Göz Kapağı Estetiği Sonrası İz Kalır mı?

Göz Kapağı Estetiği Sonrası İz Kalır mı?

Göz Kapağı Estetiği Sonrası İz Kalır mı?

Bizi Takip Et


Göz kapaklarımız sadece yaşa bağlı olarak mı düşer? Göz kapağı düşüklüğü, kişinin görmesini olumsuz etkileyebilir mi? Alt göz kapağında ne tür problemler olabiliyor? Dikiş izleri saklanabilir mi? Kapak düşüklüğü tedavisinde ne yapılır. Göz kapağı estetiği ile ilgili tüm soruları Dünya Göz Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. İskender Alkın Sonmaz yanıtlıyor.

. Göz kapaklarımız sadece yaşa bağlı olarak mı düşer? Kişinin cildinin yapısı, teninin rengi ya da kalıtım gibi faktörler, bu süreci değiştirebilir mi?
“Göz kapaklarının düşmesinde asıl önemli olan iki temel konu vardır. Bunlardan birincisi kalıtım ya da genetiktir. İnsanlar ve topluluklar arasında, gözün kapakları ve kaşların yapısı farklılık gösterir. Dolayısıyla soya çekim en önemli faktörlerden biridir. İkinci önemli nokta ise yerçekimidir. Yer çekimine maruz kalan dokularımız ister istemez aşağıya doğru inmeye başlar. Yaş ne kadar artarsa yer çekimine o kadar uzun süre maruz kalınır ki yaş burada ancak ikinci derecede etkili olarak devreye girer. İşte bu nedenle yaşa bağlı olarak bir takım değişiklikler göz kapaklarında ve yüzde görülür. Tabii çok genç yaşlarda da kapak şekil bozuklukları ve kapak problemleriyle karşılaşmak mümkündür. Doğumsal olarak kapak şekil bozuklukları olan çocuklar veya gençler vardır. Bunlar, esas olarak oküloplastik cerrahinin ilgilendiği konuların başında gelir.”

DÜŞÜK GÖZ KAPAĞININ ZARARLARI

. Göz kapağı düşüklüğü, kişinin görmesini olumsuz etkileyebilir mi? Düşük bir göz kapağı görme alanına da zarar verir mi?
“Estetik tabii ki çok önemlidir ama işin tıbbi boyutuna bakıldığında göz kapağı sorunları kozmetik olarak mı algılanmalı yoksa bunun bir fonksiyonel boyutu var mı sorusu cevaplanmalıdır. Görme muayenesi sadece hastaya karşıdaki harfleri okutmak değildir. Sosyal hayatta fonksiyonel görme dediğimiz bir durum söz konusudur. Görme alanı, derinlik hissi ve 3 boyutlu görme önemli konulardır. Araba ya da bilgisayar kullanırken, kitap okurken bir derinlik hissine yani 3 boyutlu görmeye, kontrast duyarlılığına ihtiyaç vardır. Ameliyat öncesi bir takım testler yapar, ameliyat sonrasında da bunları tekrar ederiz. Üst kapakta yaptığımız müdahaleler, eğer doğru hastaya doğru cerrahi ile uygulanmışsa ameliyat öncesinde ve sonrasındaki bu parametrelerde artış görülür. Hasta fonksiyonel olarak çok daha rahat etmeye başlar ve çok daha mutlu olur. Örneğin, kapak estetiği yaptığım bir hastam, ameliyattan 10 gün sonra bana, ‘Araba kullanırken bulutları görmeye başladım, gökyüzünün mavi olduğunu hiç görmüyordum’ dedi. Çünkü göz kapağı gözü bir tente gibi örtüyordu.

Düşük göz kapağı mekanik olarak ışığın girişini zorlaştırır. Ayrıca yer çekimine karşı açık durmaya çalıştığı için üzerindeki fazlalıklar kapakta yorgunluğa neden olur. Ameliyat sonrası hastalar daha rahat okuduklarını, sinemada daha rahat ettiklerini, televizyonu daha rahat seyrettiklerini söylemektedirler. Üst göz kapağında, doğru hastaya yapılan doğru müdahale, yalnızca kozmetik değildir. Aynı zamanda fonksiyonel olarak hastayı rahat ve mutlu ettirir.”

. Göz estetiği dediğimizde, estetik uygulamalardan hangilerini yapıyorsunuz?
“Göz kapakları ve göz estetiği oldukça geniş bir alandır. Oküloplastik cerrahi genel olarak gözün etrafındaki dokularla, yani kapaklarla, kirpiklerle ve kaşlarla ilgilenen cerrahi branştır. Bunlar doğumsal veya sonradan olan şekil bozuklukları olabilir. Travmalar ve kanser yüzünden göz kapağında problem yaşayan hastalar da buna dahildir. Tabii estetik olarak kaygıları olan ve göz kapaklarının şeklinden memnun olmayan hastalar da oküloplastik cerrahinin alanı içerisine girer. Biz mümkün olduğunca doğru hasta seçmeye ve hastanın neye ihtiyacı olduğunu belirlemeye çalışırız.”

‘‘ÜST GÖZ KAPAĞI AMELİYATI LOKAL ANESTEZİ İLE YAPILIYOR”

. Üst göz kapağı estetiği yapacağınız bir hastanın ameliyat sürecinden bahsedebilir misiniz?
“Bunlar, hasta açısından konforlu ameliyatlardır. Çünkü hastaların yüzde 90’ında lokal anesteziyle çalışılır. İki kapağın da birbirine mümkün olduğunca uyumlu olması için genelde estetik ameliyatları çift taraflı yapılır. Hasta uyumadığından bizimle işbirliği yapabilir ve bu da sağlıklı bir durum yaratır.

Lokal anestezi, kapağın üzerindeki kapak kıvrımı dediğimiz bir çizgiden girilerek verilir. Alt kapak için de kirpik dipleri ya da bazen göz kapağının içerisinden girilir. Hasta genellikle aynı gün taburcu edilir. Ameliyat süresi çok uzun sürmez ama zamana karşı da yarışılmaz. Çünkü hem kozmetik hem de fonksiyonel bir şey yapmak istiyoruz.

Üst kapakta da alt kapakta da girişim estetik dikişlerle kapatılır. İlk bir kaç gün hafif bir şişlik, morluk görülebilir. Bu bazı hastalarda biraz daha belirgin de olabilir. Bu konuda ‘Asla şişmez, morarmaz’ deme şansımız yoktur. Ama zaman içerisinde bu şişlik veya morluk azalır. Bir hafta on gün içerisinde baktığımızda, her şey yolundaysa, estetik dikişleri alınır.”

GÖZDEKİ SULANMANIN SEBEBİ GÖZ KAPAĞI OLABİLİR

. Alt göz kapağında ne tür problemler olabiliyor? İnsanlar, hangi nedenle göz estetiği olmak için hekimlere başvuruyorlar?
“Alt göz kapağı da üst göz kapağı gibi hareketli olmasa da, yer çekimine maruz kalır. Dolayısıyla, zaman içerisinde ve genetiğin de etkisiyle kapaklarda torbalanmalar, aşağı doğru sarkmalar ve içerideki yağ dokusunda, yumuşak dokularda dışarıya doğru fıtıklaşmalar görülebilir. Bunların hastayı mutsuz ettiği, estetik açıdan kaygı oluşturmaya başladığı noktada, müdahalelerde bulunuruz.

Aynı şekilde alt göz kapağında kapak şekil bozuklukları olabilir. İlerleyen yaşlarda kapağın içeriye doğru dönmesi ve aşağı doğru sarkması ile bu sefer hasta ‘Gözüm sulanıyor’ diye gelir. Çünkü göz kapakları aynı zamanda bir pompadır; göz yaşını içeriye doğru pompalarlar. Her göz kırptığımızda kullandığımız ve fazla olan, artık atılması gereken göz yaşı içeriye doğru pompalanır. Ancak gevşemiş, iyi kapanamayan alt göz kapakları o pompa fonksiyonunu çok iyi yapamaz. Gözler sulanmaya başlar. Gözdeki sulanmanın göz kapağıyla ilintili olduğunu tespit etmek biraz zaman alabilir. İlaç tedavisine cevap verilmeyen, devamlı üretilen ama temizlenemeyen bir durum söz konusu olur. Bunlar fonksiyonel problemleri olan hastalardır. Ama estetik olarak da poşetlenmeler, torbalanmalar, o dokuların dışarıya doğru fıtıklaştığı durumlarda, hastanın durumuna göre bir takım operasyonlar planlanabilir.”

“DİKİŞ İZLERİ SAKLANABİLİR”

. Dikiş izi kalıyor mu? Dikiş izinin kalmasına müsait hassas ciltlerde de iz kalır mı?
“Kesi yapılan her yerde iz kalabilir. Hiçbir zaman ‘Burada asla iz kalmaz’ deme şansımız yok. Ama izler saklanabilir. Üst göz kapağındaki kapak kıvrımı anatomik bir lokasyondur. Bu kıvrımdan girilir ve estetik dikişlerle kapatılır. Dikişleri aldığımızda da orda yine tatlı bir çizgi olarak kalır. Ama bu belirli bir zaman alır. Yara iyileşmesi 6 aydır.

Alt kapakta da, eğer sadece fıtıklaşma varsa, cilt iyi ve çok aşağıya sarkmamışsa o zaman kapağın içerisinden girilip, o fıtıklaşan dokular alınır. Dolayısıyla, dışarıdan bir kesi yapılmadığı için orada dikiş kullanılmaz ve iz de olmaz. Dışarıdan yapmak zorunda kaldığımız durumda ise yine estetik dikişlerle kapatırız ve aynı süre içerisinde iyileşir.”

ALT GÖZ KAPAĞINA MÜDAHALE NASIL YAPILIYOR?

. Alt göz kapağında, müdahaleyi içten yapmıyorsanız nereden kesiyorsunuz?
“Genellikle kirpik dibinden ufak bir kesik açıp içeriye gireriz. Ama kapak boyunca yaparız. Bazı hastaların keloit dediğimiz yara dokusunu aşırı şekilde oluşturmaya bir yatkınlığı vardır. Sezaryen olan hastada da kapattıktan sonra kötü iyileşir, mutfakta domates keserken elini keserse de kötü iyileşir. Böyle olan hastalarda hafif bir iz kalabilir ama onlara da yapacak bir takım işlemler var. Genelde sonuçlar iyi ve tatmin edicidir.”

. Kaş kaldırma sizlerin yapabildiği bir operasyon mudur?
“Kaşlar gözlerle alakalıdır. Dolayısıyla göz kapağıyla, kirpiklerle ve kaşlarla ilgili her şey yapılabilir. Kimin gerçekten kaş kaldırmaya ihtiyacı olduğu çok iyi ayırt edilmelidir. Bazen hastalar ‘Kapaklarım düşük’ veya ‘Göz kapaklarımda fazlalık var’ derler. Ama sadece kaşı düşüktür aslında. Bu yüzden bunu çok iyi ayırt edip, kaşı yukarı almak gerekir. Onun için farklı cerrahi yöntemler vardır ve bunları hastalarla konuşmak gerekir. Birçoğu, lokal anestezi altında yapılan yöntemlerdir.”

‘‘BİLGİSAYAR ORTAMINDA KAPAK SİMÜLASYONU ÇOK ZOR’’

. Bilgisayar ortamında hastaya nasıl bir göz kapağına sahip olabileceğini göstermek mümkün müdür?
“Genellikle hastaya öncesi ve sonrası anlatılarak, iyi kötü nasıl bir görüntüye sahip olabileceği hakkında bilgi verilir. Ama bilgisayar ortamında, özellikle kapak simülasyonu çok zordur. Göz kapaklarında aşırıya kaçmak en büyük kabuslardan bir tanesidir. Kapağın fonksiyonlarını kaybetmemesi gerekir. Örneğin kapanmazsa, açılmazsa veya içeriye, dışarıya doğru dönerse, hasta bu sefer kendini bir kabusun içerisinde bulur. O kapağa ne yaparsak yapalım, kesinlikle fonksiyonunu devam ettirecek şekilde hareket etmemiz gerekir.”

. Doğru yapılmış bir göz estetiğini düşündüğümüzde, kişiye kaç yaş bir gençlik kazandırır?
“Genelleme yapmak pek mümkün değildir; ‘Güzel bir kapak estetiği size 10 yaş gençleştirir’ deme şansımız yok. Kişiden kişiye değişir ama göz estetiği kesinlikle bir ferahlık verir. Bence gençlikten daha önemlisi, hastanın görme fonksiyonunun daha iyi hale gelmesidir.”

KAPAK DÜŞÜKLÜĞÜNÜN TEDAVİSİ

. Pitozis yani kapak düşüklüğü nedir, neden olur ve tedavisinde ne yapılır?
“Kapak düşüklüğü, kapak şekil bozukluklarından bir tanesidir. Doğumsal olanları çok fazla görülür ve bu hastaların büyük bir kısmı bazen çok geç gelebilir. Örneğin 20, 25 veya 30 yaşında olup; ‘Benim göz kapağım düşük. Ama çocukluğumdan beri böyleydi. İlkokul fotoğrafımdan beri böyle çıkıyorum. Bir tanesi daha aşağıda duruyor’ diyen hastalar çoktur. Halbuki bu, özellikle çocuklarda görülen ve acil müdahale edilmesi gereken bir durumdur. Çünkü kapak seviyeden kaybediyor aşağı doğru düşüyorsa, o göze giren ışığı engelleyebilir. Bu görme alanında bir daralma yapar. Ama bazen tamamen engeller. Dolayısıyla özellikle yeni doğan bebeklerden itibaren kapaklardan biri daha düşükse ve gözü örtüyorsa, o gözün ışık almasını sağlayacak şekilde o kapağı kaldırıp açmak gerekir. Zaten çocuk da çenesini ve kaşlarını kaldırarak görebilmek için uğraşır. Ailesi bunu anlayıp bir şekilde getirir. Çok belirgin olmayan ama iyi kötü bir fark olanlar biraz daha geçe kalabiliyorlar. Bu erken dönemde veya geç dönemde, bazen ilerleyen yaşlarda, kontak lens kullanan hastalarda göz kapağını kaldıran kas yerinden ayrılmaya başlar. Ya da güçsüzleşir ve kapak aşağı doğru düşer. Aynı zamanda yerçekimi devam ettiği için artık gittikçe daha çok düşecektir. Bu da gözün görme oranını kapattığı ve fonksiyonel görmeyi bozduğu için benzer bir operasyonla kapağın üzerinden veya içerisinden girilerek göz kapağı yukarıya alınır. Ama çok iyi planlanması ve çok düzgün çalışılması gereken bir operasyondur.”

BOTOKS VE RADYOFREKANS YÖNTEMLERİ

. Estetik amaçlı yaptığınız göz ve göz çevresinde kapak düşüklüğüne karşı yaptığınız ameliyatlarda, zaman zaman botoks da kullanıyor musunuz? Ameliyat sonrasında hastaların daha genç bir görünüme kavuşması için kullandığınız başka yöntemler de var mı?
“Hepsini bir arada düşünmek gerekir. Göz kapak fazlalığı var, içeriden dokular dışarıya doğru fıtıklaşmış veya kapak seviyesinden kaybetmişse ve hastanın görmesinde bir problem varsa bunu operasyonla tamir edebilirsiniz. Mekanik bir durum düzeltilir ama bunu düzelttikten sonra diyelim ki kaşlar bir parça aşağıda ve ameliyatlık pozisyonda değilse onu botoksla birazcık yukarıya kaldırabiliriz. Ya da hasta kapak ameliyatı olmuş ama kaş arasında ve alnında çizgiler oluşmaya başlamışsa, ‘Her şey çok güzel ama kaz ayaklarım var’ diyorsa botoks, radyofrekans ve birtakım yöntemleri devreye sokabiliriz.”

OKÜLOPLASTİK CERRAHİNİN ALANLARI

. Oküloplastik cerrahide kapak ameliyatlarının dışında neler yapıyorsunuz?
“Göz kapakları, kapak şekil bozuklukları, bunların travmaları, rekonstrüksiyonu bizim olanaklarımız içerisindedir. Bununla birlikte bir o kadar önemli olan tiroide bağlı gözlerde ve kapaklarda oluşan değişiklikler de yaptığımız müdahalelerdir. Bu gruptaki hastalarda gözler biraz daha dışarı doğru çıkmaya, kapaklar açılmaya, göz kurumaya başlar ve göz içi basıncı artar. Dolayısıyla kronik takip ettiğimiz hastalardan ve yeri geldiğinde müdahale ettiğimiz hasta gruplarından bir tanesi budur. Aynı zamanda gözde ve etrafındaki dokularda bir takım travma sonrası oluşan kırıklar ya da çıkıklar ya da göz kapaklarındaki şekil bozukluklarıyla da uğraşıyoruz. Gözyaşı kanalları, gözyaşı kanal tıkanıklıkları ve bununla birlikte kuru göz, gözyaşı salgısının düzenli olması da oküloplastik cerrahi alanı içerisine girer.”


İçeriği Paylaşın