozuluyor, zamanla ilerleyince de hasta günlük hayatını sürdürmesini bile kaybedebiliyor. 

. Göz tansiyonunda ideal değer nedir?
Ortalama olarak 20-21 mm civa altındaki değerler normal göz tansiyonu değerleridir. Göz tansiyonunun değerlerini etkileyen başka parametreler de var. Korneanın kalınlığı göz tansiyonu değerini değiştirebiliyor.

“SİNSİ SEYREDEN GLOKOM RUTİN GÖZ MUAYENELERİNDE ORTAYA ÇIKAR”
. Glokomun belirtileri nelerdir?
Glokomun iki ana tipi vardır. Bir tanesi son derece sinsi seyreden, hiçbir klinik bulgu vermeyen, hastanın bir şikayeti olmadan göz tansiyonu yükselerek hastanın görme alanında defektler oluşturduğu bir tip. Bu tip genellikle tesadüfen ya da rutin muayeneler sırasında, taramalar yapılırken ortaya çıkar. 

Diğer glokom tipiyse akut krizlerle ortaya çıkar. Hasta aniden kızarık bir göz, gözde bulanıklık, ağrı, bulantı ve kusma şikayetiyle gelir. Bu grupta hemen tanı konur ve tedaviye başlanır.

. Sinsi ilerleyen glokom ne gibi görme problemlerine yol açıyor?
* Görme alanında daralma 
* Göz önüne gelen parlak uçuşan parçalar
* Işıktan rahatsızlık
* Karanlıkta normalden az görme 

. Glokomda kimler risk altında?
* 40 yaşın üzerindeki kişilerde
* Ailesinde glokom hastası olanlar
* Damar sertliği olanlar
* Diyabet hastaları

. Glokom hastalığının sonucu olarak olaşan görme kaybının geri dönüşü var mıdır?
Görme kaybının geri dönüşü genellikle mümkün değil, ama daha fazla görme kaybına meydan vermemek mümkün. Hastaya glokom tanısı koyduktan sonra görme kaybının ilerlemesine engel olmaya çalışıyoruz. 

. Çocuklarda da glokom görülebilir mi?
Glokom hastalığı çocuklarda doğuştan olabiliyor. Doğduklarında ailenin ilk dikkatini çeken bebeğin gözlerinin normalden daha büyük görünüyor olması. Çocuklardaki glokomun tek tedavi yöntemi cerrahidir. Tanı konulduktan hemen sonra ameliyat edilmesi gerekir. Glokom tek başına gelişmez; sistemik bazı hastalıklar da glokoma eşlik edebilir. 

Bir de çocuklar biraz büyüdükten sonra ortaya çıkan juvenil glokom hastalığı var. Bunlar genellikle ilaçlarla kontrol altına alınır. 

“GLOKOMU OLAN HASTALARA LAZER AMELİYATI ÖNERMİYORUZ”
. Glokomu olan bir kişi gözlükten ya da lensten kurtulmak için lazer ameliyatı olabilir mi?
Genellikle glokomu olan hastalara ameliyat olmalarını önermiyoruz. Lazerle ameliyat yapılırken korneanın kalınlığı değiştiriliyor. Kornea glokom için önemli bir faktör olduğu için de bu hastalara ameliyat olmaları önerilmez. 

. Glokom tanısı nasıl konur?
Hastanın muayenede göz tansiyonunun normal değerden yüksek çıkması hekimi uyaran bir bulgu. Tek başına göz tansiyonu tanı koydurmuyor. Göz tansiyonu yüksekliği hastaların sinir liflerinde bir tahribat yapıp yapmadığına bakıyoruz. Sonra hastanın görme alanını kontrol ediyoruz. Temel olarak testlerle biz tanıyı destekleyip onun devamında ilaç tedavisine başlıyoruz. 

“GLOKOM TEDAVİSİNE CEVAP VERMEYEN HASTALARDA AMELİYATA BAŞVURUYORUZ”
. Glokomun tedavisi mümkün mü?
Açık açılı glokomun tedavisinde göz tansiyonu damlaları kullanıyoruz. Göz sıvısının yapımınız ya da dışarıya atılımını kolaylaştıran ilaçlar var. Hastanın testlerinin sonuçlarına göre hastaya uygun olan damlayı veriyoruz. Önce tek damlayla başlarız tedaviye. Uyguladığımız tedaviyle hastanın görme kaybını durdurup, hastalığı kontrol altına alabilmişsek tek damlayla devam ederiz. 

Tek damlanın yetmediği durumlarda tek damlanın içinde iki farklı kimyasalı olan ilaçlar denenir. Bunun yetmediği durumlarda ikinci bir ilaç ilave edilir. Üç tane damlayla kontrol altına alamadığımız hastalar ameliyat edilir. Ameliyattan sonra bazı hastalar ilaç tedavisine devam edebiliyor ya da ilaç tedavisini tamamen bırakabiliyor.